Hikâyesi’nde bu yöntem başarılı bir şekilde uygulanmıştır ve muhakkak ki
sonuçları itibariyle isabetlidir. Ancak Boratav’ın Halk Hikâyeleri ve Halk
Hikâyeciliği adlı eseriyle birlikte hikâyelerin tasnif edildiği, yani hem anlatı hem
de manzum kısımların gelenekten istifade ile bir araya getirildiği gerçeği ortaya
çıkmıştır. Bu yüzden halk hikâyeleri telif bir eser olmaktan uzak “tasnif” edilmiş
metinlerdir.
Bununla bağlantılı bir başka husus hikâyelerin kahramanı ve şiirlerin şairi
olan kişilerin yaşamış âşıklar olarak kabulüdür. İlk dönem eserlerinde bu kabulün
de ağırlıklı olduğunu görmekteyiz. Bu yüzden halk hikâyeleri âşıkların
biyografilerine ışık tutan metinler olarak değerlendirilmektedir.
Bu dönemin bir başka özelliği ise hikâyelerin ve özellikle şiirlerin “ferdi”
ürünler olduğundan hareket etmeleridir. Günümüzde âşık edebiyatının ferdiliğinin
bile tartışıldığı düşünülürse o günden bugüne çok şey değişmiş demektir.
Dostları ilə paylaş: |