AİLE İŞLETMELERİNDE YAŞANAN SORUNLAR
Aile işletmeleri, aile içinde yer alan duygusallığı barındıran ve kurallar yerine aile bireyleri arasındaki iletişimin etkili olduğu yapılardır. Mantıksal kurallardan çok geleneksel ve duygusal davranışlarla yönetilmeye çalışılan aile şirketlerinde dış kaynaklara kullanımına direnç, akraba kayırma, ataerkillik, aile bireyleri arasındaki rekabetin iş alanına yansıması gibi nedenlerden kaynaklanan birçok sorun yaşanmaktadır.35
Aile İçi İlişkilerin İşletmeye Yansıması
Aile bireyleri tarafından yönetilen işletmelerde bireyler arasındaki duygusal bağların iş ilişkilerinde etkili olması, yönetim sürecini olumsuz etkileyen etmenlerden olmakla birlikte, işletmenin kalıcılığını da tehdit etmektedir. Kurumsallaşmanın önündeki engeller arasında da öne çıkan bu sorun, yönetim sürecinde alınan kararlarda duygusal davranılması, yeteneksiz aile bireylerinin yetenekli yönetici adayları karşısında kayırılması, motivasyon eksikliği gibi başka sorunları da beraberinde getirmektedir.36
İşletmeye çocukların dahil edilmesi, her ne kadar tam yetkiye sahip yönetici tarafından eğitim ve staj ön koşulu ile gerçekleşse de işlerin karışmasına neden olabilmektedir.37
Aile İçi Çatışmalar
Aile bireyleri arasında yaşanan uyuşmazlıklardan meydana gelen çatışmalar aile içi çatışmalar olarak adlandırılmaktadır. Aile içi çatışmaların birçok nedeni olabilir. Bu nedenlerin çeşitliliğine göre, aile içi çatışmaların türleri ortaya çıkmaktadır.
Aile içi çatışmaların en belirgin nedenlerinden birisi, aile bireylerinin içinde bulundukları sıkı duygusal bağlardır. Aile içi bağların, diğer aile bireylerine karşı bir savunma aracı olarak ortaya çıktığı durumlarda bastırılması güç çatışmalar meydana gelebilmektedir. Bu çatışmalar uzun süreli, karmaşık yapıda ve sancılı olabilir. Aileler, “duygusal çatışmalar” olarak tanımlanabilecek olan bu tür çatışmaların olmaması için kendi iç mekanizmalarına sahip olsalar da, bireyler arası sıkı bağlılıklar nedeniyle kaçınılmazdır.38
Aile işletmelerinin sürdürülebilir başarıya sahip olması, aile işletmesinin varlık süresine ya da işletmeyi yöneten kuşağın köklülüğüne bağlı değildir. Her aile işletmesinde yaşanabilecek aile içi çatışmalar, işletmeye rakiplerinden daha ağır hasarlar verebilecek potansiyele sahiptir. Köklü bir aile işletmesinin aile bireyleri arasında ortaya çıkabilecek ve yönetim sanatı açısından basit sayılabilecek bir çatışma nedeniyle ortadan kalkması, uç bir örnek olsa da mümkündür.
Aile işletmelerinde, bireylerin yaşlarından ya da ailedeki konumlarından kaynaklanan konumları bulunmaktadır. Bilgi, yetenek ve deneyimle ilgisi olmadan edinilen bu konum, bireye geniş yetkiler verebilmektedir. Bu benzeri durumlarda tepe yönetici, yönetim kademesi ve çalışanlar arasında bir takım uyuşmazlıklar ortaya çıkabilir. Bu tür uyuşmazlıklardan meydana gelen ve bireylerin pozisyonlarının farklı olduğu çatışmalar “hiyerarşik çatışmalar” olarak tanımlanmaktadır. Hiyerarşik çatışmaların temel iki nedeninin üst kademedeki aile bireyi olan çalışanın konumu için gerekli özelliklere sahip olmaması ve görev, yetki ve sorumluluklarının net olarak sınırlandırılmaması gösterilebilir.
İşletmenin çıkarları için çalışan birimler arasında, aynı hedef doğrultusunda birleşseler de çatışmalar meydana gelebilmektedir. Bu tür çatışmalar, farklı birimlerin kendi görevlerini yerine getirmek için çalışmaları sırasında, diğer birimlerin görev alanlarına girdiklerinde ortaya çıkmaktadır. Birimlerin görev alanlarının doğru bir şekilde belirlenmesi, “görevsel çatışmalar” olarak adlandırılan bu tür çatışmaların önüne geçmek gerekli görülmektedir.
Bunların dışında, aile işletmelerinde birimler arasında yaşanan ve birimlerin işletmeye bakış açılarının farklılığından kaynaklanan diğer sorunlar da çıkabilmektedir. Geleneksel yöntemlerle iş yapmayı tercih eden birimlerin, belgelendirme gibi çağdaş düzenlemeler gerektiren bir çalışmaya girmeye yeterince istekli olmaması, bu konuda hassas olan diğer birimlerle iletişim sırasında çatışmaların doğmasına neden olabilir.39
AİLE İŞLETMELERİNİN ÜSTÜN VE ZAYIF YÖNLERİ
Geleneksel değerlere bağlılık ve duygusal bağlardan kaynaklanan özellikleri, aile işletmelerini diğer işletme türlerinden farklılaştırmaktadır. Bu farklılıklar kimi zaman avantaj olarak işletmeye değer katarken, kimi zaman gelişmesinin ya da sürekliliğinin önüne engel olarak çıkabilmektedir.
Aile İşletmelerinin Üstün Yönleri
Aile işletmelerinde geleneksel yapı, duygusal bağlar ve sosyal ilişkilerden kaynaklanan birçok fırsat bulunmaktadır. Bunlar, diğer işletme türlerine göre uygulama ölçeğinde sınıflandırarak sıralanırsa karar almada esneklik ve hız, hedef birlikteliği sağlamada kolaylık, güvenilirlik ve işletmenin geleceğini sağlamlaştırmada önemli bir araç olan bilgi birikiminin kolay aktarılabilmesi şeklinde sıralanabilmektedir.
Esnek ve Hızlı Karar Alabilme Yeteneği
Aile işletmelerinde yöneticinin yetkileri, diğer işletme türlerine göre daha fazladır. Bu yetkiler yöneticiye zor durumlarda hızlı kararlar verme ve bu kararları hızlıca uygulamaya koyma olanağı vermektedir.40 Diğer tür işletmelerde bir kararın alınması ve sonrasında uygulamaya konulması bir takım prosedürler ve süreçler gerektirmektedir. Bu durum belgelendirme ve denetim açısından gerekli olsa da iş akışını yavaşlatmaktadır. Aile işletmelerinde ise aile bağlarından kaynaklanan rahatlık inisiyatif alanını genişleterek bu süreci hızlandırmaktadır.
İşletmelerde karar alma mekanizmasının hızlı çalışması, yönetim işlevlerinin güvenirliğini olumlu etkilemekte ve aile işletmelerinin bu yönü onları diğerlerine göre avantajlı hale getirmektedir.41 İşletmelerde yönetimin aile bireyleri olması ve bu görevi sonraki kuşaklara aktarması, örgütsel değerlerin korunması ve önceki kuşağın temsil edilmesi sorumluluğu ile büyümede denge, uzun vadeli hedeflere bağlılık, örgüt içi sadakat gibi yan olanaklarla verimliliği artırmaktadır.42
Hazır Hedef Birlikteliği
İşletmelerde ortak hedeflerin benimsenmesi, yönetsel sürecin zor aşamalarından birisidir. Örgütsel hedeflerin belirlenmesi, işletmede verimliliği etkileyen önemli unsurlardandır. Bunun yanında, belirlenmiş olan hedeflerin yönetim kademesi ve çalışanlar tarafından benimsenmesi için ek çalışmalar yapılması gerekmektedir. Aile işletmelerinde ise önceki yaşanmışlıkların ve ortak değer yargılarının getirisi olarak ortak hedeflerin geliştirilmesi doğal bir durum olarak ortaya çıkmaktadır. Aile işletmelerinde kolaylıkla elde edilen ortak hedefler kurumsal hedef olarak yerleşebilmektedir. Aynı değerlere inanan aile bireylerinin bu hedefleri benimsemesi ve bu hedeflere uygun yönetim uygulamaları gerçekleştirmesi de diğer işletmelere göre daha kolay olmaktadır.43
Yönetimin önemli işlevlerinden birisi olan örgütleme yani insanları aynı hedefte birleştirme çalışması, bu hedef doğrultusunda gerçekleştirilen işler sırasında oluşan iletişimlerin bütünüdür. Örgütsel hedeflere uyum sağlayamayan bireylerin ortak hedefler doğrultusunda birleşmelerini sağlamak yönetim çalışmalarından birisidir.44 Aile bireylerinin ortak hedeflerde kolaylıkla buluşması ve bu hedeflere inanarak çalışmaya istekli olmaları, işletmeyi bu iş için ayıracağı kaynaklar konusunda rahatlatmaktadır. Aynı aileye mensup bireylerin aynı kültüre sahip olması, aile işletmeleri için önemli bir avantaj olarak görülmektedir. Sürekli bir arada olmak ve davranışların nedenini anlayabilmek bir uyum oluşturmakta ve yönetim sürecini kolaylaştırmaktadır.45
Güvenilirlik
Sosyal ilişkiler ticaret hayatında özellikle aranan güven unsuru açısından önemlidir. Ticarette toplum içerisinde ortak yer edinen birey ya da kurumlar birbirlerine daha fazla güven duyabilmektedirler. Bun güven duygusu, kuruluşlar arasındaki etkileşimde hız kazandırırken, kaynak temini konusunda da avantaj sağlamaktadır. Aile işletmelerinin toplumsal ilişkilerinden kaynaklanan güvenilirlik avantajı işletmelere bu açıdan üstünlük sağlamaktadır.46
Bilgi Birikiminin Aktarılabilmesi
İşletmelerde teknolojik gelişim genel olarak iki şekilde gerçekleşir. Bunlar yenilik kökenli ve aşamalı gelişmelerdir. Batı toplumlarındaki teknolojik gelişmeler yenilik yani inovasyona bağlı çalışmalarla gerçekleşmişken, uzak doğu ülkelerinde daha çok adım adım gelişme şeklinde gerçekleşmiştir. Önceki nesillerden gelen bilgi ve deneyimin sonraki nesillere aktarılması ve geliştirilerek yeni bilgi birikimleri oluşturulması şeklinde gerçekleşen bu şekildeki teknolojik gelişmeler Kaizen tipi gelişmelerdir.47
Aile işletmelerinde bilgi ve deneyim birikimleri son derece değerlidir. Bu birikimlerin aynı işletme çatısı altında edinilmiş olması, bu bilgi birikimini işletme için en uygun hale getirmektedir. Bu nedenle bu bilgi birikiminin hem gizliliği hem de korunup yeni nesle aktarılması işletme için zorunludur. Bu aktarım aynı aile işletmelerinde rekabet gücünü artıran önemli bir araç olarak da görülmektedir.48
Sadece teknoloji değil, yönetim ve organizasyon alanlarında da bilgi birikimi oluşturulması ve aktarılması işletme için gereklidir. Aile işletmelerinde görev alan aile bireylerinin arasındaki dışarıya kapalı iletişimsel yapı, bu bilgi birikiminin sonraki nesle aktarılmasını kolaylaştırılmaktadır. Bu açıdan aile işletmelerinin önemli bir üstünlüğü bulunmaktadır.49
Aile işletmelerinde bireyler kısa vadeli düşünceler ve aldatıcı planlarla ilgilenmedikleri görülmektedir. Sosyal ilişkilerden ve geleneksel değerlere bağlılıktan kaynaklanan güven duygusunun hâkimdir. Genellikle uzun vadeli planlar yapılmakta ve aile işletmelerinin bu özelliği ürün ya da hizmet kalitesini getirmektedir. Aynı zamanda aile işletmelerinde hedef birlikteliğinin sağlanmasında da kolaylık sağlamaktadır.50
Aile İşletmelerinin Zayıf Yönleri
Önceki bölümde aile işletmelerinin üstün yönleri olarak değerlendirilen bazı özellikleri, iyi yönetilmediğinde yıkıcı etkilere sahip olabilir. Yönetim kademesinde kuşak farklılıkları, yeni yöneticinin deneyimsizliği, duygusal ebeveyn ilişkileri, yönetimde merkeziyetçilik ve benzeri durumlar aile işletmelerini tehditlere karşı zayıf hale getirmektedir.51
Hedef Çatışmaları
En belirgin zayıf yönlerden birisi, kurumsal işletmelerde olması gereken hedeflerin aile işletmelerinde duygusal özellikli olmasıdır. Aile işletmelerinde nepotizmin sıklıkla görülmesi de bu durumdan kaynaklanmaktadır. Aile işletmelerinde ailelerin öncelikleri işletmecilik kurallarının gerisinde kalmaktadır. Yöneticiler genellikle yetenek, beceri ve deneyim düzeylerini göz ardı ederek aile bireylerinin işletmede istihdam edilmesini istemektedirler. Bunda sadece aile üyelerinin iş sahibi olması isteği etkili değildir. Çoğu zaman işletme yöneticileri, kritik pozisyonlarda güvenebilecekleri bir kişinin bulunmasını isterler. Aile içinde doğal olarak bulunan güven ilişkisine sahip bir kişinin yönetimde görev alması ise, onun emrinde çalışacak olan ve daha üstün özelliklere sahip fakat aileden olamayan bireyler için motivasyonu azaltıcı etkiye sahiptir.52
Zayıf Verimlilik
Gelirlerin işletmenin gelişiminde kullanılmaması, yönetimde uzmanlığa yeterince önem verilmemesi, kaynakların temininde duygusal ilişkilerin ön planda tutulması, çalışan seçiminde yetenek ve deneyim yerine güvene değer verilmesi ve benzeri nedenlerle aile işletmelerinde verimliliğin düşük olduğu görülmektedir.53
Benzer şekilde kurumsallaşmanın getirdiği düzene sahip olmama nedeniyle kaynakların doğru kullanılmaması, krizlerle baş etme konusunda eğitimsizlik, örgütsel hedeflerin zayıflığı gibi sebepler de işletmenin verimliliğini düşürmektedir.
Duygusal Yönetim
Profesyonel yaklaşımlar, kurumsallaşamamış aile işletmelerinde sıkça görülmektedir. Özellikle kurum içi iletişimlerde ve personel seçiminde ciddi sorunlara neden olan bu yaklaşım, kurumsallaşmış işletmelerde yerini profesyonel yönetime bırakmaktadır.
Duygusal yönetim yaklaşımlarının en belirgin sonuçlarından birisi değişime karşı direnç göstermektir. Değişimlerin en yoğun görüldüğü teknoloji alanındaki yenilikleri takip etmek ve iş uygulamalarında bunlara yer vermek ürün ya da hizmet kalitesini artırabilecekken işletme sahibi konumunda olan yöneticiler bu konuda çekinden ya da tutucu davranabilmektedir. Aile işletmelerinde yöneticilerin teknolojik yeniliklere yatırım yapmakta ya da bu teknolojileri içselleştirme sürecinde yaşanan sancılara razı olmakta isteksiz davrandıkları görülmektedir.
Benzer şekilde aile işletmelerinde yöneticilerin bilimsel gelişmelere de kapalı ya da çekimser oldukları düşünülebilir. Özellikle yönetim biliminde yaşanan gelişmeler, geleneksel yöntemleri benimsemiş ve uzun yıllar uygulamış olan aile liderleri için uzak kalmaktadır. Bunlar ve benzeri tutumlar, işletmelerin gelişmesine engel olmakta, piyasadaki rekabet gücünü azaltmaktadır.
Şeffaflık Eksikliği
Şeffaflık olarak tabir edilen hesap verebilme yeteneği, işletmelerde iç denetim mekanizmasının oluşturulması ve çalıştırılmasıyla mümkün olabilmektedir. İç denetim ve iç kontrol ifadeleri birçok kaynakta aynı anlamda kullanılırken; iç denetim bir işletmenin faaliyetlerini geliştirmek ve verimliliğini artırmak amacıyla gerçekleştirilen bağımsız bir güvence sağlama işlemi, iç kontrol ise işletmenin her kademesinde görev alan bireyler tarafından yürütülen ve ürün ve hizmetlerin kalitesinin hedeflere uygun üretilmesini sağlamak için gerçekleştirilen bir sistemdir.54
İç denetim mekanizması işletmelerde para ve mal kaybının önlenmesinde önemli derecede etkilidir. Denetimin olmaması, suiistimallere ve yanlış kararların alınmasına yol açabilmektedir. Bunlar, işletmenin gelir kaybının başlıca nedenleridir. İç denetimin olmaması, örgütsel hedeflere ulaşma yolunda da engel teşkil etmektedir. Aile işletmelerinde geleneksel aile yapısından kaynaklanan güven bağları, iç denetim mekanizmasının doğru çalışmasını engellemektedir.
Kurumsallaşma sorunu yaşayan aile işletmelerinde hesap verebilirlik özelliğinin yani şeffaflığın sağlanması, iç denetim ile mümkündür. Şeffaf işletmelerde süreçler güvenli, hata oranları düşük ve verimlilik yüksektir. Aile işletmelerinin önemli sorunlarından olan şeffaflık eksikliği maddi kayıplar ve örgütsel hedeflere ulaşmada başarısızlıklara neden olmaktadır.
Dostları ilə paylaş: |