Dokuz eylüL ÜNİversitesi sosyal biLİmler enstiTÜSÜ


Süreç Öncelikli Yönetim – Sonuç Öncelikli Yönetim



Yüklə 1,25 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə58/95
tarix31.12.2021
ölçüsü1,25 Mb.
#112499
1   ...   54   55   56   57   58   59   60   61   ...   95
süreç yönetimi (1)

2.2.9. Süreç Öncelikli Yönetim – Sonuç Öncelikli Yönetim   
 
     Kaizen, sürece öncelik tanıyan bir yönetim tarzını esas alır, çünkü sonuçların daha 
iyi olabilmesi için önce süreçlerin iyileştirilmesi gerekir. Kaizen, insana öncelik verir 
ve kişilerin çabalarına yöneliktir. Bu anlayış batılı yöneticilerin sonuca öncelik veren 
düşünce tarzıyla tamamen çelişmektedir. Bridgestone lastik fabrikasının turnuva 
düzenlemelerinden sorumlu müdürü Mayumi Otsubo’ya göre Japon toplumu sürece 
öncelik verirken, ABD sonuca öncelik tanıyan bir toplumdur. Örneğin, çalışanların 
performansını değerlendirirken Japon yönetimi davranış faktörleri üzerinde durma 
eğilimindedir. Satış müdürünün bir satış temsilcisinin performansını 
değerlendirmesinde, satış temsilcisinin yeni müşterilere ayırdığı zaman, dışarıda 
müşteri görüşmelerine ayırdığı zamana karşılık ofis işlerine ayırdığı zaman, 
tamamlanmış işlerin yüzdesi gibi sürece dönük kriterlere yer verilir. Satış müdürü bu 
kriterleri dikkate aldığını göstererek, satış temsilcisini daha iyi sonuçlar sağlamak 
üzere teşvik edeceğini düşünür. Başka bir deyişle sürece, herkesin ulaşmak istediği 
sonuç – yani satış – kadar önem verilmektedir.  
 
     Sumo Japonların ulusal sporudur. Her sumo turnuvasında şampiyonluk ödülünün 
yanı sıra üç ödül daha vardır. Performans ödülü, yetenek ödülü, mücadele ruhu 
ödülü. Mücadele ruhu ödülü, 15 günlük turnuva boyunca en gayretli şekilde dövüşen 
güreşçiye verilir. Bu ödüllerin hiçbiri sadece sonuca, yani güreşçinin kazandığı devre 
sayısına göre verilmez. Bu, Japonların sürece öncelik veren düşünce tarzına güzel bir 
örnektir.  
 
 
 
47 İmai, a.g.e., s.17. 
 
49


  
     Ancak yine de sumoda sonucun önemli olmadığı düşünülmemelidir. Gerçekte her 
güreşçinin aylık geliri başarılarıyla orantılıdır. Sonuç olarak, sumo örneğinde olduğu 
gibi, kazanmak ne her şeydir, ne de tek şeydir. Japonların tapınakları ve mabetleri 
genellikle dağlarda inşa edilmiştir; en kutsal yer çoğu zaman en yüksekteki mabettir. 
Bu mabette ibadet etmek isteyen kişi sık ormanlardan yürümeli, dik kayalara 
tırmanmalı ve birçok geçitten geçmelidir. Örneğin, Kyoto yakınlarındaki Fushimi 
Inari mabedine giden yol boyunca 15.000 geçit vardır. Mabede ulaşıldığında, ibadete 
gelen kişi mabedin kutsal atmosferine çoktan girmiştir ve ruhu saflığa kavuşmuştur. 
Mabede ulaşmak en az ibadet kadar önemlidir.  
 
     ABD’de  genel  olarak  kişinin ne kadar çok çalıştığı önemli değildir; sonuca 
ulaşmamak kişiyle ilgili değerlendirmeyi olumsuz yönde etkileyecek, daha düşük 
gelire ve statüye yol açacaktır. Bireyin katılımı ancak kalıcı sonuçlara ulaşıldığında 
dikkate alınacaktır. Sonuca öncelik veren toplumlarda sadece sonuçlara bakılır. 
Bridgestone’den Otsubo, Japon endüstrisinin dünya pazarında bugünkü rekabet 
gücüne erişmesinin sürece öncelik tanıyan düşünce tarzıyla mümkün olduğu ve 
bunun kaizen kavramıyla özetlenebileceği görüşündedir. Yönetimin yaklaşımı, 
organizasyonda değişimin nasıl sağlandığı konusunda da temel bir farklılık 
yaratmaktadır. Üst yönetim sürece gereğinden fazla öncelik verdiğinde, karşı karşıya 
olduğu riskler vardır. Uzun süreli stratejiden yoksun kalınabilir, yeni fikir ve buluşlar 
gözden kaçırılabilir, kişiler sürekli kontrol altında bulunulabilir ve ayrıntılara 
bakmaktan bütünü görememe tehlikesi belirebilir.  
 
     Öte yandan sonuca öncelik veren yönetici, hedefleri belirlerken daha esnektir ve 
stratejik hedefler saptayabilir. Ama stratejinin uygulanmasında kaynakların harekete 
geçirilmesini ve gerektiğinde yeniden düzenlenmesini önemseyebilir. Otsubo, 
bireylerin performansının değerlendirilmesinde kullanılan sonuç öncelikli kriterlerin 
“yığınsal üretim” toplumlarının mirası olduğunu; sanayi ötesi, yüksek teknolojili, 
teması yoğun toplumlarda ise artık süreç öncelikli kriterlerin öne çıktığını 
söylemektedir.  
 
     Bu  iki  düşünce tarzı arasındaki fark Şekil 11’de  daha iyi anlaşılabilir. 
Yöneticilerin rolüne bakıldığında, destekleyici ve teşvik edici rolün süreçlerin 
 
50


  
iyileştirilmesine yöneldiği, kontrol edici rolün ise sonuca yöneldiği görülür. Kaizen 
kavramı yönetimin, kişilerin süreçlerin iyileştirme çabalarını destekleyici ve teşvik 
edici rolünü vurgular. Yönetim, bir yandan süreç öncelikli kriterler geliştirmek 
durumundadır; diğer yandan kontrole dayalı rolü ile de sadece performansa ya da 
sonuç öncelikli kritere bakar. Kısaca, süreç öncelikli kriterleri “P kriterleri” ve sonuç 
öncelikli kriterleri “S kriterleri” olarak adlandırılır. P kriterleri uzun vadelidir; 
kişilerin çabalarına yöneliktir ve çoğu kez davranış değişiklikleri gerektirir. Diğer 
yandan S kriterleri daha doğrudan ve kısa vadelidir. P kriterleri ve S kriterleri 
arasındaki farklılık Japon yönetiminin Kalite Kontrol Çemberi faaliyetlerine 
yaklaşımı ile daha iyi anlaşılabilir.  
 
                        Süreç                                                         Sonuç 
 
 
 
 
                                                               
D

B

D

Yüklə 1,25 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   54   55   56   57   58   59   60   61   ...   95




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin