-bine, -gazma: Mensupluk va âidiyet bildirir: Mollahacıbine, Poştbine (Avarca, Küçükdağ), Hacıqazma, Gımılqazma.
birleşik: Federasyon/ konfederasyon. Türkmen aşiretleri birleşiği/ Türkmen aşiretleri federasyonu/ konfederasyonu.
boy-kabile yapılanması: Türk geleneğinde boy-kabile yapılanması: “1.Boy-Kabile. 2.İl-Ulus. 3.Aşiret-tire-Taife/ tayfa. 4.CeMaa-tire. 5.Oymak 6.Oba-ordu. 7.Aile-çadır” şeklindedir. Bazı il/ uluslardaki yapılanma ile örtüşmeyEbilir. Ancak genel yapı budur. Bu konuda kitap içerisinde yeterli bilgi mevcuttur.
Bozçalu/ Bozcalu/ Bozaçlu/ Bozaçalu: Borçalu/ Borçalı veya Bozcalı adı verilen Türk tayfası, kadim Moğol Borçalu ve orta dönem Bozcalu Türk tayfası olarak iki bölümde mütalaa olunmaktadır.
Bozçalu/ Bozcalu: Bozçalular, Anadolu ve Halep Türkmenlerindendir. Afşar, Bayat ve Begdili gibi Bozok bölgesinin Kızılbaş Türklerindendir. XIV. yüzyılda Bozca Bey liderliğinde mahallî güç kazanıp, “Bozcaoğulları” adı altında, beglerbegi statüsünde Safevi devletine katılmışlardır.
Borçalu: Borçalu tayfasının, Bovurcu liderliğinde Moğol Aralat birleşiği/ federasyonunun bir parçası olduğu da ifade edilir. Bu tayfa, daha sonra Türkleşmiştir. Bugün Negade merkezli Sulduz bölgesi, Hemedan BV, Azerbaycan, Gürcistan ve Türkiye’de oturmaktadırlar. Tefriş, Ferahân, Kumican, Novberân, Fâmenîn ve Gehâvend’te Bozçalu/ Borçaluların bakiyelerine rastlanmaktadır. (http://qezvin-az.blogspot.com)
Burucerd: Kentin eski unvanı “Darüs-Sürûr”dur. (Safevi ve Kacar dönemi)
Bu-Saidiyye: Azerbaycan şehirlerindendir.
Buyer-Ahmed: Bir il/ ulus olup, Şah Rıza Pehlevi döneminde iskân edildiler. Dilleri, Farsça-Türkçe karışımıdır. (Mehr’üz-Zaman Novbân, s.98-99)
bünyâd: Vakıf, temel. “Bünyâd-ı Mustaz’afân”. Bizdeki Fakir-Fukara/ Fak-fuk Fon’un karşılığı olarak kabul edilEbilir.
C
Cafer Edîb: 1915 yılında Tebriz’de doğdu. Orta okul müdürlerindendir. Muallimler Hemkârlar teşkilatı/ Öğretmenler Birliği teşkilatı’nın başkanlığının yanı sıra Azerbaycan Demokrat Partisi/ ADP Gençlik teşkilatı’nın lideriydi. Öğretmenler ve aydınlar arasında nüfuza sahipti.
Cafer Kaviyan: 1901 yılında Tebriz’de dünyaya geldi. Hıyabani hareketine katılmıştır. İşçi Partisi’nin kurucusu. Ticaretle uğraşan Kaviyan, yedi yıl süre ile hapiste kaldı. Millî Hükümet kurulduktan sonra Harbiye Bakanı (Ceng Veziri/ Halk Koşunlar Veziri) oldu.
Cani Han Kaşkayi: İlk Kaşkayı İlhanıdır. Cani Han Kaşkayi, Kerim Han Zend’in Şahlığı döneminde ferman ile ilhan olarak tayin edilmiştir. Çocukları Kerim Han Zend’e vezirlik yapmıştır. Daha sonra Feth-Ali Şah Kacar, Cani Han’ın Cenub eyaleti İlhanı olduğuna dair ferman vermiştir. (http://elxan.blogspot.com)
cemaat: Aşiret ile oymak arasındaki tayfa yapılanması. Bazı aşiretlerin yapılanmasında “Tire”ye de karşılık gelmektedir.
Cengiz/ Çengiz: Büyük Moğol Han’ı Temuçin’in unvanı. Cengiz Han, Sultan Muhammed Harzemşah zamanında İran’a girmiştir. Hayatı detaylı şekilde kaydedilmiştir. (Hasan Amîd, s.1236)
Ceren: Sarı renkli ceylan ve oğul-otu anlamındadır. Kacar Türk devletini kuran Ağa Muhammed Han Kacar’ın anasının adı “Ceren” idi. Türkistan ülkelerinde “Ceren”, Azerbaycan’da ise “Ceyran” formu da kullanılmaktadır.
Ceyhun: Amuderya nehri, Türkistan’ın en uzun nehridir. Afganistan’da güney Pamir’den Pamir ve Piyanc adlarını alarak doğar. Daha kuzeyde Vahş kolunu aldıktan sonra Ceyhun adını alır. Tacikistan ve kuzeydoğu Afganistan sınırını oluşturduktan sonra geniş bir delta ile Aral gölüne ulaşır. Uzunluğu 1.415 km’dir. Ancak Doğu Pamirlerden doğan en uzun kolu Derya-yı Vahjır’ın kaynağından itibaren ölçüldüğünde 2.540 km.’ye ulaşır.
Cezayirbaşı: Şah’ın muhafızlarının komutanı.
cezire: Ada. Çoğulu→ CeZair/ Cezayir.
Coğatı: Miyanduab kenti. (Batı Azerbaycan BV)
Cündi-Şapur: İmparator Justinyanus Atina Akademisi’ni kapatmıştı. Roma Okulu ise, mezhep ihtilaflarından ötürü dağıldı. Doğu Roma’dan kaçan pagan Yeni Platon/ Eflâtuncu (M. Ö. 427-347) filozoflar ve Nasturiler İran’a gelip, Kisrâ Hüsrev Enuşirvan (531-579) ve ünlü veziri Buzercûmehr’in hizmetine girdiler. Huzistan’da Cündi-Şapur Tıp ve Felsefe Okulu açıldı.
Sasani Şahı Erdeşir/ ArdiŞir-i Babekan devrine (223-241) ait çeşitli dillerdeki eserlerin çevirisi yapıldı. Aristo/ Aristoteles’in (M. Ö. 348-322) Yunanca eserleri ile Sanskritçe olan Kelile ve Dimne başta olmak üzere Farsça’ya çevrildi. Okul, Araplar’ın İran topraklarına girişine kadar yaşadı. Bu okulda ilmî hâkimiyet Nasturi/ Süryanilerde idi. I.Şapur (241-271), buraya Rum esirleri yerleştirerek Grek ilminin gelişmesini sağladı. Hüsrev Enuşirvan zamanında buraya bir hastane eklendi. Böylece tıp ilmini öğretmekle de şöhret buldu. Daha sonra Hindli hekimlerin katılmasıyla tıp eğitimi büyük bir gelişme gösterdi. Eğitim dili Süryanİce olmakla birlikte eski Pars dili de kullanıldı. Müslümanların İran topraklarına girmesi ile Cündi-Şapur Akademisi kapanmıştır. (636-Kadisiye) Bağdat kurulduktan sonra Cündi-Şapur Akademisi’nin ardılları buraya katıldı. Cündi Şapur harabeleri, Huzistan’da Ahvaz iline bağlı Dizful ilçesindedir. Cündi Şapur, “Şapur’un sayfiyesi” demektir.
cür, her cür: tavır, şekil; her türlü.
Ç
çahar: Dört rakamı.
Çapan: Çapan/ Çaban/ Çapanlu ili, Kızılbaş tayfalarından; Ustaclu/ Ustacalu, Şamlu, Musullu, Harbendelu/ Hudabendelu, Tekelu, Bayburdlu, Karamanlu/ Kahramanlu, Dulkadar/ Zülkadir, Varsak, Afşar, Bayat, Kacar/ Ağaç-eri…ler Kara-Koyunlu ve Ak-Koyunlu Türk Tayfa/ aşiret federasyonu mensuplarıdır. Aynı zamanda Kızılbaş Safevi Türk devletinin de kurucularıdır.
“Çapmak” kelimesi; çok hızlı ve seri hareket etmek anlamındadır. İl-çapan/ Él-çapan, İl-aldı/ Él-aldı, İl-basar/ Él-basar …
Çarıklu/ Çarıhlu/ Çaruglu: Kadim Türk tayfalarından biridir. Kelime kökeni “çarık/ çerik”tir.
Türkçe’de “Çerik, çirik” kelimesi; asker, ordu demektir. Bu kelime, “silahlı örgüt militanı” anlamında Farsça’ya da geçmiştir. Günümüz Türkçesindeki karşılığı “çeri”dir.
çekme: Ayakkabı. Çekmeli→Ayakkabı giymiş. Çekme hakkında bkz.→Farsça’ya Geçmiş Türkçe Kelimelere Örnekler
-çı, -çi: İsimden isim ve sıfat türeten ek.
çigin: (Moğolca’dan geçme) Şehzade, prens.
çihl: Kırk rakamı.
D
dâmen: Etek.
dang: Hisse, pay, bölüm, kısım anlamlarına da gelen “dang” , bir mülkün altıda bir hissesidir. “Du-Dange”, “Çahar-dânge” gibi yerleşim birimleri vardır.
“Dang” kelimesinin anlamı bilinmediği için Türkçe bazı kitaplarda yanlış ifadelere rastlanmaktadır. Yeri gelmişken Faruk Sümer’in, “Oğuzlar (Türkmenler)” isimli kitabında münferit bazı hususlara işaret edilmiştir: (Prof.Dr.Faruk Sümer, Oğuzlar (Türkmenler), TDAV, İstanbul 1992)
-Dodanga: Doğrusu “Du-dânge دودانگه / İki dang” anlamındadır. Dang/ dange; “dönüm” gibi arazi/ tarla ölçüm birimidir. Aynı zamanda yer adıdır. (s.362)
-Afşar İmamlu: Afşar İl/ Ulusu’nda “İmam” adlı herhangi bir teşekkül bulunmamaktadır. Doğrusu Afşar İmanlu/ İmanlu Afşarı’dır. Farsça kitaplarda “İmanlu-yi Afşar” ibaresine de rastlanır. (s.354) “İmam-kulu”, şahıs adı olarak bir dönem kullanılmıştır.
-Areşlu: Afşar iline mensup çok sayıda tayfa ve cemaatin adını, İran ve diğer Türk yurtlarında coğrafi isim olarak da görmekteyiz. Faruk Sümer, Afşar “Areşlu” tayfasının adından kaynaklanan “Areşlu” yer adının nerede olduğunu tespit edemediğini belirtmektedir. Areşlu, Batı Azerbaycan Bölge Valiliği merkezi Urumiye yakınında önemli bir bölgenin adıdır. Günümüzde de bu bölgede Areşlu Afşarları oturmaktadır. Areşlu adının anlamını da pek bilen yoktur. Areşlular, çok güzel halı dokumaktadır. Tayfanın adı ve anlamı “Eriç-argaç” kaynaklıdır. Eriçli/ Erişli demektir. Bildiğimiz gibi “Âreş-i KemanGir” isimli bir efsane şahsiyet de vardır. Güya onun attığı okun ulaştığı yer İran-Turan sınırı olarak kabul edilmiştir. İran Afşarları arasında erkek çocuklara “Âreş” adı verilmesi oldukça yaygındır. (s.220) (Seyfettin Altaylı, 2012)
-KoCavendî: Bu tayfanın adının doğru yazılışı خواجه وند “Hace-vend”tir. “Hocavend” de denEbilir. Sonundaki “ye, ى ” mensubiyet ekidir. (s.354, 357)
-Hacı Alilu: Bu tayfanın adının yanına (?) işareti konmuştur. İfade doğrudur, soru işaretine ihtiyaç yoktur. Hace Alilu/ Hacı Alilu خواجه عليلو . (s.361)
-Kara-Kanlu: “Harkanlu/ Hâregânlu” oymağıdır. Hâregân, Cibal Azerbaycan’da bir Türk bölgesinin adıdır. (s.362)
-Kale-Kûb Govbaz: Bu oymağın adı “Gulle-kûh Govbaz قله كوه گاوباز ”dır. “Govbaz/ Gavbaz”, sığır çobanı demektir. Gulle-kûh Govbaz’ın anlamı, “Dağın tepesinin çobanı”, yani “Zirvenin çobanı”dır. (s.362)
-Gerrus: Doğrusu, “Gerus گروس / Geruslu/ Goruslu”dur. (s.362)
-Kara Gözlü oymağı: Bu oymağın adı “Kara-Gözlü” değil, “Kara-Kozlu/ Kara Gozlu”dur. “İri ceviz” anlamındadır. “Siyah göz” anlamı ile ilgisi yoktur. Caferoğlu da benzer şekilde hatalı kaydetmiştir. (s.353, 356, 363…)
dânişgâh: Üniversite.
dânişgede: Fakülte.
dânişmend: Bilgin.
Darabcerd: Eski “Derbcerd” kenti. (Emevi dönemi)
Dar’üd-Dövle-I: Erdebil kentinin eski unvanı. (İlhanlı, Celayir, Kara-Koyunlu ve Safevi dönemleri)
Dar’üd-Dövle-II: Kirmanşahan (Kirmanşah/Bahteran) kentinin eski unvanı. (Kacar dönemi)
Darül-EMan: Kirman kentinin eski unvanı. (Emevi, Gürgânî ve Kacar dönemleri)
Darül-EMare: Bağdat kentinin eski unvanı. (EyyuBi, İlhanlı, Celayir ve Safevi dönemleri)
Darül Hilâfe-I: Bağdat kentinin eski unvanı. (EyyuBi, İlhanlı, Celayir ve Safevi dönemleri)
Darül Hilâfe-II: Tahran kentinin eski unvanı. (Kacar dönemi)
Darül Hilâfe-III: Şah-Cihanabad (Delhi) kentinin eski unvanı. (AfŞar dönemi)
Darül Hükûme: Tebriz kentinin eski unvanı. (Kacar hanedanının sonuna kadar)
Darül İbâde: Yezd kentinin eski unvanı. (İlhanlı, Âli-Kord, Kara-Koyunlu, Ak-Koyunlu, Safevi, Zend ve Kacar dönemleri)
Darül İlm: Şiraz kentinin eski unvanı. (Safevi, Afağâne/ Afganlılar, AfŞar ve Zend dönemleri)
Darül Îman: Kum kentinin eski unvanı. (Gürgânî dönemi)
Darül İrşad: Erdebil kentinin eski unvanı. (Safevi ve Kacar dönemi)
Darül-Memleke: Bağdat kentinin eski unvanı. (EyyuBi, İlhanlı, Celayir ve Safevi dönemleri)
Darül-Merz: Reşt kentinin eski unvanı. (Safevi, AfŞar, Zend ve Kacar dönemleri)
Darül Muğan: Mugan kenti. (Kara-Koyunlu dönemi)
Darül Mülk: Rey/ Muhammediye kentinin eski unvanı. (Abbasi dönemi)
Darül Mü’minîn: Kum kentinin eski unvanı. (Gürgânî, Ak-Koyunlu, Safevi ve Zend dönemleri)
Darül Müslimîn: Esterabad kentinin eski unvanı. (SerbeDaRi, Gürgânî, AfŞar ve Kacar dönemleri)
Dar’ün-Neşat: Urumiye (Rızaiye) kentinin eski unvanı. (Kara-Koyunlu ve Kacar dönemleri)
Darüs-Saade: Zencan kentinin eski unvanı. (Zend ve Kacar dönemleri)
Darüs-Safa: Hoy kentinin eski unvanı. (İlhanlı, Kara-Koyunlu, Zend ve Kacar dönemleri)
Darüs-Saltana-I: Tebriz kentinin eski unvanı. (İlhanlı, Celayir, Kara-Koyunlu, Ak-Koyunlu, Safevi, Afşar, Zend ve Kacar dönemleri)
Darüs-Saltana-II: Kazvin kentinin eski unvanı. (Safevi dönemi)
Darüs-Saltana-III: Isfahan kentinin eski unvanı. (Safevi, Afağâne, AfŞar, Zend ve Kacar dönemleri)
Darüs-Saltana-IV: Tahran kentinin eski unvanı. (Kacar dönemi)
Darüs-Saltana-V: Herat kentinin eski unvanı. (İlhanlı, Gürgânî, Kara-Koyunlu ve Zend dönemleri)
Darüs-Selam-I: Bağdat kentinin eski unvanı. (EyyuBi, İlhanlı, Celayir ve Safevi dönemleri)
Darüs-Selam-II: Herat kentinin eski unvanı. (İlhanlı, Gürgânî, Kara-Koyunlu ve Zend dönemleri)
Darüs-Sürûr: Burucerd kentinin eski unvanı. (Safevi ve Kacar dönemleri)
debbağhane: Tabakhane.
deh-I: Köy.
deh-II: On rakamı.
dehgân: Çiftçi, köylü.
dehgede: Küçük köy.
Dehhargan: Azerşehr kenti. (Doğu Azerbaycan BV)
dehisTan: Köy birliği merkezi.
Dehnov: HaBibabad/ Novşehr kenti. (Mazenderan BV)
dej: Kale.
dem: Çiftlik.
der: Kapı.
derbâr: Saray.
Derbcerd: Darabkerd/ Darabcerd kenti. (Huzistan BV) Bkz.→Darabcerd
deryâ: Deniz.
deryâçe: Göl.
deste: Grup, takım.
deşt: Ova, çayır; çöl.
deşt-i bân: Kır bekçisi.
Deşt-i Gürgân: Türkmen Sahra. (Gülistan BV)
Deşt-i Kıpçak: Hazar’ın kuzeyinden Karpat dağlarına kadar uzanan kadim Türk yurdu.
Deşt-i Muğân: Mugan Çayırlığı, Mugan Çölü.
deryâkenar: Sahil.
devâ: İlâç, çâre, derman.
devlet-gez: Göçeri, göçen il/ ulus.
Deylem: Gilan Vilayeti/ Gilan Bölge Valiliği’nin eski adıdır. Özellikle Talış etnik grubunun oturduğu bölgedir. Gilek etnik grubunun oturduğu coğrafyanın eski adı “Varna”dır.
Dilman: Salmas kenti. Diğer adı Şapur’dur. (Batı Azerbaycan BV)
Duhter: Kız çocuğu.
dövlet: Devlet.
dövletmend/ devletmend: Zengin.
du: İki rakamı.
Dulkadir/ Dulkadar: Zülkadir de denen Türk tayfası. Zülkadir’in doğru söylenişi “Dulkadar”dır. “Dulka” kelimesi Moğolca “Miğfer” demektir.
Düvâzdeh İmam: Bkz.→Oniki İmam
E
Emir/ İmran/ İmren: 1.“Emerler”, “Emir-bağ”, “İmran-bağı”, “Emir-Humartaş”… isimlerinde görüldüğü üzere, “im, em, am” kelimesi, “Hevesli, istekli, dost isteyen” demektir. Yunus Emre, Aşık Emrah, Emet Sultan isimlerinde ve Eymurlu/ Eymürlü/ Emirlu tayfasında da buna rastlarız. Emet Sultan; Mevlana’nın baba tarafından büyükannesidir. Bu kelime, zaman zaman Arapça “Emir” kelimesi ile karıştırılmaktadır. Ancak Arapça ile ilgisi bulunmamaktadır. Eymür; Çok güçlü, iyi, mert ve şerefli anlamını taşımaktadır. 2.İran ve Turan’da kullanılan Türk etnonim ve toponimlerinden.
Encümen-i Şuarâ/ Bezm-i Şairân: Azerbaycan şehirlerinde faaliyet gösteren “Türk Şairler Cemiyeti”.
erbab: Kırlık kesimde geniş toprak sahibi, ağa.
ÉsFerayin: Şehir adı. (SerbeDar dönemi) Esferayin (Miyanabad) kenti. (Kuzey Horasan BV)
Ésterabad: Gurgân kenti. (Gülistan BV) Eski unvanı “Darül-Müslimîn”dir. (SerbeDaran, Gürgânî, Afşar ve Kacar dönemleri) SerbeDaran döneminde “Medine Esterabad” adını almıştır.
Eşref: Günümüzdeki Behşehr kenti. (Mazenderan BV)
eşrefî: Eski bir tabir olmakla beraber, ayarı tam altın sikke ve paralar için kullanılır.
etnogenez: Halkların şekillenişi, yükseliş ve düşüşleri.
-eyn Arapça ikilik/ tesniye ekidir: na’l/ ayakkabı→na’leyn/ nalın; devlet→devleteyn/ iki devlet.
F
Felahet (felLahet): Çiftçi, ekinci; çiftçilik, ekincilik. Ziraat, tarım.
ferheng: 1.Eğitim, bilgi, Kültür. 2.Sözlük kitabı.
Feridun İbrahimi: Astara 1918 doğumlu. Avukat ve gazeteci. Tudeh Partisi’nden. Millî Hükümet kurulduktan sonra Azerbaycan Başsavcılığına getirilmiştir.
Fermandar: Kaymakam.→Fermandari: Kaymakamlık.
Fersah: 5.762,8 m mesafe ölçü birimi.
Feyl: Poşt-u Kûh/ Loristan topraklarında, Hürremabad civarında yerleşim birimi. (Emevi dönemi)
fi’l-bedâhe/ fi’l-bedîhe: İlk defa irtiCalen söylenen güzel söz.
fovri, fovriyet: Acele, hemen, çabuk; çarçabuk, ivedilikle.
füLus: “fels”in çoğuludur. Altın ve gümüş cinsinden olmayan, günlük alış verişi kolaylaştırmak için basılmış bakır paralar. (FüLus-u Kacariye)
G
gabag/ qabaq: Ön, önce, ilk, evvel, önceki.
Gabahkulu Han Kurt Kaşkayi: Nadir Şah Afşar’ın beglerbegisi ve Fars Vilayeti valilerinden. (http://elxan.blogspot.com)
-gâh, -geh: Farsça’da bağımsız bir kelime olup, “yer ve mekân” anlamı bildirir. mahallî ağızlarda, “geh” ve “ge” varyantları da kullanılmaktadır: hanegâh, Kalegâh, namazgâh, bilgeh (Bataklık, balçık, su çıkan yer), ugâh (Su çıkan yer), digâh.
-gân: İsimlerin sonuna gelerek, yeni isim oluşmasını sağlar: Bazar/ pazar→ Bazargân/ tüccar; deh/ köy→dehgân/ köy ağası, çiftlik sahibi.
Gangan/ Gangun/ Gankanlu: Eski Türkçe’de “Kıvrım, eğme, eğilme” anlamındadır. Mecaz olarak “Temiz olmayan, vefasız” demektir. Altay dillerinde, “Kol, pazu” manasındadır. İran ve Turan’daki Türk etnonim ve toponimlerindedir.
-gâr, -ger, -kâr: Geniş zaman ve bazen geçmiş zaman gövdesinin veya isimlerin sonuna gelerek, yapıcılık gösteren isim ve sıfatların oluşumuna yarayan eklerdir: Âmuzegâr: öğretmen; Perverdigâr: Tanrı (Besleyici); ÂfeRidgâr: Yaratıcı; Günahkâr: Günah işleyen; Âhenger: Demirci; Zerger: Kuyumcu; Hudavendigâr: Tanrı. (Hâkim, hükmeden, efendi)
gara: 1.İri, büyük; güzel (Karabağ=Güzel, bakımlı, geniş bağ). 2.Siyah renk... Azerbaycan’da, “Gara”nın farklı anlamlarının olduğunu vurgulamak için “Bu gare, o gareye benzemez” denir. Türkçe’de “Kara gözlüm” derken, sadece siyah göz kastedilmez, “büyük” ve “iri” anlamına da gönderme yapılır. gara/ qara hakkında bkz.→Farsça’ya Geçmiş Türkçe Kelimelere Örnekler
germSir: Kışlak.
Gımık/ Kimek/ Kamak/ Gamak/ Gamag/ Gemeg/ Kemek/ Kimag/ Kimak: “Gemi” demektir. Gımık/ Kımıklar, kadim ve orta dönem Türk tayfalarındandır. Kımık Türkleri, geniş bir coğrafyaya yayılmıştır. İran, Horasan ve Azerbaycan’da perakende olarak yaşamaktadırlar. Bu bölgelerde yaşayan Türkler arasında temsil olmuşlar/ ermişlerdir.
Qış: Kış mevsimi.
Gol/gül: Gül.
goşun/ qoşun: Asker, kuvvet.
gökbâr: Gökbörü oyunu, oğlak kapma oyunu. Afganistan’da→Buzkâşî/ Bozkâşî (Boz: Keçi)
gul: Kul.
Gulam Hüseyin Ferşçî: 1892 yılında Tebriz’de doğdu. İran Ordusu eski subayı, tüccar. İran Meclisi eski üyesi. Millî Hükümet’in Meclis Başkanı Hacı Mirza Ali Şebüsteri’nin kayınbiraderi.
Gulam Yahya Danişyan: Serab 1901 doğumlu. Zencan, Serab ve Miyane’de Tudeh Partisi örgütlenmesini organiza etmiştir. Azerbaycan Millî Hükümeti fedai teşkilatı Başkanı’dır.
Gurdgulah Tepesi: Batı Azerbaycan’da, Mahabad kenti yakınlarında Osmanlılardan kalma savunma amaçlı kule ve burç kalıntılarının bulunduğu tepe.
Gurgân: Esterabad kenti. (Gülistan BV)
gûyeş: Ağız, lehçe.
Gülistan Sarayı: Nasreddin Şah tarafından yaptırılmış olan Tahran’ın tanınmış saraylarındandır. Rıza Şah Pehlevi/ Savadkûhi zamanında Saltanat Mücevherleri Gülistan Sarayı Müzesi’nde sergileniyordu. Ş. 1320/ 1941 yılında Bank-ı Millî’ye devredilmiştir.
H
-h: İsimlere ve fiillerin geniş zaman gövdelerine eklenerek, yeni isim oluşumunu sağlar. Ayrıca isim bileşiklerinin sonuna gelir. Söz konusu “h” harfi Lâtin alfabesi ile yazımda görünmez: Çeşme(h); deste(h): deste; hefte(h): hafta; çâr-çöbe(h): çerçeve; hande(h): gülme; bende(h) kul; rûze(h): oruç, gündüz yapılan şey; du-Mahe(h) iki aylık.
-hâ: Farsça’da cansız isimlerin sonuna gelir ve çoğul yapar: Nan→Nanhâ/ ekmekler; hâr→hârhâ/ dikenler; Mah→Mahhâ/ aylar; sâl→sâlhâ/ yıllar. Kural dışı: Âdem→Âdemhâ/ adamlar; zen→zenhâ/ kadınlar; Mah→Mahiyân/ aylar; sâl→sâliyân/ yıllar.
HaBibabad: Novşehr kenti. (Mazenderan BV)
Haccı-Ekber: Otuzüç yılda bir kurban bayramı ile nevruz aynı döneme rastlar. Buna “Haccı-Ekber” denir. Bu tesadüf, aşağıdaki manzumede ifadesini bulmuştur:
Dil be dest âver ki Haccı-Ekber-est
Ez-heZarân hane-i KAbe yek dil bihter-est
Bir kalbi kazanmak Haccı-Ekber’dir
Kazanılmış bir kalp, bin kere hacca gitmekten evlâdır.
hakk-ı nesak: Ağaç dikilen hazineye ait arazinin yarısı üzerinde, ağaç diken lehine oluşan mülkiyet hakkı. Bu hüküm nedeniyle Şafiilerin oturduğu bölgelerde hazine arazisine ağaç dikilmesine müsade edilmez. Dikilse bile fidanlar sökülüp atılır.
halife-i a’zam: Patrik (Oskof, sırpazan, mardinhâ, Mubedân-ı Mubed).
hamı: Hepsi, tamamı; herkes.
han: İlin, ulusun hanı, beyi.
-hane, -hanı: Farsça, “ev, hane, menzil” anlamındadır. Vezirhane/ vezarethane, çaphane (basımevi), posthane. “-hanı” eki, Azerbaycan Cumhuriyeti’nde de kullanılır: Novhanı (Yeniköy), Balahanı, Surahanı. (“Coğrafi Adların Sırrı, Bakı, 1969” kitabının yazarı A.Memmedov, dini karakterli bina anlamına gelen “Suraşahı”yı örnek vererek, bunun Sanskritçe olabileceğini kaydetmiştir)
Hanegâh/ Hangâh: خا نقا ه Dervişlerin toplandığı yer, tekke anlamındadır. Alevi/ Kızılbaşların toplandığı “Cemevi” için de Azerbaycan’da bu tabir de kullanılır. Azerbaycan’da Sûfî tekkelerinin adı “hangâh”tır. Tebriz/ Safi Pazarı veya Dikbaşı’nda (Rasta Küçe) bulunan Cuma Mescidi içerisinde farklı mezheb ve tarikatlar için altı-yedi Cami vardır. Bunlardan biri de Şıhlar Mescidi’dir. Şıhlar Mescidi, Alevi/ Kızılbaşların hângâhı/ dergâhı, yani cemevidir. bkz.→ Ali dergâhı
Hargân: Dehhargan/ Azerşehr kenti. (Doğu Azerbaycan BV)
Hârunabad: İslamabad-ı Garb/ Şahabad-ı Garb kentinin eski adı. (Kirmanşah BV)
Hasan Bireng: 1891 yılında Tebriz’de doğdu. Toprak sahibidir. Demokratik harekâta faal olarak iştirak etmiştir. (Cәmil Hәsәnli, XII. Bölüm)
Hasan Cevdet: 1900 yılında tüccar ve toprak sahibi bir ailenin çocuğu olarak Erdebil’de doğdu. Gazete redaktörü olan Hasan Cevdet, Erdebil’de Azatlık Cephesi’nin başkanlığını yaptı. Azerbaycan Millî Hükümeti Ticaret ve Ekonomi Bakanı Rıza Resulî’nin yerine tayin edildi. (Cәmil Hәsәnli, XII. Bölüm)
Dostları ilə paylaş: |