Dünyanin yaşamakta olduğu döNÜŞÜm sirasinda tüRKİYE’de kendi ÖZGÜLLÜĞÜ İÇİnde bir döNÜŞÜm yaşarken, mekan organizasyonunu nasil yeniden yapilandiriliyor


V. KENTSEL DÖNÜŞÜM PROJELERİ TOPLUMA SUNULURKEN NASIL BİR SÖYLEME OTURTULUYOR ?



Yüklə 184,08 Kb.
səhifə9/19
tarix05.01.2022
ölçüsü184,08 Kb.
#67430
1   ...   5   6   7   8   9   10   11   12   ...   19
V. KENTSEL DÖNÜŞÜM PROJELERİ TOPLUMA SUNULURKEN NASIL BİR SÖYLEME OTURTULUYOR ?
Toplumda gayrimenkul alanına giren güçlü aktörlerin, kentin değişik yerlerinde büyük uygulamalara girerek, kentin anlam alanlarını değiştirecek biçimde kentleri dönüştürmeye çalışması konusunda olumlu bir hava yaratmak kolay değildir. Bu kabulü sağlamak için olumlu bir dönüşüm söyleminin oluşturulmuş olması gerekir. Türkiye’de desteğini gayrimenkul sektöründen alan bir kentsel dönüşüm lobisi bulunmaktadır. Artık belli başlı gazeteler gayrimenkul sayfaları yayınlama başlamışlardır. Gazeteler sayfa boyundaki gayri menkul ilanlarıyla dolup taşmaktadır. Bu lobi ülkede kentsel dönüşüm projelerinin yaygınlaşmasını sağlamak için basını da kullanarak kamu alanında adeta bir baskı yaratmaktadırlar. Kentsel dönüşüm lobisi bu konuda olumlu hava yaratan olumlu bir söylem geliştirmiştir.
Bu söylemi kentsel dönüşümün en yoğun yaşandığı İstanbul’da neler söylendiğinden yola çıkarak kurgulamaya çalışalım. Kurulan söylemin birinci boyutu İstanbul’un bir dünya/küresel kent haline gelmesi üzerinden gelişmektedir. Olumlu söylem, İstanbul’un dünya kenti haline gelebilmesi ve dünyada yarışma gücünü artırabilmesi için kentsel dönüşme projelerinin hayata geçirilmesi gerektiği üzerinden kurulmaktadır. Bu bir bakıma başlangıçta sözünü ettiğim, dünyadaki dönüşümle yakından ilgilidir. Çok sağlam görünen bir meşruiyet gerekçesi olarak ileri sürülmektedir.
Söylemin ikinci ayağı ise kentte yaşayanların doğal afetler, daha spesifik olarak deprem karşısında risklerini ortadan kaldırma gerekliliği üzerinden kurulmaktadır. İstanbul 1999 yılında çok önemli bir depreme maruz kalmıştır. Yaşanan bu felaket büyük bir ikna ediciliğe sahiptir. İnsanın yaşam hakkını gerçekleştirmek için yaşadığı konutların depreme dayanıklı hale getirilmesine karşı çıkılması kolay değildir. Bu nedenle dönüşümü gerekçelendirmeye depremden başlamak hemen olumlu bir hava yaratmaktadır. Ama uygulamada yaşananlar sonrasında elde edilen deneyim ilgili yazında felaket kapitalizmi diye de bir kavramın üretilmesine neden olduğunu da unutmamak gerekir.
Söylemin üçüncü ayağını da gecekondu alanlarının tasfiyesi oluşturmaktadır. Türkiye’de yönetici elitler gecekondunun Türkiye’nin sanayileşmesini kolaylaştıran bir çözüm olduğunu hemen hemen hiçbir zaman farkedememişler, topluma hep bir sorun olarak sunmuşlardır. Günümüzde de dönüşüm projelerinin öncülüğünü yapanlar gecekondu alanlarını kötülemektedirler.TOKİ Başkanı Bayraktar’a göre gecekondular “terörün,uyuşturucunun,devlete çarpık bakmanın” mekanıdır. Altındağ Belediye Başkanı ise “Çinçin Bağları gecekonduları ve geçmişteki yaşanmış tüm anılarıyla yok olacaktır” demektedirler.23 Bu nedenle gecekondu alanlarının gerçeğini bilmeyenlerde bu alanların dönüştürülmesi gerektiği hakkında geniş bir oydaşma bulunmaktadır.
Bu bu üç ayaklı söylemin genelde dönüşüm projeleri konusunda olumlu bir hava yarattığı gözlenmektedir. Kentsel dönüşüm projelerinin bu üç temel meşruiyet kaynağının, genelde içten yaşayanların deneyimlerine değil, dıştan teknisyenler/plancılarca yapılan değerlendirmelere dayandırıldığı söylenebilir.
Kentsel dönüşüm projeleri ve buna dayanarak yapılan operasyonların savunmasının dayandırıldığı söylemlerde başka mekanizmalardan da yararlanıldığı gözlenmektedir. Bunlardan biri kentsel ya da bina ölçeğindeki mimarlık tasarımlarına dayanarak, güzel ve estetik olanın vaad edilerek, eskinin yıkılarak yeninin yapılmasının savunulması olmaktadır. Geçmişin yıkılması geleceğin güzel olacağı üzerinden savunulmaktadır. Yeni yapılacak henüz yapılmadan güzel, yıkılacak olan da onların kullanıcılarının değerlendirmelerini dışlayarak,çirkin olarak ilan edilmektedir.
Böylece, kentsel dönüşüm projelerinin savunması içinde, genellikle toplumun muhafazakar olsun, muhafazakar olmasın yükselen orta sınıflarının değerlerine hitap edilmiş olmaktadır. Dikkat ederseniz, bu söylem içinde genelikle gecekondulunun adı yoktur. Onlara vaad edilenler yasal ve insanca yaşanabilir konutlara kavuşturmaktır. Borçlandırıldıklarında “kira öder gibi taksitlerini ödeyerek kolayca ev sahibi olacakları söylenmektedir.24
Kentsel dönüşüm projelerinin girişimciler açısından karlı hale gelebilmesi genellikle imar haklarının artırılmasıyla olmaktadır. Kentlerin yoğunluğunun artmasının savunulmasında bir yan desteğin olabileceği de söylenilebilir. Bu destek sürdürülebilirlik ilkesinden geliyor. Günümüzde sürdürülebilirliğin ancak kompakt şehirlerde gerçekleşebileceği konusunda Avrupa Kentsel Şartı’nda ve başka benzer belgelerde bir oydaşma olduğunu biliyoruz. Şehirler kompaktlaştırmamızın gerektiği söyleniyor. Aslında Türkiye’de şehirler kompakt. Amerika’nın sürdürülebilirlikte karşılaştığı en önemli problem kompakt şehirlerinin olmaması. Çok dağınık. Bu, yaşlılara hizmet sağlamakta problem oluyor, ısıtmada, insan başına enerji sarfiyatında problem oluyor. Onlar ne yapıyorlar, o boşlukların içini dolduruyorlar. “Infill” diye adlandırdıkları projeler geliştiriyorlar. Bizde zaten kompakt bir kent var. Biz kompakt kentin nasıl kullanılacağını bilmiyoruz ve nasıl geliştirileceğini bilmiyoruz. İlginçtir kentsel dönüşümü savunanların söylemlerinde bu konu yer almıyor.
Kentsel dönüşüm konusu toplumda yalnız bir savunucu söylemle değil estetize edilmiş bir güç gösterisiyle yer almaktadır. Bu postmodernitenin siyasal kararları ahlak üzerinden değil estetize ederek meşrulaştırma eğiliminin bir parçası olarak da yorumlanabilir. Kenti dönüştürmekte rol alan ister özel, ister kamu aktörleri olsun kamu alanında bir biçimde güç sergiliyorlar ve bu gücü dönüşüm projelerinin arkasına koyuyorlar. Bu söylemde güç kullanılması utanılır saklanılır bir şey olmaktan çıkıyor, satış kampanyalarının parçası haline gelerek sergileniyor.
Estetiğe dayanarak, geçmişi yıkıcılığı meşrulaştırmanın bir yolu olarak tarihselcilik kullanılmakta, Yeni Osmanlıcılık ya da Selçuklu yüceltmesi yapılmaktadır. Siyasetçilerin yapı stillerinde bu tür tercihleri yapmasını demokratik bir rejimle bağdaştırmak olanağı yoktur. Demokratik rejimlerde bu tür siyasal tercihler yapıldığında, yetki sınırlarının dışına çıkılmış olduğunun hemen farkına varılmaktadır.
Gayrimenkul piyasasında özel kesimin güçlü aktörleri arasında ikonlaşmış olan Ali Ağaoğlu’nun kendini topluma sunuş biçimi bu bakımdan çok öğreticidir.25 Ali Ağaoğlu kamu alanında muktediri sergiliyor. Sahip olmanın doyumunu, hazzını yaşamın anlamı gibi göstermeye çalışıyor. Bir çeşit güç sergilemesine dayanan bir pazarlama stratejisi izliyor. Dönüşüm alanı bir güç sergileme alanı haline geliyor. Siyasi aktörlere bakıyorsunuz, onlar da farklı davranmıyor,güç sergiliyorlar. Bunu fark etmek için son seçim kampanyasını hatırlamak yeterlidir.
Şimdi düşününüz ki bir kent mekanının dönüşmesinde özel aktörler ve resmi aktörler güç sergileyerek yer alıyorsa, bu dönüşümün içinde yoksulun yahut işçinin yahut gecekondu kiracısının adı olabilir mi? Duygu Asenanın kitabına koyduğu“Kadının Adı Yok”tan esinlenerek, bu “Kentsel Dönüşüm içinde Güçsüzün Adı Yok” diyebiliriz. Eğer toplumda kentsel dönüşümün gecekonduların sorunun çözecektir havası yaratmış iseniz, gecekonduyu ağza almanız için bir neden kalmaz. Tabii kentsel dönüşümün pratiğinde gecekondulunun sorununun çözülmediği ortaya çıkarsa bu söylemin sürdürülmesi olanağı kalmaz.
GMYOrtaklıklarının söylemi içinde son zamanlarda ürünlerini topluma sunum stratejilerinde iki konuya eğildikleri görülmektedir. Bunlardan biri artık konut değil birçok hizmeti içeren bir ürün paketi satmalarıdır. Son yıllarda buna yeşil bina olmak eklenmiş görülmektedir.26 Bunların gazetelere verdikleri ilanlara göz atarsanız. Tüm ilanlar inşaa edilen kent parçasının içindeki yaşama ilişkin olmaktadır. Ama buna, bu kent parçasının istanbul’daki ana yollar ağına kolayca eklendiğini gösteren bir şema eklenmektedir. Bir anlamda kentin bir parçası değil, yalıtılmış bir hücresi satılmaktadır.

Yüklə 184,08 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   5   6   7   8   9   10   11   12   ...   19




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin