Diaz de La Pena 120
Limantour (1893'ten sonra) etkili oldu; ülkede yollar, köprüler yapıldı, madenler açıldı, sulama projeleri geliştirildi. Ama bu gelişmelerden halk yararlanamıyor, kârın büyük bölümü ya yurtdışına gidiyor ya da bir avuç varlıklı Meksikalının elinde toplanıyordu. 1910'a gelindiğinde, hükümet gelirleri azaldığından borçlanma yoluna gidilmiş ve ekonomi bir çıkmaza girmişti. Ücretlerin düşmesi sık sık grevlere yol açıyor, aşırı yoksullaşan tarım işçileri borçlarını ödeyin- ceye kadar çiftlik sahiplerinin yanında köle olarak çalışmak zorunda kalıyordu.
17 Şubat 1908'de Dı'az, Pearson's Magazine dergisinden bir gazeteci ile yaptığı söyleşide emekliye ayrılacağını açıkladı. Muhalefet ve yönetim yanlısı gruplar uygun bir cumhurbaşkanı adayı bulmak için hemen çekişmeye başladılar. Adaylar belirlenmek üzereyken Dıaz emekli olmayacağını, ama aristokrat olmakla birlikte demokrat eğilimli bir reformcu olan Francesco Madero'nun seçimlere katılmasına izin vereceğini açıkladı. Madero seçimleri kazanamadı, ama askeri bir ayaklanma başlatarak hükümeti devirdi. Dıaz, 25 Mayıs 1911'de devlet başkanlığından ayrıldı ve sürgün edildi.
Diaz de La Pena, Narcisse-Virgile (d.
1808, Bordeaux, Paris - ö. 18 Kasım 1876, Menton, Fransa), Barbizon okulu(*) sanatçılarından Fransız ressam ve taş baskı ustası. Fontainebleau Ormanını romantik bir tarzda betimlediği resimleriyle ve mitolojik figürlere yer verdiği manzara çeşitle- meleriyle ün kazanmıştır. On beş yaşındayken Sevres'deki porselen fabrikasına ressam olarak girdi. Bir süre akademik eğilimli ressamlardan Alexander Cabanel ile birlikte çalıştı. Delacroix'dan ve romantik ressamlardan çok etkilendi. Ayrıca ortaçağ ve Ortadoğu sanatlarına da ilgi duydu ve sanat yaşamının ilk yıllarında genellikle egzotik konulu resimler yaptı.
1840'larda, Barbizon köyünün yakınlarındaki Fontainebleau Ormanında manzara resimleri yapmaya başladı. Sanat yaşamının sonuna değin işlemeyi sürdürdüğü Fontainebleau manzaralarının en önemli özelliği, "Orman Görüntüsü"nde (1867, St. Louis Sanat Müzesi) görüldüğü gibi, sık ağaçlar arasına yayılan derin gölgeliklerdir. Yoğun ve canlı renkli yeşillikler, dalların arasından süzülen güneş ışınları ya da görülen gökyüzü parçalarını karşıtlık oluşturacak biçimde kullanan Diaz, yaşamının son 15 yılında yapıtlarını pek az sergilemiştir. İzlenimcilere, özellikle de 1861'de Barbizon'dayken tanıştığı Renoir'a yakınlık duymuştur.
Dostları ilə paylaş: |