26.09.2016 tarihli ve 2016-A-1707/35 sayılı Vergi Suçu Raporu
Raporda, Himmetdede Altın Madeni Tesisi inşaatı ihalesiyle ilgili İK Akademi AŞ tarafından düzenlenen belgelerin sahte olduğu ileri sürülmüş, Koza Altın AŞ’nin de bu faturaları defter kayıtlarına intikal ettirerek bilerek sahte belge kullandığı iddia edilmiştir. Müvekkillerimiz Hamdi Akın İpek ve Cafer Tekin İpek ise bu suçun failleri olarak gösterilmiştir ve cezalandırılmaları talep edilmektedir. Söz konusu fiillerin işlenmediğine dair savunmamıza yukarıda tafsilatlı olarak yer verilmiştir.
Failin tespiti meselesine gelince, vergi suçu raporunda Koza Altın AŞ bünyesinde işlendiği iddia edilen sahte belge kullanma fiilinin adı geçen şahıslarca işlendiğine dair en ufak bir delile yer verilmemiş, bir cümlelik gerekçe dahi ortaya konulamamıştır. Yargıtay içtihatlarına göre bu kişilerin şirketin yönetim kurulu başkanı ve başkan yardımcısı olmaları sebebiyle doğrudan fail olarak gösterilmesi kabul edilemeyecektir. Ancak vergi müfettişinin yapmış olduğu tam olarak budur.
İşbu raporda iddia edilen diğer bir husus da, Koza Altın İşletmeleri AŞ tarafından yardıma muhtaç olanlara bağışlanmak üzere Koza İpek Eğitim Sağlık Hizmet Yardım Vakfına gıda maddeleri teslim edildiğine dair 2013 hesap döneminde düzenlenen faturaların sahte olduğu iddia edilmektedir. Sözü edilen fiillerin faillerinin şirketin yönetim kurulu başkanı Hamdi Akın İPEK ve yönetim kurulu üyesi Cafer Tekin İPEK olduğu öne sürülmektedir. Bir önceki bölümde aynı mahiyetteki iddialara karşı cevabımızda ifade ettiğimiz gibi müvekkillerimizin söz konusu fiilleri işlediğine veya işlenmesine yönlendirdiğine dair tek bir delil ortaya koyamayan vergi suçu raporu ve bu rapor esas alınarak tanzim edilen iddianame suçun şahsiliği ilkesine, konuyla ilgili Yargıtay içtihatlarına tamamen aykırıdır.
Örneğin, Müfettiş konuyla ilgili yazmış olduğu Vergi Tekniği Raporunda, kurum yetkilisinin ifadesine başvurmuştur. Yetkili kişinin ifadesine, “işletme çalışanlarından aldığımız bilgiye göre” diyerek başladığı ve “Yapılan araştırmada söz konusu dönemde alış faturaları ve teslim belgelerinin o dönem Ovacık işletmesi çalışanlarından Mehmet ERGİT (İdari işler şefi) ve Cemalettin ÇETİN (Ovacık İşletmeler Müdür)’in temin ettiği tespit edilmiştir.” şeklinde beyanda bulunduğu vergi tekniği raporunda yer almaktadır. Vergi müfettişi bu ifadeyi, Vakfa düzenlenen gıda teslim faturalarının gerçek durumu yansıtmadığı dolayısıyla sahte olduğu iddiasına delil olarak gösterirken, aynı ifadede teslim belgelerini temin ettikleri söylenen dolayısıyla iddia edilen suçla doğrudan ilgili olan kişilerin, suçun faili olup olmadığı hususuna hiç değinmemektedir. Bu da gösteriyor ki suçun failinin kim olduğu aslında inceleme yapılmadan zihinlerde bellidir. Bu itibarla, vergi müfettişi kendince suçun işlendiğini ispat etmeye çalışmış ancak failin kim olduğu sorusuna cevap aramaya dahi teşebbüs etmemiştir.
Ayrıca yapılan yardımların miktarı ve bedeli işletme müdürlüğünün bütçesinde ve ödeme yetkisi sınırlarının altındadır. Bu miktardaki ödemeler yönetim kuruluna çıkmamaktadır. Yargıtay’ın yukarıda yer verdiğimiz kararında yer aldığı üzere failin tespitinde görev dağılımı, iş hacmi ve kapasitesi, bağımsız hareket etme ihtimali gibi hususların dikkate alınması gerekir. Tutar itibarıyla işletme müdürlüğünün yetkisi dâhilinde olan bir bağışın yapılmadığı halde yapılmış gibi gösterilmişse normal olanı bunun işletme müdürlüğü yetkililerinin bilgisi dâhilinde olmasıdır. Şirketin tepe yöneticilerinin bu yönde talimat verdiklerine dair en küçük bir delil, ifade vs. söz konusu değilken fail olarak kendilerinin gösterilmesi hayatın olağan akışı ile bağdaşmamaktadır. Bu raporda iddia edilen son bir konu da Koza Altın tarafından Kozdere Nakliye Hafr. Mad. San. ve Tic. A.Ş. ve Kozaklılar Nakliye Hafr. Mad. San. ve Tic. A.Ş.’den alınan nakliye hizmetinin bir kısmının fiyat farkı olarak faturalandırıldığı ve bu faturaların defterlere kaydedildiği, dolayısıyla muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge kullanma fiilinin işlendiğidir. Ancak, diğer konularda olduğu gibi bu fiilin müvekkillerimiz Hamdi Akın İpek ve Cafer Tekin İpek tarafından işlendiğine dair hiçbir veri ve yoruma yer verilmemiştir. Kanuni temsilci olmaları sebebiyle doğrudan fail olarak addedilmektedirler. Hâlbuki defaatle arz ettiğimiz gibi bir şirkette işlenen bir fiilin faili otomatik olarak kanuni temsilcilerdir demek ceza kanununun en temel prensiplerinden olan cezaları şahsiliği ilkesine aykırıdır.