Dr. Recep Albayrak Türklerin İranı



Yüklə 9,25 Mb.
səhifə103/430
tarix07.01.2022
ölçüsü9,25 Mb.
#82928
1   ...   99   100   101   102   103   104   105   106   ...   430
(Seyyid Ali Mirniya, Serdaranî ez-Îlât ve Tavâif-i Deregez der-Hıdmet-i Mîhen, s.181)

22.Huzistan Bölge Valiliği

استان خوزستان

Merkezi: Ahvaz اهواز
İran Arabistanı (Arabistan-ı İran) veya Huzistan Türkleri
Huzistan Bölge Valiliği toprakları İran’ın güneybatısında, Basra Körfezi’nin (Kenger Körfezi/ Halİc-i Fars) kuzeyinde konuşludur. Batıdan Irak’a komşudur. Bölgenin yerlisi olan Araplar ile Arap aşiretleri Arapça, Bahtiyariler Lor-Bahtiyarice, Dizful lehçesi ve Türkçe konuşurlar. Halkın büyük bölümü Farsça da bilir. İran Arabistanı Türklerini şöyle tasnif edebiliriz:

1.Türkler: Büyük bölümü “Yarım-Taglu”lardır. Yarım-Taglular; -Yarım-Taglu, -Söhrabi, -Lişinli, -Camadlı, -Niyazi ve -Remziyar tayfalarından ibarettir.

2.Kaşkayı Türkleri: Huzistan’ın, Kûhgiluye ve Buyer-Ahmed Bölge Valiliği sınırındaki Ram-Hürmüz ve Behbehan ilçe/ bölgesinde meskûndur. Göçeri/ devlet-gez hayata devam etmektedirler.

3.Lirki/ Lérki Türkleri: Türkçe ve Türkçe-Farsça karışımı bir dil kullanırlar. (http://arabistan-tr.blogspot.com, 23 Temmuz 2005)

Ahvaz
Huzistan Bölge Valiliği’nin merkezi olan Ahvaz kentinde, Azerbaycan Türkleri’nin Ahvaz Azerbaycanlıları Hüccetiyye Mescidi (Mescid-i Hüccetiyye AzerbayCanihâ-yı Ahvaz) isimli bir camileri vardır. Bu cami, Ahvaz’ın Leşkerabad meydanındadır. Ahvaz’ın yerli Türkleri, kentin Keyan mıntıkasında, ayrıca kuzeybatısındaki Şuş kenti civarında oturmaktadır. Danyal peygamberin kabri, Ahvaz’a bağlı Şuş ilçesindedir. (http://arabistan-tr.blogspot.com, 13 Şubat 2008)
Heftgel Lirki Türkleri
Heftgel/ Heftgél هفتگل nahiyesi, Ahvaz’ın doğusundaki Ramhürmüz ilçesine bağlıdır. Rakımı yaklaşık 275 m’dir. Bu bölgede daha önce hiç ev yoktu, sadece buğday yetişirdi.

Bir zamanlar Bahtiyari hanları, “halise” adı altında bu bölgenin topraklarını satın aldılar ve arazilerini genişlettiler. O dönemde Fars’ta yaşayan Kaşkayı Türklerinden; -Safi-Hani, -Çahardeh-Çerik, -Venda, -Emirlu, -Loki, -Aslanlu, -Şekerlu ve -Çehrazi tireleri topraklarından ayrılarak bu bölgeye göç ettiler ve Bahtiyari iline bağlandılar. Bahtiyarilerden yerleşmek üzere kendilerine arazi tahsis edilmesini istediler. Bahtiyari hanları, bu teklifi kabul edip, Gezin arazisini paylaştırıp, mülkiyetini Kaşkayı Türkleri’ne verdiler. Gezin, Heftgel’in kuzeybatısına düşer. Heftgel nahiyesi, Ramhürmüz ilçesine bağlıdır. Bu bölgede halen iki Türk köyü bulunmaktadır. (http://arabistan-tr.blogspot.com, 23 Temmuz 2005, 17 Aralık 2005) Bkz. →Lirki İli


Huzistan Afşarları
Afşar ili, Huzistan’da uzun süredir ikamet etmektedir. Safevi saltanatı döneminde onların adı Huzistan adı ile birlikte geçmekteydi. O dönemde Afşar ili daha çok Huzistan’ın Ramhürmüz, Çaharmahal-u Bahtiyari’nin Durak (Şadgân) ve Huzistan’ın Şuşter bölge ve şehirlerinde güçlü durumdaydılar. Daha sonra Huzistan’da oturdukları yerlerden çıktılar. Bugün sadece Şuşter kenti çevresinde Gündüzlü Afşarları oturmaktadır. (Mecelle-i Âyende, yıl:1, sayı:4, s.241)

Afşarlar, İran’ın büyük illerinden biridir. Çeşitli aşiret ve cemaatlere ayrılmaktadır. I. Şah İsmail Safevi (H/K 905-930/ M.1500-1624) döneminde, İran’ın muhtelif eyalet ve vilayetlerinde, bu cümleden olmak üzere Azerbaycan, Kirman, Horasan, Sistan, Zencan, Hemedan, Huzistan ve diğer yerlerde perakende olarak yaşamaktaydılar. (Serdaranî ez-Îlât ve Tavâyif-i Deregez, 1.cilt,s.10)

Afşarlar, İran’ın yerli halklarından değildir. Türkistan’dan bu topraklara göçmüşlerdir. İran’a ne zaman ve hangi tarihte geldikleri hakkında kayıtlar mevcuttur. Avrupalı araştırmacılardan biri Hicri X/ XVI. yüzyılda bu hususu kaydetmiştir. Mirza Mehdi Han Esterabadi, Tarih-i Cihanguşa-yı Nadiri’de şöyle yazmaktadır: “Afşarlar, Türkmenlerin soyundandır. Bu ilin kadim yurdu Türkistan’dır. Moğolların Türkistan’ı istilası sırasında yurtlarından ayrılarak Azerbaycan’a gelmişler, burayı vatanları haline getirmişlerdir”. Tarihi belge ve araştırmalara göre, Afşar aşiretleri Hicri VI/ XII. yüzyılın başlarında Huzistan’a göç ettiler. Bu esnada onlardan Şumla isimli bir şahsiyet güç kazanarak, kırk yıl süreyle Huzistan yönetimini elinde tuttu ve çocuklarıyla beraber yönetti.

Abdullah bin Fazlullah Şirazi, “Tarih-i Vassâf” adlı eserinin ikinci bölümünde şöyle demektedir: “Selçuklu saltanatının sona ermesinden sonra, Türkmen toplulukları dalgalı deniz halini alıp kabardı. Yakub ibn-i Arslan El-Afşari, kalabalık il/ ulusu ile birlikte Huzistan’a geldi. Sungur bin Mevdud El-Salğuri’nin de Kûhgiluye topraklarında… çadırları yükselmeye başladı”. Burada söz konusu olan El-Afşari’den kasıt, Afşar ve Afşar aşiretleridir. VI/ XII. yüzyılın başlarında Huzistan’a geldiler.

Huzistan, o tarihlerde Selçuklu emirleri ve şehzadelerinin hükmü altında ve nüfuzundaydı. Bir süre Bağdat halifesinin tasarrufuna geçti. bilahare Harezmşahlar, Moğollar, Loristan Atabekleri, Şah İshak Éncu/ Încu, Fars Muzafferileri, Emir Timur Gürgâni (Sahib-Kırân/ Timurleng) ve Âli Muşaşa’a gibi hanedanlardan birinden diğerinin hükümranlığına geçti.

Huzistan tarihinde bahsi geçen hanedanların adı unutulup gitti. Ancak Afşarların adı Huzistan adı ile birlikte hep yaşadı. Hicri X/ XVI. yüzyılın başında hükümdarlık Safevi hanedanının eline geçti. Bundan sonra Afşarların adı Huzistan’da geçen olaylarla birlikte anılmaya başladı. (Mecelle-i Âyende, yıl:1, sayı:4, s.241-243)

Huzistan’daki Afşar Serdarı Şumla’nın asıl adı, “Camiiüt-Tevârih”te “Kaştogan”, Tarih-i İbn-i Esir’de “Aydoğdu”, “İmad-ı Isfahani” kitabında “Kaştogan” olarak geçmektedir. Sadece bir kaynakta “Aydoğdu” olarak kayıtlıdır. Türkiye’de bazı kayıtlarda “Küş Togan” olarak geçmektedir.

Şerefname’nin müellifi İdris-i Bitlisi, adından (kimin adından o şekilde bahsetmektedir, İdrisi Bitlisi’nin mi, yoksa başka birinin mi, bu konuya açıklık getirin) “Hüsameddin Şuhlu” olarak bahsetmektedir. Vilayet-i Küçük Lor (Lor-u Çûçek) Vilayeti’nden bahsederken şöyle yazmaktadır: “Hüsameddin Şuhlu, bu diyarın hâkimi olan Selçuklulara bağlı Afşar Türklerindendir…”. (ŞerefName, Tarih-i Mufassal-i Kürdistan, s.58; İrec Afşar, Îlhâ, Çâdurnişînan…, 1.cilt, s.438)

Sultan Mahmut bin Mahmut, 547/ 1152 yılında Hemedan’da padişahlıktan azledilerek zindana atıldı. Zindanda uzun süre kalmadı. Güney İran’a kaçtı. Bu sırada Afşar Serdarı Şumla da Hemedan’dan kaçarak, Huzistan’a gitti. Burada Sultan Melikşah’a yardım ederek, tahtına kavuşmasını sağladı. Ve her zaman yanında oldu.

İbn-i Esir’in yazdığına göre, Şumla Huzistan’ı ele geçirdi, Sultan Melikşah’ı destekledi. Bağdat halifesi üzerlerine asker sevketti ve yenildi. Vaziyet keşmekeş bir hal alsa da, bütün çatışmalarda başarı elde ederek, Melikşah’ın padişahlığının iadesini sağladı. Şumla, her zaman Melikşah’ın destekçisi oldu. Melikşah, H/K. 555 veya 556/1160-1161 yılında Isfahan’da vefat etti. Şumla, Melikşah’ın çocuk olan yaştaki oğlunu Huzistan’a götürerek, onun adına hükümet etti. 20-22 yıl süreyle Huzistan ve Loristan’da hükümranlık kurdu. Defalarca Bağdat halifesinin güçleri ve Atabek İldeniz’in sipahileri ile savaştı. Her zaman komşu Vilayetlerden Vasıt, Basra ve Nihavend’e akınlar düzenledi. Atabek Zengi ile savaşarak, onu Şiraz’dan çıkardı. Atabek de onun üzerine asker sevketti. Şumla da Huzistan’a geri dönmek durumunda kaldı. (Mecelle-i Âyende, yıl:2, sayı:8, s.597-600)

Şumla, 570/1175 yılında Atabek İldeniz ile yaptığı savaşta yaralandı. Oğlu ve kardeşinin oğlu ile birlikte esir düştü. İki gün sonra da vefat etti. Şumla’nın vefatından sonra oğlu Huzistan’da yirmi yıl süreyle hükümet etti. H/K. 590/ 1194 yılında o da öldü. Ardından çocukları arasında çekişme ve düşmanlık baş gösterdi. Bağdat halifesi, bu zaafiyetten yararlanarak, Huzistan’a asker sevketti. Çocukları ele geçirirlip Bağdat’a gönderildi. Bu Arap tertibi sonucu Şumla Afşar hanedanı Huzistan’da sona erdi. (İrec Afşar Sistani, Nigahi be-Huzistan,, s.129; İrec Afşar, Îlhâ, ÇâurnişîNan…, 1.cilt, s.437-439)

