Devlet halkına tuzak kurar mı? Böyle bir şeyin olacağına ihtimal dahi vermek istemiyoruz. Böyle bir hukuk ve adalet anlayışı tabi ki olamaz.
Netice itibariyle, sonradan ortaya koyduğu yasa veya uygulamalar ile geçmişte hukuka uygun olarak gerçekleştirilen faaliyetleri suç olarak nitelendiren ilkel kabile düzeyinde dahi bir devlet bulunmamaktadır. Sayın savcının bu iddianameyi düzenlemesi dahi başlı başına hukuki bir faciadır. Ancak sayın mahkemenin, ülkemizin en şeffaf mali yapısına sahip şirketlerin hissedarı olan müvekkillerimiz hakkında beraat kararı vererek bu hukuki hatayı düzeltecektir.
Müvekkillerimizinn mevcut yasalar çerçevesinde faaliyet gösteren Bank Asya’ya para yatırmaları tamamen ekonomik ve ticari amaçlı olup hukuka aykırı bir yönü bulunmamaktadır. Üstelik yatırılan bedeller müvekkillerin serveti ve diğer bankalarda bulunan nakit malvarlıkları ile karşılaştırıldığında çok cüzi kalmakta ve hiç bir anlam ifade etmemektedir.
Söz konusu iddianamede, müvekkillerimiz Melek İpek, Nevin İpek, Pelin Zenginer ve Osman Zenginer, Bank Asya'ya para yatırmak suretiyle örgütün talimatlarını yerine getirdiği belirtilmiştir. Türkiye'de yasalara uygun olarak kurulan ve faaliyette bulunan bir bankaya para yatırmak suç değildir ve bu faaliyet hiçbir şekilde suç olarak nitelendirilemez. Böyle bir faaliyeti suç olarak nitelendirmek suretiyle iddianameye koymak, ancak hukuk ve adalet talep etmenin anlamını yitirdiği ve “Kanunsuz Suç ve Ceza Olmaz” ilkesinin rafa kaldırıldığı sistemlerde söz konusu olabilir. Devletin faaliyetine izin verdiği bir bankaya para yatırmak hiçbir surette suç olarak nitelendirilemez. Böyle bir hukuk mantığı, hukuk devletinin sonu demektir.
Diğer taraftan, adı geçen müvekkillerimizin bir çok bankada hesabı bulunmaktadır. Üstelik o bankalardaki o tarihlerdeki nakit malvarlığına bile bakılsa aslında Müvekkillerimizin Bank Asyaya yatırdığı çok cüzi bedellerin hiç bir anlam ifade etmediği ve tamamen endi şahsi ödemeleri ile ilgili olduğu görülecektir. Şayet böyle bir amaçla hareket edilmiş olsa idiler, bir başka deyişle örgütün talimatları ile hareket etselerdi, en azından başka bankalarda olan paralarını bu bankaya transfer edebilirlerdi.
Nedense ekonomik durumu iyi olan müvekkillerim Akın İpek ile Cafer Tekin İpek bu bankaya para yatırma ile ilgili örgütün çağrısını(!) dikkate almamış ve ne kendileri ne de Türkiye’nin en büyük gruplarından birisine sahip olan ve kayyım atandığında bile bankadaki hesabında yaklaşık 700 Milyon Amerikan Doları nakit parası bulunan bir grubun tek bir şirketinden bile bir Kuruş yatırılmamıştır. Adı geçen müvekkillerim, ekonomik durumları itibarıyla yüzmilyonlarca lira ve daha yüksek miktarda para yaptırmaları mümkün olduğu halde böyle bir yola tevessül etmemişlerdir. Demek ki, müvekkillerimizin hiç biri örgüt talimatıyla hareket eden ve bu hiyerarşik yapıya dâhil insanlar değillerdir.
Sonuç itibariyle, Müvekkillerimizin hayır kurumlarına bağışta bulunma ve bankaya para yatırmaktan ibaret fiilleri yürürlükteki yasalara göre suç teşkil etmediği gibi örgütsel bir eylem olarak nitelendirilmesi de söz konusu olamaz.
Dostları ilə paylaş: |