Dr. Recep Albayrak Türklerin İranı



Yüklə 9,25 Mb.
səhifə67/430
tarix07.01.2022
ölçüsü9,25 Mb.
#82928
1   ...   63   64   65   66   67   68   69   70   ...   430
Köyün adı

İlçesi


Baba Qurqur

Baba Qurqur köyüne birkaç kilometre mesafede, Gaslan ve Dilberan köyleri yolu üzerinde bir yatır vardır. Bu yatırın adı “Dede Korkut”tur. Çevredeki halk bu yatıra, “Baba Qurqur” demektedir. Köyde “Dengiz” adlı şifalı su kaynağı da mevcuttur. Dede Korkut türbesi Gurve’ye 32 km mesafededir.



Gurve

Direklu

Gurve

Gızılcakend

Gurve

Malluca

Gurve

Nadir-Şah

Gurve

*


Türkçe-Kürtçe Konuşan İki Dilli Köyler


Köyün adı

İlçesi


Yuharı Ağkend/ Ağkend-ulya

Bicar

Ahmedabad-baş

Bicar

Elvendgulu

Bicar

İydelu

Bicar

Baba Reşani

Bicar

Tazeabad

Bicar

Cebrail

Bicar

Çubuklu

Bicar

Çeşme Küre

Bicar

Çalana

Bicar

Çöbi

Bicar

Çulca

Bicar

Çihl-Emiran

Bicar

Hasan-Tamir

Bicar

Hanbağı

Bicar

Horhore

Bicar

Hoşab

Bicar

Devletkend

Bicar

Şirişabad/ Şehrecik

Gurve

Doğanbaba

Gurve

Aliabad Ağçay/ Çeşme-i Sefid

Bicar

Gurve

İlçe merkezi

Gışlak Hasan Han

Bicar

Gışlakhane

Bicar

Gaslan

Gurve

Kamışlu

Bicar

Kuluce

Bicar

Kehriz

Bicar

Goca Künbed

Bicar

Magut

Bicar

Mehdihan

Gurve

Mehrabad

Bicar

Nigaristan

Bicar

Niyazbulağ

Gurve

*


Dilleri Biraz Kürtçeleşen Köyler:

Bunlar, göç eden Türklerin mülklerine yerleşen Kürtlerin bulunduğu iki dilli köylerdir


Köyün adı

İlçesi

Köyün adı

İlçesi


Acıçay

Gurve

Ağaçeri(I)

Divandere

Almagulag

Bicar

Ağaçeri(II)

Divandere

Goç/ Eşrefabad

Bicar

Üçbulağ

Gurve

Başmag(I)

Gurve

Bay-Teymur

Gurve

Başmag(II)

Gurve

Bayıncıgav

Senendec ili

Ağbulağ-BirKale

Divandere

Berme-tepe

Gurve

Çayırbulağ

Gurve

Çomagdere

Gurve

Çemoğlu-Şeydâ

Gurve

Çemgulu

Gurve

Çengizkale/ Gara

Bicar

Çölbulağ

Divandere

Hacı Pumag

Gurve

Digen

Kamyaran

Duşam

Senendec

Yengiarh

Divandere

Gar

Senendec

Gacer (Kacer/ Kacar)

Divandere

Gamlu

Gurve

Garatura

Bicar

Garağul

Gurve

Garabulağ

Bicar

Gırhar

Bicar

Garabulağ-Pence

Gurve

Gara-Yalçuk

Bicar

Garaderbend

Bicar

Gızılağac

Bicar

Gızılbulağ

Divandere

Yalguzağac

Gurve

Gışlaglu

Bicar

Kalecuga

Senendec

Kalecug

Merivan

Gumdere

Senendec

Gorug

Senendec

Guruçay

Gurve

Gızılgaya

Gurve

Gülgabağ

Bicar

Gelin

Senendec

Gocakend

Bicar

Göyce

Sungur (Kirmanşah)

Gılıglu

Gurve

Galalu Han/ Devletabad

Bicar

Gızıl Ali/ Hangızı- Hanum Kale

Bicar







*

Muhammed Nurcu, “Kürdistan’da Türklerin Canlı ve Şanlı Hayatı Devam Etmektedir” başlıklı yazısında, özet olarak şu bilgileri vermektedir:

“Bildiğimiz gibi Türkler, İran’ın bütün bölgelerinde yaşamaktadır. Kacar hanedanının Rıza Han tarafından devrilmesinden bu yana Türkçe’nin yasaklanmasından ötürü, az sayıdaki aydın dışında İran’ın neresinde ne kadar Türk yaşamakta olduğu konusundan İran Türkleri bile haberdar değildir.

Pehlevi döneminde çok sayıda Türkçe yer adı değiştirilmiştir. Kaynak sıkıntısı nedeniyle bu bilgilere ulaşmak oldukça zordur. Az sayıdaki kaynaklardan biri “Vajehâ-yı ki, Ta Sâl-i 1319 (1940) Tasvîb-i Ferhangistan Reside-est” isimli broşürdür.

Çok sayıda Türkçe kelime İran’da konuşulan muhtelif dillere geçerek, o dillere malolmuştur; dağ, tepe, beg, han, karavul, bulag, yaylak, kışlag, hatun, gulu… Bunun yanı sıra Kürtçe’de eski Türkçe kelimelere de sıkça rastlanmaktadır”. (http://bicar-qorve-az.blogspot.com/2009; Muhammed Nurcu, “Kürdistan’da Türklerin Canlı ve Şanlı Hayatı Devam Etmektedir”)


6.Bıçakçı/ Buçakçı İli

Kirman Bölge Valiliği
Bıçakçı/ Buçakçı il/ ulusu konusuna girmeden önce Kirman Bölge Valiliği topraklarında yaşayan diğer aşiretler hakkında verilecek bilgiler, Bu bölgedeki Türklerin daha iyi tanınmasına katkı sağlayacaktır.

Kirman bölgesinde yaşayan aşiretlerin büyük bölümü İran kökenlidir. Tazi / Arapların İran’ın batısına musallat olmasından sonra, aşiretler doğuya ve güneye göçmüşlerdir. (Dr.Mesud Keyhan, Coğrafya-yı Mufassal-ı Keyhan, 2.cilt, s.92)

Bu aşiretlerin Kirman’a gelmeleri, Arapların tecavüzleri yüzünden olmuştur. “Tay” kabilesinden kaynaklanan “Tazi” kelimesinin çoğulu “Taziyan”dır. Hem Arap ırkını ifade eder, hem de tavşan avında kullanılan köpeğe verilen isimdir. Bu, İranlıların Araplara bakışını anlama açısından ipucu vermektedir. Kirman arazisinde birbirinden çok farklı sosyolojik yapıya sahip il ve aşiretler oturmaktadır. Bunlar Beluç, Türk, Kürt, Arap ve İrani halklardır. Bahsekonu soyların mensupları, bugün de bölgenin önemli il ve aşiretlerini oluşturmaktadır. Yaklaşık 40 il/ ulus, 191 tayfa/ aşiret ve 230 tire/ cemaat Kehnuc, Baft, Sircan, Ciroft ve Bem mıntıkalarında yaşamakta ve hayvancılıkla geçimlerini sağlamaktadır.

Sircan, Baft ve Ciroft aşiretleri halen göçe devam etmektedir. Yazı yaylalarda ve dağlık mıntıklarda, kışı kışlaklarda geçirirler. Bunların yaylak ve kışlakları arasındaki mesafe oldukça uzundur. Bazı durumlarda 450 km’ye ulaşmaktadır. Göçerlerin büyük bölümü yaylaklarda mülkiyet hakkına sahiptir. İhtiyaçları olan hububatı, mülkiyetlerinde olan topraklarda yetiştirirler. Aşiretler, göçün son merhalesi olması nedeniyle, yaylak topraklarına “serhad/ sınır” adını vermişlerdir. Ciroft ve Bem kentlerindeki yarı göçer aşiretlerin büyük bölümü Beluç’tur. Sınırlı ve küçük çaptaki yaylak ve kışlaklarında hayvancılık ve kısmen de çiftçilikle meşguldürler. (Mecmua-i Köç, sayı:1, s.120-121)





Kirman Bölge Valiliği İl ve Aşiretleri


Afşar (Türk)

Bıçakçı/ Buçakçı (Türk)

Poşt-u Kûhi

Rayini

Lori

Ayinei

Lek (Türk)

Horasani

Mimendi

Lori-Kûhpenci (Türk)

Qurəba/ Gureba

Gûderi

Mehenni

Cavidan

Keçema

Asyaber

Rahi-Parçi

Cibal-i-Barzi

Curcendi

Şehiki

Celali

Rudbari

Hüt

Serhaddi-Vermişki

Mevla-yı Türki (Türk)

Novşadi

Boz-u Sefid

Serhaddi-Şehriyari

Peşmuki

Lor

Tayari

Marzi

Nemdadi

Cazi

Kamaçi (Türk)

Süleymani

Karayi (Türk)







*Tayfalar arasında Boz-u Sefid gibi Türkçe karşılığı “Akkeçi” gibi aşiretler de bulunmaktadır.
Bunlardan; -Afşar, -Buçakçı, -Lek, -Lori-Kûhpenci federasyonu/ birleşiğindeki; -Lori-Kûhpenci, -Karayi, -Mevla-yı Türki ve -Kamaçiler Türk’tür. Bunlardan Mevla-yı Türkiler, Kacarların akrabası kabul edilir.

Bıçakçı ili, Kirman’a bağlı Sircan kentinin tanınmış Türk uluslarındandır. Bıçakçı Türkleri, Çahar-Künbed dağlarındaki Bulverd ve Köhneşeher köylerinde oturmaktadır. (İrec Afşar, Îlhâ, Çâdurnişînan…, 2.cilt, s.295)


Bıçakçı/ Buçakçı İli/ Ulusu


Türk ağızlarına ve kelimenin anlamına göre “Bıçakçı” veya “Buçakçı” olarak ifade edilen kelime “Buçak+çı/ Bıçak+çı” olmak üzere iki bölümden ibarettir. Buçakçı/ Bıçakçı; çakıcı, kamacı demektir. Bıçakçı ili mensupları ise, “Buçak” kelimesinin anlamının “Bal” olduğunu kabul etmektedir. Biz, bu ilin adını Türkçe yaygın söyleyişi olan “Bıçakçı” olarak kullanacağız. “Bal” anlamını taşıdığını da kabul edersek, “Buçakçı” ve “Bıçakçı” şeklinde söyleyip yazma şekli yanlış olmayacaktır. Bıçakçılar, Kirman mıntıkasına Azerbaycan’dan göç etmiştir. Halkı savaşçı olup, silah kullanmada mahirdir.

Marakeşli (Fas) gezgin İbn-i Batuta, H/K. VIII/ XIV. yüzyılın ilk yıllarında Sivas’a gelmiştir. Şöyle demektedir: “Sivas’ta Ahi Ahmed Bıçakçı isimli bir zat beni karşılamaya geldi. “Bıçak” Türkçe’de “çakı/ çâku” demektir. “Bıçakçı”, “çakı/ çâku”ya nispettir. Bu gurup, bizi karşılamaya geldi. Büyük bölümü atlı, diğerleri piyâde/ yaya idi. (SeferName-i İbn-i Batuta, 1.cilt, s.328)

Bıçakçı ileri gelenleri ve aksakalları, Nadir Şah Afşar’ın kendi illerini Azerbaycan’ın Karadağ mıntıkasından Kirman topraklarına göçürdüğünü ifade etmektedir.

Kacar hükümetinin son yıllarında Bıçakçı ili reisi İsfendiyâr Han’dı. 1897 yılında Âsıf’üd-Dövle’nin bölgeyi yönettiği dönemde, İsfendiyâr Han Sircan’ı ele geçirmiştir. İsfendiyâr Han, 1904 yılında Zaferüs-Saltana’nın Kirman hâkimliği sırasında ortaya çıkan başkaldırıyı bertaraf etmek için kendisine yardımcı oldu. Başkaldırının lideri olan Kirman’ın büyük ruhanilerinden Haci Mirza Muhammed Rıza’yı falakaya yatırdılar. Bu falaka olayı, Meşrutiyet fermanının yayınlanmasını hızlandırdı. (Dr.İbrahim BasTanî Parizî, Peyğamber-i Duzdân, s.217)

Araştırmacı Sykes, Bıçakçı ili reisi İsfendiyâr Han’ın Sircan’ı ele geçirerek, yerel yöneticileri tutukladığını, halktan hile ile vergi adı altında hatırı sayılır para topladığını ve daha sonra kenti terk ettiğini kaydetmiştir.

I.Dünya Savaşı’nda İran’ın İngilizlerce işgali döneminde, İsfendiyâr Han’ın oğlu Hüseyin Han ŞüCa’pur, Kirman tarihine malolmuş Bıçakçı ilinin tanınmış siması olarak öne çıkmıştır. 1914 yılında Kirman’da Almanlar bulunmaktaydı. Bir süre İngiliz tecavüzcülerle savaşmıştır. (SeferName-i Sir Percy Sykes, s.430; Dr.İbrahim BasTanî Parizî, Peyğamber-i Duzdân, s.217-218; İrec Afşar, Îlhâ, Çâdurnişînan…, 2.cilt, s.696)

Nüfus
Türk Bıçakçı ilinin Ş. 1311/1931 ve daha sonraki yıllara ait nüfus verileri şöyledir:


Kaynak

Yıl (Şemsi)

Nüfus (hane)

Dr.Mesud Keyhan

1311/ 1932

722

Ahmed İhtisAbiyân

1315/ 1936

1.000

Henry Field

1317/ 1938

1.020

Unesco(Sazmaân-ı Millî Unesco der-İran)

1342/ 1963

500

M.E.Beh-azin

1344/ 1965

2.000

Dr.Kâzım Vedi’i

1363/ 1974

500

Yaylak ve Kışlak


Bıçakçı/ Buçakçı ilinin geçmiş dönemdeki yaylakları; Çahar-Künbed yükseklikleri ve Bulverd’tir. Kışlakları ise, Aynül-Bakar ve çevresindeki meralardır.

*

İlin geleneksel Yapısı ve Gücü


Bıçakçı ili; tayfa/ aşiret, tire/ cemaat ve oba yapılanmasına sahiptir. İl ile aile arasındaki geleneksel yapılanma şöyledir:
İl/ Ulus→Tayfa/ Aşiret→Tire/ Cemaat→ Oba (Îşûm)→ Aile (Hanevâr)
Bıçakçı ilinde oba karşılığı olarak kullanılan “oba” birimi, sabit ve değişmeyen bir yapılanma değildir. Oba, birbiri ile iyi anlaşabilen birkaç ailenin arzu, istek ve fikir birliği ile oluşur. Birlikte ortak bir sürü oluştururlar. Bu ortaklık zenginliklerinin temelidir. Göç başlangıcında anlaşma ile yeni bir obaya katılan aile, sonbaharda kışlağa döndükten sonra büyüyen sürülerden hakkını aldıktan sonra obadan ayrılıp, yeni bir obaya katılma hakkına sahiptir. Bıçakçı obalarındaki aileler, diğer illerden farklı olarak daha özgür haraket etme kabiliyetine sahiptir. Bu ifadelerden diğer illerdeki Türk ailelerin baskı altında olduğu anlamı çıkarılmamalıdır. Kısaca Bıçakçı ili, özgürlüğe daha düşkündür. En küçük baskıya bile tahammül göstermezler. Bunun yanı sıra Bıçakçı aileleri, obada kendilerine verilen görevi mükemmel şekilde tamamlar. Buna karşılık diğer ailelerden aynı titizliği bekleme hakkına sahiptirler. Sosyal hayattaki disiplinli davranışları ve zenginliklerini, sahip oldukları kimya ile izah etmek mümkündür..

Geçmiş dönemde tüm ilin “İlhan” adı verilen tek “Han”ı vardı. Halen her tayfa/ aşiretin bir hanı, her tire/cemaatın bir beyi veya Riş-i Sefidi/ aksakalı, her obanın da oba beyi vardır. Her oba, kendi işini bağımsız olarak yürütür. Cemaat ve obalar, kendi bey ve reislerinin destur ve tavsiyelerini saygı ile yerine getirir. Anlaşmazlıklar han, aksakal ve beyler aracılığı ile beklemeden çözüme kavuşturulmaktadır.


Sosyal Yapı ve Yönetim Erki:


Sosyal Yapı ve Yönetim Erki

İl/ Ulus

İlhan

Tayfa/ Aşiret

Han / Kelânter

Tire/ Cemaat

Aksakal / Kedhuda

Oba/İşum

Oba beyi/ Bey

Hanevâr/ Aile

Aile reisi

*


Bıçakçı İli Tayfa/ Aşiretleri


İneklu/ İnekli

Gövher-Deppo دپپو

Emini/ Eminlu/ Eminli

Halvai

Areşlu

Abbaslu/ Abbaslı

Suhtaçalı/ Suhteçalu سوخته چالى(Yanık çalı anlamında)

Horuslu

Sarı-Saidlu

Sınçan

Kara-Saidlu

Şöl شول

Pur-Rızakulu




(Mecmua-i Ittılâât ve ÂMar-ı Îlât ve Tavayif-i Aşayiri İran, s.104)

İneklu/ İnekli aşireti, kaynaklarda “İnekluiyye/ İnekluiye” şeklinde de kayıtlıdır. “İneklu+iyye” ismindeki Arap gramer eki olan “iyye/ iye” eki Zait ve gereksizdir. Listeye doğru şekliyle alınmamıştır. “Suhtacalu/ Sûhte+çâlu” aşireti adını farklı şekillerde yazıp, adının Türkçe veya Farsça kökenli olduğu üzerinde tartışmaya gidilEbilir. Ancak bu adın Türkçe olduğu açıktır.


Bıçakçı İlinde Ekonomi
Hayvancılık:

Bıçakçı ilinin yeri yurdu belli olmakla beraber, geçimini halen hayvancılıkla sağlamaktadır. Ailelerin büyük bölümü, en az 10-15 koyun, keçi ve iki büyükbaş hayvana sahiptir. Ürettikleri ürünleri gezginci tüccarlara vermekte ve Sircan’da pazarlamaktadırlar. Üretimleri; yün, ip, kürk, keçi kılı, deri, yoğurt, tereyağı, iç yağı, ayran, katık, kurut, peynir, karakurut vb. ürünlerdir.


Hayvancılıkla İlgili Çalışma ve Üretim:

Her sürünün çobanı, yaz başında “Neved-bahar/ Bahar dokuzu” tabir edilen dönemde koç ve tekeleri sürüden ayırır. “Baharın 120’si” denilen Tîr ayının sonunda, tekrar sürüye katarlar. “Koç katımı” denen bu yolla, hayvan sayısının artışını sağlayacak olan doğumların aynı dönemde ve tertipli, düzenli şekilde gerçekleşmesi sağlanır.


Duruş:

“Duruş”, hayvanların kulaklarını belirli şekilde keserek, başka sürülere karışmasını önlemeye yönelik nişan/ damgadır. Her sürünün kulak nişanı ayrıdır. Eğer kulağın bir kısmı kesilmiş ise “Berge-gûş”, kulağın kenarı kesilmiş ise “Kâr-ber”, ortadan ayrılmış ise “Çâr-gûş” adı verilir. Dağlama yoluyla da damga vurulmaktadır. Kesilerek veya dağlama yoluyla damgalama, mülkiyet belgesi yerine geçmektedir.
Çoban:

Sürü çobanı, kışlaktan yaylağa giderken tutulur. Yaylaktan kışlağa dönüşte çobanla yapılan sözleşme sona erer. Yapılan akde göre, çobanın ücreti yayladan kışlağa dönüşte para veya mal olarak ödenir. Ailenin nüfus yapısı uygun ise, çoban tutmaya ihtiyaç duyulmaz. Sürü sahibinin hayvanlarını şahsen güttüğü de olur. Çobanlar güdüye giderken heybe, sopa ve kepenek türü örtüsünü ve su kabını birlikte götürür. Haliyle çoban köpekleri de vardır. (FasılName-i Köç, s.61-62)



Hayvanların İsimleri


Koyun

Bere

Yeni doğmuş erkek kuzu

Bere-Made

Yeni doğmuş dişi kuzu

Şişek

Bir yıllık erkek

Toklu

Bir yıllık kancık

Hakrun

İki yıllık erkek

Kâver

İki yıllık kancık

Koç

Üç yıl ve daha üstü erkek

Tereşi

Üç yıllık kancık

Miş

Dört Yıllık kancık

Yeze

Bir kere doğurmuş

Deze

İki kere doğurmuş




Kulak Uzunluğu ve Renklerine göre Koyun

Semel

Ak-koyun

Siyale

Başı ve yüzü kara, vücudu ak-koyun

Bur

Rengi kınaya çalan

Kûr/kûrre

Küçük kulaklı

Ker/kerre

Kulağı çok kısa

Kelgûş

Kısa kulaklı

Şahi

Boynuzlu dişi koyun

Kel

Boynuzsuz dişi koyun

Keleşah

Tek boynuzlu




Keçi

Kerhe

Yeni doğmuş erkek oğlak

Kerhe-Made

Yeni doğmuş dişi oğlak

Çebuş

Bir yıllık erkeç/ çepiş

Kular

Bir yıllık kancık

Dü-bur

İki yıllık erkeç

Gişe

İki yıllık kancık

Neri

Üç yıllık erkeç

Tereşti

Üç yıllık kancık

Bezekâr

Dört yıllık kancık

Yeze

Bir kere doğurmuş kancık

Deze

İki kere doğurmuş kancık

Seze

Üç kere doğurmuş kancık

Ege Yörükleri arasında keçi pek makbul bir hayvandır. Özellikle erkeç etinden vazgeçemezler. Sütü ve peynirinin şifalı olması, hastalık taşımaması nedeniyle rağbetten hiç düşmez. Özellikle Haziran ayının ikinci yarısından sonra sırtının ısınmasıyla süt ve peynir kalitesi artar. Nehir ve göl kenarına yerleşmiş olan Türkmenler için manda da aynı görevi görmektedir. Türkmen kocaları: “Manda sütü, delinmek üzere olan mideyi sağaltır” derler.


Hayvanların İğdiş Edilmesi:

Hayvanların iğdiş edilmesine “Axtalama” denir. Ege bölgesindeki karşılığı “Burma”dır. Bıçakçı ili, koçlarda bu işlemi pek uygulamaz. Genellikle teke, dana ve erkek eşekler burulur. Burulmuş bir yaşındaki tekeye “Novkem”, iki yaşındakine “Dübür, dubur”, üç yaşındakine “Se-bur” adı verilir.

Burma işlemi iki şekilde yapılır. Husyeler, ya bıçakla yarılarak çıkartılır. Ya da bu işte ustalaşmış kişilerce iki tahta arasına sıkıştırılıp, tokmala vurularak yapılır. Bu usul daha çok eşeklere uygulanır. Teke ve dana husyelerinin bıçakla yarılarak çıkartılması tercih edililir. Bazı aileler, bunları toprağa gömer, bazıları ise közleyerek şifa niyetine küçük çocuklara yedirir. Yörükler buna “Domalan/ Koç yUmurtası” derler.
Tarım:

Bıçakçı ilinde tarım, ana uğraş olan hayvancılığın yanında ek bir ekonomik faaliyettir. Ailelerin hububat ihtiyacını karşılamaya yöneliktir. Buğday üretiminin yanı sıra arpa, mürdük, burçak gibi hayvan yemi tarımı da yapılır. Bulverd gibi bazı köylerde bağcılık-bahçecilik gelişmiştir. Bölgede özellikle ayva, badem, ceviz, kayısı, elma ve vişne rekoltesi yüksektir. Bağ-bahçe ürünlerini Sircan kent pazarında satarlar.


El Sanatları:

Eğrilmiş yün ipi ve çeşitli dokumalar, Bıçakçı ilinin ana uğraşlarındandır. El dokumaları pek rağbettedir. Bunlar halı, seccade, cicim, kilim, hurcun, kıl çul, yaygı, çuval, çanta, keçe, kaşıklık, alaca, dolama, çadır ipi, kuşak, başlık, keçekülah, dizlik, tozluk vb. dokumalardır. Ayrıca çeşitli ziynet eşyaları da imal ederler. Bıçakçıların en tanınmış dokumaları halı ve seccadeleridir. Kök boyamada mahirdirler.


İl/Ulus Özellikleri
Soylu bir Türk ili olan Bıçakçılar, günlük yaşamda Türkçe konuşur. Göç esnasında temasta bulundukları köy ve şehir insanlarından çok sayıda Farsça kelime dillerine girmiştir. Hayvancılık, tarım ve el sanatları ile ilgili bazı kelimeler Farsçalaşmıştır. (İrec Afşar, Îlhâ, Çâdurnişînan…, 2.cilt, s.702-703)

Coğrafya-yı Kirman/ Kirman Coğrafyası” kitabının yazarı Ahmed Han Veziri Kirmani, Bıçakçı Türkçesi’nin Farsça’dan çok etkilendiğini belirterek, şu örneği vermiştir: دومن نيم داشى كتركه استرم پنچ من بغدابكشم “Dû men nîm daşı ketir ki, isterem penç men buğda be-keşem/ İki men (ağırlığındaki) taşı getir. Beş men (ağırlığında) buğday tartmak istiyorum”.



“Men”, ağırlık ölçü birimi olup, bölgelere göre değişmektedir: Sagt meni, yaklaşık 2.970 kg; Şah meni, yaklaşık 5.940 kg; Şiraz meni, yaklaşık 3.341 kg; Tebriz meni ise 3 kg’dır. 3 kg, 640 Miskal’dir. 640 Miskal ise, 40 Sir’dir. 1 Sir; 16 Miskal, 74.24 gram ve 1/40 Tebriz menidir.

Buçakçı ili halkı Alevi’dir.


Bayramlar:

Nevruz bayramında, ilin kadın-erkek ve çocukları yeni elbiseler giyer. Çeşitli yemekler pişirir ve coşkulu eğlenceler düzenlerler.

Kurbanda, bir yaşında koç kesilir. Aile, eş, dost ve akrabalar tebrikleşir. Aile ziyaretleri yapılır. Ramazan bayramında, sabah 08:00’de varsa cami/ mescitte, yoksa aksakal/ kedhudanın evinde toplanılır. Kendisine saygı duyulan bir kişinin imamlığında bayram namazı kılınır, tebrikleşilir. Daha sonra ziyaretlere gidilir.
Dünürlük ve Düğün:

Oğlan babası, dünürlük amacıyla il ileri gelenlerinden bir kişiyi kız evine gönderir. Dünürbaşı, geleneklere uygun şekilde kızı babasından ister. “Olur” cevabı alındıktan sonra oğlan tarafı kız evine bir takım elbise ile yüzük gönderir. Böylece söz kesilmiş ve nişan takılmış olur.

Kız ve oğlan evinin uygun gördüğü bir günde taraflar kızevinde bir araya gelerek, nikâh töreni tertip eder. Akitnameye altın, gümüş, toprak, deve ve benzeri mallardan başlık miktarı tayin edilerek kaydedilir. Peşisıra nikâh kıyılır. İlin gelenekleri doğrultusunda düğün kurulur. Gerdeğe kadar damat ortalarda görünmez.

Nikâh kıyıldıktan sonra düğün kurulur. Son gün ilin tamamı davet edilir. Deve yarışları, atışlar yapılır. Bu çerçevede ortaya uzun bir ağaç dikilir. Ucuna altın ve gümüş sikkeler asılır. Kim vurup yere düşürürse, sikkeler ona verilir. Bu sırada damat tıraşı başlar. Oğlanın saçı ve sakalı kesilirken akrabası olan hanımlar para ve şeker gibi hediyeler saçar. Çocuklar mutluluk içinde saçılan para ve şekerleri kapmaya çalışır. Sazende haraketli parçalar çalarken geleneksel oyunlar oynanır. Bu sırada damat arkadaşları tarafından deveye bindirilerek hamama veya nehre götürülür. Damat çadıra getirilerek, yeni çamaşır ve urbalar giydirilir. Kızın babası, Bıçakçıların “SeraBi” adını verdiği gelenek gereği damada koyun, büyükbaş hayvan ve toprak hediye eder. Bu bir tür drohomadır.

Akşam yemeğinden sonra düğün gece yarısına kadar devam eder. Damat daha sonra törenle gerdeğe salınır. Buçakçı ilinde boşanma olayına rastlanmaz.
İlk Çocuk İçin Düzenlenen Tören:

Bıçakçı ilinde, çocuklarının kız ve oğlan olması konusunda herhangi bir ayırım yapılmaz. Doğumun altıncı gecesi eğlence düzenlenir. Oğlan çocuğu, üç ilâ yedi yaş arasında sünnet edilir. Sünnet düğünleri tantana ile icra edilir.

Yerleşik Ege Türkmenlerinde, oğlan sünnet olurken dedesi tarafından büyükçe bir toprak tapusu verilerek ödüllendirilir. Bu, evin kızı gelin olurken verilen mülk ve hediyelere eşittir. Kalan mülk varlıkları, ana baba dünyadan göçtikten sonra, kız olsun erkek olsun herhangi bir ayrım yapılmadan mirasçı evlatlar arasında eşit şekilde paylaşılır.
Ölüm ve Defin:

Bıçakçı ilinden herhangi bir kişinin ölümü halinde akraba, eş-dost defin ve tesliyet için cenaze sahibinin evinde toplanır. Ev sahibi gelenlere izzet-ikramda bulunur. Yas, kırk gün devam eder. Bu süre içerisinde herhangi bir eğlence düzenlenmez. Aradan dört ay geçtikten sonra kabrin başında yapılan duadan sonra yas son bulur. (İranşehr, 1.cilt, s.248-249)


Buçakçı İlinde İnanç ve Adetler:

-Yağmur yağmadığı zaman “geşniz” veya “şabarun” adı verilen bezden yapılmış bir bebek, evin bulunduğu sokağa veya çadırların arasına asılır.

-Aynı nedenle bahar mevsiminin kırkıncı günü Pariz dağına çıkılarak, keçi veya koyun sütünden “süt aşı” pişirilerek, Hazreti Hızır adına dağıtılır.

-Sürülerin yaylağa çıktığı gün meydan ateşi yakılır. Ateşe çörekotu atılarak tütsü yapılır. Sürü, Kur’an’ın altından geçirilir. Sabi çocuklar, sürülerin üzerine su serper.

-Kadınların ekmek yaptığı veya yağ için yayık çalkadığı sırada erkeklerin olması hoş karşılanmaz.

-Kesilen hayvanın kanının gelişigüzel toprağa akıtılması doğru değildir. Kanın, güneş gören bir yerde açılacak çukura akıtılması sağlanır.

-Buğday veya arpanın biçimi sırasında, ilk biçilen buğday destesinden bir kavram tutam alınarak eve veya çadıra asılır. Bu Allahi bir başak tutamıdır. Bu askının eve bereket getireceğine inanılır. (Fasılname-i Köç, s.78-79; http://kerman-tr.blogspot.com) Bkz. Kirman Bölge Valiliği


Yüklə 9,25 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   63   64   65   66   67   68   69   70   ...   430




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin