Dünya ve ahiret saadeti İÇİn allah’a ulaşmayi dilemek şarttir


Allah hepinizden razı olsun FERHAT BAŞTUĞ



Yüklə 0,79 Mb.
səhifə2/56
tarix07.01.2022
ölçüsü0,79 Mb.
#90832
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   56

Allah hepinizden razı olsun FERHAT BAŞTUĞ


*******

İÇİNDEKİLER

1-Saadet nedir ?

2-Allah’a ulaşmanın farz olduğu ve davet edenler

3-Allah’ın emirleri

4-Haşyet sahibi olmak

5-İstikametlenmek

6- Münib,Enab olmak

7 -Evvab olmak

8- Masiyr

9- Mülaki olmak

10- Hidayet

11-Takva

12-Amilussalihat

13-İman

14-İrşad

15- İslam
1.SAADET NEDİR

Saadet,kişinin iç dünyasında,dış dünyasında (başkalarıyla olan ilişkilerinde) ve Allah ile olan (Allah’ın emir ve yasaklarına uyma) ilişkilerinde sulh ve sükunun devamlı oluşudur.

Neden devamlı diyoruz?- Çünkü nefs’imizin arzuları doğrultusunda elde ettiklerimiz,bize kısa bir mutluluk sağlar sonra tekrar huzursuzluk bizi sarar.Örneğin çok arzu ettiğimiz bir otomobile sahip olduğumuzda mutlu oluruz,bir müddet sonra daha iyisine daha yenisine sahip olmak isteriz.Bu da bize “artık bu otomobilin bizi mutlu etmediğini”gösterir.

İç dünyamızdaki mutsuzluğun sebebi nedir?

Hepimiz üç ayrı cesetten müteşekkiliz.Fizik vücudumuz.Nefs’imiz ve Ruh’umuz.

Nefs,başlangıçta üzerinde 19 kötü afet (Cehalet,Cimrilik,Dedikodu,Fitnefesat,Gururkibir,Hırsşehvet,Hasetdüşmanlık,İptilalar,İsyan,Kinnefret,Küfür,Mürailik,Nankörlük,Öfke,gayz,Sabırsızlık,Vefasıszlık,Yalan,

Zan ve Zulüm) bulunan bundan dolayı da kötülüğü şiddetle emreden,Şeytanın vesvesesine açık olduğu için AKIL’a devamlı kötülüğü müşavere eden (telkin eden) bir negatif özelliğe sahiptir.Ruh ise Allah’ın kendinden ihsan ettiği (içimize üflediği) için hiçbir zaman kötülüğe karışmayan AKIL’a devamlı iyiliği,güzelliği müşavere eden,nefs’in her hatasında da o’na azap etme yetkisine (halk arasında vicdan azabı olarak bilinen) sahip olan pozitif bir özellikle mücehhezdir.Fizik vücut,nefs ve ruhun verdiği müşavereyi değerlendiren AKIL’ın yönettiği cesedimizdir.

İşte iç dünyamızdaki huzursuzluk,nefs’imizin yaptığı her hatanın arkasından ruh’un verdiği azabın neticesidir.

Dış düyamızdaki huzursuzluk,yine nefs’imizin kötü afetleri yüzünden başkalarına karşı yaptığımız yanlış davranışların neticesinde onlardan gelen tepkilerden,aynı zamanda o yanlışlığın karşılığında ruh’un nefs’e yaptığı azaptan veya bizim için bir imtihan olan bizim irademizin dışında Allah’ın takdir ettiği veya müsaade ettiği nefsimizin hoşlanmadığı olaylardan dolayıdır.Halbuki bu olaylar bizim için birer hayırdır eger sabredebilirsek.

Allah ile olan ilişkilerdeki huzursuzluk,yine nefsimizdeki afetler nedeniyle Allah’ın emirlerini yerine getirmekte, yasaklarından kacmakta başarılı olamayız bu yüzden günah yükleniriz.Hem o günahın hem de bu yanlışlıklar sebebiyle ruhumuzun nefs’imize verdiği azap neticesidir.

Ozaman belliki, her şey NEFSİN ISLAHINA bağlı.Nefs’in ıslahına parelel afetler azalacak dolyısıylada huzursuzluk ta azalacak.Ne zaman ıslah tamamlanırsa afetler yok olacaktır o zaman huzur bütünüyle yaşanacaktır.

İşte bütün bunların izahı her dönemde beraberimizde var olan ve bize “bir mutluluk davetiyesini,bir mutluluk recetesini ve bir mutluluk garantisini içeren”Allah’ın kitabındadır.

Allah’uteala yunus suresinin 57.ve 58. ayetikerimelerinde”göğüslerinizdekilere bir ŞİFA olmak için size Allah’tan bir öğüt bir vaaz dır,Allah’ın FAZLI ve RAHMETİYLE FERAHLANSINLAR”buyuruyor.

YUNUS – 57-58 : Yâ eyyuhen nâsu kad câetkum mev'ızatun min rabbikum ve şifâun limâ fîs sudûri ve huden ve rahmetun lil mu'minîn(mu'minîne). Kul bi fadlillâhi ve bi rahmetihî fe bi zâlike felyefrehû, hûve hayrun mimmâ yecmeûn(yecmeûne).


Ey insanlar! Size, Rabbinizden öğüt (vaaz) ve göğsünüzde olana (nefsinizin kalbindeki hastalıklara) şifa ve mü'minlere hidayet ve rahmet gelmiştir. De ki: “Allah'ın fazlı ve O'nun rahmeti ile artık ferahlasınlar (sevinsinler). O, onların topladıkları şeylerden (dünya mallarından) daha hayırlıdır.”

Fazıl ve rahmet ne için? Nefs in tezkiyesi,nefs’in ıslahı için.

NUR - 21 : Yâ eyyuhellezîne âmenû lâ tettebiû hutuvâtiş şeytân(şeytâni), ve men yettebi’ hutuvâtiş şeytâni fe innehu ye’muru bil fahşâi vel munker(munkeri) ve lev lâ fadlullâhi aleykum ve rahmetuhu mâ zekâ minkum min ehadin ebeden ve lâkinnallâhe yuzekkî men yeşâu, vallâhu semî’un alîm(alîmun).
Ey âmenû olanlar, şeytanın adımlarına tâbî olmayın! Ve kim şeytanın adımlarına tâbî olursa o taktirde (şeytanın adımlarına uyduğu taktirde) muhakkak ki o (şeytan), fuhşu (her çeşit kötülüğü) ve münkeri (inkârı ve Allah'ın yasak ettiklerini) emreder. Ve eğer Allah'ın rahmeti ve fazlı sizin üzerinize olmasaydı (nefsinizin kalbine yerleşmeseydi), içinizden hiçbiri ebediyyen nefsini tezkiye edemezdi. Lâkin Allah, dilediğinin nefsini tezkiye eder. Ve Allah, Sem'î'dir (en iyi işitendir) Alîm'dir (en iyi bilendir).

Bunun başlangıcı da HİDAYET i arzu etmek yani Allah’a ulaşmayı dilemektir cünkü hidayet,Allah’a ulaşmaktır.

RAD - 27 :..kul innallâhe yudillu men yeşâu ve yehdî ileyhi men enâb(enâbe).

... De ki: “Muhakkak ki Allah, dilediği kimseyi dalâlette bırakır ve O'na yönelen kimseyi Kendine ulaştırır (hidayete erdirir).”

ŞURA - 13 :..kebure alel muşrikîne mâ ted’ûhum ileyh(ileyhi), allâhu yectebî ileyhi men yeşâu ve yehdî ileyhi men yunîb(yunîbu).

... Senin onları, kendisine çağırdığın şey (Allah'a ulaşmayı dileme) müşriklere zor geldi. Allah, dilediğini Kendisine seçer ve O'na yöneleni, Kendisine ulaştırır (ruhunu hayatta iken Kendisine ulaştırır).

BAKARA - 120 :..kul inne hudâllâhi huvel hudâ ve leinitteba’te ehvâehum ba’dellezî câeke minel ilmi, mâ leke minallâhi min veliyyin ve lâ nasîr(nasîrin).

... De ki: “Muhakkak ki Allah'a ulaşmak (var ya) işte o, hidayettir.” Sana gelen bunca ilimden sonra eğer onların hevalarına uyarsan andolsun ki; Allah'tan sana ne bir dost ve ne de bir yardımcı olur.

AL-İ İMRAN - 73 : Ve lâ tu’minû illâ li men tebia dînekum, kul innel hudâ hudallâhi en yu’tiâ ehadun misle mâ ûtîtum ev yuhâccûkum inde rabbikum, kul innel fadla bi yedillâh(yedillâhi), yu’tîhi men yeşâ’(yeşâu), vallâhu vâsiun alîm(alîmun).
Ve (Ehli Kitap): “Sizin dininize tâbi olandan başkasına inanmayın.” (dediler). (Habibim onlara) De ki: “Muhakkak ki hidayet (insan ruhunun ölmeden önce Allah'a ulaşması), (Allah'ın kendisine ulaştırması)s Allah'ın hidayetidir, size verilenin bir benzerinin, bir başkasına verilmesidir.”. Yoksa onlar, Rabbinizin huzurunda, sizinle çekişiyorlar mı? (Onlara) De ki: “Muhakkak ki fazl Allah'ın elindedir. Onu dilediğine verir.” Ve Allah, Vâsi'dir (ilmi geniştir, herşeyi kapsar), Alîmdir (en iyi bilendir).

Maide suresinin 105.ayetikerimesinde mutsuzluğun gidrilmesinin nefs in tezkiyesiyle ulaşılan hidayet olduğu acıklanıyor.

MAİDE - 105 : Yâ eyyuhellezîne âmenû aleykum enfusekum, lâ yadurrukum men dalle izehtedeytum ilâllâhi merciukum cemîân fe yunebbiukum bimâ kuntum ta’melûn(ta’melûne).
Ey âmenû olanlar! Nefsleriniz, üzerinizedir (nefsinizin sorumluluğu üzerinize borçtur). Siz hidayette iseniz, dalâletteki bir kimse size bir zarar veremez. Hepinizin dönüşü Allâh'adır. O zaman yapmış olduğunuz şeyleri size haber verecek.

Allah’a ulaşmayı dileyen kişiyi (enab,münib olan) kendine hidayet edeceğini garantilemiş Allah’uteala.Hidayete ermek için Allah’ın doktorları (mürşidler,resuller) tarafından verilen receteler uygulandığında başlayan AMİLUSSALİHAT (nefsi ıslah edici ameller-tezkiye işlemi) o kişiyi hidayete erdirecek ve HUZURSUZLUK, nefs’in ıslahı parelelinde gittikce azalarak bir gün yok olacaktır.

YUNUS - 9 : İnnellezîne âmenû ve amilûs sâlihâti yehdîhim rabbuhum bi îmânihim, tecrî min tahtihimul enhâru fî cennâtin naîm(naîmi).
Muhakkak ki âmenû olanlar ve amilüssalihat (nefs tezkiyesi) yapanlar, îmânlarından dolayı Rab'leri, onları hidayete erdirir. Onlar, altlarından ırmaklar akan naîm cennetlerindedirler.

TAHA - 82 : Ve innî le gaffârun li men tâbe ve âmene ve amile sâlihan summehtedâ.


Ve muhakkak ki Ben, (mürşidin önünde 12 ihsanla) tövbe edenler ve (ikinci defa) âmenû (kalbine îmân yazıldığı için îmânı artan mü'min) olanlar ve salih amel (zikir) yapanlar (nefsi ıslâh edici amel işleyenler) için mutlaka Gaffar'ım (onların günahlarını sevaba çevirenim). Sonra onlar, (Benim tarafımdan) hidayete erdirilir (ölmeden önce ruhları Allah'a ulaştırılır).


Yüklə 0,79 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   56




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin