Mir/ Seyyid Cafer Pişeveri: Azerbaycan Millî Hükümeti Başkanı/ Başvekili. Güney Azerbaycan’ın Erdebil ili Halhal ilçesine bağlı Zaviye-Sadat زاويه سادات köyünde1893 yılında doğmuştur. Zaviye-Sadat köyü; Halhal ilçesi hanebil خانه بيل Köy Birliği’ne bağlıdır. 1966 yılındaki nüfusu 121 hane, 321 kişiydi. Ekonomik sıkıntılar nedeniyle ailesi 1905 yılında Bakü’ye göç etmiş, Bülbüle köyüne yerleşmiştir. Azerbaycan’ın yetiştirdiği önemli siyasi liderlerden biridir. Komünist Parti eski üyelerindendi. Daha sonra Bakü’de iken İran Adalet Patisi’ne katılmış, “Himmet” adlı sosyal demokrat bir grup ile ilişki kurmuştur. “İttihat” okulunda öğretmenlik yaparken “Açık Söz”, “Azerbaycan” ve “Himmet” gazetelerinde yazılar yazmıştır. 1918 yılında Bakü’de Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti kuruldu. Bu dönemde Bolşeviklere yakın olan Pişeveri, Adalet Partisi genel merkezinin onayı ile Bakü’de “Hürriyet” gazetesini çıkarmaya başladı. 1927 yılında Komintern (Komünist Enternasyonal) tarafından İran’a gönderildi. 1920 yılında Gilan’da Bolşeviklerin ve İranlı komünistlerin yardımı ile Molla Mirza Küçük Han Cengeli, Sosyalist Gilan Cumhuriyeti’ni ilan etmiştir. Gilan hadiselerine faal olarak iştirak eden Pişeveri, Gilan Cumhuriyeti’nin Dışişleri Bakanlığı’na getirildi. Gilan hükümeti yıkıldıktan sonra Tahran’a gitti, orada “Hakikat” gazetesini çıkarmaya başladı. 1925 yılında Rıza Han Savadkûhi/ Pehlevi, Kacar tahtını ele geçirdikten sonra ülkede baskıcı bir yönetim kurdu. PişerveRi, 1930 yılında tutuklanarak hapse atıldı. Onbir yıl hapiste kalan Pişeveri, Sovyet askerî birliklerinin İran’a girmesinden sonra 1941 yılında serbest bırakıldı ve “Ajir” gazetesini çıkarmaya başladı. Sovyet İttifakı’nda yaşayan iki kardeşinden biri Kızıl Ordu’da Sağlık Hizmet Yüzbaşısı idi. (Arif Keskin, 16 Aralık 2008; Cәmil Hәsәnli, XI, XIII.Bölüm)
Azerbaycan Millî Meclisi seçimlerinde Tebriz’den aday olan Pişeveri, 23.500 gibi yüksek bir oy aldı. Erdebil/ Halhal ilçesi Zaviye-Sadat köyü doğumlu olması nedeniyle, vefalı hemşehrilerince Erdebil’den fahri aday gösterildi. Erdebil kentinin seçmen sayısı dikkate alındığında, gıyabında 12.597 oy toplanmıştır. Dolayısıyla hem Tebriz, hem de doğum yeri olan Erdebil/ Halhal’dan milletvekili seçildi.
mîrZa: “Emirzade”nin kısaltılmışı. 1.Prens ve şahzadelerin adlarının sonuna gelir. Azerbaycan’da halk, Kacar prens ve şahzadelerine, “Şazda” unvanıyla hitap eder. “Şazda”, “Şahzade”nin Türk halk ağzıyla ifadesidir. 2.Kâtip, münşi, ziyalı, aydın, yazar ve şair kastediliyor ise, isimlerin başına gelir
Mirza Hasan Rüdiyye: (Tebriz 1850-Kum 1944) Babasından aldığı derslerin ardından klâsik medrese eğitimine başlar. Medrese eğitimini tamamladıktan sonra, Osmanlı şehirlerinden Beyrut’taki Dar’ul-Muallimîn’e kaydolur. Okulu bitirince, yeni okullar konusunda Lübnan’da edindiği bilgileri geliştirmek için bir süre Kafkasya’da kalır. Tebriz’e döndükten sonra okuma yazmayı kolaylaştırmak amacıyla alfabe üzerinde bazı olumlu değişiklikler yapar. Bu alfabe ile ilk eğitim denemesi, mollaların tepkisi nedeniyle başarısızlıkla sonuçlanır ve camiden kovulur. Ardından Şeyhül-İslam mescidinin bahçesindeki eski okul binasını satın alarak, ilk Rüşdiyye mektEbini açar. Tebriz’de, Darül-Fünûnu’ndan sonra ilk yeni usul okul Rüşdiyye’dir. Okul irticacıların baskınına uğradığından eğitim sonlandırılır. Şahsına yönelik bu çirkin davranışlar üzerine Horasan’a göçetti. Kısa bir süre sonra Tebriz’e geri dönerek, Şeşgîlan mahallesinde Rüşdiyye mektEbini tekrar açtı. Bu okulun şöhreti, Azerbaycan-İran’ın yanı sıra, kısa sürede Orta Doğu ülkelerinde yayıldı. Öğrenci sayısı bine ulaştı. Öte yandan okul çağını geçmişler için 90 saatlik kurslarla halka okuma-yazma öğretmeye başlandı. Dağıstan’da yaşayan Abdurrahim Talibov, bu başarıyı duyunca, 200 civarında fen kitabı ve bir miktar da para yardımında bulunmuştur. Rüşdiyye okulunda, Türkçe’nin yanı sıra Farsça, Arapça ve Fransızca eğitimi verilmeye başlandı. Tebriz’deki devlet görevlilerinin okula olan olumlu yaklaşımları nedeniyle, mürteci kesim daha önce olduğu gibi okula fiili saldırıya cesaret edemedi. Ancak Hasan Rüşdiyye’yi BaBi ve dinsizlikle, okulu da “Dinsizler MektEbi” olmakla suçladılar. Bunun ardından yerel yönetim okulu kapatmak mecburiyetinde kaldı. 1897 ve 1899 yıllarında “KeMal” ve “Terbiyet” adlı okulları açma girişimi mollalar tarafından engellendi. Bu olumsuzluklar üzerine Tahran’a giderek, Rüşdiyye okulunu burada açtı. Ancak irtica kesiminin başvezir Atabeg’e baskısı üzerine bu okul da kapatıldı, Mirza Hasan Rüdiyye, Osmanlı’nın Arap Vilayetlerine sürgüne gönderildi. Döndükten sonra eğitim faaliyetlerinden ötürü, Horasan’ın Kelat kalesine sürgün edildi. Meşrutiyet devriminin gerçekleşmesi ve Muhammed Ali Şah’ın ülkeden kaçmasından sonra serbest bırakıldı. Rüşdiyye, hem Azerbaycan’da, hem de İran genelinde maarif/ eğitimin atası olarak kabul edilmektedir. Türkçe ilk eğitim kitaplarını yazmıştır. “Elifbâ-yı Cedid”, “Vәtәn Dili, 1894 ”, “Kitabçe-yi edebiyye, 1893”, “Bidâyet’üt-Ta’lîm”, “Nihâyet’üt-Ta’lîm”, “Tekmîletüs-Sarf” ve “Teshîlül-HesAb” gibi ders kitapları hazırlamış ve hazırlatmıştır.
Tebriz’e döndüğünde, okul açma ve Türkçe eğitim konusunda Settar Han Serdarı Millî ve Bağır Han SâLar-ı Millî tarafından himaye edildi.
Rüşdiyye, Kum kentinde 1944 yılında 94 yaşında vefat etti. (M.Ә. Mysәddiq, “Mirzә Hәsәn Rüşdiyyә”, Güney Azәrbaycan, sayı:1, s.5-7, 1994) Bbkz.→Kum BV
Mişkin/ Mişkinşehr: Hiyav kenti. (Erdebil BV)
Miyan/ meyân: 1.Orta, ara, bel. 2.“Miyançay, Miyan-dere, Miyane/ Miyanec, Miyan-duAb” Azerbaycan’da yer, mekân adlarıdır. “Miyan” kelimesinin aslı olan “muyân” veya “buyân”’ın eski Türkçe’deki şekli “Muyancı”dır. Muhtemelen Sanskritçe “Punyâ”dır. Punyâ; Doğru, dürüst, orta, aracı/ vasıta anlamı taşımaktadır.
MiyanduAb: Koşaçay/ Coğatı kenti. (Batı Azerbaycan BV)
Moğol: “Mong” cesur, “Munk” gümüş anlamındadır. Moğolllar için Arapça ve Farsça’da “Moğul, Muğul, Muğal” formları kullanılmıştır. Farsça’da “Moğol” kelimesi; servet ve kudret sahibi şahıs demektir. Moğolların ardılları, Azerbaycan’a ait bölgelerden; Zencan, Kazvin, Hemedan, Tahran, Merkezî ve Kum’da Türkler arasında temsil/ asimile olmuş halde perakende olarak yaşamaktadır.
Muğan: İlçe merkezi Germi’dir. Darül Muğan. (Kara-Koyunlu dönemi) (Erdebil BV)
Aras nehrinin her iki yakasının adıdır. Azerbaycan aşiretlerinin kışlağıdır. “Muğan/ Mugan/ Deşt-i Muğan/ Mugan Düzlüğü/ Mugan Çölü (Mugan Ovası, Mugan Düzlüğü anlamında)/ Mugan ovası/ Mugan çayırlığı” adları ile anılmaktadır.
Muhammed Bi-riya/ Muhammed Bâgırzade Bi-riya Hacı gulamoğlu: (Tebriz 1914-1989) Azerbaycan edebiyatında, mücadeleci bir şair olarak tanınmaktadır. Okula sekiz yaşında başlamış, orta okulu bitirdikten sonra maddi imkânsızlıktan ötürü eğitime devam edememiştir. Tebriz Belediyesi’nde ve bir süre Tebriz-Tahran demiryolunda çalışmıştır. Tebriz’de yayınlanan “Vatan Yolunda” gazetesinde ateşli şiirleriyle yayın hayatına katılmıştır. Şiirleri aynı zamanda Tahran’da “Merdum”, “Zafer”, “DeMavend”, “Şu’lever”, Reşt’te “Sepîdrûd”, Tebriz’de “Azerbaycan” ve “Hâver Nov” gazetelerinde basılmaya başlamıştır. Diğer taraftan işçilerin örgütlenmesiyle yakından ilgilenmiştir. Bi-riya, Tebriz işçilerince (Tebriz fe’leleri), Azerbaycan Hemkârlar İttifakı/ Azerbaycan İşçiler Birliği başkanlığına seçilmiştir. 1945 yılında Paris’te toplanan Dünya İşçileri İttifakı Kongresi’ne katılmıştır. Tudeh mensubu olan Bi-riya, Millî Hükümet’in kuruluş çalışmasına fiilen iştirak etmiş, daha sonra Eğitim Bakanlığı’na (Maârif Veziri) getirilmiştir.
Azerbaycan Millî Hükümeti’nin yıkılmasının ardından Kuzey Azerbaycan’a kaçtı. Ancak, Millî Hükümeti’n kuruluşu sırasında adının yıpratılmaması konusunda büyük hassasiyet gösteren Sovyetler, Bi-riya’yı, 1946-56, 1957-67 yılları arasında yirmi yıl, ardından iki yıl olmak üzere toplam 22 yıl süreyle hapiste tuttu. İran’a dönme isteğinin karşılığı iki yıl hapistir. Daha sonra Tambov’un Yaroslav köyünde mecburi iskâna tabi tutuldu. Rejim değişikliğinden sonra 1980 yılında Tebriz’e döner dönmez, ardından tutuklandı. Vefatından kısa bir süre önce serbest bırakıldı. Tebriz’de 75 yaşında bu dünyaya veda etti. Maruz kaldığı zulümler, bu Türk aydınının saygın ve erdemli kişiliğini ortadan kaldıramadı. Şeçilmiş şiirleri, “Ürek Sözleri” adı altında toplanarak basıldı. (“Muhammed Bi-riya”, Ana Dili, 5.kitap, s.23-26, Ders Kitapları-5, İntiŞarât-ı FerZane)
Muhammediyye: H/K. 149/ 767 yılından sonra Rey kenti Muhammeddiyye adını almıştır. (Abbasi dönemi)
Hacc Muhammed Kerim Han Keşkûlî: İkinci Meclis’e Kaşkayı Türkleri’ni temsilen milletvekili olarak girmiştir. Bahtiyarilerin Meşrutiyet’e karşı olmasından ötürü merkezî hükümet Kaşkayılara yaslanmak için Kerim Han’a büyük ilgi göstermiştir. (http://elxan.blogspot.com)
Muhammed Ali Han İlhanî Kaşkayi: Kaşkayı Ulusu İlhanı Cani Han’ın oğludur. İlim irfan sahibi bir şahsiyetti. Mirza Şefî’ Vassal Şirazî’nin yakın dostuydu. Şeyh İkta’nın kabrini yaptırdı. Murtazakulu Han ve Mustafa Kulu Han isimli iki oğlu tarafından 1268/ 1880 tarihinde öldürüldü. Şeyh İkta’nın kabrinin alt tarafına defnedildi. (http://elxan.blogspot.com)
Muhammed-kulu Han Kaşkayi: Buşehr yakınlarında İngilizlerle yapılan meydan savaşının kahramanıdır. Şiraz’daki Bağ-ı İrem’in yanı sıra, 16 bağ/ park-bahçenin de kurucusudur. İlme ve kültüre meraklı hattat ve sanatçıdır. (http://elxan.blogspot.com)
Muhammed Taki Refii (Nizam’üd-Dövle): 1886 yılında toprak sahibi ve nüfuzlu bir ailenin çocuğu olarak Tebriz’de doğdu. Milletvekilliği sırasında İran Meclisi Başkan Yardımcılığı yaptı. SSCB’ne karşı tarafsız bir yaklaşıma sahipti. Millî Hümümet döneminde Azerbaycan Demokrat Partisi/ ADP MK Başkan Yardımcısıydı. (Cәmil Hәsәnli, XII. Bölüm)
Murtaza-kulu Han Kaşkayi: “Gard-ı Cavidân-ı Kaşkaî” isimli iki bin kişilik silahlı gücü vardı. Fars Vilayetine tayin edilen yöneticilere itaat etmedi. Ağa Baba Han Mazenderani’nin ihaneti sonucu yakalandı ve feci şekilde öldürüldü. (http://elxan.blogspot.com)
Mustafa Han Leşker: Kaşkayı/ Amele tayfasına mensuptur. İki bin kişilik bir gücün kumandanıydı. Kirman kalesinin fethi sırasında 32 yaşındayken hayatını kaybetti. (http://elxan.blogspot.com)
mübârize: Mücadele, çekişme.
müçe: Oniki hayvanlı Türk takvim sistemi.
müSir, müSiRi: (hastalık için) Bulaşıcı.
N
-n, -ân, -en: İsimlerin sonuna gelerek, anlam değiştirmenin yanı sıra, yer isimleri ve soy isimlerini oluşturur: Kûh/dağ→kûhân: hörgüç, Bi-Ab/susuz→ biyAbân: çöl; Tur→ Turân→ Tur’un ülkesi, İr→İran: Îr’in ülkesi, sipah/ asker→Sipahan: ordu yeri, ordugâh, Arapçalaşmış şekli/ muarrEbi Isfahan, Erdeşir-i Babekan: Babek oğlu Erdeşir.
-n, -în, -îne: Âhenîn: Demirden yapılmış, Zerrin: altından yapılmış, Şirin: sütlü tatlı, rûîn: tunçtan yapılmış, çirkîn, şEbine: geceye ait.
Nadirabad: Nadir Şah’ın Hind seferi sırasında Kandehar kenti yakında kurulan şehir. (Afşar dönemi)
Naib: Vekil.
Naibüs-Saltana: Saltanat naibi, Şah’ın vekili.
Nayib-i işik ağası: Saray muhafızlarının komutan yardımcısı.
-ne(h): Hem sıfat, hem de zarf anlamı verir. Lâtin alfabesi ile yazıldığında “h” görünmez: dOstane(h): dostça, pederâne(h): babaya lâyık, babaca, ferZane(h): akıllıca, bedbahTane(h): bedbahtça, hıredmandâne(h): akıllıca, merdâne(h): mertçe, kahramanca.
Nizam: Düzen, tertip, usul.
Nizam’üd-Dövle: Devlet’in düzenini sağlayan. Şahıs unvanlarından.
Nizam’üd-Dövle Refii: Bkz.→ Muhammed Taki Refii
noh/ nuh: Dokuz rakamı.
novha/ novhe: İLahi, mersiye, ağıt.
novhe-hân/ novheger: Matemlerde acıklı iLahi/ mersiye, ağıt okuyucusu.
Nusretullah Cihanşahlu: Zencan doğumlu. Türkçesi “53 Kişi” olan “PenCahu-se Grubu” mensuplarından. Tudeh, bu grubun üyesi olan 27 kişi tarafından kurulmuştur. Tudeh Zencan İl Başkanı. Azerbaycan Millî Hükümeti Başbakan Yardımcılarından.
O
oba: Aile, çadır. Bir babadan olan geniş âile.
Olcaytu: Sultan Muhammed Hudabende’nin diğer adı. (Hasan Amîd, s.1231)
*
Oniki İmam/ İmam-ı İsNa Aşere/ Düvâzdeh İmam:
1.Ali el-Murtaza
2.Hasan el-Müctebâ
3.Hüseyin eş-Şehid
4.Ali Zeynelabidin es-SecCad
5.Muhammed el-Bâkır
6.Cafer es-Sâdık
7.Musa el-Kâzım
8.Ali el-Rıza
9.Muhammed et-Taki
10.Ali en-Nakî
11.Hasan el-AskeRi ez-Zakî
12.Muhammed el-Mehdi el-Hücce (İmam Ebü’l Kâsım Muhammed bin El-Hasan el-Mehdi)
*
Oniki yıllı Türkmen (Türk, Hıtay, Uygur…) Takvimi/ Takvim-i Türkî’nin İranzemîn Versiyonu:
-Sıçgan il/ Golgana il قولقنه: Oniki yıllı Türkmen/ Türk takviminin birinci yılı. Sıçan yılı
-Od il/ Hukar il هوكا ر : İkinci yılı. Sığır yılı
-Bars il: Üçüncü yılı. Kaplan yılı
-Toşgan il/ Tolı il: Dördüncü yılı. Tavşan yılı
-Loy il/ Loy (ejderha) il/ Luv il: Beşinci yılı. Balık yılı
-İlân il/ Muğay il موغا ى: Altıncı yılı. Yılan yılı
-Yunt il/ Murin il مورين / yılkı il: Yedinci yılı. At yılı
-Goy il/ Goîn il: Sekizinci yılı. Koyun yılı
-Piçi il/ Bicin il: Dokuzuncu yılı. Maymun yılı/ Bicin il
-Tahagoy il/ Takık il: Onuncu yılı. Tavuk yılı
-İt il/ Togay il/ Tugay il توقا ى: Onbirinci yılı. İt yılı
-Tonguz il/ Doñuz il: Onikinci yılı. Domuz yılı
*
Oreng-zîb: Muhyiddin Oreng-zîb AlemGir, Hindistan’da hüküm sürmüş güçlü Gürgânî hükümdarıdır. Bu padişahın adına düzenlenmiş klâsik musikîde bir makam adı. (Hasan Amîd, s.1231) Türkçe metinlerde “Evrengzîb” olarak zikredilmektedir. Muhyiddin Oreng-zîb AlemGir’in “Ruka’ât-ı AlemGir” adını taşıyan mektupları, Farsça nesrin beğenilen örneklerindendir.
Osmanlı Qışlağı/ Osmanlı Kışlası: Batı Azerbaycan Bölge Valiliği merkezi Urumiye’ye bağlı Savucbulağ/ Mahabad ilçesi Kula Kabra mahallesinde Osmanlılardan kalma kışla binası vardı. 1960-1965 yıllarına kadar ayakta olan kışla, yaklaşık dört bin metre kare alana sahipti. Halen kışlanın iki duvarı kalmıştır. Yok olma aşamasındadır. Kışla binasının tapulu sahibi olan bir Musevi, 1960’lı yılların başında İsrail’e göç ederken, binayı satıp parasını göndermesi için Mahabadlı Hacı Salih ŞatıRi’ye vekâlet vermiş, Hacı Salih, kışla binasını bir ara satılığa çıkarmış, daha sonra satıştan vazgeçerek, binanın tapusunu üstüne geçirmiştir. Bina torunu Muhammed Ağa ŞatıRi’ye miras kalmış, Muhammed Ağa ise, binayı parselleyerek, peyderpey satmıştır. Ayrıca Mahabad yakınlarındaki Gurdgulah, Döşemecid ve Mahmutkan Osmanlı döneminden kalma savunma amaçlı kule ve burç kalıntılarınının bulunduğu tepelerdir. Urumiye’ye 5 km mesafedeki Bend köyü bitişiğinde “Baba Yerleri” adıyla tanınan Osmanlı şehitliği bulunmaktadır. (Azeri Türkçesi Dil Kılavuzu, s. 25, 79, 129, 217, 188)
ostan: Vilayet, bölge valiliği. Bazı yazarların,“ostan” kelimesinin karşılığı olarak “Eyalet” terimini kullandığını görüyoruz.. Ancak İran’da “Eyalet” sistemi kaldırılmıştır. Bu nedenle karşılık olarak “bölge valiliği” tabiri tercih edilmiştir. Bu husus, mülki sistem bölümünde izah edilmiştir. “Şehristan”lara da il denemez, Osmanlı dönemindeki sancak tabirine kısmen uymaktadır. Ancak gene de “sancak”ın mülki yapılanmadaki konumunu karşılamamaktadır.
Ostandar: Vali, bölge valisi.
oymak: Cemaat ile oba arasındaki aşiret yapılanması. Amcalar, dayılar, kuzenlerden oluşan birbirleri ile akraba olan geniş topluluk. Oymaq/ oymak hakkında bkz.→Farsça’ya Geçmiş Türkçe Kelimelere Örnekler
Ö
özen: Çay, nehir.
P
pâîn: Genellikle yerleşim birimlerinin sonuna gelir. “Aşağı ve alt” anlamına gelir. Bir yerleşim biriminin, diğerine göre aşağıda veya altta olduğunu ifade eder.
Parsabad: Muğan kenti..
Payız: Sonbahar mevsimi.
Penahabad: Kafkasya’da Şeki-Şirvan arasında kale. (Safevi, Zend ve Kacar dönemleri)
peder: Baba.
Pehlevi: Bkz.→Bender Enzeli , Bender Pehlevi
Pehlevidej: Akkala kenti. (Gülistan BV)
penç: Beş rakamı.
peser/ püser: Oğlan, oğul, çocuk.
-peye, -yatag/ yatak, -gomer: 1.Mensubiyet bildirir: Fetelipeye, Melikpeye, Yanıqpeye, Güneypeye. 2.Sade ve düzeltme sıfatı, bunun yanı sıra keyfiyet, renk ve coğrafi yapıyı ifade eder: Sarıyataq, Ağyataq, Daşlıyataq, Pogosogomer.
pişnihâd etmek: Teklif etmek, önermek.
pol: Köprü.
polkovnik: Albay.
poşt: Arka, peş.
R
Ramser: Sahtser kenti. (Mazenderan BV)
rayon: İdari bölge, bir arazinin coğrafi, ekonomik vs. yönlerden tam bir birlik meydana getirdiği parçası.
Reşt: Kentin eski unvanı “Darül-Merz”dir. (Safevi, AfŞar, Zend ve Kacar dönemleri)
Rızaiye/ Rezaiye: Batı Azerbaycan Bölge Valiliği merkezi Urumiye kentinin eski adı. (Batı Azerbaycan BV)
ribat: (Arapça) 1.Kervan yolu menzilgâhlarında yolcuların güven içerisinde kalabildikleri kervansaray, misafirhane, han. 2.Tarikat şeyhi, derviş ve fukaranın barındığı yapısı sağlam, korunmalı duvarlarla tahkim edilmiş, zaviye/ tekke anlamına gelen hângâh/ hanegâh. 3.Fütüvvet yapılanmasında dini-askeri kışla.
RikAb: ZarrAbhane Mübâreke. (Zend dönemi)
Rub’-u Reşidî: İlhanlı hükümdarı Gazan Han’ın ünlü veziri Reşideddin Fazlullah El-Vezîr İbn-i IMad’üd-Dövle Ebü’l-Hayr bin Muvaffag’üd-Dövle Ali Hemedani’nin şahSi parasıyla Tebriz’de yaptırdığı külliye. Bakiyesi halen Tebriz kent merkezinde Rasta Küçe’dedir. İnşaatı, Olcaytu zamanında tamamlanmıştır. Rub’; Bir şeyin dörtte biri demektir. “Rub’ ربع ” tabiri ile Reşidîyye’nin ihtişamıyla “Dünyanın dörtte birine bedel” olduğuna vurgu yapılmıştır. Burada rasathane de vardı.
rûd: Nehir, ırmak, çay.
Rudbar: Birkaç nehir ve çayın aktığı bölge.
rûdhane: Irmak, nehir.
S
sad: Yüz rakamı.
Sadat: “Seyyid”in çoğulu. Anne ve baba tarafından Hz.Muhammed’in ailesine mensup olanlar.
Sadık Padegan: 1899 yılında Tebriz’de doğdu. 1938 yılına kadar İran tebaası olarak Sovyetler Birliği’nde yaşadı. İran’a dönünceye kadar Nahçıvan Kooperatif kuruluşunda çalıştı. Moskova’da yüksek iktisat eğitimi gördü. Genç yaşlarında Hıyabani harekâtına katıldı. Halk Partisi Tebriz eyalet teşkilatı başkanı idi. Daha sonra DP MK Başkan Yardımcılığını üstlendi. Mir Cafer Pişeveri ve Ali Şebüsteri ile birlikte “Tebriz Üçlüsü” olarak anılmıştır. Millî Hükümet kurulduktan sonra Meclis Başkan Yardımcılığını üstlendi. (Cәmil Hәsәnli, XII. Bölüm)
sâhib-Kırân: (Sâhibkırân: Karn/ asırların sahibi) Kudretli, âlim ve fazıl Türk devlet adamlarından Timur’un unvanı.
İnanca göre, 600 yılda bir iki büyük yıldız bir burçta birleşir. Buna Kırân-ı Sa’deyn ve Kırân-ı Nahseyn denir. Bu dönemde doğan insanların bir kışmı çok mutlu, bir kısmı da mutsuz, bahtı kara ve bedbaht olurlar. Kır’an-ı Sa’deyn; Zühre(Venüs) ile Müşteri (Jüpiter) yıldızları bir burçta birbirlerine yaklaşır. Bu kutluluk işareti olarak kabul edilir. Bu burçta doğanlar Sahib-i Sa’d ve baht-ı bülend olur. Kırân-ı Nahseyn ise; Merih(Mars) ve Zühal(Satürn) yıldızlarının aynı burçta birleşmesidir. Bu kutsuzluk işaretidir. Bu burçta doğanlara bahtı kara denir. Sahib-kırân; Çok güçlü, talihli ve başarılı hükümdar demektir.
Taşıdığı “Sâhib-Kırân/ Sahib’üz-Zaman” unvanlarına rağmen, Timur’dan nefret eden Osmanlılar ona “Timur-leng/ Topal-Timur”, Farslar “Timur-u Bi-nur/ Nursuz Timur”, Araplar ve Farslar “Timur’ul-lâne” derler.
Alim ve fâzıl bir kişi olan büyük Türk hükümdarı Sahib-Kırân Timur’un ünlü bir sözünü paylaşalım: “Bizga ve bizim haşmatimizga işanmagan kimseler kelsinler, bizni ve biz kurdurgan parlak madaniyetimizni, o cümleden abniyelerimizi korsunlar!”. (Üstad Serdar Muhammed Rahmanoğlu)
sahra: Çöl, sahra.
Sahtser: Ramser kentinin tarihi adı. (Mazenderan BV)
Sâl: Yıl, sene.
sâLar: Kumandan, baş kumandan, başbuğ.
SâLar’üd-Dövle: Başkumandan. Şahıs unvanlarından.
Samed Behrengî: (1938-1968) Yoksul bir ailenin çocuğu olarak Tebriz’de doğdu. Tebriz Pedegoji Enstitüsü mezunudur. Hikâyeleri dünya çapında tanınmıştır. Çok sayıda uluslararası ödüle layık görülmüştür. Hikâye ve yazılarında, muhalif kimliğinin öne çıkması nedeniyle, Pehlevi rejiminin düşmanlığını kazanmıştır. Güney Azerbaycan’ın yeri doldurulamaz aydınlarından olan Samed Behrengî, Şahseven/ Aroluların oturduğu bölgede, Şah’ın gizli polis örgütü Savak mensuplarınca genç yaşında ŞehRiver 1347/ Ağustos 1968 tarihinde Aras’ta boğularak öldürülmüştür. Yirmi civarındaki çocuk hikâyesinden; Balaca Gara Balıg/ Küçük Kara Balık, Çuğundur Satan oğlan/ Pancar Satan Çocuk, Bir Hülü Min Hülü/ Bir Şeftali Bin Şeftali... bazılarıdır. Hikâyelerinden onüçü ölümünden sonra yayınlanmıştır.
İlk dönem gazete ve dergilerdeki yazılarında “Şad, Karankuş, Behreng, Babek” vd. takma isimler kullanmıştır. Hikâyeleri muhtaç, güçsüz köy çocuklarını, onların hürriyet arayışlarını ve cahil ana-babalarına, toprak ağalarına veya şehir aristokrasisine karşı isyanını resmeder. Yazı ve hikâyeleri toplanarak, tek tek veya toplu halde basılmıştır. Afşarların dili ve kültürü hakkında dört makalesi de benzer şekilde yayınlanmıştır. (G.J.J. dé Vries, “Güney Azerbaycanlı Yazar Samed Behrengî”, Kardaş edebiyatlar, sayı:8, Erzurum 1983)
samsâm: Keskin kılıç.
Samsâmüs-Saltana: Saltanat’ın kılıcı. Şahıs unvanlarından.
-sâr, -Zar: “-lık, -lik” ekidir: kûh/dağ→Kûhsar: dağlık; Lale→LaleZar: Lale bahçesi; gül→ gülZar; çemen→çemenZar.
Sâr’el-Ehvar: Ahvaz kenti. (Deylemi dönemi)
savad: Okuma, yazma.
Savalan/ Sebelân dağı: Azerbaycan’da dağ adı. Bu dağ Erdebil ve Doğu Azerbaycan bölge valilikleri sınırında konuşludur. 2.706 m., 3.105 m ve 4.811 m (Savalan’ın doğusu, Bozdağ) gibi yüksekliklere sahiptir. Türkler buraya “Rüzgâr” anlamında Savalan, Farslar ise, “Bol nimet” anlamında Sebelân der. Karasu nehrinin Hiyav ve diğer kolları, Acıçay ve kolları Savalan’dan kaynaklanmaktadır. “Savalan”, aynı zamanda Azerbaycan’ın millî sembollerindendir.
Savucbulag/ Savucbulaq-I: Kerec’in ilçesi, diğer adı Heştgerd’tir. (Elburz BV)
Savucbulağ/ Savucbulağ-Mukri-II: Urumiye’nin ilçelerinden Mukri Savucbulağı. Adı Türkçe olduğu için 1937 yılında “Mahabad” olarak değiştirildi.
Dostları ilə paylaş: |