USULE DAİR SAVUNMALARIMIZ Söz konusu adli ve idari soruşturmalar adil ve objektiflikten uzak siyasi ve ideolojik temelli olup müvekkillerim aleyhine Kanun Önünde Eşitlik ilkesi ihlal edilmiştir.
Öncelikle ifade etmek isteriz ki söz konusu soruşturma adil ve tarafsız yapılmış bir soruşturma değildir. Tamamen eşitsizliğe dayalı ve müvekkillerimin iktidara biat etmeyen yaklaşımından kaynaklı siyasi duruş ve düşüncelerinden dolayı onları cezalandırmaya yönelik hukuki olmayan bir soruşturmadır. Davaya konu iddianame ve iddianameye esas alınan raporlar ve içeriğine bakıldığında, kamuoyunda oluşturulan algı, yazılı ve görsel medya da özel olarak yaptırılan haber ve yorumlar ile Devletin ve hükümetin en üst düzeyindeki kişiler ile kamu görevlilerinin müvekkillerim hakkında yaptığı açıklamalar dikkate alındığında bunun böyle olduğuçok açık ve net bir şekilde anlaşılmaktadır.
Ayrıca söz konusu soruşturma ile, Anayasanın 10 uncu maddesinde düzenlenen “Kanun önünde eşitlik” ve AİHS’nin 14 üncü maddesinde düzenlenen “Ayrımcılık Yasağı” ilkeleri ihlal edilmiştir. Anayasa Mahkemesi kararlarında da belirtildiği üzere, eşitlik ilkesinin amacı, aynı durumda bulunan kişilerin kanunlar karşısında aynı işleme bağlı tutulmalarını sağlamak, haklı bir nedene dayanmayan ayrım yapılmasını ve ayrıcalık tanınmasını önlemektir. Kısaca eşitlik aynı durumda olan herkesin diline, ırkına, cinsiyetine, siyasi düşüncesine, felsefi inancına, dinine, mezhebine ve aidiyetine bakılmaksızın, herhangi bir ayrım gözetilmeksizin, benzer durumlarda, her yönden aynı kurallara tabi olması ve farklı muameleye tabi tutulmaması anlamına gelmektedir.
Somut olayda eşitlik müvekkillerimin siyasi ve dünya görüşleri ile birlikte iktidar partisinin hoşlanmadığı bir kısım söylem ve davranışları nedeniyle bozulmuştur. Bundan dolayı ayırt edici, hukuka aykırı, adil olamayan, nefret unsurlarını içeren hukuksuz farklı muamelelere maruz bırakılmıştır. Devlet otoritesini, güç ve yetkilerini elinde tutan ve kullanan kamu kurum ve görevlileri eliyle cezalandırılması yoluna gidilmiştir.
Somut olayda eşitsizliğin kaynağı doğrudan bir hukuk kuralı olmayıp, müvekkillerimin iktidar partisine biat etmeyen ve onun siyasi dayatmalarına karşı gelip direnmesine dolayısıyla siyasi duruş ve görüşleri ile birlikte dini inanç ve anlayışlarına dayanmakta ve vergi idaresi ve denetiminin ve bu bağlamda SPK görevlilerinin hükümetin ve onun temsilcilerinin baskıları neticesinde hukuka aykırı bir şekilde araç haline gelmesinden kaynaklanmaktadır.
Dostları ilə paylaş: |