dinamo kuramı, Yer'in magnetik alanının, yerçekirdeğinde bulunan, kendi kendini besleyen bir enerji kaynağından ileri geldiğini öne süren kuram. Kuramın savunucuları, Yer'in içinde bulunduğunu ileri sürdükleri kendi kendini besleyen bu enerji kaynağının etkinlik sürecini, laboratuvar düzeyinde, çeşitli elektrik üreteçlerinin (dinamo) çalışma biçimine benzetirler. Dışardan aldıkları bir güçle harekete geçen bu aygıtlar, iç akımlar üretmeye başlarlar, bu da dışarda bir magnetik alanın oluşmasına yol açar. Yer dinamosunun güç kaynağı olarak, gelgitlerin yol açtığı ya da yerçekirdeğinden kaynaklanan ısı gösterilir. Kurama göre bu enerji kaynağı, çekirdeğin dış bölümlerinde yer almak' tadır.
dinamofon, telharmonium olarak da bilinir, elektrikle ses üreten ilk müzik aleti. ABD'li Thaddeus Cahill'in icat ettiği alet ilk kez 1906'da kullanılmıştır.
Bu elektrofon çalgı elektromekanik tiptendi ve dönen elektromagnetik üreteçler kullanarak (bu bakımdan Hammond orgunun öncüsüydü) elektrik vurulan üretiyor, bunlar telefon alıcılanyla sese çevriliyordu. Dinamofon çok geçmeden yerini daha kullanışlı elektronik çalgılara bıraktı.
dinamometre, kuvvetölçer olarak da bilinir, mekanik kuvvet ya da güç ölçmekte kullanılan aygıt. Ölçülecek büyüklük, aygıta, döner bir mil aracılığıyla iletilir. Güç, moment (burma kuvveti) ile açısal hızın çarpımına eşit olduğundan, bütün güç ölçen dinamometreler temelde moment ölçen aygıtlardır. Şaftın hızı ayrıca ölçülür.
Kuvvet ölçeh dinamometrelerden en yaygın kullanılanı, esnek bir metal halkadan oluşur. Bu halkayı sıkıştıracak biçimde bir kuvvet yüklendiğinde halka burulur ve burulma miktarına göre kuvvet ölçülür. Bir başka kuvvet dinamometresi de, hidrolik "yük gözesi"dir; burada da sıkıştırma kuvvetleri, akışkan basıncı cinsinden ölçülür.
Başlıca güç ölçen dinamometreler ise, burulmalı dinamometreler ve soğurmalı di
namometrelerdir. Burulmah dinamometrelerde, esnek bir milin burulmasına dayalı olarak ya da milin kesitleri arasına yerleştirilen bir momentölçerin (torkmetre) yardımıyla moment ölçümü yapılır. Bu aygıtlarda, momenti oluşturan büyüklük, dışardan etkiyen yüktür.
Soğurmalı dinamometrelerde ise ölçümü yapılacak olan moment, mekanik sürtünme, akışkan sürtünmesi ya da elektromagnetik indükleme yoluyla, milin burulmasına karşı bir direnç sağlanması yöntemiyle oluşturulur. Prony freninde (bak. çizim), dönen bir makaranın çevresine yerleştirilmiş fren pabuçlarının yardımıyla mekanik sürtünme oluşturulur. Fren pabuçlarının cıvataları, FR sürtünme momenti, WL momentini dengeleyene kadar sıkıştırılır. Su frenlerinde ise, döner bir kanatlı çark ile sabit gövde arasında su dolaştırılarak direnç sağlanır. Öte yandan elektrikli dinamometrelerde, doğru akım ya da burgaçlı akımlar oluşturulur ve soğurulur. Her iki durumda da, milin dönüşünü engelleyen elemanın bir kızak üzerinde serbestçe hareket etmesi sağlanarak gövdeyle birlikte dönme eğilimi engellenir ve böylece engelleme kuvvetinin, dönme ekseninden belli bir uzaklıkta ölçülmesi olanaklı duruma gelir. Moment, yay yükü ya da ağırlık ile dönme eksenine olan uzaklığın çarpımına eşittir.
Dinansiyen Kat, Avrupa'da Karbonifer Dönemde (y. 345-280 milyon yıl önce) oluşmuş kayaç dizilerinin başlıca bölümü ve bu kay açların çökeldiği zaman dilimi. Adını, Belçika'da Dinant yakınlarında saptanan yüzey oluşumlarından alır. Dinansiyen Kat, ammonit kafadanayaklılar ya da mercanlar gibi deniz omurgasızları fosillerinin yardımıyla daha kısa zaman dilimlerine karşılık gelen birkaç kuşağa ayrılır. Başlıca iki bölümü, daha yaşlı olan Turnasiyen Altkatile daha genç olan Vızeyan Altkattır. İngiltere'de Dinansiyen'e karşılık gelen kayaç dizisi, Avoniyen Kattır(*).
Dinant pirinç işi, ortaçağın son dönemlerinde, Belçika'da Dinant'da ve çevresindeki kentlerde üretilen pirinç eşya. Pirinç Avrupa'da önceleri büyük bir kullanım alanı
Dinant ya da Malines'de yapılmış kabartma pirinç tabak, y. 1480; lrwin Untermyer Koleksiyonu
lrwin Untermyer
olmayan alaşımlardandı. İlk kez, 11. ve 12. yüzyıllarda Flandre'da Meuse (Maaş) Irmağı yakınlarında önemli bir pirinç üretim merkezi kuruldu. Bu üretim bölgesinin merkezi olan Dinant 15. yüzyılda oldukça zengin bir kent durumuna geldi. Burada üretilen ibrik, ocak ve şömine takımları, şamdan, tabak ve leğenlerle buhurdan, bir tür su kabı olan akuamanil, vaftiz kurnası ve rahle gibi dinsel eşya kentin adıyla anılır oldu.
Burgonya dükü III. Philippe'in (İyi) oğlu Charles (Cesur) 1466'da Dinant'ı yağmaladı. Kentteki zanaatçılar Meuse Irmağı üstündeki kentlere, Brüksel'e, Brugge'a ve Tournai'ye dağıldılar; zamanla Aachen'de yeni bir üretim merkezi kuruldu. Dinant' dan kaçan bazı pirinç ustalarının Nürnberg kentine kadar gitmiş olabilecekleri sanılmaktadır. Bu dönemde zaten metal işçiliğinde belli bir ünü olan Nürnberg, kısa sürede Meuse Irmağı üstündeki eski merkezler kadar önem kazandı. 15. ve 16. yüzyılların sonlarına doğru Nürnbergli pirinç ustaları, Avrupa'nın birçok bölgesine ihraç edilen çok sayıda kabartma bezeli belirli bir tür tabak ve leğen ürettiler. Bu ürünler de Dinant pirinç işi olarak anıldı.
Gotik özellikler taşıyan ilk Dinant pirinç işleri genellikle altın renkli, küçük boyutlu, derin kaplardı. 16. yüzyıl ve sonrası üreti- lenlerse daha yassı, daha büyük ve daha koyu renkliydiler. Büyük zımbalarla yapılan bu kabartmalarda dinsel ve alegorik sahneler canlandırılır ya da stilize edilmiş bezeme örgeleri kullanılırdı. Bunlardan başka kabın çevresini dolanan ya da ortasındaki ana konuyu çevreleyen ve yalın örgelerden oluşan delikli bordürler bulunurdu. Bu kapların birçoğunun ortasında açmış bir gül biçiminde kabarık bir göbek, gotik harfler ya da gotik benzeri Arap harfli yazılar bulunur. Kiliselerde sık sık rastlanan bu kaplar bağış toplamak için kullanılırdı.
Dinapur bak. Danapur
Dinar, topraklarının bir bölümü Ege Bölgesi, daha büyük bölümü Akdeniz Bölgesi sınırları içinde kalan, Afyonkarahisar iline bağlı ilçe ve ilçe merkezi kent. Yüzölçümü 1.286 km2 olan Dinar ilçesi kuzeyde Kı- zılören ve Sandıklı, kuzeydoğuda Şuhut ilçeleri, doğuda ve güneyde İsparta ili, güneybatıda Başmakçı ilçesi, batıda da Evciler ilçesi ve Denizli iliyle çevrilidir.
İlçe topraklarının kuzey kesimini Ak- dağ'ın, kuzeydoğu kesimini Kumalar Dağının, doğu kesimini de Karakuş Dağlarının uzantıları engebelendirir. Akdağ'm güney uzantılarını oluşturan sırtlar ilçe topraklarını ikiye böler. Doğu yarıda yer alan başlıca düzlükler Dombayova ve Gül Ovası, batı yarıdaki düzlük ise Dinar Ovası olarak adlandırılır. İlçe topraklarının sularını Büyük Menderes Irmağı toplar. İlçe merkezinin kuzeydoğusunda yer alan ve Marsyas kaynağı adıyla anılan bol sulu karstik kaynaklar Büyük Menderes Irmağının başlangıç kolu olarak kabul edilir.
İlçe halkının başlıca geçim kaynağı tarımdır. Dinar Ovasında haşhaş, şeker pancarı, tahıl, ayçiçeği ve baklagiller yetiştirilir. Mermer işleme, un ve tuz üretimi, teneke kutu, tarım aletleri ve mobilya yapımı başlıca küçük sanayi etkinlikleridir.
Yöredeki çok sayıda höyükte yapılan araştırmalarda elde edilen buluntular İÖ 3000'lere tarihlenmektedir Bu buluntular arasında kerpiç ya da çamur sıvalı evler, ambarlar, çanak çömlek, süs eşyaları, paralar ve Hitit çiviyazısı tabletleri vardır. Ulaşım yolları üzerinde önemli bir ticaret, din ve kültür merkezi olan Kelainai, İÖ 1000'lerde önde gelen Frigya kentlerinden- di. Kral Midas IÖ 8. yüzyılda başkentini buraya taşıdı. Lidyalılar zamanında da önemini koruyarak Pers kralı II. Dareios Ok- hos'un (hd İÖ 423-404) İÖ 407'de kurduğu Büyük Frigya Satraplığı'nın merkezi oldu. Daha sonra Gelene adıyla anılan kent İÖ 333'te hiç çarpışmadan Büyük İskender'e teslim oldu. Selevkos kralı I. Antiokhos (Soter), Kelainai'nin adını İÖ 3. yüzyılda Apameia Kibotos olarak değiştirdi ve kenti daha açık bir alana taşıdı. Daha sonra sırasıyla Roma, Bizans, Arap ve Selçuklu yönetiminde kaldı. Dinar adını, uzun süre yönetiminde kaldığı Perslerin para biriminden aldığı sanılmaktadır. Antik kent kalıntıları ve Kserkses Sarayı yıkıntıları kentin kuzeydoğusundadır. Osmanlı döneminde eski parlaklığını yitiren kent, uzun süre Geyikler adıyla bir nahiye merkezi olarak kaldı. II. Meşrutiyet'ten sonra Hudavendi- gâr vilayeti Karahisar-ı Sahib sancağına bağlı bir kaza oldu. Kurtuluş Savaşı'nda Yunan işgaline uğradı. Cumhuriyet'ten sonra ilçe merkezi yapıldı. Dinar kentinin kuzeydoğusundaki Karakuyu istasyonu bölge çapında önemli bir demiryolu kavşağıdır. Denizli'yi Afyonkarahisar ve Eğirdir'e bağlayan demiryolu hatları bu istasyonda kesişir. Kent, il merkezi Afyonkarahisar'a 110 km uzakiıktadır.
Dinar Belediyesi 1908'de kurulmuştur. Nüfus (1990) ilçe, 90.952; kent, 34.990.
dinar, eski İslam devletlerinde altın para birimi. İslam fıkhında şeri dinar, 10 dirheme (32,5 gr saf gümüş) eşit saf altındı. Başka bir ölçüme göre de 1 Mekke miskali- ne ya da 100 arpaya (4,25 gr) eşitti. İlk dinarı, 696'da Emevi halifesi Abdülmelik, Şam ve Kahire'de şer'i ölçüme uygun ve miskal esasına göre kestirdi. O döneme değin kullanılan Rum dinarına da (solidus) eşitti. Dinarın dirhem karşısındaki değeri zamanla, gümüşün değer yitirmesine ya da kazanmasına bağlı olarak değişti. Abbasi halifesi Harun Reşid döneminde (786-809) 1 dinar 22 dirheme (71,5 gr saf gümüş) çıktı. Mısır'ın Fatımi yönetimine girmesinden sonra 10. yüzyılda Ortadoğu para sistemi ciddi bir krize girdi ve Mısır'dan külçe altın sağlanamaması yüzünden dinarın dirhem
169 Dinççağ, Şadi
karşısındaki değeri gittikçe arttı. Memlûkler döneminde dinarın yerini alan Eşrefi altını 3,47 gramdı. Akdeniz ticaretinde en geçerli para birimi olan dinar, bu denize kıyısı olan Avrupa devletlerinin de "bezant" ve "sarra- sinat" denen ve Arap dinarlarına benzeyen saf altın paralar basmasına yol açtı. Horasan'da ise özel bir sikke sistemi geçerliydi ve dinar, 4 dirhem (13lgr saf gümüş) olarak hesaplanmaktaydı. El-Cezi- re'de gene dirhem esasına göre 1 dinar, 8 miskal gümüş karşılığı altındı. İlhanlı hükümdarı Gazan Han'ın (hd 1295-1304) kestirdiği dinar-ı rabih ise 33 habbe (2,14 gr) ağırlığındaydı ve 6 Abbasi dirhemine (19,5 gr saf gümüş) eşit saf altındı. II. Mustafa' mn 1696'da tedavüle çıkarttığı 300 akçelik dinar-ı cedidin dışında, Osmanlı döneminde kesilen altın sikkeler için dinar deyimi kullanılmadı. Dinar günümüzde Suriye, Irak, Kuveyt ve Yugoslavya'daki para biriminin adıdır.
Dinar Alpleri, Sırp-Hırvat dilinde dinars- ko gorje ya da dinara planina, Doğu Alpleri'nin, Hırvatistan'ın Dalmaçya (Ad- riya) kıyılarına paralel uzanan güneydoğu bölümü. Güneyde Arnavutluk'a kadar uzanır. Kuzeyde Soca (Isonzo) ve Sava ırmakları, güneyde Drina Irmağı, doğuda Kolu- bara, Ibar ve Sitnica ırmakları ve batıda Adriya Deniziyle çevrilidir. Durmitor'daki Bobotov Kuk'ta 2.522 m yüksekliğe ^ulaşır. Girintili çıkıntılı kıyılarda çok sayıda doğal Uman bulunmakla birlikte, kireçtaşı olu- şumlu dağlar tarımsal hinterlanda geçit vermez. Dağların dışa kapalı iç havzaları verimli topraklar ve yoğun bir nüfus barındırır.
Dinarkhos, deinarkhos olarak da yazılır (d. y. İÖ 360, Korinthos - ö. 292'den sonra), Atinalı söylev yazan. Yapıtları, Attika söylev sanatındaki gerilemenin başlangıcı olarak değerlendirilir. Göçmen olduğu için halka kendi adına seslenmesi yasak olan Dinarkhos bu nedenle başkaları için söylevler yazdı. Büyük İskender'in hazinedarı Harpalos'un, İskender'in Asya fethinin ganimetinden elde ettiği büyük bir servetle IÖ 324'te Atina'ya kaçmasını izleyen skandal sırasında ün kazandı. Bu ganimetin bir bölümünü zimmetine geçirmekle suçlanan Demosthenes ile öteki tanınmış siyaset adamlarına karşı söylevler yazdı. Genellikle Dinarkhos'un yazdığı varsayılan ve günümüze ulaşmış Demosthenes'e Karşı, Aristogiton'a Karşı ve Philokles'e Karşı adlı metinler bu duruşmalarla ilgilidir. Halikarnassoslu Dionysios, Dinarkhos'un kaleme aldığı söylenen 87 söylevin başlığını aktarır ve bunlardan 60'ının gerçekten ona ait olduğunu belirtir. Günümüze ulaşan söylevlerin yaratıcılıktan yoksun oluşu, sağlam usavurmalar yerine kestirme sövgülere başvurması ve öteki hatiplerin söylevlerinden bölümler içermesi, Dionysios'un Dinarkhos'la ilgili olumsuz görüşünü desteklemektedir.
Dinççağ, Şadi (d. 29 Eylül 1919, Bafra - ö. 11 Ocak 1983, İstanbul), Türk karikatürcü. İlk dönemlerde Cemal Nadir ve Ramiz'in etkisinde kalmış, 1970'lerde soyut ve yazıya yer vermeyen karikatürler çizmiştir. İstanbul Erkek Lisesi'ni (1938) ve İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Bölümü'nü bitirdi. İlk karikatürünü Sedat Simavi'nin çıkardığı Karikatür dergisinde yayımladı (1938) ve bundan sonra karikatür çizmeyi bir yan uğraş olarak sürdürdü. Akbaba, Şaka, Tef,
Dinçer, Erdinç 170
Dolmuş, Cumhuriyet, Vatan dergi ve gazetelerinde çizdi. Çizgiyle mizah anlayışının yaygınlaştırıldığı Tef ve Dolmuş'ta çıkan karikatürlerinde, yazıyla çizgiyi birleştirmeye yöneldi. Daha sonra yazıya hiç yer vermeyen karikatürler çizdi. Kişisel karikatür ve resim sergilerinin yanı sıra, yurt içinde ve dışında ortak sergilere katıldı. 1973'te
Ana Yayıncılık Arşivi
Üsküp'te düzenlenen uluslararası karikatür yarışmasında Altın Plaket ödülünü kazandı. Yapıtları çeşitli albümlere, Tolentino ve Üsküp mizah müzelerine alındı.
Siyasal içerikli olmaktan çok, espriye dayalı karikatürler çizen Dinççağ, bunların çoğunda kalın ve ayrıntısız bir çizgi kullandı; anatomi bilgisine dayanan bir çizim anlayışı geliştirdi. 1980'de Karikatürler adlı bir albüm yayımladı.
Dinçer, Erdinç (d. 1935, İzmir), pantomim sanatçısı. 1956'da Ankara Devlet Kon- servatuvarim bitirdi. Fransa'da iki yıl Jac- ques Lecoq'un pantomim okuluna devam
Dinçer
isa Çelik
etti. Marcel Marceau, Etienne Decroux gibi ünlü pantomim ustalarıyla çalıştı. Türkiye' ye döndükten sonra çok sayıda gösteri gerçekleştirdi. Kişisel çabalarıyla, Ankara' da çeşitli okullarda ve Devlet Opera ve Balesi'nde pantomim öğretmenliği yaparak bu sanatın yaygınlaşması için uğraş verdi. Sahne Sanatları Akademisi adıyla kısa süreli bir pantomim okulu kurdu. Doğuda ve Batıda Mim adlı bir televizyon filminde Nasreddin Hoca'yı canlandırdı. Sonraları pantomim ve başka konularda filmlerden oluşan bir televizyon programı hazırladı ve sunuculuğunu yaptı. 1975'te Belgrad'da yapılan Uluslararası Monodram ve Pantomim Şenliği'nde monodram dalında altın madalya kazandı. 1987'de Devlet Tiyatroları kadrosuna katıldı.
Dindigul, Hindistan'ın güneydoğusundaki, Tamil Nadu eyaletine bağlı Madurai ilinde kent. Palni ve Sirumalai dağları arasında bir karayolu taşımacılığı merkezidir. Dindigul adı, kente egemen konumdaki çıplak tepeyi belirten tintu kal (yastık kaya) sözcüklerinden türemiştir. Vicayanagar döneminde (1336-1614) bu tepede inşa edilen kale, İ7-19. yüzyıllar arasında Hindular, Müslümanlar ve İngilizler arasında savaşlara sahne olmuştur Kentte günümüzde büyük ölçekli pamuk eğirme ve dokuma fabrikalarının yanı sıra ipekli dokuma, mücevher ve puro yapımı gibi el emeğine dayalı işkolları da varlığını korumaktadır. Dindigul'da Ma- durai-Kamarac Üniversitesi'ne bağlı iki yüksekokul bulunur. Nüfus (1991) 182.293.
Dindings, Batı Malezya'dakı (Malaya) Pe- rak eyaletinin batı kesiminde, Maiakka Boğazı üzerinde kıyı ili Dindings Kanalının karşısında anakaranın batısına düşen Pang- kor Adasını, güneyde Sembilan Adalarını ve anakarada Dindings Irmağı ağzının iki yanında uzanan 13 km genişliğindeki topraklan içine alır. Dindings'teki liman olanaktan 7-13. yüzyıllar arasında Sumatra'da- ki Şrivicaya Krallığı tarafından kullanılmıştır. Adalar 1826'da, anakara da 1874'te İngiltere'ye bırakılmış, daha sonra Boğaz Kolonileri'ne bağlanarak korsanlara karşı bir üs konumunu kazanmıştır. Başlangıçta yüzölçümü 492 km2 olan Dindings ili, 1935'te yeniden Perak'a devredildikten sonra büyük ölçüde genişletilmiştir. İl topraklarında geniş hindistancevizi plantasyonları bulunur. Sığ kıyı sularında önemsiz kalay yatakları vardır
İlin en önemli kenti Lumut, Dinding Irmağı üzerinde bir liman ve yönetim merkezidir. Kentte kıyı ticareti yapılır; başlıca ticaret ürünleri kauçuk, hindistancevizi ve balıktır. Kent Pangkor Adasına giden deniz taşıtlarının da kalkış noktasıdır. 9,5 km uzunluğunda ve 3,2 km genişliğinde olan Pangkor Adası 18. yüzyılda Felemenklilerin elinde bulunuyordu Pangkor kasabasının dışındaki küçük bir kalenin kalıntıları hâlâ ayaktadır. Turistler genellikle balık tutmak ve Pasir Bogak'taki kumsaldan yararlanmak için adanın batısını yeğlerler. Önemli birer balıkçı kasabası olan Pangkor ve Kampung Sungei Pinang Kecil, birbirine karayolu ile bağlıdır. İhracata dönük balıkhaneler büyük önem taşır. Nüfus (1980) 146.059.
Dindir Irmağı, Arapça nehrü'd-dinder Mavi Nil'in Tana Gölünün batısındaki Etiyopya Platosundan doğan kolu. Kuzeybatıya doğru akarak Dongur'dan geçer ve Sudan Ovasına iner. Daha sonra çok sayıda menderes çizerek Sudan'da, Sennar yakın- lannda Mavi Nil'e kanşır. Uzunluğu 480 km'dir. Çığınnın üçte birini oluşturan aşağı kesimi, yağmur mevsimi boyunca (haziran- eylül) ulaşıma elverişlidir. Sudan'daki orta çığırında Dindir Ulusal Parkimn içinden akar.
Dindir Ulusal Parkı, Sudan'da, en-Nilü 1- Ezrak ilinin (müdiriye) doğu kesimiyle Kas- sala ilinin güney kesiminde bulunan park Dindir ve Rehed ırmaklarının killi taşkın ovasında, deniz düzeyinden 700-800 m yükseklikte yer alır. Yüzölçümü 7 123 knr olan park 1935'te kuruldu. Bitki örtüsü, kuzeyde savan çalılıkları, güneyde ise ağaçlardan oluşur; ırmak kıyısı boyunca palmiye or- manlan ve bataklıklar bulunur. Parkta yaşayan yabanıl hayvanlar zürafa, inek antifopu, redunca, demirkır antilop, oribi, çalı antilo- pu, su antilopu ve büyük kududur: ayrıca gazal, dikdik, mşnda, aslan ve devekuşu türleri vardır. Siyah gergedan, pars, çita, fil, çakal ve sırtlana da rastlanır. Parka 470 km uzaklıktaki Hartum'dan karayoluyla ulaşılabilir. Yönetim merkezi Hartum' dadır.
Dine, Jim, tam adı james dine (d. 16 Haziran 1935, Cincinnati, Ohio, ABD), ressam, grafik sanatçısı, heykelci ve şair. pop sanat akımı doğrultusunda boyadığı
Dine, Hans Namuth'un fotoğrafı. 1964
Hans Namuth
tuvallerle sıradan günlük nesneleri bir arada kullandığı çevreler yaratan ve oluşumlar(*) düzenleyen ilk sanatçılardan biridir. Dine sanat eğitimini Boston Güzel Sanatlar Müzesi Okulu ve Ohio Üniversitesi'nde yaptı, 1959-60'ta Claes Oldenburg ile birlikte yaptığı çalışmalarla oluşumların öncülerinden biri oldu. Erken dönem çalışmaları çoğunlukla üstüne giyim eşyası ve bahçe araçları gibi üç boyutlu nesnelerin tutturul- duğu tuvallerdi. Örneğin "Beynimde Yürüyen Pabuçlar" (1960) adını taşıyan yapıtında çocuk resmi tarzında çizilmiş bir insan yüzünün alnına bir çift deri pabuç iliştirmişti. "Ad Resmi 1935-63" (1968-69), üstünde bu tarihler arasında tanıdığı herkesin adının yazılı olduğu büyük boyutlu bir tuvaldir. Dine 1970'lerde grafik sanatların olanaklarını araştırdı. Birçok baskı dizisinde ve bazı resimlerinde diş fırçası ve bornoz gibi tek bir imgeye yöneldi; bunlan zengin ve anlatımcı bir yaklaşımla betimledi. Çizgi ve doku farklılıkları üzerine yaptığı araştırmalar 1970'lerin sonlarına doğru çiçek resimleri dizilerinde, 1977-81 arasında da kansmın portrelerinden oluşan dizide ("Nancy Temmuz Ayında Açık Havada") kendini gösterir. Dine 1968'de Apollinaire'in Le Poete assassine (1916; Katledilen Şair) adlı şiir kitabının resimli bir çevirisi olan The Poet Assasinated'i yayımladı. Kendi özgün şiirlerini ve çizimlerini Welcome Home Love- birds (1969; Yuvaya Hoşgeldiniz Aşk Kuşları) adlı kitabında topladı. 1960'ta Work from the Same House'ı (Lee Friedlander ile birlikte; Aynı Evde Yapılmış İşler), 1970'te The Adventures of Mr. and Mrs. Jim and Ron'u (Ron Padgett ile birlikte; Bay ve Bayan Jim ve Ron'un Maceraları) yazdı ve resimledi. Grafik çalışmalarının tümünü içeren Complete Graphics (Toplu Grafikler) adlı bir başka kitabı da 1970'te yayımlandı.
Dines, William Henry (d. 5 Ağustos 1855, Londra - ö. 24 Aralık 1927, Benson, Oxfordshire, İngiltere), çeşitli atmosfer özelliklerinin ölçümünde kullanılan aygıtlar geliştiren İngiliz meteorolog. Bir meteorologun oğlu olan Dines, Cam- bridge'deki Corpus Christi College'da öğrenim gördü Bir süre rüzgâr hızına ilişkin çalışmalar yaptı ve rüzgârın hem hızını, hem de yönünü ölçen ilk basınç tüplü anemo- metreyi (yelölçer) geliştirdi. Dines, yükseklerdeki hava hareketlerine ilişkin ölçümler yapmak için balonlardan ve uçurtmalardan yararlanmaya yönelik çalışmalara da öncülük etti. Gene kendisinin geliştirdiği meteo- rograflarla donatılmış balonlar, İngiltere'de uzun yıllar boyunca yüksek atmosfer ölçümlerinde kullanılan başlıca aygıtlar olarak kaldı. Stratosferdeki basınç, nem ve sıcaklık koşullanna ilişkin pek çok bilgi, bu balonlarla toplandı. Gelen bilgileri çözümleyen Dines, yükseklerdeki hava koşulları ile siklonlar ve antisiklonlar arasında çarpıcı bağıntıların bulunduğunu belirledi. Ayrıca, Yer ve Güneş ışınımına ilişkin bilgilere önemli katkılarda bulundu. 1901-02'de Kraliyet Meteoroloji Derneği'nin başkanlığını yapan Dines'ın ayrıntılı bir özgeçmişini de içeren toplu bilimsel araştırmaları 1931'de gene bu kuruluş tarafından yayımlandı. Dines, 1905'te Royal Society'nin üyeliğine seçildi.
Dinesen, Isak, asıl adı blixen-finecke
baronesi karen chrıstence dinesen, karen
blixen olarak da bilinir (d. 17 Nisan 1885, Rungsted - ö. 7 Eylül 1962, Rungsted,
Dinesen, 1959
AP/VVİde World
Danimarka), Danimarkalı yazar. Geçmişi anlattığı ustalıklı öykülerinde, gerçeküstü öğelerle düş ve erotizm iç içe geçmiştir.
Özel eğitim gördü ve Kopenhag'daki Güzel Sanatlar Akademisi'nde okudu. 1914'te kuzeni Blixen-Finecke Baronu Bror ile evlendi. Birlikte Afrika'ya giderek Kenya' da büyük bir kahve plantasyonu satın aldılar. Dinesen, 1921'de eşinden ayrıldıktan sonra plantasyonu 10 yıl süreyle işletti, ama kahve fiyatlarının düşmesi üzerine Danimarka'ya dönmek zorunda kaldı.
Kenya'da geçirdiği yıllan Den afrikanske farm (1937; Afrika Çiftliği) adlı kitapta anlattı. Büyük ilgi gören Kenya anılan, Afrika'ya ve Afrikalılara duyduğu gizemli denebilecek sevgiyi dile getirir. Yapıt, Dinesen'in kişisel başan ve üzüntüleri, çiftliğini yitirişi, arkadaşı İngiliz avcı Denys Finch-Hatton'ın ölümü ve hayran olduğu Afrika yaşam tarzının yok oluşundan duyduğu acının şiirsel bir dille anlatımıdır. Sydney Pollack'ın bu yapıttan yola çıkarak çektiği Out of Africa (1985; Benim Afri- kam) adlı filmde Dinesen'i Meryl Streep canlandırdı. Dinesen, 1944'te Pierre Andre- zel takma adıyla tek romanı olan Gengael- delsens veje'yı (Melek Yüzlü İntikamcılar) yayımladı. Roman görünüşte yardımsever ama gerçekte kötü efendilerini alt ederek tutsaklıktan kurtulan saf ve temiz insanların melodramatik öyküsüydü. Ama Danimarkalı okurlar, yapıtın Nazi işgalindeki Danimarka'yı anlatan zekice yazılmış bir yergi olduğunu kavradılar.
Dinesen hem İngilizce, hem de Danca yazdı. Kitaplan genellikle her iki dilde aynı zamanlarda yayımlandı. Aristokrasiyi tarihsel konumunda ele aldığı öykülerini ilk olarak, 1935'te Syn fantastiske fortoellinger adıyla Dancasını da yazdığı, Seven Gothic Tales (1934; Yedi Gotik Öykü) adlı kitapta topladı. Dancası Vinter-evertry olan Win- ter's Tales (1942; Ölümsüz Öykü, 1986) ve Dancası Sidste fortaellinger olan Lası Tales (1957; Son Öyküler) adlı öykü kitaplarında da gene bu konuyu işledi. Bu iki kitabın İngilizce ve Danca baskılan aynı yıllarda yapıldı. Toplu öykü kitaplarına girmemiş ya da yayımlanmamış öyküleri Carnival: En- tertainments and Posthumous Tales (1977; Karnaval: Eğlenceler ve Ölümünden Sonra Yayımlanan Öyküler) adıyla yayımlandı. Gene ölümünden sonra yayımlanan Dagu- erreotypes, and Other Essays (1979; Da- guerreotype'laı ve BaşkaDenemeler)İngiliz- ceye ilk kez çevrilen yedi yazısından derlenmiştir. Letters from Africa, 1914-31 (Afrika Mektupları, 1914-31) 1981'de, Judith Thur- man'ın yazdığı yaşamöyküsü Isak Dinesen: The Life of a Storyteller (Isak Dinesen: Bir Öykü Anlatıcısının Yaşamı) ise 1982'de yayımlandı.
Dineveri, tam adı ebu hanîfe ahmed bin davud el-dîneveri (d. y. 815 - ö. 24 Temmuz 895, Dinever, İran), Kitabü'rı- Nebat adlı yapıtıyla ortaçağın en büyük Müslüman botanikçisi kabul edilen İranlı bilgin.
Basra ve Kûfe'de felsefe ve dil öğrenimi gördü. 849'da İsfahan'a gitti. Oradaki gök gözlemlerini Kitabü'r-Rasad adlı yapıtında topladı. Daha sonraki yaşamını doğduğu kentte geçirdiği sanılan Dineveri'nin günümüze tam olarak ulaşabilmiş tek yapıtı Kitabü'l-Ahbari't-Tivardir. Bu yapıtta Sa- sani tarihi, Kadisiye Savaşı, Irak'ın Arap- larca fethi, Hz. Ali ve Muaviye arasındaki savaşlar, Harici ayaklanmalar ve Emevile- rin çöküşü anlatılır.
Dineveri'nin en ünlü yapıtı olan Kitabü'n- Nebat aslında edebiyatçılar için hazırlanmış ansiklopedik bir sözlüktür. Arap şiirinde geçen bitki adlarını açıklayan, nerelerde yetiştiklerini, özelliklerini gösteren altı ciltlik bu yapıtın kayıp olan son cildini Muham- med Hamidullah, sonraki kaynaklarda Di- neveri'ye yapılan göndermelere dayanarak yeniden düzenleyip yayımlamıştır (1973).
ding (Çincede "üçayak"), ilk kez Neolitik Çağda (İÖ y. 3000-1500) üretilen bir Çin kabı. Öldukça derin, iki kulplu ve üç yüksek ayağı olan bu kap özellikle yemek pişirmek için kullanılırdı.
Ding'in bir türü olan liding'in ayakları, li(*) tunç kaplarında olduğu gibi gövdeye şişkinlik verecek gibi eklenmiştir. Bir başka tür olan fangding ise, kare ya da dikdörtgen biçimlidir ve dört ayak üstünde durur. Büyük boyutlu taotiei*) örgelerinden ya da canavar maskelerinden oluşan bezemeler genellikle kabın büyük gövdesinde ve yüzeyinde yoğundur, ayaklarında ise pek az bezeme olur. Ding kaplarının değişik biçimlerine Neolitik Çağ çanak çömlekleri ile Shang (İÖ 18-12. yy) ve Zhou (İÖ 1111- 221) hanedanları dönemi tunç işlerinde olduğu gibi, Çin sanatının erken dönemlerinde de oldukça sık rastlanır. Daha geç dönemlerdeyse tunçtan ya da topraktan sırlı taklitleri yapılmıştır.
Ding Ling, Wade-Giles yazımında ting- ling, asıl adı jiang weiji (d. 1904, Chang- de, Hunan bölgesi - ö. 4 Mart 1986, Pekin, Çin), 20. yüzyıl Çin edebiyatının en ünlü kadın yazarlanndandır. Geleneklere aykırı ve başkaldmcı bir yaşam tarzı sürdüğü gençliğinde bireysel konuları işleyen öykü ve romanlar, Çin Komünist Partisi'ne (ÇKP) katıldığı 1931'den sonra ise işçi sınıfım savunan yapıtlar yazmıştır. 1951'de Stalin Edebiyat Ödülü'nü almasına karşın, 1957'de sağa kaydığı gerekçesiyle ÇKP'den çıkarılmıştır.
Soylu bir ailenin kızı olan Ding Ling, 1911'de babasını yitirince varlıklı annesinden destek gördü. Annesinin Changde'de
171 Dingane
kurduğu kız okulunda, ardından Daoyuan' daki bir başka kız okulunda öğrenim gördü. Ailesine başkaldırarak Changsha'da karma bir okula girdi. İki yıl sonra düşünsel yaşamı izlemek amacıyla Şanghay'a, buradan da Nanjing'e gitti. Bir süre anarşizme ilgi duydu. Şanghay Üniversitesi'nden aldığı bir uzaklaştırma cezasından sonra Pekin'e gitti. Pekin'de solcu şair adayı Hu Yepin ile tanıştı (1925) ve onunla birlikte Pekin dışındaki Batı Tepelerine taşındı.
Fransız ve Rus romancıların etkisi altında, bir ölçüde kendi yaşamöyküsüne dayanan öyküler yazmaya başladı. Cinselliği rahat bir anlatımla ele aldığı bu öykülerde özgür bir Çinli kadın kahraman modeli yarattı. Öyküleri kısa zamanda başarı kazandı. Ama Hu Yepin adını pek duyuramadığından, Hu'nun yapıtlarını yayımlayabilecekleri bir edebiyat dergisi çıkarmak üzere 1928'de Şanghay'a taşındılar. Bu girişimin başarısızlıkla sonuçlanması üzerine, Hu Yepin Solcu Yazarlar Birliği'ne katılarak siyasete yöneldi. Ding Ling ise kendini tümüyle yazmaya verdi. 1930'da öykülerini topladığı üç kitabı ve bir kısa romanı bitirdi. ÇKP'ye giren Hu Yepin'in Milliyetçi hükümetçe tutuklanarak 1931'de idam edilmesinin de etkisiyle, 1933'te ÇKP'ye katıldı ve Solcu Yazarlar Birliği'nin çıkardığı dergiyi yayıma hazırlama işini üstlendi.
Ding Ling'in Marksizmi benimsemesi yaşamını ve yapıtlarını derinden etkiledi, işçi sınıfı bakış açısıyla yazdığı Shui (1931; Tufan) toplumsal gerçekçi Çin romanına örnek oldu. 1933'te Kuomintang ajanlarınca kaçırılıp hapse atıldı. 1936'da asker kılığında hapishaneden kaçarak Yenan'da komünistlere katıldı. Burada Mao Zedong' un dostluğunu kazandı ve Peng Dehuai ile romantik bir ilişkiye girdi. Bu arada komünist hareketi eleştirmekten kaçınarak, hoşnutsuzluklarını öykülerinde ve denemelerinde dile getirdi. Bu nedenle sansüre uğradı. Taiyang zhao zai Şangganhe shang (1948; Sanggan Irmağı Üzerinde Güneş Doğuyor) ile Stalin Ödülü kazanan ilk Çinli romancı oldu. Özellikle kadın hakları konusunda partiyi açıkça eleştirdiği için, kazandığı başarılar siyasal sorunlardan kurtulmasına yetmedi. 1957'de Parti'den ihraç edildi ve Kültür Devrimi sırasında 5 yıl hapis cezasına çarptırıldı. 1975'te serbest bırakıldı. 1979'da Parti üyeliği geri verildi. Son yapıtları birkaç eleştirel deneme ile kısa ve uzun öyküleri kapsar.
Ding seramiği, sırlı, gözeneksiz, sert Çin seramiği. Song hanedanı (İS 960-1279) döneminde önce Ting Zhou'da, 1127'de sarayın güneye taşınmasından sonra da Jingdez- hen yakınlarında üretilmiştir. Genellikle beyaz renkli olurdu. Ya düz bırakılır ya da kazıma, kabartma, baskı ve oyma desenlerle bezenirdi. En sevilen örgeler anka kuşu ile zambak, şakayık gibi çiçeklerdi. Bai (beyaz) Ding, fon (un) Ding ve tu (toprak) Ding gibi türleri önemliydi. Bai Ding seramiklerinin dış yüzeyindeki sır, çoğunlukla, "gözyaşları" olarak bilinen bezemeleri oluşturacak biçimde kalınlaştmlırdı.
Ding seramiğinin tipik örnekleri kâselerle fincan ve tabaklardır. Ding seramikleri ters kapatılarak fınnlandığı için, başta kâseler olmak üzere çoğu parçalann ağız kenarları sırsız kalır ve bu nedenle metal bir bantla çevrelenirdi.
Dingane, Afrikaner dilinde dingaan (ö. 1843), 1828-40 arasında Natal'in Zulu kralı. Üvey kardeşi Shaka'yı öldürerek krallığı ele geçirdi. Kasım 1837'de Boer önderi Piet
Dingelstedt, Franz Ferdinand 172
Retief'e, çalman bir sığır sürüsünü bulması karşılığında Natal'in hemen hemen tümünü vermeyi vaat etti. Retief, Dingane'nin isteğini yerine getirmesine karşın, yaklaşık 600 göçmenle birlikte Şubat 1838'de öldürüldü. Andries Pretorius önderliğindeki Boerler 16 Aralık 1838'de Blood Irmağı Çarpışması'n- da 3 bin Zulu savaşçısını öldürerek intikam aldılar. Ocak 1840'ta kardeşi Mpande tarafından devrilen Dingane Svaziland'a kaçtı ve 1843'te burada öldürüldü.
Dingelstedt (Baronu), Franz Ferdinand
(d. 30 Haziran 1814, Halsdorf, Hessen- Kassel, Almanya - ö. 15 Mayıs 1881, Viyana, Avusturya), keskin siyasal yergile-
Dingelstedt'in bir fotoğrafından A. Weger'in yaptığı oymabaskı
Bavaria-Verlag
riyle tanınmış Alman şair, oyun yazan ve tiyatro yapımcısı.
Liberal Genç Almanya hareketine katıldı. Öğretmenlik ederken Alman prenslerine karşı siyasal yergiler yazdı. Bunların en ünlüsü Lieder eines Kosmopolitischen Nachttvachters'ln (1841; Kozmopolit Bir Gece Bekçisinin Şarkıları). Die Neuen Ar- gonauten (Yeni Argonotlar) adlı yergisi işten çıkanlmasma neden oldu. 1841-43 arasında Paris ve Londra'da muhabirlik yapan Dingelstedt, siyasal görüşlerini değiştirdi ve devlet memuru oldu. Münih ve Weimar'da saray tiyatrolannda yapımcılık, daha sonra Viyana'da operada ve Hofburg Tiyatrosu'nda yöneticilik yaptı. Bavyera kralından soyluluk unvanı aldı. Alman klasiklerini ve Shakespeare oyunlarını yeni ve yetkin bir üslupla sahneye koydu. Alman Shakespeare Derneği'nin kurucusuydu; Shakespeare'in birçok oyununu çevirdi. Aynca romanlan ve Münchener Bilderbo- gen (1879; Münih'ten Resimli Yapraklar) adlı bir de otobiyografisi vardır.
dingi, Hindistan'da, Ganj Irmağında ve yarımadayı çevreleyen korunaklı sularda, yolcu ve yük taşımacılığında kullanılan, kürekli ya da yelkenli küçük tekne. Birçok başka ülkede de, gemilerde tahliye sandalı olarak kullanılır. Bunların bir bölümü kürekli tekneler olmakla birlikte çoğunluğu ince burunlu, uzun gövdeli ve yuvarlak altlı, kıçtan takmalı deniz motorlarıdır. Yanş teknesi olarak kullanılan dingiler ise yelkenlerle donatılır ve kıç bölümlerine dümen eklenir. Küçük ve havayla şişirilen cankurtaran sallanna da dingi denir.
dingincilik, yetkinliğe ulaşmanın ruh dinginliğinden geçtiğini, tannsal gücün etkisini eksiksiz gösterebilmesi için her türlü insan çabasına son verilmesi gerektiğini savunan dinsel öğreti. Gerek Hıristiyanlıkta, gerek Hıristiyanlık dışı bazı akımlarda dinginci eğilimler görülür. Ama bu terim çoğunlukla, 17. yüzyılın ikinci yarısında Roma'da büyük saygınlık kazandıktan sonra, Katolik Kilisesi'nce heretiklikle suçlanan İspanyol rahip Miguel de Molinos'un öğretileri için kullanılır.
Molinos'a göre, tannsal güçten destek alan her Hıristiyan, batini tefekkür yoluyla yetkinliğe ulaşabilir ve bu durum yıllarca, hatta bir ömür boyu sürebilirdi. Tann'yı bulanık, belirsiz biçimde görmeyi sağlayan bu tefekkür insanın iç güçlerine ket vuruyor ve ruhun her türlü belirgin düşünceyi ve iç edimi dışlayan edilgen bir arınma durumunda kalmasını sağlıyordu. Molinos'a göre eylemde bulunma isteği, Tanrı'ya karşı bir başkaldırıydı. Eylemsizlik, ruhu kaynağındaki ilkeye, yani tanrısal varlığa geri döndürüyor, ona dönüştürüyordu. Tek gerçeklik olan Tann, bu mistik ölümü yaşayan ruhlarda hüküm sürmekteydi. Önlar yalnızca Tanrı'nın istediğini isteyebilirlerdi, çünkü kendi iradeleri ellerinden alınmıştı. Kurtuluşla, yetkinlikle ya da başka herhangi bir şeyle ilgilenmemeli, her şeyi Tanrı'ya emanet etmeliydiler. Onlann olağan ibadet kurallarına da uyması gerekmezdi. Şeytan' ın kışkırtmaları karşısında bile, tefekkür durumundaki kişi eylemsiz kalmalıydı. Şeytan belki kişinin vücuduna söz geçirebilir ve onu günah işlemeye zorlayabilirdi, ama kişinin rızası olmadığı sürece bunlar günah sayılmazdı. Molinos'un öğretileri 1687'de Papa XI. Innocentius tarafından mahkûm edildi ve Molinos ömür boyu hapis cezasına çarptınldı.
Protestanlar arasında da Pietistlerin ve Ouaker'larm bazı öğretileri ile dingincilik arasında benzerlik kurulabilir. Fransa'da etkili bir mistik olan Jeanne-Marie Bouvier de la Motte Guyon'un öncülüğünde dingincilik ılımlı bir biçimde ortaya çıktı. Arı bir sevgi öğretisi geliştiren Cambrai başpisko- pusu François de Salignac de la Mothe Fenelon da Guyon'un görüşlerini destekledi. 1699'da Papa XII. Innocentius bu öğretiyi mahkûm etti. Fenelon ve Guyon görüşlerini reddettiler.
Dingisuayo (ö. 1817), 1807'den başlayarak, Bantu halklannın Kuzey (Natal) Ango- ni kolundan Mtetua klanının şefi. Daha sonra Zululand'daki (bugün Güney Afrika Cumhuriyeti'ndeki Natal eyaletinin kuzeydoğu kesimi) 30 kadar topluluğun büyük şefi oldu. Bölgedeki Angoni topluluklarım egemenliği altına alarak henüz kurulma aşamasında olan merkezî devlete katma politikası, kendisine ardıl olarak seçtiği Shaka adlı Zulu tarafından sürdürüldü. Mozambik'te Portekizlilerle ticari ilişkiler kuran Dingisuayo, Zululand'daki yönetimine karşı ayaklanan Nduandue klanının şefi Zvide tarafından öldürüldü.
Dingle, İrlanda'nın Kerry ilinde (county) yarımada ve koy. Yarımada, Tralee kentinin güneyinde Slieve Mish Dağlanyla başlar. Dağlar 600 m'yi aşan tepelerden oluşur ve en yüksek noktası Baurtregaum'dur (853 m). Batıya doğru dağ sırası, tepelik ve düzlüklerden oluşan karma bir yapıya dönüşür. Dingle kenti yakınlarında kuzey doğrultusunda bir sırt oluşturur. Brandon Dağını da içine alan bu sırt görkemli yarlarla sona erer. Dağlann arasında buzullarla kaplı vadiler vardır. Yarımadanın batı ucu, özellikle Dingle, Ventry ve Smenvick'teki doğal limanların çevresi daha çok alçak düzlüklerle kaplıdır. Yanmada Blasket Adalarında son bulur. Dingle Körfezi kuzeydeki Dingle Yarımadasını güneydeki Iveragh Yarımadasından ayınr.
dingo (Canis dingo), Canidae (köpekgiller) familyasından, Avustralya'da yaşayan yaban köpeği. Avustralya Yerlileri tarafından
Dingo (Canis dingo)
G. R Roberts
dir. Gövde yapısı ve alışkanlıklarıyla evcil köpeğe benzer; kısa ve yumuşak tüylerle kaplı gövdesi sağlam yapılı ve tıkız, kuyruğu bol tüylü, kulakları dik ve sivri uçludur. 30 cm'lik kuyruğuyla birlikte uzunluğu yaklaşık 1,2 m, omuz yüksekliği 60 cm kadardır. Karnı, bacaklan ve kuyruğunun ucu genellikle ak, geri kalan bölümleri kahverenginin sarımsı ile kızılımsı tonlarındadır. Yalnız ya da küçük gruplar halinde avlanan dingolar bir zamanlar kangurulann en büyük düşmanıydı; bugün daha çok tavşan- lan avlar, arasıra da çiftlik hayvanlarına saldırırlar. Aynı hayvanları avlayarak beslenen keseli memelilerden tasmanyakurdu ile tasmanyaşeytanının soylarının tükenmesinde dingoların büyük etkisi olmuştur; öte yandan, kıtaya yerleşen Avrupalı göçmenler de, besledikleri koyun sürüleri ile kümes hayvanlanna saldıran dingoların sayısını oldukça azaltmıştır.
Dingolar, yabanıl yaşamda çok korkusuz, atak ve ürkütücü hayvanlar oldukları halde, yavruyken kolayca eğitilebilir ve insana alıştırılabilir. Avustralya Yerlileri bazen dingoları av köpeği olarak kullanırlar. Yabani dingolar genellikle ulur, ama evcilleştirildiğinde köpek gibi havlayabilir. Dişiler, yaklaşık 63 günlük bir gebelik döneminden sonra 4-8 kadar yavru doğurur.
Dinguiraye, Batı Afrika'da, Gine'nin orta- kuzey kesiminde, il ve il merkezi kent. Fouta Djallon Platosunun doğu kena- nnda yer alır. Kent eskiden el-Hacc Umar yönetimindeki imamlığın merkeziydi. Umar'ın açtığı cihad sonucunda Nijer Vadisinde Tukulor İmparatorluğu kurulmuştu (1850-93). Dinguiraye, karayoluyla Siguiri ve Dabola'ya bağlanır. Pirinç, darı, yerfıstığı ve sığır ticaretinin başlıca merkezidir. Dinguiraye ilinin yüzölçümü 11.000 km2'dir ve büyük bölümü savanlarla kaplıdır. İl topraklarının sularını kuzeybatıdaki Bafing ve güneydoğudaki Bouka ırmakları toplar. Halkın büyük çoğunluğunu Tuku- lörler, Fulaniler ve Dialonkeler oluşturur. Kentin doğusuna düşen ve Nijer'in bir kolu olan Tinkisso Irmağının yukarı çığırında alüvyonlu altın çıkartılır. Nüfus (1983) il, 133.502.
Pleyistosen Bölümden sonra, olasılıkla günümüzden 5-8 bin yıl önce Asya'dan Avustralya'ya getirildiği sanılan dingo, bu kıtada yaşayan az sayıdaki kesesiz memeliden biri-
Dinh Bo Linh, yıl adı dinhtien hoang (d. Hoa Lu - ö. 979, Vietnam'ın kuzeyi), Vietnam'da hüküm süren ikinci hanedanı kuran imparator. On yıllık bir kargaşa döneminin ardından ülkesinin yeniden birleşmesini ve Çin'den bağımsız bir devlet olarak resmen tanınmasını sağlamıştır. Vietnam kaynaklarında köy kökenli tanıtılan Dinh Bo Linh, bir derebeyi olan Hoa Luvalisince evlat edinilmişti. Vietnam'ın kuzeyi ile orta kesimindeki üç ilden oluşan Nam Viet'i aralarında paylaşmış 12 beyden biriydi. 968'de öbür 11 beyi yenerek Nam Viet'e bütünüyle egemen oldu. İmparatorluğunu ilan eden Dinh Bo Linh, yeniden birleştirdiği ülkeye Dai Co Viet adını verdi. Yeni imparator, birlik sağlanmadan önce ülkede hüküm süren toplumsal ve siyasal kargaşayı ortadan kaldırdı. Yönetici kadrolara, imparatorluğa ve yönetime bağlı Budacı ve Taocu din adamlarını yerleştirdi. Devleti Vietlilerin yabancısı olmadığı, bağlılık ve kişisel görev bilincine dayalı Çin kökenli bir sistem temelinde örgütledi.
Dinh Bo Linh, Çin'le barışçı ilişkiler kurmaya çalıştı. Kısa süre önce iktidara gelen Song hanedanının zayıflığından yararlanarak, Dai Co Viet'in hükümranlığının tanınması karşılığında Çin'e vergi ödemeyi kabul etti. Böylece Vietnam Devleti'nin bundan böyle Çin'den bağımsız olmasını sağladı; Çin'in sonraki yüzyıllarda bu topraklarda hak iddia etmesi sonuç getirmedi.
Dinh Bo Linh cesur bir savaşçı, yetenekli bir yönetici ve diplomat olarak tanınmasına karşın, otoriter yönetimi ve zevke düşkünlüğü ile saray ve ailesi çevresi içinde bile pek çok kimsenin düşmanlığını çekti. Dai Co Viet'in gerçek imparatoru olduğuna inanan mistik bir kâhin, Dinh Bo Linh ve veliaht prensi 979'da öldürdü. Tahtın vârislerinin çok genç oluşu, Dinh hanedanının kralın ölümünden sonra bir yıl içinde yıkılmasına yol açtı.
Dinichthys, dunkleosteus olarak da bilinir, soyu tükenmiş, ilkel yapılı, zırhlı, balığa benzer su hayvanlarını içeren Arthrodirifor- mes (eklemboyunlular) takımının fosil cinsi.
Dinichthys terrelli'riın başının insan eliyle yapılmış maketi
Cleveland Museum of Natural History
Avrupa, Asya'nın kuzeyi ve Kuzey Ameri- ka'daki Üst Devoniyen Dönem (Devoniyen Dönem y. 395-345 milyon yıl önce) kayaçla- rındaki fosilleriyle tanınan bu hayvanların zırhlı baş kalkanı boyna eklemlenerek, üstçeneye hareket olanağı sağlar. 9 m'ye ulaşan uzunluklarının yaklaşık üçte birini baş kalkan oluşturur. Devoniyen Dönemde çok yaygın olan bu hayvanlar, büyük olasılıkla denizlerin en saldırgan ve usta avcılarıydı.
Diniş, diniz olarak da yazılır (d. 9 Ekim 1261 - ö. 7 Ocak 1325),"Portekiz'in altıncı kralı (1279-1325). Ekonomiyi geliştirip soylular ile kilisenin gücünü sınırlayarak krallığı güçlendirmiştir.
III. Afonso'nun oğluydu. Fransız ve Kas- tilya kültürlerinin etkisi altındaki saray ortamında usta bir şair olarak yetişti. Portekiz'in ilk üniversitesini 1290'da Lizbon'da Diniş kurdu. 1282'de Aragon kralı III. Pedro'nun kızı Isabel'le (Azize) evlendi. Kastilya ile yürüttüğü başarılı görüşmeler sonucunda Portekiz'in sınırlarım kesinleştirdi. Yerel hükümetlere müdahalede bulundu, soyluların gücünü kısıtladı, din adamlarının özellikle toprak mülkiyetinden kaynaklanan üstünlüğünü kırabilmek için 1286, 1291 ve 1309'da toprak'devredilmesi üzerindeki kısıtlamaları kaldıran yasalar çıkardı; böylece tahtı en yüksek otorite konumuna yükseltti. 1289 ve 1290'da papalıkla imzaladığı konkordatolar aracılığıyla kilise ile arasındaki mücadaleyi sona erdirdi.
Toprağa karşı özel bir ilgi duyan Diniş, ormancılığın ve ülkenin tarım kaynaklarının gelişmesini özendirdi. Ayrıca gemi yapımı ile ticaretin geliştirilmesi ve korunmasıyla da yakından ilgilendi. Dinis'in son yıllarında bir ayaklanma başlatan oğlu, onun ölümünden sonra IV. Afonso adıyla tahta çıktı.
Diniş, Jülio, asıl adı joaouim guilherme gomes coelho (d. 14 Kasım 1839, Porto - ö. 12 Eylül 1871, Porto, Portekiz), şair, oyun yazan ve romancı. Çağdaş Portekiz orta
Jülio Diniş, Alfredo Roque Gameiro'nun suluboya çalışmasından ayrıntı, 19. yy
Secretaria de Estado da Informacao e Turismo, Lizbon
sınıfının ilk önemli roman yazarıdır. Yaşamı boyunca büyük ilgi gören ve Portekiz'de hâlâ yaygın olarak okunan romanlan, geniş halk kitlelerine seslenebilen yalın ve açık bir üslupla yazılmıştır.
Diniş, Porto'daki tıp okulunda eğitmenlik yaparken tutulduğu verem hastalığı nedeniyle görevinden ayrıldı. Daha önce Jornal do Porto'da taşra yaşamına ilişkin çeşitli öyküler yayımlamıştı. Sağlığı yüzünden yerleştiği Ovar adlı kıyı kasabasında taşra yaşamını ve görüntülerini anlatan en tanınmış romanı As Pupilas do Senhor Reitor'u (1867; Dekanın Öğrencileri ) yazdı. Annesi ingiliz olan Diniş, kendi aile yapısından yola çıkarak romanda İngiliz kültürünün Portekiz kültürü üzerindeki etkisini anlattı. İlk romanının kazandığı başarıdan sonra, Porto'daki İngilizleri konu alan Una Famî- lia Inglesa (1868; Bir İngiliz Ailesi) adlı romanını yayımladı.
Şiirleri ve oyunları ölümünden sonra yayımlanan Diniş en çok romanlanyla tanınır. Bunlardan As Pupilas do Senhor Reitor 1900'e değin 14 baskı yapmıştır.
dink, tahıllann kabuklarını yumuşatmak ve ayırmak, yağlı tohumlardan yağ çıkarmak için kullanılan, su, hayvan gücü ya da elle çalıştırılan özel değirmen. Sözcük Anadolu ve Rumeli'nin bazı yörelerinde dibek, havan, soku gibi araçlarla eşanlamlı olarak kullanılır.
Bilinen en yaygın dink, dik durumda ve hareketli bir noktaya sağlam bir kolla bağlanmış, kendi çevresinde dönen bir düzenektir. Taşın döndüğü yer merkeze doğru biraz çukurlaşır. Bu da taşın dönme ekseninin, merkezdeki hareketli noktanın da etkisiyle değişmesine yol açar. Hızlı ve iyi sonuç alabilmek için dinklenen tahıl bir kürekle kanştırılır ve arada bir su serpilir.
Şayak, aba, çuha, keçe gibi kalın ve havlı kumaşları inceltmek ve biçimlendirmek için
Dostları ilə paylaş: |