Dr. Recep Albayrak Türklerin İranı



Yüklə 9,25 Mb.
səhifə29/88
tarix20.08.2018
ölçüsü9,25 Mb.
#73199
1   ...   25   26   27   28   29   30   31   32   ...   88

11. Elburz Bölge Valiliği

استان البرز

Mekezi: Kerec كرج
Elburz Bölge Valiliği, tarihi Azerbaycan Vilayeti/ ülkesinin bir parçasıdır. Hemedan, Merkezî, Kum ve Tahran Bölge Valilikleri topraklarına Cibal Azerbaycan (Azerbaycan-ı Cibal, Irak-ı Azerbaycan/ Azerbaycan Irakı veya Irak-ı Acem) denmektedir.
Savucbulag/ Savucbulağ (Heştgerd) İlçesi
Savucbulag (Savucbulağ/ Heştgerd) kentinin doğusunda Kerec ili, batısında Kazvin Bölge Valiliği ve Nazarabad ilçesi, kuzeyinde Mazenderan Bölge Valiliği, güneyinde Kerec ili yer almaktadır. İlçe 2.70 km² dir.

Savucbulag adı; “soğuk+bulag” kelimelerinden oluşmakta, “Soğuk pınar” anlamına gelmektedir. İpek yolu üzerinde olan kentin tarihi Demir Çağı’na kadar uzanmaktadır. Dovşantepe, Ceyrantepe ve Maraltepe kentin arkeolojik merkezleridir. Savucbulag kent merkezinin yanı sıra, köylerinde de Türkler oturmaktadır. Necmabad, bunlardan biridir. (http://savucbulaq-shehriyar-islamshehr-az.blogspot.com/, 15 May/ Mayıs 2005, Arkeolog Zikrullah RenCani)

*

Kerec kentinin 1. Semt/ Bölgesi’nde bulunan ‘Medrese-i Hz. Hadice Duhterane İbtidai/ Hz. Hatice Kız İlkokulu’ öğretmenlerinden Aziz Hanım Tureci, öğrencilerden Farsça’yı iyi öğrenmeleri için Türkçe konuşmamalarını istedi. “Türkçe konuşmak isteyenler, Türkistan’a gitsinler!” dedi. (http://savucbulaq-shehriyar-islamshehr-az.blogspot.com/, 30 January/Ocak 2008)



*

29 Şehriver 1386/ 2007 günü, Kerec’in Şehriyar banliyosunda bulunan Ferhengseray-ı Şehriyar/ Şehriyar Kültürevi’de, Şehriyar’ın ölüm yıl dönümü münasebetiyle düzenlenen şiir ve edebiyat günü, başlama saatinden kısa bir süre önce kolluk kuvvetlerince iptal edildi. (http://savucbulaq-shehriyar-islamshehr-az.blogspot.com/, 21 September/Eylül 2007)

*

Kerec Hareket-i Millî Azerbaycan/ Azerbaycan Millî Hareketi’nin faal üyelerinden olduğu ifade edilen Üniversite Felsefe Bölümü Öğretim Üyelerinden Haydar Şadi ile Bayan Hacer Sultani, İran Meclis binasının karşısındaki Baharistan meydanında, İran Türkleri’ne kültürel haklarının verilmesi amacıyla yaptıkları gösteri sırasında tutuklanarak, Tahran’ın ünlü Evin cezaevine sevkedildiler. (http://savucbulaq-shehriyar-islamshehr-az.blogspot.com/, 10 September/Eylül 2006)



*

Kerec Türkleri’nin Irkçı Ahund/ Mollaya İtirazı


Kerec kentine bağlı Mehr-şehr’in Ekberabad banliyosunda Hz. Ebül-Fezl Camii’nde İmam-ı Zaman’ın doğum yıl dönümü merasimi sırasında, Zamani isimli din adamı olaylara neden oldu. Zamani vaazında; Kur’an-ı Kerim’de İranlılardan “Farslar” şeklinde bahsedildiğini ifade etti. Bunun üzerine Türk olan cami cemaatı, mollanın bu yalan ifadesine karşı çıktı. Tartışma büyüyünce, güvenlik kuvvetleri gelerek, şovenist mollayı camiden çıkardı. (http://savucbulaq-shehriyar-islamshehr-az.blogspot.com/, 10 September/Eylül 2006)

*

Babek Kalesi Kurultayı Münasebetiyle Kerec Azerbaycan Encümeni Bildirisi


Bir dönədə (dönem) millî birlikdən danışanlar, millî birlik adına, millî birliyin kökünə balta endirməyə çalışdılar.

Hər il, Ulu Babək’in ad günü münasibətilə Babək Qalasında yığışanlar və millî-mədəni istəklərimizi tələb edən soydaşlarımız, bu il də həmin yığıncaqda nizami quvvələr tərəfindən yersiz kötək, yaxalanma və tovhinlərə məruz qalıblar.

Biz, belə-belə əxləqdan uzaq işləri müqəddəs kitabımız Qur’an və anayasamızın neçə-neçə əsaslarıyla muğayir görür; qeyrətli Azərbaycan millətini hakimiyyətlə üz-üzə qoymaq hərəkəti kimi qiymetləndirir; bəzi Pan-İranist saytlarda(site) Babək Qalasına gedənlərə vurulan töhmətləri, töhmət vuranların özlərinə layiq görür; bu yaramaz işləri görənlərin əmləllərini qınayırıq.

Kərəc Azərbaycan Ədəbi Dərnəyi



(http://savucbulaq-shehriyar-islamshehr-az.blogspot.com/, 08 August/Ağustos 2005 Monday/ Pazartesi; Metin olduğu gibi verilmiştir)

12.Erdebil Bölge Valiliği

استان اردبيل

Merkezi: Erdebil
Erdebil Bölge Valiliği; Doğu Azerbaycan ve Batı Azerbaycan bölge valilikleri ile birlikte tarihi Darüs-Saltana Azerbaycanı’nı oluşturur. Erdebil Bölge Valiliği halkı, az sayıdaki yabancı öğrenci ve kentte askerlik yapanların dışında tamamen Türk’tür.

Erdebil, Azerbaycan’ın kuzeydoğusunda dağlık bir mıntıkada konuşludur. Güney Azerbaycan’ın önemli sembolleri arasında yer alan Savalan dağı, Doğu Azerbaycan ile Erdebil bölge valilikleri arasındadır. Çevresinde Erdebil, Mişginşehr, Nir (Erdebil BV), Serab ve Heris (Doğu Azerbaycan BV) kentleri bulunmaktadır. Savalan dağı, rivayete göre Hızır ile İlyas peygamberin gaybe çekildiği yer olmasının yanı sıra, Güney Azerbaycan’ın birçok yerleşim biriminin suyunu karşılamasından ötürü kutsal kabul edilen bir ziyaretgâhtır. Bölge aynı zamanda sıcak su kaynaklarına da sahiptir. (Sirus Nisari, Külliyât-ı Coğrafya-yı İran, 1.cilt, s.224)

Astara, Güney Azerbaycan’dan alınıp Gilan Bölge Valiliği’nin merkezi Reşt’e bağlanmıştır. Pehlevi yönetimi, 1925 yılında işbaşına geldikten sonra, Güney Azerbaycan mülki düzenlemeye tabi tutularak altı bölge valiliğine (ostan) bölünmüştür. Bunlardan Hemedan ve Kazvin gibi bazı şehirlere dışarıdan kütlevi insan göçürme yoluyla gayrı Türk unsurların nüfusu %35-40’lara çıkarılmıştır. Buna mukabil, halkın yoğun tepkisi ile karşılaşılması nedeniyle Doğu Azerbaycan, Batı Azerbaycan, Zencan ve Erdebil’e Türk olmayan unsurların yerleştirilmesinde başarı sağlanamamıştır. Söz konusu bölge valiliklerinin şehir ve köylerinde devlet memurları dışında gayrı Türk unsurların sıfıra yakın olduğunu söyleyebiliriz. Erdebil BV, Güney Azerbaycan’ın 5. Bölge Valiliği kabul edilir. 1993 yılında Azerbaycanlı milletvekillerinin itirazına rağmen, Türk olmayan parlamenterlerin oyu ile Doğu Azerbaycan’dan alınarak, müstakil bölge valiliği statüsü verilmiştir. Erdebil, Azerbaycan’ın mağrur kenti, Azerbaycan’a ve Türk Dünyası’na Şah İsmail Hatayî gibi sufi bir şair ve devlet adamı kazandırmıştır. Erdebil dergâhı, bugün Anadolu, Balkanlar, Kafkasya, Suriye ve Irak’taki eski Kızılbaş/ Alevi müritleri ile ilişkilerini yeniden canlandırmıştır.

Erdebil’e bölge valiliği statüsü verilmesi konusunda parlamento müzakerleri esnasında hükümet temsilcilerince; Erdebil’in haklarının Doğu Azerbaycan tarafından gasp edildiği, Erdebil’in bütçesinin Tebriz tarafından kısıldığı, gelişimin engellendiği ileri sürülerek, Doğu Azerbaycan/ Tebriz’den alınıp, bağımsız bölge valiliği statüsü kazandırılmıştır. Erdebil’in fiilen Tebriz’den ayrılması, bölge Türkleri arasında herhangi ayrıma neden olmamıştır. Ş. 1339/ 1960 yılına kadar Azerbaycan terkibinde iken Gilan BV’ne bağlanan Astara kenti, Erdebil Bölge Valiliği oluşturulurken ısrarlı isteklere rağmen Erdebil’e bağlanmadı. Gilan’da bırakıldı.

Erdebil Bölge Valiliği; Erdebil, Bilesuvar, Parsabad (Muğan’a bağlı bir kasabadır ve takriben kırk yıl önce oluşturulmuştur. Bölgede yaşayan Türkler buraya Parsabadı Muğan demektedir), Halhal, Kevser (Givi), Germi, Mişginşehr, Nemin ve Nir, ayrıca mülki bakımdan bağlı olmayan Astara şehirlerinden ibarettir. Bölge valiliğinin ayrıca; 21 bölge, 63 kasaba ve 2.221 köyü bulunmaktadır. Erdebil, Azerbaycan’ın kuzey düzenliğinde yerleşmiştir. Kuzeyde Azerbaycan Cumhuriyeti, güneyde Zencan Bölge Valiliği, doğuda Gilan Bölge Valiliği ve batıda Doğu Azerbaycan Bölge Valiliği ile sınırlıdır. Azerbaycan Cumhuriyeti ile sınırı 282.5 km’dir. Nüfusu yaklaşık iki milyondur. Yüzölçümü 17.987 km² dir. Sınırları dahilindeki Mil-Muğan Çayırlığı, tarım ekonomisi ve üretimi bakımından Erdebil bir yana, tüm İran’ın önemli merkezlerinden biridir. Güney Azerbaycan ve İran’ın tahıl ambarıdır. (http//astara-enzeli-az.blogspot.com, 29 Mayıs 2005)

Nadir Şah Afşar, Parsabad/ Parsabad-ı Muğan ilçesinin batısına düşen, bugün Tepe-i Nadiri/ Nadir Tepesi adı verilen yerde düzenlenen kurultayda törenle taç giymiştir. Muğan Parsabadı, Türk aşiretlerinin kışlak olarak kullandığı 100 bin hektar tutarında çayırlığa sahiptir.


Darül-İrşad’ın Yağmalanması

İkinci Rusya-İran Savaşı başladıktan sonra, Sankt Peterburg (St. Petersburg) Üniversitesi hocalarından O. Senkovsky, Rusya Genel Karargâhı Komutanı İ. Dibiç’e, Güney Azerbaycan kütüphanelerinde bulunan nadir elyazmaların alınarak gönderilmesi önerisinde bulundu. Bu öneri, Kafkasya Başkomutanı Paskeviç’e emir olarak iletildi. Eski elyazmaları ne pahasına olursa olsun Peterburg’a göndermesi isteniyordu.

Erdebil’deki Darül-İrşad Kütüphanesi, İslam ülkelerinin çok zengin kütüphanelerinden biri olarak kabul edilmekteydi. Şah İsmail’in oğlu Şah Tahmasb ve özellikle torunu Şah Abbas’ın gayretiyle kütüphanede sayısız el yazması, uzak geçmişin bütün yazılı abideleri toplanmıştı. İlk kitaplar buraya 500 yıl önce getirilmeye başlanmıştı. Adam Olearius’a göre, kitapların bir kısmı parşömen (dana derisi) üzerine yazılmış eski el yazmalardı. Bunların çoğu tezhipli ve seçkin minyatürlerle süslenmişti.

O dönemin bilim adamlarından İtalyan Pyetro Della Vale, Alman bilim adamlarından Adam Olearius ve Engelbert Kampfer, 25 defadan çok baskısı yapılmış olan “Seyahat” kitabının yazarı Iohan Streys bu kütüphaneye gelmişlerdir.

Darül-İrşad Kütüphanesi’nin raflarının üzerinde bir yazı vardı: “Kim bu kitaplara zarar verirse, çalarsa veya kütüphaneden alıp iade etmezse, ona lanet olsun!”.

Griboyedov’un teklifi ile General P. Suhtelen’in komutasında karargâhtan Erdebil’e ayrı bir Rus birliği gönderildi. Rus birliği Tebriz ve Mişgin’i ele geçirdikten sonra, Abbas Mirza yenildiğinin iyice farkına vardı. Geriye sadece barış görüşmelerinin başlaması kalıyordu. Ancak oğlu Cihangir Mirza, Erdebil kalesinde direnişe geçti. Abbas Mirza, Rusların burayı savaşla ele geçirmek istediğini duyunca, oğluna bir ferman gönderdi: “Mәn Azәrbaycan işini min səy ile yırtıq yaxa kimi yamamışam, siz istәyirsiniz ki, bu işi yenә tәzәdәn yırtıq yaxa kimi parçalayıb cırasınız. Bu fәrmanı alan kimi Әrdәbil qalasını boşaldın. Rusiya qoşunu qalada öz atasının evindә oturan kimi sәrbәst vә rahat otursun”. Rus ordusu, 25 Ocak 1828 tarihinde Erdebil’e girdi.

Bilindiği gibi Ruslar, Abbas Mirza’yı barışa zorluyordu. Barışa yanaşmazsa, elden tamamen çıkan Aras’ın kuzeyindeki Azerbaycan topraklarının yanı sıra, Aras’ın güneyindeki Azerbaycan’ın da tamamını alarak, Kuzey Azerbaycanla birleştirecekleri tehdidinde bulunmuş ve Tebriz, Erdebil, Mişgin gibi önemli şehirleri işgale başlamışlardı. Abbas Mirza Kacar, oğlu Prens Cihangir’e söz konusu fermanı bu ağır şartlar altında göndermiştir.

General P. Suhtelen, bu görevi ince bir politika ile yerine getirdi. Tedbirsiz davranılırsa, halkın tepkisine sebep olabilirdi. Önce Müslümanların kutsal mekânlarına saygı göstermeye başladı. Şeyh Safiyeddin Külliyesi’ne (Şeyh Safiyeddin Aramgâhı) büyük bir Tebriz halısı hediye etti. Bu halıyı Şeyh Safi ile Şah İsmail’in mezarları arasına serdiler. Din adamlarını davet ederek, gönüllerini aldı. Şark’ın tanınmış yazarlarının eserlerine ve kitaplarına çok ihtiyaçlarının olduğunu, Şeyh Safiyeddin Kütüphanesi’ne ait kitapların tamamının Peterburg’a gönderilmesine müsaade etmeleri için Rus hükümeti adına din adamlarından ricada bulundu. Kitapların kopyaları çıkarıldıktan sonra iade edeceklerini söyledi. Muhterem hacı, hoca ve mollalar, uzun süren görüşme ve bahanelerden sonra izin verdiler. General P. Suhtelen, onları alıp külliyeye gitti. Şeyh Safi’nin kabrinin üzerine içerisinde 800.-Çevron bulunan bir kese bıraktı. Bunun Rus imparatoru hazretlerinin hediyesi olduğunu bildirdi. Paranın çokluğu hacı hocaların dilini bağladı. Kitaplar o sırada generale verildi. Mollalar, elyazma hazinesinin Rusya’nın mülkiyetine geçtiğini uzun süre sonra anlayabildiler.

General, Şubat ayının başında seçip ayırdığı elyazmalarını iki piyade bölüğünün koruması altında Tiflis’e gönderdi. Kafkas Başkumandanlığı’nda çalışan Abbaskulu Ağa Bakıhanov, çok değerli 166 elyazmasının ilk kataloğunu hazırladı.

Sankt Peterburg’a getirilen elyazmalar, İmparatorluk Kütüphanesi’ne teslim edildi. Türkmençay Antlaşması metninde, kütüphanenin Rusya’ya verilmesi konusuna değinilmedi. (B.Dorn Kataloğu)

1828-1829 Rus-Türk Savaşı sırasında Ahıska’daki (Ahalsıh) Ahmed Paşa Camii Medresesi’nin kütüphanesi de ganimet olarak yağmalandı. Abbaskulu Ağa Bakıhanov, Polkovnik N. Muravyov’un katılımı ile bu kütüphaneden çok değerli 148 elyazması ve nadir iki Kur’an nüshasını seçerek Tiflis’e getirdi ve kataloğunu hazırladı.

Ayrıca Griboyedov’un kayınpederi Knyaz A. Çavçavadze, Bayazıt’ta (Doğu Bayazıt) Mahmut Paşa Kütüphanesi’nden sekiz değerli el yazmasına ganimet olarak elkoydu. Erzurum’dan ise, 34 elyazması ve iki de baskı kitap satın alındı. (Azәrbaycan Tarixi, s.678-681)

*

İran-Irak Savaşı’nda gösterdiği kahramanlıktan ötürü resmen “Gazi” unvanı verilen Erdebilli araştırmacı-yazar ve şair Mansur Ciddi, Babek-i Hürremdin’in işgalci Araplara karşı direnişini ve Bez Kalesi’nin Azerbaycan Türk tarihi açısından önemini vurgulayan bir kitap hazırlamaktaydı. Kitap hazırlığından ötürü Ekim 2006 tarihinde evi basılmış, kitabın müsveddelerine, bilgisayarına ve kütüphanesine el konulmuş, kendisi de tutuklanmıştır.



Mansur Ciddi’nin; çocuklar için yazdığı Türkçe şiirlerinin yanı sıra, Kacar hanedanı dönemi ve Babek Kalesi’nin konu edildiği kitapları vardır. (http://arama.hurriyet.com.tr/, Samed Nainî, 03 Aralık 2006)

*

Erdebilli üniversite öğrencisi Esger (Asker) Ekberzade, 10 Aralık 2008 tarihinde on dakika süren mahkemenin ardından beş yıl hapis cezasına çarptırıldı. Cezasını, Erdebil’e otuz saat uzaklıkta bulunan Afganistan-Pakistan sınırındaki Zahedan kenti hapishanesinde çekmesi kararlaştırıldı. Esger Ekberzade, aşağıdaki husulardan ötürü suçlu bulundu:



1. Azerbaycanlı öğrencilerin toplantılarına katılmak,

2. Pan-Türkist bildiriler dağıtmak,

3. Türk milliyetçisi yazar Dr. Muhammed Ali Ferzane’nin cenaze törenine katılmak,

4. geleneksel Azerbaycan halk dansları kursuna katılmak, dans sırasında eliyle Bozkurt işareti yapmak.

Dosyanın 56. sayfasında, Esger Ekberzade’nin dans ederken eliyle Bozkurt işareti yaptığını belgeleyen resim bulunmaktadır.

Esger Ekberzade’nin avukatı, üst mahkemeye başvurarak, mahkemenin kararına itiraz etti. Üst mahkemenin Ekberzade lehine karar vermesi üzerine serbest bırakıldı. (http://www.hurhaber.com/news_detail.php?=162511; www.ekberzade. blogfa.com/post-33.aspx)



13. Fars Bölge Valiliği

استان فارس

Merkezi: Şiraz شيراز
Fars Bölge Valiliği’nin merkezi Şiraz’dır. Kadim bir şehir olduğu yönünde rivayetler bulunmaktadır. H/K. 74/ 694 yılında Muhammed bin Yusuf Sagafi tarafından yeniden bina edildiği bilinmektedir. Kerim Han Zend, H/K. 1180/ 1766 yılında payitaht yaptıktan sonra Şiraz, Şiraz olmuştur. Doğusunda Kirman ve Hürmüzgan BV, batısında Kûhgiluye vu Buyer-Ahmed ve Buşehr BV, kuzeyinde Yezd ve Isfahan BV, güneyinde ise Hürmüzgan ve Yezd BV bulunmaktadır.

Şiraz, köklü bir tarihe sahiptir. Kentin kuruluşu Pişdadi hanedanının ikinci padişahı olan Tahmors’un oğluna nisbet edilir. Bilinen husus, bu kentin itibarının İslam döneminde arttığıdır. Mehrüz-Zaman Novban, Şiraz kentini Emevi emirlerinden Haccac’ın kardeşi Muhammed bin-Yusuf Sagafi’nin Hicri 74/ 694 yılında kurduğunu nakleder ve Tahmors’a nispeti teyit eder.( s.87)

Şiraz adı, doğu medeniyetinin yıldızlarından olan Sadi (Şeyh Meşrefeddin Maslaheddin Sadi Şirazi/ Şeyh-i Ecel) ve Hafız (Hace Şemseddin Muhammed Hafız Şirazi/ Lisanül-Gayb) ile özdeşleşmiştir. Bunların yanı sıra, İbn-i Mukaffa (Ruzbeh), Sibeveyh, Molla Sadra, Şeyh Ruzbehan, Ehl-i Şirazi, Kudbeddin Şirazi, Baba-Figani gibi çok sayıda ilim ve irfan erbabı bu şehirde yetişmiştir. Bu nedenle Şiraz, “Darül-İlm” lakabı ile anılmıştır.

Haliyle Kaşkayı Türkü denildiğinde de ilk akla gelen gene Şiraz’dır. Bu şehir, yüzyıllar boyunca Türk sultanlarının hâkimiyeti altında yönetilmiştir. İslam’dan sonra ilk Türk hükümetinin başkenti de Şiraz olmuştur. Sadi ve Hafız gibi şairler, burada Türk sultanlarının himayesinde yaşamış ve onlara övgü dolu şiirler yazmıştır. Sadi, “Ebubekir Sad Zengi” mahlasını Türk hâkimiyetinden almıştır.

Fars ve Şiraz’da, Kaşkayılardan başka, Hamse ili tayfaları da yaşamaktadır. Hamseler, Fesa’nın Qara-bulaq bölgesi/ mahalında, yaklaşık yirmi köyde toplu halde meskûndur. (Coğrafya-yı Kâmil-i İran, 2.cilt, s.876; http:fars-turk.blogspot.com, 04 Ağustos 2006-Seyyid Haydar Bayat)
Memeseni Bölgesi

Mahur Milati, diğer adıyla Milatun Nahiyesinde Yaşayan Kaşkayı İli


Mahur Milati, diğer adıyla Milatun nahiyesinin merkezi Baba-Münir’dir. Memeseni kazasının (Maha/ bölge) merkez ilçesi olan Nurabad’a bağlıdır. Nurabad, Fars BV merkezi olan Şiraz’ın ilçelerindendir. Memeseni kazası olarak da anılan bölge, bugünkü idari yapının dışında geniş bir sahadır. Nüfusunun beşte dördünü Kaşkayı Türkleri oluşturur. Diğerleri Lor’dur.

Geniş bir bölgeyi içine alan Memeseni toprakları; Fars BV, Kûhgiluye vu Buyer-Ahmed BV ve Buşehr BV sınırlarının birleştiği bölgeleri içine almaktadır. Doğuda Memeseni’nin kaza merkezi Nurabad ilçesi (Fars BV), batıda Bender-Gunave (Buşehr BV), kuzeyde Dugünbedan (Kûhgiluye ve Buyer-Ahmed BV), güneyde Kazerun (Fars BV) kentleri ile çevridir.

Memeseni dağlık bir bölgedir. Kışları ılıman, yazları çok sıcaktır. Bazı mıntıkalarda havanın sıcaklığı 50 dereceden fazladır. Geri kalmış bir mıntıkadır. Halk, geçimini tarım ve hayvancılıkla sağlamaktadır.

Burada oturan Kaşkayı Türkleri; Böyük Keşköllü, Dere-Şörlü, Şeşbeyli ve Farsi-Medan tayfalarına bağlıdır. Hicri XII/ XVIII. yüzyılın ikinci yarısında, bu kazada Cavid-Memeseni ve Mama Salihi-Rüstem tire/ cemaatleri oturmaktaydı. Daha sonra buralara Arap muhacirler geldi. Bahsekonu tarihte Böyük Keşköllü, Küçük Keşköllü tayfaları, ayrıca bu tayfalar ile Dereşörlü tayfasından oluşan bir Kaşkayı grubu, hayvanları ve çadırlarıyla beraber buraya gelerek, Baba-Münir mıntıkasını ele geçirdi. Veli Han-Bekeş ayaklanması ve daha önce burada oturan tayfaların güçlerini kaybetmesinden sonra onların havası hoş, suyu bol topraklarına yerleştiler. Aynı tayfalar bugün Mahur Milati bölgesi ile diğer bazı mıntıkalarda oturmaktadır. Yaylakları Çihl-Çeşme, Gara-Çeşme ve Sepidan’dır. Memeseni Türk mıntıkası, devlet hizmetlerinin ulaşmadığı mahrumiyet bölgesidir. (http://Loristan-tr.blogspot.com, 15 Temmuz 2006)


Baharlu/ Baharlı İli
Baharlu ili Azerbaycan, Horasan ve Kirman’da birbirlerinden uzak coğrafyalarda perakende olarak yaşamaktadır. J. Malcolm Baharlu ilinin, Şamlu aşiretinin bir kolu olduğunu belirtir. Timur onları Şam bölgesi/ Bilad-ı Şam’dan İran’a getirmiştir. Schindler de aynı inançtadır. Şöyle demektedir: “Baharlular, Fars Vilayetinde Arap ili olarak tanınmaktadır. Bunun nedeni Suriye/ Şam’dan gelmiş olmalarıdır”. Ancak her iki araştırmacının iddiaları herhangi bir belgeye dayanmamaktadır. Ancak Baharlu ili, Fars’ta Hamse ulus birliği bünyesindeki Arap iline bağlıdır. Buna mukabil Baharlu ve Gara-Gozlular, Şamlu iline bağlı olduklarını bilinmekte va kabul edilmektedir. (D.İslam, 2.baskı, “Gara-Gozlu” eki)

Miyandab’ın 25 km kuzeybatısında “Gara-Gozlu” isimli bir köy vardır. Burası Merağa’nın kuzeybatısında yaşayan Baharluların mıntıkasına çok yakındır. Hemedan’ın batısında biri Baharlu, diğeri Gara-Gozlu olmak üzere iki köy vardır. (Rezm-ârâ, 4.cilt, s.365; 5.cilt, s.60,321) Fars Baharlularının bir cemaatının adı Gara-Gozlu adıyla meşhurdur.

V. Minorsky, Baharlu ilinin diğer adının Barani (veya Baranlu) olduğunu, yani Oğuzların Yıva boyundan olan Kara-Koyunlu hâkimleri sislilesinden olduklarını belirtmektedir. Bunun yanı sıra Faruk Sümer, Baharlu ve Baranilerin aynı il olduklarına dair kanıt bulunmadığını kaydetmiştir.

Kara-Koyunluların hâkimiyeti döneminde Baharlular, Hemedan civarında yaşamaktaydı. Hemedan’ın 14 km kuzeybatısında “Bahar” isimli bir kale mevcuttur.

Kara-Koyunluların yenilmesinden sonra, Baharlular İran’ın batısında kaldı. Kara-Koyunlulardan birkaç tayfa da Azerbaycan’a yerleşmiştir. Görünüşte bunlar Ak-Koyunlularla işbirliği yapmışlardır ve/ veya yapar görünmüşlerdir.

J. Malcolm’un kanaatına göre, Baharlular Safevi dergâhına bağlı yedi Kızılbaş ilden biridir. Ancak hiçbir kaynak ve belge bu iddiayı doğrulamamaktadır. Müneccimbaşı, “Fihrist”inde yedi Kızılbaş ilinin adını sayarken Baharlulara yer vermemiştir. (Tezkiretül-Müluk, s.194)

Bugün Baharlulardan geriye kalanlar, İran’ın yanı sıra Türkiye ve Azerbaycan cumhuriyetlerinde yaşamaktadır.

Güney Horasan’da, Afganistan sınırına 12 km mesafede Baharlu köyünde Baharlular yaşamaktadır. Bunun 3 km kuzeybatısındaki bilal isimli köyün halkı da Baharlu’dur.

Kirman BV’de, Baft ilçesinin kuzeydoğusunda Raber ile Buzincan arasında Baharlulara mensup küçük bir cemaat yaşamaktadır. Bunlar, Kacar hanedanın son döneminde buraya gelmiştir. Henry Field, bunların 40 aile olduğunu kaydetmiştir. Horasan’da Meşhedlu adıyla anılan Baharlu cemaatı da vardır. Bunlar, Kara-Koyunluların çöküşünden sonra bu bölgeye kaçmıştır.

Fars ve Kirman Baharluları, Ali Beg ve kardeşi Bayram Beg’in Sultan Yakup Ak-Koyunlu’ya yenilmesinden sonra Sircan ve Fars’a gelmiştir. Sircan, Kirman iline bağlı ilçedir.

1854 tarihinde Baharluların tamamı çadırda oturuyordu (çâdurnişîn). Ramcerd, Mervdeşt, ve Şiraz’ın kuzeyinin küçük bir bölümü yaylakları, Darab etrafı, Laristan/ İzed-i Hast’ın Hacıabad nahiyesi onların kışlaklarıdır. Baharluların yaylak ve kışlaklarının bulunduğu bu bölge, Fars Bölge Valiliği’nin güneydoğusudur. m Sheil, (??????????????????????????????????) 1949 yılında 1.230 aile, Keith Edward Abbott ise, 1850 yılında 2 bin aile olduklarını tahmin etmiştir. Baharlular, daha sonraki dönemlerde kışlaklarına yerleşmeye başladılar.

Baharlu ili, Ş. 1278/ 1899 yılında Hamse iline dahil oldu. Fars Valisi Sultan Murad Mirza, Kaşkayı ilinin güçlenmesi nedeniyle şahın fermanı ve başvezirin yönlendirmesi ile Hamse il birliğini oluşturdu. (Pierre Oberling, s.65) Fars Baharluları, Ş.c1311/ 1932 yılında 8 bin aile ve 20 tire/ cemaatten oluşmaktaydı:




Ahmedli

Bekele بكله

Came Bozorgi

Cerge جرگه

Cuga

Hacı Attarlı

Hacı Tahirli

Haydarlı

İbrahimHani/ İbrahim-Hanlı

İsabeyli

İsmailhani/ İsmail-Hanlı

Külahposti

Meşhedli

Nasirbeyli

Resulhani/ Resul-Hanlı

Sekkez/ Seggiz

Verese




*Bazı kaynaklarda; Borbor ve Safi-hani tireleri listeye eklenmiştir.

