Divriği Ulucamisi ve Darüşşifası, Divriği Kalesi'nin güneyindeki tepenin batı yamacında, Mengücek hükümdarı Ahmed Şah'la (cami bölümü), karısı olduğu sanılan Turan Melik'in (darüşşifa bölümü) yaptırdıkları külliye yapısı. Yazıtlarından 1228/29'da tamamlandığı, mimannın Ahlatlı Hürremşah olduğu anlaşılmaktadır. Yazıt yıpranmış olduğundan, mimarın adını Horşah olarak okuyan araştırmacılar da vardır.
Cami ile darüşşifa tek bir yapı kütlesi oluşturacak gibi bitişik düzenlemiştir. Ölçüleri yaklaşık 32 m x 63 m olan dikdörtgen kütlenin uzun ekseni kuzey-güney doğrultusunda yerleştirilmiştir. Cami bunun kuzey, darüşşifa güney ucundadır. Kesme taştan örülmüş, ağır görünüşlü, çok az sayıda pencereyle delinmiş beden duvarlan yukarıda basit saçak silmeleriyle son bulur. Taçkapılar bu yalın duvarlarla tam bir karşıtlık yaratacak gibi ele alınmış, çok zengin taş işçiliğiyle bezenmiştir. Yapının, Anadolu'daki benzerleri arasında en öne çıkmasını sağlayan özelliklerinin başında da bu bezemeler gelir.
Caminin ana girişi, kuzey cephesinin ortasındaki taçkapıdır. Bu aynı zamanda yapıdaki dört taçkapının en görkemli ve ünlü olanıdır. Bütün yüzü oyma, yüksek ve alçak
kabartma teknikleriyle oluşturulmuş geometrik ve bitkisel örgelerle kaplıdır. Basit bir kenar silmesinin içinde neredeyse hiçbir sınır tanımadan bütün yüzeye yayılan benzersiz bir düşgücünün ürünü iri palmet ve yapraklar, taçkapıya barok bir hava ve döneminin çok ilerisinde bir olgunluk getirmektedir. Yüksek kabartma tekniğinin yarattığı ışık-gölge etkisi, bazı bezeme örgelerinin yer yer birbiri üzerine taşmasıyla daha da çoğalarak, taçkapının görünümüne büyük bir derinlik duygusu katar. Oldukça küçük kapı boşluğu, çok daha büyük bir sivri kemerin içinde yer alır.
209 Divriği Ulucamisi
Cami mekânına açılan ikinci taçkapı doğu cephesindedir. Burada zemin, tepenin yükselen eteğinden dolayı, öbür cephelere göre daha yüksekte olduğu için bu taçkapıdan doğrudan hünkâr mahfiline geçilir. Oldukça küçük olan kapı boşluğu bugün bir pencere haline getirilmiştir.
Yapının batı cephesindeki iki taçkapıdan kuzeye yakın olanı camiye açılan üçüncü giriştir. Yüzü, doğu taçkapısındaki gibi bitkisel ve geometrik örmelerden oluşan iç içe bezeme bantlanyla kaplıdır.
Batı cephesindeki ikinci taçkapı güney uca yakındır ve darüşşifaya açılmaktadır. Dışa doğru basamaklar halinde genişleyen çok büyük bir sivri kemer biçiminde olması, bu kapıya alışılmadık bir görünüm verir. İki yandan yükselip tepede birleşerek kemeri oluşturan narin dışbükey silmeler yer yer yatay zincir örgüsü bezeme bantlanyla ve gayet iri, yüksek kabartma palmetlerle kesilmektedir. Kapının üstünde, bir sütunla ikiye ayrılmış bir pencere bulunmaktadır. Pencerenin iki yanındaki ikişer tane yüksek kabartma rozet, bu taçkapının değişik özelliklerinden biridir. Başka bir ilginç nokta da, kapı nişinin sol iç yanındaki silmelerin arasındaki bir kadın ve bir erkek başından oluşan adeta saklanmış durumdaki kabartmadır.
Divriği Ulucamisi ve Darüşşifası'nın A. Gabriel tarafından çizilen boyuna kesiti ve planı
Albert Gabriel, Monuments Turcs d'Anatolie (Paris, 1934)
Caminin kuzeybatı köşesini geniş ve yüksek, silindir biçiminde bir payanda duvarı sarmaktadır. Bunun üstünde minare yükse-
lir. Koni biçimli peteği çok kısadır, oldukça basık külahı taş kaplamadır.
Caminin iç mekânı, dört ayak sırasıyla kıble ekseni yönünde (ortadaki daha geniş) beş şahına aynlmıştır. Her sırada sekiz köşeli dört tane ayak vardır. Bu 16 ayak kemerlerle birbirine bağlanmaktadır. Böylece ortaya çıkan 25 açıklık (ikisi dışında) tonozlarla örtülmüş, tonozların üstünde düz bir çatı oluşturulmuştur. Tonozların her biri başka bir biçimde düzenlenmiştir. Kıble ekseni ile batı kapısı ekseninin kesiştiği noktadaki açıklık oval bir kubbeyle örtül-
Dix, Dorothea 210
müştür. Ortası açık bırakılmış bu kubbenin altında eskiden havuz biçiminde bir şadırvanın bulunduğu sanılmaktadır. Mihrap önü kubbesi, cami iç mekânındaki en görkemli taş işçiliğinin olduğu yerdir. Dört ayağa oturan kemerlerin köşelerinde, birbirini çaprazlama kesen ikişer kemercikle dört tromp oluşturulmuştur. Bunların üstündeki dar bir kasnaktan mukarnaslı konsollar çıkmakta, kubbeyi taşıyan 12 kaburga bu konsollara oturmaktadır. Kubbenin üstü dıştan sekiz kırık yüzlü bir piramit biçiminde ve taş kaplı bir külahla örtülüdür.
Mihrap, yarım daire planlı, üstü sivri kemerli bir niş halindedir. İçi girift bitki örgeleriyle kaplıdır. Mihrap nişini geniş, pahlı, üstü bezemesiz birkaç silme çevrele-
Divriği Ulucamisi'nin kuzey taçkapısı, Divriği, Sivas
Ara Güler
mektedir. Bu pahlı silmelerin üstünde, kuzey taçkapısındakileri andıran yüksek kabartma palmetler dikkati çeker.
Mihrabın solunda bulunan hünkâr mahfilinin bugün yalnızca ahşap dikme kirişleri durmaktadır. Mihrabın sağ yanındaki, geçme yıldız örgeleriyle bezeli ceviz ağacından mimber de dönemin ahşap işçiliğinin çok seçkin bir örneğidir.
İç mekânın kuzeybatı köşesinde yükselen bir merdiven, döşemeden oldukça yüksekteki minare kapısına ulaşmaktadır. Bu merdivenin minareden önce çatıya çıkmak için yapıldığı sanılmaktadır.
Darüşşifa bölümü, cami eksenine dik bir eksen üzerinde düzenlenmiştir. Planı, kapalı ve açık avlulu dört eyvanlı medrese şemalarının bir bileşimi gibidir. Taçkapıdan geçilerek girilen, üzeri bir yıldız tonozla örtülü mekân aslında bu dört eyvandan biridir. Bu eyvanın sağ ve sol duvarlarındaki birer kapıyla da iki yan odaya geçilir.
Orta mekânın iki yanında ikişer ayaklı birer revak vardır. Sağdaki yuvarlak gövdeli ayaklar taş bezemeyle kaplıdır; soldaki ayakların sekizgen gövdeleri boş bırakılmış, başlıkları bezenmiştir. Revaklarm gerisinde, ortada yan eyvanlar yer alır. Yan eyvanların üzeri birbirinden değişik yıldız tonozlarla örtülüdür. Bunların iki yanında, yani orta mekânın dört köşesinde birer küçük oda bulunmaktadır. Orta mekânın üzeri ana eksene dik yönde üç tane beşik tonozla örtülüdür. Ortadaki tonozda bir açıklık bırakılmış, bunun altına gelen yerde döşemede bir havuz yapılmıştır. Girişin karşısındaki ana eyvanın üzeri dört ışınlı bir yıldız tonozla örtülüdür. Bunun ortasına çok ilginç, sarmal biçimli bir ayna yerleştirilmiştir. Yan duvarlarda yelpazeye benzeyen çok büyük birer desen kazınmıştır. Ana eyvanın iki yanındaki mekânlardan soldaki türbedir ve kubbesi dışarıdan sekiz yüzlü piramit biçiminde, taş kaplı bir külahla örtülüdür. Türbenin kuzey duvarındaki iki pencere camiye açılır. Buradaki 16 sanduka arasında, Turan Melik'inkiyle Ahmad Şah' ınki de bulunmaktadır. Bunlar turkuvaz renkli sırlı çinilerle kaplıdır.
Orta mekânın güney batı köşesinde yer alan dik bir merdiven üst kata çıkar. Ust kat, giriş eyvanıyla iki yanındaki odaların ve sağ yan eyvanla onun iki yanındaki mekânların üzerini kaplamaktadır. Giriş eyvanının üzerine gelen oda gene değişik düzende zengin bir yıldız tonozla örtülüdür. Darüşşifa taçkapısının üstündeki, sütunla ikiye bölünmüş pencere de bu odanın penceresidir.
Divriği Ulucamisi ve Darüşşifası, bir bölümü kazılıp bir bölümü doldurularak düzle- tilmiş bir araziye oturtulmuştur. Sağlam olmayan dolgu zemine gelen batı duvarında, yapının sürekli oturması nedeniyle, zaman zaman tehlikeli boyutlara ulaşan eğilmeler ortaya çıkmıştır. Çeşitli dönemlerde yapılan onarımlarla da yapı epeyce değişikliğe uğramıştır. Daha Selçuklular döneminde önce kuzeybatı köşesindeki si- lindirik payanda yapılmış, sonra bunun üstüne minare çıkılmıştır. 16. yüzyılda cami bölümünün batı duvarı, taçkapıyla birlikte sökülerek yeniden örülmüş, taşlarının arası açılan cami tonozlarını taşıyan ayaklar demir çemberlerle sağlamlaştırılmış ve taş kılıflar içine alınarak kalınlaştırılmıştır. 20. yüzyıldaki çeşitli onarımlarda da cami ve darüşşifadaki ortası açık kubbelerin üstü camlı birer aydınlık feneriyle kapatılmış, caminin mihrap önü kubbesini örten taş külah yenilenmiş, türbe kubbesinin üstündeki yıkık külah bugünkü biçimine getirilmiştir. 1954'te bütün yapının üstü eğimli ve kurşun kaplı bir çatıyla örtülmüş, 1967'de de bu çatı örtüsü saca dönüştürülmüştür.
Dostları ilə paylaş: |