Drama Lideri (Öğretmen)
Drama etkinliklerinin yararlı olabilmesi, büyük ölçüde liderin (öğretmenin) olumlu ve doğru yaklaşımına, rehberliğine bağlıdır, liderin belirlediği hedeşer ve yöntemler doğrultusunda katılımcılar kendi deneyimlerini ve yaratıcılıklarını katarak bir olayı, durumu veya bir yaşantıyı canlandırırlar. Eğitimde drama çalışmalarında, öğretmenin rol aldığı bütün grupla yapılan drama çalışması en etkili olanıdır.
Ders yılı başında çocukların kaynaşabilmesi için lider bu çalışmaları daha uzun tutmalıdır. Küçük yaş gruplarında yapılacak denge sağlayıcı ısınma çalışmalarına daha fazla yer vermelidir. Yapılacak her drama çalışmasına başlarken ısınma, uyum ve güven çalışmaları yapılır. Bu çalışmaların verimli olabilmesi, liderin nitelikli ve iyi eğitim almış olmasına bağlıdır.
Liderin Konumu
İyi bir lider drama çalışmaları için aşağıda belirtilen davranışlar yerine getirmelidir.
Gruba güven vermelidir. İyi bir sır saklayıcı olmalıdır.
Çocukların fikirlerine önem vermeli, grubu dinlemelidir.
Sabırlı olmalıdır. Beklemeli, kendisinin de yeni şeyler öğrendiğinin farkında olmalıdır.
Grubu etkin olarak dolaylı ya da doğrudan kontrol edebilmelidir.
Taraf tutmamalıdır. Grubun durdurma, değiştirme, yönlendirme hakkına saygı duymalı.
Sorulan sorulara soru ile karşılık vererek yanıtı çocuklardan almalıdır.
Eleştiriler yapılırken hemen onaylamamalı, başka öğrenciye de söz hakkı vermelidir. İyi bir gözlemci olmalıdır.
Mutlaka planlı çalışmalıdır. Dramanın sınırlarını bilerek hareket etmelidir.
Salonun ya da sınıfın hazırlanmasında diğer kişilerden yardım alınmasını sağlamalıdır. İş birliği yapabilmelidir.
Çocukların derse gergin başlamasına neden olabilecek durumlar yaratılmasına izin vermemelidir.
Etkinliklerde müzik kullanılacak düzen hazırlamalıdır.
Cana yakın, güler yüzlü, sempatik, doğal davranışlar sergilemelidir.
Drama Etkinliği Planlanırken Öğretmenin Dikkat Etmesi Gereken Durumlar
Okulöncesinde iyi planlanmayan bir drama etkinliği çoğunlukla karmaşa ile sonuçlanır. Öğretmen drama etkinliği planlarken aşağıdaki durumları da göz önünde bulundurmalıdır:
1. Çocukların yaşları (üç buçuk yaş ve sonrası) ve gelişim düzeyleri dramaya başlamak için uygun olmalıdır. Çok küçük yaşlardaki çocukların bilişsel ve dil yetenekleri verilen yönergeleri anlama, hayal etme ve canlandırma için yeterli değildir. Aynı zamanda küçük yaştaki çocuklar birlikte oyun kuramazlar. Bu nedenle öğretmenin drama çalışmalarına başlayabilmesi için çocukların dramatik oyun kurabilmeleri gerekmektedir. Ancak 5-6 yaşından küçük çocuklarla yapılan drama çalışmalarında dramanın bütün aşamalarını uygulayabilmek pek de mümkün olmamaktadır.
2. Bir drama çalışması planlanırken öncelikle kazanımlar ve göstergeleri belirlenmelidir. Daha sonra bu kazanım ve göstergelere ulaşabilmek için drama planı yapılmalıdır. Öğretmen plan yaparken çocukların gereksinimleri doğrultusunda bütün gelişim alanlarına yer vermelidir.
3. Öğretmen sene başında drama çalışmalarına direk doğaçlama ve rol oynama gibi teknikler ile başlamamalıdır. Önce mim/sözsüz oyun, dramatizasyon ve belki rol oynama tekniklerinden yararlanılmalı daha sonra doğaçlamalara geçilmelidir.
4. İlk defa drama etkinliği yapılan çocuklarla başlangıçta dramanın aşamalarının (ısınma ve hazırlık, canlandırma, değerlendirme) hepsi gerçekleşemeyebilir. Süreç içinde aşamalarda ilerlemeler sağlanabilir. Bunun yerine başlangıç sürecinde çocukları drama ile tanıştıracak ve çocukların birbirine kaynaşmalarını sağlayacak ısınma ve hazırlık çalışmalarına yer vermelidir. Çocuklar hazır olduğunda küçük doğaçlamalar ve rol oynamalar ile dramaya geçiş sağlanabilir.
5. Öğretmen bir drama planlarken çocukların her birinin geçmiş yaşantılarını iyi bilmelidir. Özellikle kümede olumsuz yaşantılara sahip çocuklar olduğunda onları olumsuz yaşantıları ile tekrar yüz yüze getirmemeli, çocuğa dramatik durum hatırlatılmamalı ve tekrar yaşatılmamalıdır. Örneğin daha önce bir alışveriş merkezinde kaybolmuş ve olumsuz bir deneyimi olan bir çocuğun bulunduğu bir kümede böyle bir konu drama ile ele alınmamalıdır. Çünkü çocuk drama yaşantısı sırasında daha önce yaşadıklarını hatırlayarak tekrar panik yaşayabilir.
6. Drama çalışmalarında çocukların geçmiş yaşantıları süreci yönlendireceği için öğretmen çocukların hiç bilgi sahibi olmadıkları bir konuda drama planlarken dikkatli olmalıdır.
7. Öğretmen çocuklara olumsuz durumlar ile karşı karşıya kalacakları yaşantılar sunmamalıdır. Örneğin trafik kurallarını öğrettiği bir drama çalışmasında çocuklara trafik kazası ile ilgili bir kurgulama yapmamalıdır. Çünkü çocuklar drama çalışmalarında rolleri gereği duygudaşlık kurarlar. Bu da onlarda korkuların oluşmasına ve yerleşmesine neden olabilir.
8. Öğretmen okulöncesi çocuklar ile çalışırken onların kelime dağarcıklarının ve bilişsel kapasitelerinin sınırlı olduğunu unutmamalıdır. Bu nedenle drama anında yönergeler açık, net ve anlaşılır olmalıdır. Yönergede kullanılan kelimeler çocukların anlayacağı kelimelerden seçilmelidir.
9. Drama çalışmalarının yapılacağı ortam (mekan) güvenlik açısından uygun olmalıdır.
10. Drama çalışmaları sırasında çocuklar başarısızlık duygusu yaşamamalıdır. Drama çalışmalarında kazanan ya da kaybeden olmamalıdır.
11. Çocukların birbirlerine zarar vermeleri engellenmelidir.
12. Yapılan drama çalışmalarından sonra mutlaka değerlendirme aşamasına yer verilmelidir. Değerlendirme aşaması çocukların süreci gözden geçirmelerini, yaşantıları tekrar hatırlamalarını sağlayacaktır. Bu da öğrenmeyi kolaylaştıracaktır.
13. Drama etkinliklerinde çocukların iyi bir oyuncu olmaları beklenmemelidir.
14. Öğretmen drama çalışmalarının gösteri olmadığını unutmamalı ve gösteri amaçlı yapmamalıdır.
Drama Çalışmalarında Öğretmenlerin Karşılaşabileceği Özel Durumlar
Bazen öğretmenler iyi bir drama etkinliği planlasalar bile uygulama aşamasında sorunlar yaşayabilirler. Öğretmenin bu sorunların üstesinden gelmesi drama bilgisine, tecrübesine göre değişebilir. Öğretmen zaman içinde tecrübelerine bağlı olarak bu sorunları daha kolay halledebilir.
Aşağıda okulöncesi öğretmenlerinin drama çalışmalarında karşılaşabileceği bazı özel durumlar ve çözüm önerileri verilmiştir.
1- Öğretmen rol dağıtımında sorunlar yaşayabilir. Böyle bir durumda öğretmen farklı yöntemler uygulayabilir. Örneğin, • Baştan karmaşanın yaşanmaması için çocukların rollerini belirleyen kartlar hazırlayabilir. Rol dağılımında çocuklardan bu kartları çekmelerini isteyerek rolleri belirleyebilir. • Bazı çocuklar kendilerine verilen rolü beğenmeyebilir ve arkadaşının rolünü isteyebilir. Böyle bir durumda da öğretmen dramayı birden fazla tekrarlayarak çocukların istedikleri rolleri almalarını sağlayabilir.
2- Çocuklar role giremeyebilir. Öğretmen çocukların role girebilmesi için mümkün olduğunca kostüm ve maskeler kullanabilir. Çünkü çocuklar kıyafetler giyerek rollere hazırlandıklarında o rol hakkında düşünme fırsatı bulurlar. Örneğin, hemşire rolündeki bir çocuk rol için hemşire kıyafeti giyerken hemşirelerin ne giydiğini düşünür. İmgeleminde bir hemşireyi hayal edebilir. Bu amaçla okulöncesi öğretmenleri ebeveynlerden isteyerek toplayacağı kostümlerin ve aksesuarların olduğu zengin bir drama sandığına sahip olmalıdır.
3- Bazı çocuklar drama anında öğretmenin kendisine verdiği rol dışında başka rollere geçiş yapabilir. Böyle bir durumun yaşanmaması için öğretmen dramaya başlamadan önce çocuklara rollerini onaylatmalıdır. Örneğin “Ali “senin rolün tezgâhtarlık tamam mı?” Diye sormalı ve Ali’den “evet” cevabını almalıdır.
4- Bazı çocuklar rolünün gereği olarak ne yapacağını bilmeyebilir. Böyle durumlarda drama devam etmeyebilir. Bu nedenle öğretmen baştan tüm çocuklar ile rolleri hakkında ve o roldeki insanların eylemleri hakkında konuşmalıdır. Ancak bu asla çocuğa ne yapacağının (müşteri gelecek, sen kalkacaksın, hoş geldin diyeceksin gibi), nasıl yapacağının (tezgâhtan malı alacaksın, açacaksın gibi) ve ne söyleyeceğinin söylenilmesi değildir. Sadece rollerinin gerekleri söylenilmelidir. Örneğin tezgâhtar rolündeki çocuğa “tezgâhtarlar dükkâna gelen müşterilere malları gösterirler” veya doktor rolündeki çocuğa “doktorlar hasta muayene eder ve ilaç yazarlar” diye kısa bir açıklama yapmalıdır. Aksi takdirde çocuk ne yapacağını bilemeden rast gele dolaşabilir ya da diğer arkadaşlarının rolüne müdahale edebilir.
5- Çocuk rolünü abartabilir. Böyle bir durumda karmaşa çıkar. Bazı çocuklar dikkat çekmek için ya da drama çalışması ilgilerini çekmediği için girdiği rolü aşırı abartabilirler. Aşırı yüksek sesle konuşabilirler, abartılı el kol hareketleri yapabilirler. Çocuklar bu şekilde yetişkinleri taklit ettiklerini düşünürler. Ancak drama çalışmalarında amaç çocuğun yetişkin gibi olması değil yetişkin rollerini alarak duygudaşlık (empati) kurabilmesidir. Böyle bir durum ile karşılaştığında öğretmen çocukları drama sırasında değil ancak çalışmanın öncesinde ya da sonunda uyarabilir.
6- Çocukların role girmeleri için ve dramada sorun yaşanmaması için ortamın da iyi belirlenmesi gerekmektedir. Öğretmen drama çalışmaları için farklı ortamlar (market, müze, hastane, park gibi) kullanabileceği gibi sınıfta da ortam oluşturabilir ve sınıfı dramanın geçtiği ortam olarak düzenleyebilir.
Örneğin öğretmen sınıftaki masa ve sandalyeleri köşeye çekerek özellikle ısınma çalışmaları için geniş bir alan yaratabilir. Daha sonra masa ve sandalyeleri de kullanarak bir dükkân, pazar yeri, hastane oluşturabilir. Ancak ortam oluştururken öğretmen bunu tek başına yapmamalıdır. Çocuklar ile ortam hakkında konuşmalı, böyle bir ortamda nelerin olabileceği hakkında sohbet etmeli, daha sonra sınıftaki malzemeleri de kullanarak hep birlikte bu ortamı oluşturmalıdır. Nereye ne konacağı hakkında çocuklar ile birlikte karar vermelidirler. Çünkü ortam oluşturma çocukların rollere hazırlanması için bir ön hazırlık aşamasıdır.
7- Bazen ön hazırlık çalışmaları ne kadar iyi planlanırsa planlansın drama belli bir noktada tıkanabilir ve ilerlemeyebilir ya da bir dramatik oyuna dönüşebilir. Bu gibi durumlarda öğretmenin drama çalışmasına katılması ve role girmesi gerekebilir. Bu nedenle öğretmen drama çalışmalarını planlarken önceden kendisi için de bir rol alabilir (Örneğin, hayvanat bahçesinin bekçisi, hastanedeki sekreter gibi). Bunun için öğretmen drama başlamadan önce çocuklar ile konuşmalı ve ne zaman dramayı dışarıdan yöneten öğretmen ne zaman roldeki kişi olacağını anlatmalıdır. Örneğin öğretmen “Ben bu şapkayı takıp sizin yanınıza geldiğim zaman artık sizin öğretmeniniz değil hayvanat bahçesinin bekçisi olacağım. Tekrar şapkayı çıkartıp sandalyeme oturduğumda (çizgiyi geçtiğimde, şurada durduğumda) öğretmeniniz olacağım ve dramayı yönlendireceğim.” diyerek çocukların onayını almalıdır. Daha sonra öğretmen dramada sorun çıktığında ya da drama akıcılığını kaybettiğinde role girerek dramayı yönlendirebilir.
8- Çocuklar çoğu zaman dramanın ne zaman başlayıp ne zaman biteceğini bilemezler. Bunun için öğretmen çocuklara dramanın ne zaman başlayıp ne zaman biteceği konusunda bir ipucu verebilir. Örneğin “Ben elimi vurduğunda (tefe vurduğumda, elimdeki mendili kaldırdığımda gibi) drama başlayacak ve tekrar elimi vurduğumda drama bitecek.” diyebilir. Çocuklar hazır olduklarında elini vurarak dramayı başlatabilir ve sonlandırmak istediğinde de tekrar elini vurarak dramayı sonlandırabilir.
9- Bazen drama öğretmenin planladığı bir noktadan başka bir yöne kayabilir. Böyle bir durumda öğretmen ben elimi vurduğumda herkes olduğu yerde hareketsiz kalacak, hiç konuşmayacak ve hareket etmeyecek diyerek dramayı durdurabilir. Daha sonra çocuklara gerekli açıklamaları yapabilir ve elini vurarak dramayı tekrar başlatabilir.
10- Bazı çocuklar çeşitli sebepler ile drama çalışmasına katılmak istemeyebilir. Böyle bir durumda öğretmen çocuğa “sen otur ve bizi izle, hazır olduğunda çalışmaya katılabilirsin” demeli ve çocuğun grubu izlemesine izin vermelidir. Daha sonra çocuk gelip çalışmaya katılmak istediğinde onu da etkinliğe dahil etmelidir.
11-Bazı çocuklar hep aynı arkadaşları ile oynamayı tercih edebilirler ve etkinlikler sırasında birlikte eşleşirler. Bazı çocuklarla da hiç kimse oynamak istemeyebilir. Öğretmen bu durumu ortadan kaldırmak için sıra ile çocuklara renk, hayvan, çiçek isimleri vererek aynı ismi alan çocukları birlikte eş (küme) yapılabilir. Böylece çocuklar sınıftaki diğer arkadaşları ile de rast gele eşleşebilirler.
12. Öğretmen sene başında drama çalışmalarına direk doğaçlama ve rol oynama gibi teknikler ile başlamamalıdır. Önce mim/sözsüz oyun, dramatizasyon ve belki rol oynama tekniklerinden yararlanılmalı daha sonra doğaçlamalara geçilmelidir.
13. İlk defa drama etkinliği yapılan çocuklarla başlangıçta dramanın aşamalarının (ısınma ve hazırlık, canlandırma, değerlendirme) hepsi gerçekleşemeyebilir. Süreç içinde aşamalarda ilerlemeler sağlanabilir. Bunun yerine başlangıç sürecinde çocukları drama ile tanıştıracak ve çocukların birbirine kaynaşmalarını sağlayacak ısınma ve hazırlık çalışmalarına yer vermelidir. Çocuklar hazır olduğunda küçük doğaçlamalar ve rol oynamalar ile dramaya geçiş sağlanabilir.
5. DRAMININ ÖĞELERİ
Dramanın gerçekleştirilebilmesi için önce bir gruba, drama alanına ve yöntemine hakim, yeterli deneyime sahip bir lidere/eğitmene/öğretmene, grubun rahatça kullanabileceği açık ya da kapalı mekana ve grubun canlandırma yapabileceği dramatik yapıya sahip bir düşünceye gereksinimi vardır. Genel olarak dramanın bileşenlerini mekan, lider/eğitmen/öğretmen, grup/katılımcılar ve konu oluşturmaktadır.
A. Mekan
Drama çalışmalarında ortamın çalışmaya elverişli hale getirilmesi önemli bir boyuttur. Drama çalışmaları, eğitimcinin amacına göre açık ya da kapalı hemen her yerde tasarlanabilir, uygulanabilir. Farklı mekanlar amaca göre kullanılabilir; Müze, ören yerleri, okul bahçesi, sokak vb pek çok alanda drama uygulamaları yapılabilir. Drama süreçlerinde kullanılacak olan mekana ilişkin ölçütlerin aslında mutlak olmadığı söylenebilir, ancak yine de sürecin daha etkili uygulanabilmesi için belli başlı gereksinimler bulunmaktadır.
Belli bir plan ve program çerçevesinde düzenlemeler yapılmalıdır. Çünkü fiziksel çevre, çocukların hareketlilik düzeyini, psikolojik durumlarını, güvenliğini ve yaratıcılığını etkiler. Bu nedenle ortamın drama gereksinimlerine olanak verecek, rahat kullanılabilecek, yaratıcılıklarını engellemeyecek biçimde düzenlenmesi gerekmektedir. Sözgelimi ortam içerisinde sabit hiçbir nesnenin olmaması gerekir.
Drama süreçlerinde hareket kaçınılmazdır, bu bakımdan drama sınışarının katılımcıların rahat hareket edebilecekleri geniş bir salon olması gerekmektedir. Drama salonu, ısınma/hazırlık ve canlandırma çalışmaları için katılımcıya rahat hareket edebilme olanağı vermelidir. Bu salonlarda geleneksel sınıf düzeninin aksine, sıralar ve masalar yerine yerde minderlerde oturulmalıdır. Katılımcı sayısından birkaç fazla minder bulunmasında fayda vardır. Salonda kırtasiye malzemeleri için bir dolap bulunabilir. Ayakkabılar salonun dışında bırakılır ve salona ayakkabısız girilmelidir, mümkünse patik ya da dışarıda giyilmeyen bir ayakkabı tercih edilebilir. Bu durum katılımcıya daha rahat hareket etme olanağı sunmaktadır. Salon dışında bir ayakkabılık bulunmasında fayda vardır.
Temel drama etkinliklerinin sınıf ortamlarında yapılması gerekir. Bu daha sonra değişik ortamlarda yapılacak etkinliklere de bir anlamda hazırlık niteliği taşıyacaktır. Okulöncesi eğitimdeki etkinlik ortamları için genellikle çocukların rahat hareket edebilecekleri, eğitim araç gereçlerinin kolay elde edilebileceği, çalışmalarının sergilenebildiği, gerekli ısı ve ışığın olduğu, zeminin de o yaş kümesi etkinliklerine uygun parke, halı kaplı yerler olmalıdır. Düşmelere ve kazalara neden olabileceği ve rahat hareket etmeyi engelleyeceğinden zeminin kaygan olmamasına dikkat edilmelidir Bu yerlerin olası gürültünün dışarıdan duyulmayacak ve gerekli olduğunda çalışmaları sergilemeye elverişli özelliklerde de olması gerekir. Zeminin pürüzsüz olması önemlidir çünkü katılımcılar bu zemin üzerinde, kağıt ya da karton üzerinde çizim yapabilir, yazı yazabilir.
Drama çalışmalarının yapılacağı ortamda ses yalıtımının olması dışarıdan gelecek gürültülerin dikkati dağıtmasını engelleyeceği gibi drama çalışmalarında oluşan sesin dışarı gitmesini de engelleyecektir. Ses ve ışık düzeni, fiziksel ortamın gereklerindendir. Etkinlik yapılacak ortamlar ses ve ışık sistemleriyle donatılmalıdır. Drama çalışma ortamı katılımcı sayısı göz önünde bulundurularak uygun genişlikte olmalıdır. Dramada uygun olan 10-12 kişilik grupların oluşturulmasıdır. Aynı zamanda ortamın genişliği çalışmanın verimliliğini artırır. Çok büyük bir alana gerek olmasa da çocukların birbirine çarpmadan rahat hareket edebilecekleri genişlikte bir alan, rahatlama ve konsantrasyon çalışmalarına olanak sağlar. Etkinlik yapılacak ortamda masa ve sandalyeler taşınabilir olmalıdır. Etkinlikler özel drama salonları, sınıf, çim alanlar, parklar, gezi yapılacak herhangi bir ortada yapılabilmelidir. Etkinlik yapılacak ortamda tehlikeli durumlara karşı gerekli önlemler alınmalıdır.
Afiş-dergi sayfası çalışmalarında ya da bunun gibi yazılı ya da çizili ürünlerin ortaya konduğu çalışmalar sergilendikten sonra duvara asılabilmelidir. Bu durumda duvarların da uygunluğu önem taşımaktadır. Drama süreçlerinde video kullanmak ya da resim, fotoğraf yansıtmak amacıyla projeksiyon da bulunabilir.
A. 1.Sınıf Dışındaki Drama Yapılabilecek Ortamlar
Drama etkinliklerinin tümü yalnızca sınıf ya da sahneli ortamlarda oluşmaz. Çocuklar için genelde öğrenme ortamları, özelde de drama ortamları okullarla sınırlı değildir. Okulöncesi kurumların çocuklara yaparak yaşayarak öğrenme ortamları sunmayı başarmada çok etkili olduğu, onların düş güçlerini oyun, deney gibi ‘birlikte yapma’ odaklı etkinliklerle zenginleştirdiği söylenemez. Bu nedenle sözgelimi müzeler, kütüphaneler, galeriler, parklar, sanat ve kültür merkezleri gibi değişik ortamlar okulun sahip olduğu işlevleri, hedef, içerik ve yöntemlerin oluşturulmasıyla ilgili eğitsel etkinlikleri, özellikle de drama etkinliklerini gerçekleştirmede etkili olabilirler. Drama etkinlikleri, kentlerdeki oyun alanları, cadde ve kültürel merkezlerin bulunduğu yerlerde de gerçekleştirilebilir.
Ancak belirtmek gerekir ki kapalı ortamın dışında yapılacak çalışmalarda, çalışılacak yerin kendine özgü özelliklerini göz önünde bulundurmak gereklidir. Sözgelimi açık hava çalışmalarında (parklarda) çocukların dramaya odaklanmasını engelleyecek gürültü, izleyici gibi etkenleri göz ardı etmemek gerekir. Ayrıca sınıf dışında yapılacak drama çalışmalarında çalışılacak kümenin sayısı da eğitimcinin unutmaması gereken diğer önemli bir noktadır.
Sınıf dışı ortamlarda yapılacak drama etkinliklerinin üzerinde çalışılmış, bir eğitim programına dönüştürülmüş olması gereklidir. Bu tasarım bir proje olabileceği gibi, bir kavram öğretimine yönelik de olabilir. Çalışılacak ortamlarda, gerekiyorsa, önceden izin alınmalıdır. Sözgelimi müzeler için yetkililere daha önceden haber vermek ve izin almak gereklidir. Bu yerlerin görevlilerine, yapılacak çalışma ile ilgili bilgi verilmelidir. Eğitimci, kesinlikle çocuklardan önce ilgili yeri görmeli ve incelemelidir. Drama yapılacak ortam çocukların hareketlerini, güvenliğini, psikolojik durumunu, oyunlara katılımını, doğaçlamalarını ve yaratıcılığını etkiler.
Fakat ortamın sahip olduğu özellikler, yapılan değişiklikler, doğal ortamlarından uzak olma durumları, drama süreçlerinin yapılandırılmasını ve oluşumunu etkileyebilir, değiştirebilir. Değişik öğrenme ortamlarından bazıları müzeler, kütüphaneler, fabrikalar, parklar, marketler, pazar yerleri, alışveriş merkezleri gibi toplumsal ortamlardır. Festival, şenlik ve panayır alanlarında da drama çalışmaları yapılabilir. Bu ortamlar serbest programları, esnek düzenleme özellikleri, eğitimci ve çocuklara yönelik sundukları atölye olanakları ile önemli işlevler üstlenmiştir. Drama etkinlikleri, okulöncesi eğitiminde bir yöntem, başlı başına bir etkinlik olarak uygulanabileceği gibi değişik ortamlarda da (müze, park, bahçe, fabrika vb.) kullanılabilir. Bu değişik ortamlarda daha önceden planlanmış, ama o anda uygulanacak drama çalışmaları yapılabileceği gibi, daha önceden yapılandırılmaya başlanmış sürecin orada da devam ettiği projelerin sergilenmesi ya da hazır projelerin paylaşılması biçiminde de olabilir.
Bu tip çalışmalarda dikkat edilmesi gereken konular diğer uygulamalarla aynıdır. Değişik ortamlarda drama etkinlikleri bazı öncelikleri içermektedir. Bunlardan ilki drama çalışması yapacak kümedir. Bu öncelikte hangi yaş kümesi olursa olsun katılımcıların genellikle gönüllü katılımı aranır. Daha önce hiç drama çalışması yapmamış bir okulöncesi çocuk kümesi için değişik ortamlarda drama uygulamaları yapmak zordur.
İkinci öncelik drama programı ve programda çalışılacak içeriktir. Ders ortamının dışında drama etkinlikleri için toplumsal, politik, yaşamsal, doğal olan hemen her şey işlenmeye hazır bir içeriktir, içerik ortama, katılımcıya ve programın amacına göre biçimlendirilir.
a. Müzede Drama
Müzeler, her kuşağın kültürel, sanatsal ve tarihsel mirasını korumada önemli rol oynar. Bazı gelişmiş müzelerde bulunan eğitim birimleri aracılığıyla daha geniş bir izleyici kitlesi çekebilmek için hazine, tarihi eser, sanat yapıtları, filmler, seminerler vb. etkinlikleri ziyaretçilerine sunmakladır. Müzede drama etkinlikleri, basit bir anlatımla, bir sanat eseri ya da nesnesini izleyen okulöncesi çocuğuna “sen de yapabilirsin” deme ve onu inandırmada etkili olabilir. Ayrıca nasıl bir müzeyi hangi bağlamda, hangi araç gereçle, hangi amaca uygun, müzenin ve müzede drama etkinliklerinin gerekliliğini, estetik, sanatsal ve eğitsel kültür tüketimini, çocuklara hissettirmeyi de kolaylaştırır.
Her müze sahip olduğu nesneler çerçevesinde eğitime doğrudan katkıda bulunabilecek bir yapıya sahiptir. Müzedeki öğrenme olanakları okuldaki gibi okulöncesi, ilköğretim ya da yüksek öğrenim gibi belirli öğrenim aşamaları ile sınırlı değildir, tüm yaşam boyu devam edebilir. Çünkü müze bir insanın her yaş döneminde ona izleyebileceği, gezebileceği olanakları sunar. Müzeler bu yönleri ile okulöncesi dönemi çocukları için vazgeçilmez birer öğrenme merkezi, erktir. Onlar için oynayacakları, hareket edecekleri, dokunacakları ve ortam içinde çeşitli canlandırmalar yapabilecekleri önemli birer merkezdir.
Çocuklar müzedeki yapıtları kendi orijinal yapıları içinden çıkarılmış biçimde görürler. Müzede yapılacak drama çalışmalarında bu nesnelerin daha önce kendilerine özgü bir yaşama biçimi olan özel bir topluma ait olduğu, bu toplumun günlük yaşamlarında kullandıkları ürünler olduğu ifade edilmeli, açıklanmalıdır. Müze ortamında ve müze nesnelerinden yola çıkılarak yapılan drama etkinlikleriyle çocukların kültürel yapıyı ve drama sürecini yeniden oluşturması söz konusudur. Bu yapı içinde çocuklar, çevreyi ve sanatsal nesneleri oluşturan, yaratan insanları tanıma, anlama olanağı yaşayabilir, nesneler ve o dönemin insanları arasındaki ilişkileri keşfedebilirler. Her şeyden önce çocuk sanatsal, tarihsel, kültürel bir ortamda müze ziyareti alışkanlığını edinecektir. Ayrıca çocuklar sınıf dışı gerçek ortamlarda sözgelimi bir galeride/atölyede ya da müzenin kendilerine ayrılmış eğitsel amaçlı yerlerinde oyunlar oynayıp yaşantıya dayalı öğrenmeyi de gerçekleştirmiş olacaklardır.
Bunların yanında okulöncesi dönem çocukları ve eğitimcileri müzeler için eğitsel dosyalar hazırlayabilirler. Bu dosyalar (öykü anlatma, resim ve boyama çalışmaları) müzeler ve galerilere yönelik öğrenmeyi destekleyebilir.
Eğitimci, müze görevlileri ile iletişime geçip müzelerin uygun bölümlerinde oyun, dans ve müzik çalışmaları için çok çeşitli etkinlikler oluşturabilir. Bu tür çalışmalar, büyük müzelerde klasik olarak hem yetişkinlere hem de çocuklara yönelik olarak sunulan eğitim programlarından daha etkin ve değişiktir. Çünkü çocukların daha etkin katılımcılar olarak yer alması bu tür etkinliklerde olasıdır, müzelere de bir öğrenme ortamı olarak yeni bir anlam kazandırılabilir. Böylece fazla ilgi çekmeyen, gizemli, soğuk olarak algılanan müze, drama, dans ve mini çalışmaları için sürekli yaşayan bir drama ortamına da dönüşebilir.
Dostları ilə paylaş: |