Baharlular, II. Dünya Savaşı’ndan sonra tamamen yerleşik hayata geçmiştir. Halen Fars Bölge Valiliği Darab ilçesinin Fesa-rud, Husuya ve Karyetül-Hayr isimli köy birliklerinde oturmaktadır. Baharlular, mükemmel at binicisi, savaşçı insanlardır. Fars Vilayetinde bir zamanlar yol kesen, soygunlar yapan bir ildi. Malarya hastalığı nedeniyle büyük kırgın yaşadılar. Ş. 1336/ 1957 yılındaki nüfusları 4 binden fazlaydı. (Rezm-ârâ, cilt:7, s.44, 165, 171; http://fars-turk.blogspot.com, 11 Ekim 2007) Baharlu İli bkz.→Hamse İlleri/ Baharlu İli


Kazerun İlçesi Türkleri
Kazerun ilçesinin doğusunda Şiraz ili, batısında Borazcan (Deştistan) ilçesi (Buşehr BV), kuzeyinde Nurabad ilçesi (Memeseni kazası), güneyinde ise Ferraşbend ve Firuzabad ilçeleri bulunmaktadır.

Kazerun’da, Farsça’nın Kazeruni ağzı konuşulmaktadır. Köylerinde değişik kavimlere mensup insanlar da sakindir. Dilleri Türkçe ve Lorca’dır.


Sepidan Türkleri
Sepidan kazasının ilçe merkezi Erdekan’dır. Doğusunda Mervdeşt ilçesi, batısında Yasuc ili (Kûhgiluye ve Buyer-Ahmed BV) ve Memeseni kazası ilçe merkezi Nurabad, kuzeyinde Eglid ilçesi, güneyinde Şiraz ili bulunmaktadır.

Bölgedeki aşiretler, Güney İran’da oturan Kaşkayı ve Memesenilere mensuptur. Kaşkayı ilinin dili Türkçe’dir. Bu il Dere-Şörlü, Keşköllü, Şeşbeyli, Farsi-Medan ve Amele tayfalarından oluşmaktadır.

Memeseni ili, Lor soyludur. Bekeş, Cavid, Düşmen-Ziyari ve Rüstem tayfalarından meydana gelmektedir. Bunlardan Bekeş tayfası, Türk soylu ve Türk dillidir. Diğer tayfalar Lorca konuşur.
Darab İlçesinde İnallu ve Baharlu İlleri
Fars Vilayetindeki aşiretlerin sayısı, diğer vilayetlere göre çok fazladır. Bu halklar Türkçe, Lorca ve az sayıda bir grup da Arapça konuşmaktadır.

Lorların oturduğu yerler, daha çok bölge valiliğinin kuzeyinde, özellikle Nurabad, Sepidan ve Eglid/ Aglid ile sınırlıdır. Türkler, Firuzabad ve Darab’ta sakindir. Darab ilçesi, Şiraz’ın güneydoğusunda, Kirman ve Hürmüzgan bölge valiliklerine sınırdır. Firuzabad ilçesi, Şiraz’ın güneyindedir.

Darab ilçesinde, eski dönemlerden beri Türk dilli iki büyük il olan İnallu ve Baharlular yaşamaktadır. Darab ve köylerinde oturan tayfaların konuştuğu Türkçe, Farsça’nın yoğun baskısı altındadır. (hhtp://fars-turk.blogspot.com, 08 Ağustos 2005)
Abivert/ Ebiverdi/ Ebül-Verdi ابوالوردى Türkleri
Fars Vilayetindeki Abivert/ Ebi-Verdi/ Ebül-Verdi Türkleri’ni incelemeden önce, ilk geldikleri yer olan Horasan’ın kadim Abivert/ Baverd kenti ile Şiraz/ Safaşehr ilçesine bağlı Ebül-Verdi köyü hakkında kısa bilgi sunalım:

Abivert/ Baverd/ Ebi-Verd/ Ebül-Verd adı, aynı adla anılan Türklerin konu edildiği kitap ve makalelerde sık sık geçmektedir. Fars/ Şiraz Ebül-Verdlilerin ana vatanı Horasan Abivert’idir.

Abivert, kadim Turan/ Türk şehirlerinden biridir. Türkmenistan’ın başkenti Aşkabat ile Mari Vilayeti arasında, Kaka rayon merkezinin kuzeybatısında orta asır kenti olan Abivert harebelerinin bulunduğu yerdir. Burada m Ö. I. bin yıllıktan başlayıp, XVIII-XIX. yüzyıla kadar kent yaşamı sürmüştür. İran-Türkmenistan sınırı, Abivert kenti harabelerinden geçmektedir.

Abivert kentinin konuşlu bulunduğu alan 42 hektardır. Burada XVIII. yüzyılda Nadir Şah devrinde Türkmenlerin Alili tayfası yaşamıştır. Şehir nüfusu her zaman kalabalıktı. Halkı, tarım ve belli bir seviyede hayvancılıkla uğraşmıştır. Kentin dış çevresinde ekilen tarlalar ile su arklarının yerleri bu gün de görülmektedir. Üç havuz, birkaç kuyu vasıtasıyla halkın içme suyu ihtiyacı karşılanıyordu. İki Pazar yerinde, sanatçı ve ustaların ürettikleri malzemelerle, tarım ve hayvancılıktan elde edilen ürünler satılmaktaydı.

1876 yılında Deregez Hâkimi (yöneticisi) Allahyar, Kakân ve çevresine baskın verip ele geçirdikten sonra, Abivertliler şehirlerini terk etmiş ve kent viran olmuştur. (TSE, G.Atayev, “Abivert” maddesi, I.cilt, s.11-12)

Abivert/ Ebül-Verdi köyü, Fars Bölge Valiliği merkezî Şiraz’ın kuzeydoğusundaki Hürrembid ilçesinin kaza merkezi Safaşehr’e bağlıdır. İdari olarak, Safaşehr’in Gadirabad nahiyesine bağlı olup, ilçenin güney istikametindedir. Gadirabad’tan Ebül-Verdi köyüne 7 km mesafedeki Morğab üzerinden gidilir. Morğab’a 10 km’dir. Velhasıl Ebül-Verdi, nahiye merkezi Gadirabad’a yaklaşık 17, ilçe merkezi Safaşehr’e ise 62 km’dir.

