Ebû hayyâN el-end£lusî



Yüklə 1,08 Mb.
səhifə21/42
tarix15.01.2019
ölçüsü1,08 Mb.
#96538
1   ...   17   18   19   20   21   22   23   24   ...   42

EBU MES’ÛD EL-BEDRİ

Ebû Mes'ûd Ukbe b. Amr b. Salebe el-Bedrî (ö. 42/662[?]) Sahâbî.

Kaynaklarda Câbir b. Abdullah'ın ak­ranı olduğu belirtildiğine göre hicretten on beş yıl kadar Önce (606 civarında) doğ­duğu ve Hazrec kabilesinin Neccâroğul-ları soyundan oluşu dikkate alınarak Me­dine'de dünyaya geldiği tahmin edilebi­lir. Daha çok künyesiyle tanınmış olup Bedri nisbesini Bedir Gazvesi'ne katıldı­ğı için mi, yoksa Bedir'de oturduğu için mi aldığı konusu ihtilaflıdır. Buharı başta olmak üzere muhaddisler Ebû Mes'ûd'un

Bedir Gazvesİ'nde bulunduğunu kayde­derler. Vâkıdî ve diğer siyer âlimlerinin çoğu ise onun bu gazveye katılmadığını kesin bir ifade İle belirtirler. Bu ihtilâ­fın, onun Bedir Gazvesİ'nde geri hizmet­lerde görev yapmasından kaynaklandığı söylenebilir. Nitekim savaş başlamadan önce Bedir kuyularından su temin etti­ğini rivayet edenler vardır. Nübüvvetin 13. yılında (622) yapılan İkinci Akabe Bi-atı'nda bulundu. Uhud Gazvesi'ne ve da­ha sonraki gazvelere de katıldı.

Hz. Peygamber'in vefatından sonra Küfe'ye yerleşen Ebû Mes'ûd'u Hz. Ali Sifffn'e giderken Kûfe'de yerine vekil bı­raktı. Müslümanlar arasında barış yapıl­masını istediğinden bu savaşta iki grup­tan hiçbirinin galip gelmemesini arzu ettiği için olmalı ki bir müddet sonra bu görevden azledildi ve Medine'ye döndü. 41 (661) veya 42 (662) yılında burada vefat etti. 39'da (659), 40'ta (660). hat­ta Muâviye devrinin (661-680) sonların­da öldüğü de rivayet edilmektedir.

Âlim sahâbîlerden olan Ebû Mes'ûd el-Bedrî 102 hadis rivayet etmiş olup bun­lardan dokuzu hem Buhârî hem Müslim'­de, ayrıca biri yalnız BuhârTde, yedisi de yalnız Müslim'de bulunmaktadır. Kendi­sinden oğlu Beşîr ve Alkame b. Kays, Ebû Vâil, Kays b. Ebû Hâzim, Abdurrahman b. Yezîd, Şa'bî gibi tabiîn muhaddisleri rivayette bulunmuşlardır.

Ebû Mes'ûd kendilerine öğüt verme­sini isteyenlere, "Cemaate sarılmanızı tavsiye ederim, zira yüce Allah bu ümmeti yanlışta birleştirmeyecektir" derdi.

Bibliyografya:

Müsned, IV. 118-122; V. 272-275; Vâkıdî, el-Meğâzt, I, 295, 331; li, 724; İbn SaU et-Ta­bakât, VI, 16; Halîfe b. Hayyât. et-Tabakât (Zek-kâr), I, 215, 305; Buhârî, et-Târîhul-keblr, VI, 429; el-Cerh ue't-ta'dîî, VI, 3l3;lbn Abdülber. el-istfâb, III, 105; İbnü'l-Esîr. Ûsdül-ğâbe, IV, 57; VI, 286-287; Zehebî. Aclâmü'n-nübeta\ II, 493-496; İbn Hacer. el-İşâbe, II, 490-491; a.mlf.. TehzTbü't-Tehzîb, VI!, 247-249; Âmirî, er-Riyâ-zü't-müstetâbe, s. 220; Hazrecî. Hulâşatü Tezhlb, s. 269.



EBÛ MES'ÛD ED-DINAŞKİ

Ebû Mes'üd İbrâhîm b. Muhammed b. Ubeyd ed-Dımaşkî (ö. 401/1010-11) Hadis hafızı.

Hayatı hakkında fazla bilgi yoktur. Ha­dis ve ilim tahsili için Bağdat, Basra, Kü­fe, Ahvaz, Vâsıt ve İsfahan'a seyahatler yaptı. İsfahanlı kıraat ve hadis âlimi Ebû Bekir Abdullah b. Muhammed b. Fûrek el-Kabbâb, Küfeli muhaddis Ebü'l- Hasan Ali b. Abdurrahman el-Bekkâî, Ahvazlı hadis hafızı Ebû Bekir Ahmed b. Abdan eş-Şîrâzî gibi âlimlerden faydalanmış, kendisinden de Hibetullah b. Hasan el-Lâlikâî, Ebü'l-Kasım Hamza b. Yûsuf es-Sehmî, Ebü Zer el-Herevîve Ebü'l-Hasan Ahmed b. Muhammed el-Atîkl gibi mu-haddisler rivayette bulunmuşlardır.

Geniş bir hadis kültürüne sahip olan Ebû Mes'ûd ed-Dımaşkl, çalışmalarını Buhârî İle Müslim'in eJ-CdmiVş-şauh'leri üzerinde yoğunlaştırmış, Zehe-brnin belirttiğine göre Kur'an kıraatin­de de dikkati çekmiştir. Hayatının son devrelerinde Bağdat'a yerleşti. Talebe­lerine daha çok müzakere yoluyla riva­yette bulundu. Derlediği hadisleri ve ge­niş ilmini öğretmeye yeterli zaman bula­madan Bağdat'ta 401 (1010-11) yılında genç yaşta vefat etti. Receb 400'de325 öldüğü de söylenmektedir. Vasiyeti üzerine cenaze namazı Ebû Hâmid el-İsferâyînî tarafından kıldırıldı ve Mansûr Camii Kabristanı'na defnedildi.

Ebû Mes'ûd ed-Dımaşkî'nin Etrâfü'ş-Şahîhayn adlı kitabı, kendisiyle aynı yıl vefat eden Halef el-Vasıtî'nin aynı adı taşıyan eseriyle birlikte etraf sahasın­da yapılan ilk çalışmadır. Ayrıca Zehebî bizzat gördüğünü söylediği bir hadis cü­zünden söz etmekte ve bu eseri onun hadis tenkitçiliğinin ve hafıza gücünün delili saymaktadır. Eserlerinin günümü­ze gelip gelmediği bilinmemektedir.

Bibliyografya:

Hatîb. Tânhu Bağdâd, VI, 172-173; İbnü'l-Cevzî, et-Muniazam, VII, 252; İbnü'1-Esîr. el-Kâ-mil, IX, 226; Zehebî. Tezkiretü'l-huffâz, III, 1068-1070; a.mlf.. Aciâmü'n-nübe!â', XVII* 227-230; İbn Kesîr. el-Bidâye, X], 344; Keşfü'z-zunûn, I, 116, 557, 599, 639; Kettânî. er-Risâletü't-müs-tetrafe, s. 167; Hediyyetü'l-'arifin, I, 7; Bed-rân, Tehzîbü Târihi Dımaşk, II, 290.



EBÛ MEYSERE326




EBÛ MİHCEN ES-SEKAFİ

Ebû Mihcen Abdullah b. Habîb b. Amr es-Sekafî (ö. 30/650} Şair sahabî.

Adının Amr veya Mâlik, babasının adı­nın Hubeyb olduğu da söylenmektedir. Hem Câhiliye döneminde hem de İslâmî devirde yaşadığı için muhadramûndan sayılmaktadır. Müslüman olmadan ön­ceki hayatı bilinmemekte, ancak Hz. Pey-gamber'in Tâifi muhasarası (8/630) bo­yunca Tâif Kalesi'nin üzerinde bekleye­rek müslümanları sürekli rahatsız etti­ği, bu sırada attığı bir okla Hz. Ebû Be­kir'in oğlu Abdullah'ı yaraladığı ve Ab­dullah'ın bu yara sebebiyle 11 (632-33) yılında vefat ettiği rivayet edilmektedir. Tâif Muhasarasından bir yıl sonra rama­zan ayında Sakif heyetiyle Medine'ye git­miş, onlarla birlikte müslüman olmuş ve zaman zaman Hz. Peygamberle be­raber bulunmuş, söylendiğine göre on­dan hadis de rivayet etmiştir.

Müslüman olmadan önceki içki alış­kanlığını İslâmiyet'i benimsedikten sonra da devam ettiren Ebû Mihcen Hz. Ömer tarafından defalarca cezalandırılmış, iç­kiyi bırakmaması veya bir rivayete göre ensardan birinin karısı olan Şemûs"a göz koyması sebebiyle bir adaya sürülmüş­tür. Ancak oraya giderken muhafızların elinden kaçmış, o sırada İranlılara karşı Kâdisiye'de savaşan Sa'd b. Ebû Vak-kâs'ın yanına gitmiş, Sa'd da onu Hz. Ömer'in emriyle sarayda hapsetmiştir. Kâdisiye Savaşı bütün şiddetiyle devam ederken muharebeye katılamadığı için çok üzülen Ebû Mihcen söylediği şiirler­le Sa'd b. Ebû Vakkâs'ın hanımını, ser­best bırakılması ve kocasının Belkâ adlı atının kendisine verilmesi hususunda ikna etti. Serbest kalınca da İslâm süva­rilerinin en önünde yer aldı. Kahraman­ca çarpışmasıyla İranlılar'm yenilmesin­de büyük rol oynadı. Yüzünü kapattığı İCin tanınmayan Ebü Mihcen savaştan sonra saraya döndü ve hapse girmek üzere teslim oldu. Kılıç kullanma tarzın­dan onun Ebû Mihcen olduğundan şüp­helenen, fakat kaçmış olacağına ihtimal vermeyen Sa'd b. Ebû Vakkâs'a karısı olup biteni anlatınca Sa'd onun cezası­nı uygulamaktan vazgeçti ve kendisini serbest bıraktı. Bunun üzerine Ebû Mihcen artık şarap İçmeyeceğine ve ahlâka aykırı şiirler söylemeyeceğine dair söz verdi.

Hz. Osman'ın hilâfeti devrinde İran ta­raflarında yapılan bir savaş sırasında ve­fat eden Ebû Mihcen'in şehid edildiği ve­ya eceliyle öldüğüne dair kesin bilgi yok­tur. Kabrinin Azerbaycan veya Cürcan'-da olduğu söylenmektedir.

Ebû Mihcen'in şiirleri az olmakla bir­likte kendisi güçlü bir şairdir. Müslüman olmadan önce söylediği şiirlerde tema olarak aşk, şarap ve şarap âlemlerini, kahramanlık, iffet, şecaat ve cömertlik gibi meziyetleri işlemiştir. Hz. Ebû Bekir ve Hz. Âişe hakkında söylediği şiirler­de son derece saygılıdır. Ebû Hilâl el-Askerî tarafından derlenip şerhedilen. nahivcilerin şâhid olarak kabul ettiği şiirlerini ihtiva eden küçük divanı ilk de­fa C. Landberg327, daha son­ra da L. Abel tarafından328 yayımlanmıştır. Ebû Hilâl el-Askerî'nin şerhiyle birlikte Kahire'de de basılan (ts.) divanı ayrıca çeşitli yazmalanna dayana­rak İmtiyaz Ali Arşî329 ve Selâhad-din el-Müneccid de330 neşretmiştir. Ebû Mihcen'in hayatı ve şiiri hakkında Mahmûd Fâhûrî tarafın­dan Ebû Mihcen eş-Şekafî hayâtühû şicruhû331 adıyla bir çalışma yapılmıştır.



Bibliyografya:

Ebû Mihcen es-Sekafî, Dîuân (nşr. Selâhad-din el-MÜneccid), Beyrut 1389/1970, naşirin mukaddimesi, s. 5-J2; Vâkıdî. el-Meğâzî, !il, 926-931; Cumahî. Fuhûlü'ş-şuWâ\ 1, 268-269; İbn Kuteybe. eş-Şi'r ue'ş-şu'arâ\ 1, 387-389; Taberî, Târih, Kahire 1326, IV, 123-124; Ebü'l-Ferec el-İsfahânî, ei-Eğânî, XIX, 1-14; İbn Abdülber. el-İstfâb, IV, 182-187; Ibnû'l-Esllr. Üsdul-ğâbe (Bennâ), VI, 276-278; a.mlf., el-Kâmil, II, 475-476; İbn Seyyidünnâs, Minehu'l-midah (nşr. İffet Visal Hamza], Dımaşk 1986, s. 288-292; İbn Kesîr, el-Bidâye, VII, 44-45; İbn Hacer. et-işâbe, IV, 173-176; Abdülkâdir el-Bağ-dâdî. Hizânetut-edeb, VIII. 405-413; Serkîs. Muccem, I, 344; Brockelmann, GAL, I, 35-36; Suppl, 1. 70; Sezgin. CAS, II, 300-302; Ömer Ferruh. Târîhu't-edeb, I, 293-295; C. Zeydân, Âdâb, I, 125; Mahmûd Fâhûrî, Ebû Mihcen es-Şekaft hayâtühû şt'ruhû, Haleb 1982; Ziriklî. el-AcLâm (Fethullah), V, 76; R. Blachere. Tart-hu'I-edebi'l-'Arabî, Dımaşk 1984, s. 309; İm­tiyaz Ali Arşî. "Dîvânü Ebî Mihcen", Sekâfe-tü'l-Hind, III/2, Hew Delhi 1952, s. 83-130; Rhodokanakis, "Ebû Mihcen", İA, W, 38-39; a.mlf. - Ch. Pellat "Abu Mihdjan", El2 (İng), I, 140.




Yüklə 1,08 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   17   18   19   20   21   22   23   24   ...   42




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin