Dış lastik bak lastik



Yüklə 2,3 Mb.
səhifə271/324
tarix03.01.2022
ölçüsü2,3 Mb.
#48986
1   ...   267   268   269   270   271   272   273   274   ...   324
Dirks, Rudolph (d. 26 Şubat 1877, Heide, Almanya - ö. 20 Nisan 1968, New York kenti, ABD), "Katzenjammer Kids" adlı komik resimli öykü dizisinin yaratıcısı ABD'li karikatürcü.

Dirks yedi yaşında ailesiyle birlikte Chicago'ya gitti; 17 yaşında New York'a gidip William Randolph Hearst'ün Ne w York Journal adlı gazetesinde çalıştı. Hearst'ün

Almanya'da gördüğü, Wilhelm Busch'un Max und Moritz adlı resimli öyküsünden esinlenen Dirks, 1897'de "The Katzenjammer Kids"i yarattı. 1912'de New York World's geçince "The Katzenjammer Kids" adı üzerindeki haklarını kaybetti. Diziye yaramaz Katzenjammer kardeşler Hans ve Fritz'in adını verdi, bir süre sonra da I. Dünya Savaşı'nda oluşan Almanya karşıtı havadan dolayı dizinin adını "The Captain and the Kids" olarak değiştirdi. Bu çizgi roman Türkiye'de "Kaptan ve Edi ile Büdü" adıyla yayımlanmıştır. "The Katzenjammer Kids"i ise H. H. Knerr adlı başka bir çizer sürdürdü. Kendi kendini yetiştirmiş bir sanatçı olan Dirks, öyküsünün çizimini oğlu John'a bırakarak, zamanının çoğunu deniz ve manzara resimleri yapmaya ayırdı. Ayrıca bak. çizgi roman.

dirlik, Batı ortaçağındaki fief(*) kurumunun Osmanlılardaki karşılığı. Hukuki görüntüsüyle, devlet hizmetinde çalışanlara görevleri karşılığında, sosyolojik açıdan, egemen sınıf mensuplarına, bu sınıfsal konumlarının bir parçası olarak sağlanan gelir ya da tahsis edilen gelir kaynağı. Genelde, dirlik bir toprak parçası olabileceği gibi parasal ödeme biçimini de alabilirdi. Ulufe, müşahere, salyane, tımar, zeamet, has, arpalık, yurtluk ve ocaklık, malikâne başlıca dirlik türleriydi. Ama temelde, bir köylü toplumu üzerine oturan Osmanlı Devleti'n- de(*) artıürün çok büyük ölçüde tarımdan kaynaklandığından, koşullu toprak tahsisleri dirlik sisteminin belkemiğini oluşturuyor ve dolayısıyla özel anlamda dirlik, yalnız tımar(*), zeamet(*) ve hası(*) ifade ediyordu.

En evrensel sosyo-ekonomik belirlenimiy- le dirlik sistemi, geleneksel tarım toplumlarının paylaştığı genel bir zorunluluğun ürünüydü. Ulaşım teknolojisinin ve para ekonomisinin henüz kapitalist gelişme sonucu ulaşacağı düzeylere gelmemiş olduğu koşullarda, ülke çapında vergileri parasal olarak toplayıp kapsamlı bir merkezî bürokrasi ve orduya gene parasal maaş ödemek söz konusu değildi. Egemen sınıf mensuplarını toprak gelirlerini yerel ölçekte ve ayni olarak toplayabilecek biçimde ülkeye yaymak, genellikle benimsenen usuldü. Bu aynı zamanda kanun ve nizamı sağlamaya, artıürün aktarımını güvence altına almaya, askeri sınıf(*) mensuplarını belirli bir hiyerarşi içinde örgütlemeye, savaş zamanında ordunun kolay toplanıp dağılmasını sağlamaya hizmet ediyordu. Özgül biçimiyle Osmanlı dirlik sistemi ise, temelde Osmanlı öncesi Müslüman Türk devletlerindeki, özellikle de Büyük Selçuklu ve Anadolu Selçuklu devletlerindeki ikta(*) sisteminden; bunun yanı sıra, İlhanlılardaki benzer toprak tahsisi usullerinden türeyip gelişirken, belki bir ölçüde Bizans pronoia'sından ve Ösmanlıların 15. yüzyılda ele geçirdikleri Mora Yarımadasında karşılaştıktan /deflerden de-etkilenmişti. Bu arada, 14. yüzyıl ve sonrası gibi görece geç bir dönemde biçimlenmesi nedeniyle, biraz daha ileri bir para ekonomisinin varlığından, daha güçlü bir devlet yönetme deneyimi birikiminden ve ateşli silahlann varlığından yararlanarak, ortaçağ Avrupa fief lerine oranla daha merkeziyetçi özellikler kazanmıştı. Bu çerçevede Osmanlı dirlik sisteminin en önemli yanı, rakabesi(*) devlete ait olan miri arazi(*) içinden yapılması; buna bağlı olarak dirliklerin hizmet ile sınırlı tutulması ve mirasla geçen mülk biçiminde özelleştirilmelerinin devlet tarafından engellenebilme- siydi. Miri arazinin ve öbür gelir alanlarının vergilerini toplama hakkı kendilerine bırakılan dirlik sahipleri "sahib-i arz" olarak adlandırılır, ama bu, toprağın maliki olduk- lan anlamına gelmezdi. Sahib-i arz, dirlik karşılığı olarak devletin kendisinden istediği hizmetleri yerine getirir, kalan gelirle de geçimini sağlardı. Askeri nitelikli dirlik olan tımarlar babadan oğula geçtiği gibi, tımar sahibinin reayaya kötü davranması halinde geri de alınabilirdi.

Fethedilen topraklar miri arazi kapsamında havass-ı hümayun ve dirlik olarak ayrılıp vezirler, eminler, zaimler ve tımarlılara; arpalık adı altında sancakbeyleri, dizdarlar ve muhafızlara; tahsisat olarak da gazilere dağıtılırdı. Dirlik işlemleri İstanbul'daki Defterhane'nin Tahvil Kalemi'nde yürütülürdü. Dirlik gelirleri tekalif-i şeriye ile sınırlıydı. Sevaim zekâtı (ağnam, selamet, geçit, otlak, yaylak, kasabhane, serçinj denen vergiler, toprak vergileri (öşür, cizye, zemin, çift, tapu, bennak, raiyyet resimleri), maden, gümrük, mukataat, ilti- zamat bu kapsamdaki başlıca gelir türleriydi. Tahrirlerde saptanan 100 bin akçeden fazla dirlikler "has", 20-100 bin akçe arasındakiler "zeamet", 3-20 bin akçe arasındakiler de "tımar" yazılırdı. Bunlardan 3 bin akçelik olanlara "kılıç" denirdi. İbtida (başlangıç) beratıyla verilen dirliklerin her yıl yenilenmesi yasa hükmüydü. Kılıç hakkı olarak tanımlanan ilk 3 bin akçeden sonraki her 3 bin akçe için sahib-i arzın bir cebelü- yü, istendiğinde atı, harçlığı ve iaşesiyle sefere götürmesi de yasa gereğiydi. Toprağın verimsizleşmesi, gelirin düşmesi gibi nedenlerle dirlik beratı yeniden düzenlenebilirdi. Dirlik sahibi, sefer dışı zamanlarını toprak işleriyle ilgilenerek geçirirdi. Dirli- ğindeki sahipsiz ve ekilmemiş toprakları tapu resmi karşılığında işlemek üzere başkasına verebilir, ama kendi mülkiyetine geçiremezdi.

Dirliklerin özel bir cetveli vardı. Tımara çıkan bir yeniçeri 9 bin akçelik dirlik elde ederken, ocak hasekilerine 10 bin akçelik, yaya ve bölükbaşılanna 15 bin akçelik tımar verilirdi. Defterdarlara 130-160 bin, nişancıya 180 bin, yeniçeri ağasına 200 bin, vezirlere 1 milyon, sadrazama 1,2 milyon akçelik dirlikler tahsis edilirdi. Yenilenen tahrirler sırasında ortaya çıkan ve yeni işletmeye açılmış topraklar, orman ve madenler "hariç-ez-defter" olarak Defterhane kayıtlarına geçirilir, hizmetlilere bırakılırdı. 17. yüzyılda devletin gelir kaynaklarının artırmayla satılması, yani iltizama(*) verilmesi kurallaşınca, mukataa(*) denen toprak düzeni dirliklerin yerini aldı.




Yüklə 2,3 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   267   268   269   270   271   272   273   274   ...   324




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin