Görev ve yetki itirazı
Bilindiği üzere Anayasa'nın 36'ncı maddesi uyarınca; "Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir". Hak arama hürriyeti başlıklı bu maddeye 2001 yılındaki Anayasa değişikliği ile adil yargılanma hakkı eklenmiş ve anayasal bir ilke haline ge(tiri)lmiştir. Yine adil yargılanma ilkesi gereğince, "Hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir mercii önüne çıkarılamaz". Buna aykırı olarak ve yargı yetkisine sahip "olağanüstü merciiler" kurulamaz (Anayasa. m. 37). "Kanunî hakim güvencesi" kenar başlıklı bu maddede yer alan "doğal yargıç ilkesi" daha genel bir güvence olan adil yargılanma hakkının içinde yer alır.
Vergi suçları için hangi mahkemede dava açılacağı yani hangi mahkemenin görevli ve yetkili olacağı, VUK’nunda belirtilmemiştir. Bu nedenle davanın hangi mahkemede açılacağı CMUK’nun 1-20. md.lerine göre genel hükümlere göre belirlenecektir. 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun’un 8 inci ve devamı maddeleri mahkemeleri ve görev alanlarını belirlemiştir. Buna göre 5235 sayılı Kanunun 11 inci maddesine göre “Kanunların ayrıca görevli kıldığı hâller saklı kalmak üzere, sulh ceza hâkimliği ve ağır ceza mahkemelerinin görevleri dışında kalan dava ve işlere asliye ceza mahkemelerince bakılır.” Yani asliye ceza mahkemeleri genl asliye ceza mahkemesidir. Aynı Kanunun 12 inci maddesi ağır ceza mahkemelerinin görev alanını ise şu şekilde sınırlandırmıştır. “Kanunların ayrıca görevli kıldığı hâller saklı kalmak üzere, Türk Ceza Kanununda yer alan yağma (m. 148), irtikâp (m. 250/1 ve 2), resmî belgede sahtecilik (m. 204/2), nitelikli dolandırıcılık (m. 158), hileli iflâs (m. 161) suçları, Türk Ceza Kanununun İkinci Kitap Dördüncü Kısmının Dört, Beş, Altı ve Yedinci Bölümünde tanımlanan suçlar (318, 319, 324, 325 ve 332 nci maddeler hariç) ve 12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun kapsamına giren suçlar dolayısıyla açılan davalar ile ağırlaştırılmış müebbet hapis, müebbet hapis ve on yıldan fazla hapis cezalarını gerektiren suçlarla ilgili dava ve işlere bakmakla ağır ceza mahkemeleri görevlidir. Anayasa Mahkemesi ve Yargıtayın yargılayacağı kişilere ilişkin hükümler, askerî mahkemelerin görevlerine ilişkin hükümler ile çocuklara özgü kovuşturma hükümleri saklıdır.” Dolayısıyla vergi kaçakçılığı suçu ne ağır ceza mahkemesinin ne de Terörle mücadele Kanunu kapsamına giren suçlardan değildir ve her halukarda asliye ceza mahkemesinde görülmesi gereken bir davadır.
Bu açıklamalar ışığında müvekkillerim hakkında vergi kaçakçılığı suçundan dolayı açılması gereken dava normal şatlar altında asliye ceza mahkemelerinde açılması gerekirken, sonradan olağanüstü şartlar altında, terör suçlarına bakmak üzere kurulmuş ve oluşturulmuş bir ağır ceza mahkemesinde bu davanın açılmış olması Anayasa ve AİHS de düzenlenen adil yargılanma hakkının ihlali anlamına geleceğinden mevcut mahkemenin CMK 3 ve devamı maddeleri gerereğince GÖREVSİZLİK KARARI vererek davanın yetkili ve görevli asliye ceza mahkemesine gönderilmesi gerekmektedir. Bu nedenle öncelikle müvekkillerim hakkında açılmış olan vergi kaçakçılığı suçundan dolayı açılmış olan bu vanın mevcut dosyadan TEFRİK EDİLEREK GÖREVSİZLİK KARARI İLE YETKİLİ VE GÖREVLİ ASLİYE CEZA MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNİ TALEP ETMEKTEYİZ.
Dostları ilə paylaş: |