Kaynaklarda, Abivert/ Ebi-Verdi/ Bul-Verdi Türkleri, hem Horasan, hem de Kaşkayı ili bünyesinde işlenmiştir. Dönemin şartları dikkate alındığında, yazarların her iki değerlendirmesi de doğrudur. Bu konudaki özgün çalışma, Prof. Dr. Osman Nedim Tuna’ya aittir. Son dönem İranlı araştırmacıların da, bu kaynağı kullandıkları görülmektedir. O. Nedim Tuna’nın çalışmasına kolayca ulaşma imkânı bulunmaktadır. Burada sadece yaşadıkları coğrafya ile nüfuslarının ne olması gerektiğine temas edilecektir.

Günümüzde Abivert/ Ebi-Verdi Türkleri, Kaşkayıların yerleşim sahası olan Fars Bölge Valiliği’nde meskûndur. Şiraz ili, batısındaki Kazerun ilçesi ve Vilayetin kuzeyindeki Abade ilçelerinin kesişme noktalarının oluşturduğu üçgen, Kaşkayı ve Memeseniler ile birlikte Abivert/ Ebi-Verdilerin de yaşam sahasıdır. Kışlakları Vilayetin güneyinde, yaylakları ise kuzeyindedir. Kuzeydeki Eglid bölgesinde 2 bin metreden daha düşük yüksekliğin bulunmaması, Kaşkayı ve Ebi-Verdilerin bölgeyi yaylak olarak tercihine açıklık getirmektedir.

Ebi-Verdilerin, 1955’te tahminen 30-35 bin olan nüfusları, 1.4 artış esas alındığında günümüzde en az 55-60 olması kuvvetle muhtemeldir. (Osman Nedim Tuna, Ebi Verdi: İran’da Bir Türk Diyalekti, s.216-217)

Ebi-Verd Türkleri, birkaç yüzyıl önce Horasan’dan gelip Fars Vilayetine yerleşmiştir. Araştırmacı-yazarlarından Muzaffer Kahramani Ebiverdi, “Ez-Baverd yâ Ebiverdi-i Horasan Ta Ebiverd yâ Ebül-Verd Farsi/ Horasan Ebiverd’inden Fars Ebiverd’ine” isimli kitabın yazarıdır.

Ebi-Verdliler; Fars, Çahar-Mahal ve Bahtiyari, Isfahan ve diğer güney bölge valiliklerinde Kaşkayı ili ile birlikte veya kendi başlarına köy, kasaba ve şehirlerde yaşamakta ve göçü sürdürmektedir. Kahramani, Ebiverdlilerin büyük kolunun İnanlular aşağıda inallu boyunu anmışsınız, bu da onlardan mı yoksa inanlu mu????? olduğunu belirtmektedir.

Abivert/ Ebi-Verdi/ Ebül-Verdi tire/ cemaatlarını Kaşkayı tayfaları, Bıçakçı ili ve İnallular arasında da görmek mümkündür. Devlet-gez yaşama geçen Ebi-Verdiler hakkında Kaşkayı İli bölümünde ayrıca bilgi verilmiştir.





Muzaffer Kahramani’nin Hazırladığı Ebi-Verdlilerin Tire/ Cemaat Listesi


Afşar-Uşağı

Baharlu/ Baharlı

Bayat

Bulaği/ Bulaglı

Çağallu/ Çakallı

Çahardeh-Çirik

Çiyan

Dehu/ Duhu دهو

Dindarlu/ Dindarlı/ Dündarlı

Ebi-Verdi/ Abivertli

Emir-Hacılu/ Emir-Hacılı

Garagara

Gerai/ Geraylı

Gökper

Gurdiklu قورديكلو

İranşahi/ İranşahlı

İslamlu/ İslamlı

Kara-Gozlu

Kara-Kulak

Kuluzarlu

Kurt-Dindarlu/Kurt-Dündarlı

Kurt-Lirki قورت لركى

Kurt-Rahim Şemşiri

Meydan-Şahlu

Muhammed-beglu

Reis-beglu/ Reisbeyli

Sekizdad Beglu سكزدادبكلو

Seriklu/ Serikli

Tevelleli توللى

Zengene

Zerend

Yağmurlu



M. Kahramani, Abivert/ Ebi-Verdi ilinin iki şairi ve şiirlerinden bahseder. Bunlardan biri Haydar Muhibpur Ebiverdi-i Şiraz, diğeri onun oğlu Kalender Muhibpur’dur.

Haydar Muhibpur’un “Gel Ey Oğlan” şiiri şöyle başlar:
Gəl ey oğlan baxma dünya məkrinə,

Xəyal etmə, düşmə işin fikrinə,

Dünyada adət et Huda zikrinə,

Çıxma bu xub yoldan, demə yalandır…



(Ali Kemalî, “Şiraz EbiVerdi’nin Türkleri”, Varlıq, sayı:2-63, s.77)

Yüklə 9,25 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   25   26   27   28   29   30   31   32   ...   88




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin