-Yahudiler (Sâmî)
M. Ö. 585 yılında Babil Kralı Nabukadnasr/ Buhtunnasr, Filistin’e saldırmış, çok sayıda Filistinli Yahudi/ Musevi’yi Babil’e göçe zorlamıştır. Bunlardan bir kısmı daha sonra İran’a gelmiştir. Bu dönemde İran Arabistanı ve Loristan’ın Şuş-Şuşter bölgelerinde çok sayıda Yahudi’nin yaşadığı bilinmektedir. Hoşayârşa’nın (Hoşayâr Şah) eşi Kraliçe Ester bu Yahudi toplumundandı. Yahudiler, özellikle Hehâmeneşî Şahı Kurûş döneminden itibaren 25 yüzyıldır İran’dadırlar. 66 yılında Romalı komutan Tito’nun Urşelim’i kuşatması ile yeni bir Yahudi grubu İran’a gelip yerleşmiştir. Behram Gor/ Gûr’un kardeşi NerSi’nin anası da Yahudi idi. Yahudiler, İranlılar tarafından horlandıkları ve zaman zaman şiddete maruz kaldıkları için ülkenin iç siyasi olaylarından uzak durmayı tercih etmiştir. II.Şah Abbas Safevi döneminde uygulanan baskılar sonucu 20 bin Yahudi ailesi Müslüman olmuştur.
Yahudiler, İran Meşrutiyet hareketi sırasında, bu monarşi karşıtı anti emperyalist harekete, kendi rahat ve güvenliklerini bozacağı endişesiyle karşı çıkmış, Tahran’da Meşrutiyet aleyhine gösteri düzenlemişlerdir. 1917-1921 yıllarında Kaşan, Isfahan, Şiraz ve Kirmanşah’ta Yahudi karşıtı çatışmalar cereyan etmiş, 5 bin civarında Yahudi ailesi evsiz kalmıştır. Bu hadise, İran Yahudileri’nin ender siyasi tavırlarından biri olarak tarihe geçmiştir.
Yahudiler, bütün İran’a dağılmışlarsa da, daha çok ticari merkezlere yerleşmişlerdir. Tahran, Merkezî ve Horasan (Kuzey, Rızavi ve Güney) bölge valilikleri, İran Yahudilerinin yoğun olarak yaşadıkları bölgelerdir. Büyük bölümü, İsrail devleti kurulduktan sonra bu ülkeye göç etmiştir. Halen İran’da 25 bin civarında Yahudi yaşamaktadır. 1976 yılında İran’daki Yahudi sayısı 62.300 kişi idi. Bunların ana dillerinin İbranice olduğuna dair bilgi bulunmamaktadır. Yahudiler, 1906-1907 Meşrutiyet hareketi, daha sonra İsrail devletinin kurulması ve Şah yönetiminin devrilmesinden sonra büyük gruplar halinde İran’ı terk etmiştir.
En az Sasani hanedanı döneminden beri Yahudilerin dili Farsça’daır. Farsça konuşan İran Yahudilerinin çoğu Isfahan, Tahran, Meşhed, Şiraz, Hemedan ve diğer büyük İran şehirlerinde yaşamaktadır. Bu kentlerde oturan Yahudiler, kendilerine has eski İran dillerinde, Horasan Racİcesi’ne yakın bir dilde konuşmaktadır. Tahran’dakilerin dili, unutulmakta olan Racİce’dir. Dinleri olan Museviliği korumakla birlikte, İbranİce’yi bilmezler. Fars şehirlerinde Farsça konuşurken Tahran, Hemedan pazarında, öte yandan Türkelerin oturduğu Azerbaycan ve Horasan (Muhammedabad, Lütfabad, Novhandan…) şehirlerinde Türkçe konuşurlar. İsrail devletinin kurulmasından sonra, Yahudiler arasında İbranİce’yi öğrenme eğilimi artmıştır. İsrail’de konuşulan İbranİce, geliştirilerek çağdaş İsrail’in resmî dili haline getirilmiştir. Yeni İbranice’de, Avrupa dillerinden alınma çok sayıda kelime bulunmaktadır. Eski İbranİce, Arapça ve Süryanice gibi Sâmî dil grubundandır. Süryani, Yahudi ve Araplar, köken olarak aynı ırkın evlâtlarıdır. Bu dillerden birini iyi bilen, ilgisi varsa kısa bir çalışma sonucu diğer iki dili kolaylıkla öğrenEbilir.
İran’da, Pan-İranizm’in oluşumunda ve hayata geçirilmesinde Yahudilerin önemli katkısı olmuştur. Batılı ülkelerin İran’daki güçlü yandaşları arasında Mirza İbrahim Han Kavamül-Mülk, Muhammed Ali Furûgî ve Bahai Amir Abbas Huveyda gibi Yahudi kökenli şahsiyetler yer almıştır. Bu şahsiyetler, aynı zamanda Pehlevi ailesinin varlığının temeli sayılır. Isfahanlı olan Muhammed Ali Furûgî’nin ataları Bağdat Yahudilerindendir. İran Masonlarının beyni olarak kabul edilmiştir. Pehlevi diktasının temel mimarlarından olan Furûgî, Türklere yönelik baskıların planlayıcılarından biridir. Furûgî, “Zekâül-Mülk” unvanınına sahipti. Mirza İbrahim Han Kavam/ Kavamül-Mülk’ün ailesi Şiraz dönmelerindendir. Bu şahsiyet, gizlice ve açıkça her zaman Batı’nın İran’daki çıkarlarını korumuştur.
İran Yahudileri, özellikle İsrail devleti kurulup, Pehlevi yönetimince tanınmasının ardından güç kazanmıştır. Irak devletinin baskısına maruz kalan Yahudilere, İran üzerinden İsrail’e göç etme imkânı tanınması gibi olumlu davranışlar da sergilenmiştir. Pehlevi döneminde, Yahudi Ajansı aracılığı ile İsrail’e göç etmek isteyen yoksul Yahudilere yardım edilmiştir.
Şöyle bir hikâye de anlatılır: İsrail devletinin kuruluşundan sonra Pehlevi yönetimi, görünüşte Arapları destelerken, İsrail’e gizli yardımda bulunmuştur. Dönemin-Türklüğünü kaybetmiş başbakanı Muhammed Sâid ساعد Merağî’nin (8 Ferverdin-2 Azer 1323/ 1945; 17 Azer-2 Ferverdin 1329/ 1950), Pehlevi rejimince, bu ülkenin tanınmasını sağlaması karşılığında İsrail devletinden, 400 bin Dolar rüşvet aldığı dedikodusu ayyuka çıkmıştır. Pehlevi döneminde, Mossad’ın İran’daki faliyetlerine izin verilmiştir. İran Yahudileri’nin İsrail’e göçünü kolaylaştırmak Mossad’ın bu ülkedeki görevleri arasında idi. İsrail devleti, İran Yahudilerinin varlıklı olmalarına rağmen, hızla Farslaşmalarından endişe duymuş ve Mossad’a, Yahudilerin İsrail ile olan ilişkilerini güçlendirmesi görevi vermiştir. Bu, özellikle Yahudi gençlere burs vererek, Amerika’ya gönderme yolu ile olmuştur. Mossad’ın İran’da yaptığı en önemli işlerden birisi, CIA ile müştreken Şah’ın polis örgütü Savak’ın hem kurulmasına, hem de mensuplarının eğitilmesindeki rolü olmuştur. Kürdistan Yahudileri’nin İsrail’e göç ettirilmesinde de Mossad önemli bir rol oynamıştır. Günümüzde İsrail’de önemli bir Kürdistanlı Yahudi cemaati oluşmuştur.
Pehlevi rejiminin son yıllarında Museviler ve Bahailer bankalar, devlet kurumları, ve İran ekonomisindeki para akışının kontrolünü hemen hemen tekellerine geçirecek kadar güç kazanmıştır.
Günümüzde Yahudiler, belli bir nüfus yoğunluğuna sahip oldukları kentlerde ilk ve orta dereceli özel okullara sahiptir. Bu okullarda İbranice ve Tevrat dersleri verilmektedir. Özel spor kulüpleri de bulunan Yahudilerin mecliste bir parlamenterleri vardır. Ayrıca Tahran’da yayınlanan birkaç gezete ve dergiye de sahiptirler.
Yahudilerinin büyük bölümü Musevi’dir. İçlerinde Bahai dinine mensup olanlar da vardır. İsrail, Bahailiği din olarak resmen kabul eden ilk devlettir. Havralarına “Kenîse” derler. Başta Tahran olmak üzere Yahudilerin yaşadığı büyük şehirlerde çok sayıda havra/ kenîse vardır. Sadece Isfahan kentindeki kenîse yayısı 20’dir. (R.Blaga, s.352-357) Bkz.→Karapapaklar
Dostları ilə paylaş: |