AL-İ İMRAN - 83 : E fe gayre dînillâhi yebgûne ve lehû esleme men fîs semâvâti vel ardı tav’an ve kerhen ve ileyhi yurceûn(yurceûne).
Onlar, hâlâ Allah'ın dininden başkasını mı arıyorlar? Halbuki göklerde ve yerde kim varsa, hepsi tav'an ve kerhen (isteyerek ve istemeyerek) O'na teslim oldular ve onlar, O'na (Allah'a), geri döndürülecekler.
İşte Allah’a ulaşmayı dileyerek TAKVA sahibi olmuş ve enazından ruh’ larını teslim etmiş olanların ölümüyle Allah’a ulaşmayı dilemeyenlerin dolayısıyla teslimiyetlerini gercekleştirmiyenlerin ölümünün farklı olduğu ve o zaman teslim oldukları aşağıdaki ayetlerde acıklanıyor.
NAHL – 28-29 : Ellezîne teteveffâhumul melâiketu zâlimî enfusihim fe elkavus seleme mâ kunnâ na’melu min sû’(sûin), belâ innallâhe alîmun bimâ kuntum ta’melûn(ta’melûne). Fedhulû ebvâbe cehenneme hâlidîne fîhâ fe lebi’se mesvel mutekebbirîn(mutekebbirîne).
Melekler, nefslerine zulmedenleri vefat ettirecekleri zaman onlar teslim olurken: “Biz, bir kötülük yapmadık.” dediler. Hayır, muhakkak ki Allah, yapmış olduğunuz kötü amelleri en iyi bilendir. Haydi, orada ebediyyen kalmak üzere cehennemin kapılarından girin. Kibirlenenlerin (büyüklük taslayanların) kaldığı yer ne kötüdür.
NAHL – 30-31-32 : Ve kîle lillezînettekav mâ zâ enzele rabbukum, kâlû hayrâ(hayren), lillezîne ahsenû fî hâzihid dunyâ haseneh(haseneten), ve le dârul âhıreti hayr(hayrun), ve le ni’me dârul muttekîn(muttekîne). Cennâtu adnin yedhulûnehâ tecrî min tahtihel enhâru lehum fîhâ mâ yeşâûn(yeşâûne), kezâlike yeczîllâhul muttekîn(muttekîne). Ellezîne teteveffâhumul melâiketu tayyibîne yekûlûne selâmun aleykumudhulûl cennete bimâ kuntum ta’melûn(ta’melûne).
Ve takva sahiplerine: “Rabbiniz ne indirdi?” denildi. “Hayır (güzellikler).” dediler. Ahsen olanlara (iradesini Allah'a teslim edenlere) bu dünyada haseneler (iyilikler, güzellikler, sevaplar, pozitif dereceler) vardır. Ve elbette ahiret yurdu daha hayırlıdır. Ve gerçekten muttakilerin (takva sahiplerinin) yurdu ne güzeldir. Onlar (muttakiler), altından nehirler akan Adn cennetlerine girerler. Orada, onların diledikleri herşey vardır. İşte Allah, (ahsen olan) muttakileri (bihakkın takvanın sahiplerini) böyle mükâfatlandırır. Melekler, onları(takva sahiplerini) tayyib (en güzel, en iyi) bir şekilde vefat ettirirler. Onlara: “Selâm üzerinize olsun. Yapmış olduğunuz (güzel, hayırlı) ameller sebebiyle cennete girin.” derler.
Yine Allah’a ulaşmayı inkar edenlerin durumu (ruhlarının ölümle döndürülmeleri) ve ölümle farkına vardıkları ama geriye dönüşün mümkün olmadığı aşağıdaki ayetlerde açıklanıyor.
SECDE – 10-11-12 : Ve kâlû e izâ dalelnâ fîl ardı e innâ le fî halkın cedîd(cedîdin), bel hum bi likâi rabbihim kâfirûn(kâfirûne). Kul yeteveffâkum melekul mevtillezî vukkile bikum summe ilâ rabbikum turceûn(turceûne). Ve lev terâ izil mucrimûne nâkısû ruûsihim inde rabbihim, rabbenâ ebsarnâ ve semi’nâ ferci’nâ na’mel sâlihan innâ mûkinûn(mûkinûne).
Ve dediler ki: "Biz yerde (toprağın içinde) (toprağa) karıştığımız zaman biz mutlaka yeni bir yaratılış içinde mi olacağız?" Hayır, onlar, Rab'lerine mülâki olmayı (ulaşmayı) inkâr edenlerdir. De ki: "Size vekil kılınan ölüm meleği, sizi vefat ettirecek (öldürecek). Sonra Rabbinize döndürüleceksiniz." Ve keşke mücrimleri, Rab'lerinin huzurunda başlarını eğerek: "Rabbimiz, biz gördük ve işittik. (Bundan sonra) bizi (dünyaya) geri döndür, salih amel yapalım. Muhakkak ki biz, mukinun (yakîn hasıl edenler) olduk." (derken) görseydin.
4-Gavin(Azgın)lerden,müşriklerden oluruz (rum/31,bakara/256)
5-Allah’ın dostlarından olamayız.Tagut un dostu oluruz (bakara/257)
6-Hak mü’min olamayız,bizi kurtuluşa ulaştırmayacak iman sahibi oluruz (enam/158)
7-Nefs lerindeki afetler hükümferma olması sebebiyle (tezkiye işlemi olmadığı için) Dünya ve Ahiret saadeti kesinlikle oluşamaz.
Halbuki zümer/54 te İSLAM ın teslim olmak olduğu ve temelinin sadece bir dilekle “RABBİNİZE ENAB OLUN”emrine riayet ederek “rabbimize yönelip o na ulaşmayı o na teslim olmayı”kalben dilemektir.
Allah hepinizden razı olsun FERHAT BAŞTUĞ “www.ferhatbastug.com”
Dostları ilə paylaş: |