Özel ve aile hayatına saygı ilkesi yine bu soruşturmada en kaba haliyle ihlal edilmiştir.
Özel hayata ve aile hayatına saygı hakkı AİHS’nin 8. maddesinde koruma altına alınmıştır. Bu hakka yönelik bir müdahale varsa, bu müdahale kanunla öngörülmüş olmalı, AİHS’nin 8/2 maddesinde sınırlı olarak belirtilen meşru amaçlardan en az birini gerçekleştirme amacı gütmeli ve müdahale demokratik toplumda çok temel bir sosyal ihtiyaca cevap vermeli, ölçülü olmalıdır. Bu kurallara aykırı bir uygulama AİHS’nin 8. maddesini ihlal eder. Somut olayda incelendiğinde AİHS’nin 8 inci maddesi ile güvence altına alınan haklar müteaddit defa ihlal edilmiştir. Şöyle ki;
Yukarıda da izah edildiği üzere, iktidar partisi ve liderlerine koşulsuz biat etmesi istenen Müvekkillerimizin bunun yerine evrensel değerlerre dayalı özgür düşüncelerini ifade etmeleri nedeniyle terörist ilan edilmiş ve bu şekilde muamele görmüşlerdir. Bu kapsamda ev ve işyerleri basılmış, mal varlıklarına el konulmuş, bütün işyerlerine kayyım atanmış, kamu oyuna bir suçlu ve terörist olarak ilan edilmiş, kasten bilerek ve istenerek adli ve idari soruşturmalar sırasında yalan haber ve yorumlar yaptırılmıştır. Diğer bir ifade ile iddia edilen terör örgütü ile bağını gösteren somut hiçbir delil ortaya konmadan, doğru olup olmadıkları bilinmeyen, sosyal çevre bilgisine, özel hayata, iletişime (telefon, e-mail, vb.) ve aile fertlerine dair asılsız haber ve yorumlarla dayalı olarak saygın bir işadamının bütün malvarlığına el koyup terörist ilan etmek açıkça özel hayata ve aile hayatına saygı hakkına müdahale oluşturur.
Bir bir işadamının veya iş kadınının kanunlarda önceden öngörülmüş maddi ve usul hukuk kuralları dışında, hiçbir savunma hakkı tanımadan, masumiyet karinesini ihlal ederek suçlanıp kamu bütün mal varlığına el konulması ve haksız, hukuksuz bir şekilde tutuklanması ve kendi ülkesinde bir daha çalışamayacak hale getirilmesi kendisinin mesleki ve profesyonel hayatına açık şekilde illegal bir müdahale oluşturur. Bir kişinin mesleğini, bir daha aynı veya benzer bir meslekte çalışamayacak şekilde sonlandırma, gelir elde edip ailesinin giderlerini insan onuruna yakışır şekilde karşılamayı imkânsız kılacağı gibi, özel hayata ve aile hayatına saygı hakkına da müdahale oluşturur.
Diğer taraftan, hiçbir somut delil olmadan, hiçbir yargılama yapılmadan, saygın bir iş adamının kendisinin ve aile fertleri isimlerinin internette yayımlanarak, Anayasaya, hukuka aykırı bir şekilde terör örgütünün üyesi ilan edilmesi, kendisinin, diğer insanlar tarafından terörist olarak damgalanmasına ve böylece kendi benzerleriyle hayatının sonuna kadar bir daha olağan ilişki ve arkadaşlık kuramamasına yol açar. Dış dünya kendisine en hafif ifade ile sürekli olarak şüphe ile yaklaşır. Kendisine devlet tarafından terörist damgası yapıştırılan bir bireyin özel sektörde de iş bulması neredeyse imkânsızdır. Bu durum da özel hayata ve aile hayatına saygı hakkına müdahale oluşturur.
Şerefli ve saygın bir işadamının hiçbir yargılama yapılmadan, usulüne uygun hukuki süreçler işletilmeksizin yazılı, görsel ve sosyal medyada sanki soruşturma dosyalarında varmış gibi asılsız ve yalan haberler yaptırmak süratiyle peşinen terörist damgasıyla damgalanması, mal varlığına el konulması isminin bu şekilde yayımlanması ve adli ve idari makamlarının da bunu engelleyici hiçbir faaliyetin içerisine girmemesi aksine söz, eylem ve davranışlarıyla bu yöndeki asılsız haber ve yorumları teşvik ve cesaretlendirmeleri, şahsımın ayrıca şeref ve itibarına (reputation) saygı hakkına da müdahale oluşturur. Bir kişiyi ceza hukuku anlamında bir suçu işlemiş olmakla suçlamak, tek başına bireyin kişilik haklarına saldırı oluşturur. Şeref ve itibara saygı hakkı da özel hayata saygı hakkının kapsamındadır. (Chauvy ve diğerleri / Fransa, App. No. 64915/01),
Dostları ilə paylaş: |