Dizful Türkleri

Mukaddem, Begdili, Afşar…
Dizful kenti, Huzistan Bölge Valiliği merkezi olan Ahvaz’ın kuzeyindedir. Bu şehir, hem İslam öncesi, hem de İslam döneminde kavimler kapısı ve çeşitli halkların yerleştiği bir şehir olmuştur. Elamlılar, Huziler, Yunanlılar, Partlar, Parslar, Romalılar, Asuriler/ Süryaniler, Araplar; İslam döneminde Türkler, Moğollar ve Gürcüler bu topraklara gelmişlerdir. Dizful’da günümüzde; Afşar, Mukaddem, Merağalı ve Şamlu ve diğer Türk aileleri yaşamaktadır.
Mukaddem tayfası:

Safevi döneminde kullanılan adıyla “Otuziki Îl-i Vilayet-i Karabağ/ Karabağ Vilayeti Otuziki İli”, diğer adıyla “Otuziki Cevanşir/ Si-yu dû-gâne Cevanşir”dendirler. I. Şah Abbas onları Merağa’ya getirmiştir. Bunlardan bir grup, Safevi döneminin sonuna doğru Dizful ve Şuşter’e gelip yerleşti. Kacar hanedanı döneminde öne çıkmışlar ve önemli görevler üstlenmişlerdir. Bazı Mukaddem aileleri, görev sırasında verilen “Mustovfi” gibi unvanları bugün aile adı olarak kullanmaktadır. Bazıları, “İmad” ve “Mukaddem” adını taşımaktadır. Mukaddem مقدم adı; bayrılık ve kıdâm (Kıdâm kelimesini kıdem anlamında mı kullanmışsınız, değilse Türkçe anlamını yazın) anlamınındaki “kadem قدم ” kökünden, “Cüretkâr, girişken ve ilerleyen” manasını taşımaktadır. Aslında Karabağ/ Yarım-Taglu iline mensupturlar. Girişken ve cesur tavırlarından ötürü “Mukaddem” onlara alem olmuş ve aşiret adı haline gelmiştir. Bugün Merağa kentinin yanı sıra, Azerbaycanın çeşitli şehirlerinde perakende olarak yaşamaktadırlar. Mukaddemlerin esas yurdu Erzurum ile Pasinler arasıdır. Diğer Türk oymakları ile birlikte İran’a göçmüşler ve Merağa’ya yerleştirilmişlerdir. (Dr.M.Cevâd Meşkûr, NazaRi be-TaRih-i AzerbâyCan, s.243)


Begdili/ Beydili ili:

Oğuz Türkleri’nin bir koludur (Yıldız Han oğlu). Gazneli Sultan Mahmut zamanında İran’a gelmişler Azerbaycan, Ermeniyye ve Şam’a gitmişlerdir. Emir Timur zamanında Şam’a gidenler Azerbaycan’a geri dönmüştür. Safevi saltanatının başlangıcında Safevi müridi olmuşlar, Şamlu ve Begdili-Şamlu adını almışlardır. Bunlardan bir grup, sipahi olarak Dizful’a gelmiş ve burada yönetici ve ruhani sınıfa dâhil olmuştur.


Salihpur ailesi:

Bu aile, Kale Mahallesi’ne (Mahalle-i Kale) yerleşmiştir. Bunların soyundan Abbas-Kulu Beg, Nadir Şah zamanında Dizful ve Şuşter hâkimi/ yöneticisi oldu. Aile üyeleri, yakın zamana kadar isimlerinin sonunda “Beg” unvanı kullanagelmiştir. Geçmiş dönemde Mahalle-i Kale’nin yöneticiliği de bunların elindeydi.


Sahra Mahallesi Hanları:

Bu hanların aile adı “Hulagûi” ve “Çengizi/ Cengizi”dir. Hulagû Han ve Cengiz Han neslinden olduğunu kabul ederler.


Afşar:

Dizful’da bugün Afşar aileleri mevcut ve yaşamaktadır.


Gürcüler:

Kafkas halklarından olan Gürcüler, Safevi döneminde Ebine Han Gürci liderliğinde Dizful’a gelip yerleşmiştir. Bunlardan “Reşidyan” ailesi, bir dönem Haydar-Han mahallesi reisliğini yürütmüştür. (http://arabistan-tr.blogspot.com, 23 Temmuz 2005)


Ağacari/ Ağaç-eri İli

Behbahân
Ağaç-eriler, Kaşkay Türkleri’nden olan Lirki’ler ve Şuşter, Dizful arasındaki Afşarlardan olan Gündüzlü’ler, diğer Türk soylu ve Türk dilli tayfalarla birlikte İran Arabistanı Türkleri’ni oluştururlar. Ayrıca büyük şehirlerde oturan Azerbaycan Türkleri’ni de unutmamak gerekir.

Eğaç-eriler, Huzistan Bölge Valiliği’nin doğusunda yaşamaktadır. Behbehan’ın 78 km kuzeybatısındaki Ağacari kenti, ayrıca Abadan-Şiraz kara yolu üzerindeki Behbehan kentinin Ağacari nahiyesinde meskûndurlar. Behbehan’nın Ağacari nahiyesi, bu il/ ulusun kışlağıdır. Ahvaz’ın banliyolerindan banliyölerinden birinin adı da Ağacari’dir. Ağaç-eri’ler, 1820’li yıllarda Bahtiyari ilinin saldırısı nedeniyle Behbehan’ın hemen yanındaki Buyer-Ahmed ve diğer aşiretlere komşu olarak yerleşmiştir.

Anglo-İrani/ Anglo-Persian Oil Company, Ş. 1305/1926 yılında bu bölgede petrol sondajına başlayınca, iş nedeniyle Lor, Arap ve Türkler bu bölgeye gelmeye başladılar. Bugün bahse konu bölge petrol üretim merkezlerinden biridir. Ağacari kenti de aynı nedenle yoğun nüfus artışına sahne olmuştur. Petrol üretimi nedeniyle Ağaç-eriler Abadan, Bender- Maşur ve Ağacari’ye gelerek, buralara yerleşmiş ve çalışmaya başlamıştır. Azerbaycan Türkleri ile birlikte geniş bir Türk toplumu oluşturmuşlardır.

Minorsky, Behbehan civarındaki Ağaç-erileri, Safevi döneminde Fars Vilayetine göç eden Kızılbaş Şahseven Türkleri’nden olduğunu kabul etmektedir. Ağaç-eriler, 1913 yılına kadar aşiret yapılarını muhafaza etmiştir. O dönemdeki nüfusları 2 bin hanedir. 1950 yılında bin aile olarak tespit edilmiştir. Bu rakamlar, Ağaçerilerin büyük kısmının yerleşik hayata geçtiklerinin göstergesidir. Bugün 500 hanelik bir Ağaçeri grubu Behbehan’ın kuzeybatısındaki Zeydun çevresinde yarı göçer/ devletgez haldedir. Tarım ve hayvancılıkla meşguldürler. Agayi adıyla anılmaktadırlar.

Ağacari/ Eğaç-eri ilinin aşiret ve cemaatları; -Afşar, -Begdili, -Tilku تيلكو , -Came-Bozorgi, -Coğatayi, -Şiri شعرى , -Karabaği ve -Geşttil گشتتيل ’dir. Reşideddin Fazlullah Hemedani, “Ağaçeri” adının çok eski olmadığını, Oğuzların ortaya çıkmasından sonra bu adı aldıklarını belirtmiş, Farsça karşılığını “Kavm-i Bişe/ Orman il- ulusu” olarak kaydetmiştir. Bazı tarihçi ve antropologlar, Eğaç-erileri kadim Türkler tasnifi içerisinde değerlendirmektedir. (http://arabistan-tr.blogspot.com, 07 Mayıs 2005, 05 Ekim 2008; Camiiüt-Tevârih, 1.cil,s.35) bkz.→Araplar




Yüklə 9,25 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   99   100   101   102   103   104   105   106   ...   430




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin