|
|
səhifə | 267/411 | tarix | 01.01.2022 | ölçüsü | 8,05 Mb. | | #105928 |
| begmaz/ bekmaz/ bekmez: 1.Sıkıntı, gam, keder. 2.Ziyafet.
beş: Beş rakamı. Tavla oyununda kullanılır. “Şeş u beş/ Altı ve beş”
beylek: Padişah fermanı, ev ve bağ-bahçe tapusu.
beyüg/ veyüq/ peyüg/ beyük: Gelin.
bezek: Süs.
bibi: 1.Hanım, ev hanımı. 2.Anneanne, büyükanne, babaanne. 3.Hala.
bigmaz/ pigmez: 1.Şarap, kadeh. 2.Piyâle, şarap piyalesi. Bâde-guSari
bildirçin: Bıldırcın.
bilga/ bilge/ bilici: Düşünür, müdrik, anlayan.
bitikçi/ bitekçî: (bitik: mektup)1.Maliye memuru. (İlhanlılar dönemi) 2.Huzurda mektupçu, yazıcı.
bohu/ bahovu: Bukağı.
bohulug/ buhovlug: Bukağılamak için atın ayağına takılan halka, bukağı halkası.
bohurtikan: Ahududu.
boğça: Bohça.
boğma: Boğmaca hastalığı.
boran: Boran.
bostan/ bustan: kavun, karpuz, domates, salatalık gibi sebzelerin yetiştirildiği bahçe.
bostançı: Sebze ve meyve üretimiyle uğraşan kişi.
boşqab: Porselen, cam veya madeni yemek kabı.
bozbaş: Bozbaş, piti yemeği. Farslar bu yemeğe “Abguşt” demektedir.
böyük: Önemli kişi, büyük.
budağ: 1.Budak. 2.Bir mantar türü. Gül-dunbe
bug: Avcılıkta haberleşmede kullanılan boru, borazan, düdük.
buğra: 1.Erişte, erişte yemeği. 2.Güçlü erkek, er kişi.
buğaz/ boğaz: Vadi, boğaz. “İstanbul boğazı” gibi. Arapça’ya da geçmiştir.
Dostları ilə paylaş: |
|
|