Edebiyatimizda balkan acilari hayriye Memoğlu-Süleymanoğlu Ankara-2009



Yüklə 0,78 Mb.
səhifə10/41
tarix05.01.2022
ölçüsü0,78 Mb.
#70580
1   ...   6   7   8   9   10   11   12   13   ...   41
On iki bin ağlar

Ah, Kemal Paşa

Göçmenliğin üzüntüleri, ayrılık ve özlemi, eş dosttan uzaklara düşmenin ıstırapları başka bir türküde dile getirilmektedir:
İstanbul'un üzümü

Çekemedim sözünü

Ben vatanımdan çıkarken

Yumdum iki gözümü

Binmem tirene binmem
Kara koyun meleme

Yüreğimi dayleme

Anam, bubam, kardeşim

Yavrum deyip ayleme

Binmem tirene binmem
Kara kara karınca

Karıncaya varınca

Ben komşuları özledim

Dillerine varınca

Binmem tirene binmem25

Göç yollarında çekilen sıkıntıları da şu destandan öğrenelim:


Dinleyin amucalar muhacir destanını

Kapdağ’da kılamadık bayram namazını

Ver Allah’ım sen selâmet cümlemize.

Akmehmet köyünün ardı balkan

Omaç köyünün muhacirleri oldu dillere destan

Ver Allah’ım sen selâmet cümlemize.
1930'ların ikinci yarısında baskılar artar ve Türkler yine göçe zorlanır. Hattâ, birçok Türk ailesi pasaportsuz olarak Türkiye'ye gönderilir.26 Bu durum aynı destanda da şöyle dile getirilmektedir:
Bir cumartesi bizi Edirne'ye indirdiler

Pasaportu olan çekip de gider

Pasaportsuz olanlar Ankara'dan imdat bekler

Ver Allah’ım sen selâmet cümlemize

Edirne hudutları taşlık

Kalmadı cebimizde on para harçlık

Ver Allah’ım cümlemize hoşluk

Yok mudur Edirne hudutlarında bize bir boşluk

Ver Allah’ım sen selâmet cümlemize27


1938 göçünü yansıtan bir ilâhiden de şunları aktaralım:
Bir sabah namazı çıktım odamdan

Vatanı terk edip gittim oradan

Gam için mi yaratmış bizi Yaradan



Gider millet vah ayrılık deyu

Yanar millet ah vatan deyu28

Yukarıda da belirtildiği gibi, 1936’da Türkiye ile Romanya arasında bir göç anlaşması imzalanmış ve Romanya sınırları içerisinde bulunan Kuzey ve Güney Dobruca’dan (1940’ta Güney Dobruca Bulgaristan’a geçmiştir) çok sayıda Türk, Türkiye’ye göç etmiştir.29

Bütün Dobruca’dan 130.000 ile 150.000 dolayında Türk, "Ak Topraklara" (Türkiye’ye) göçmüşlerdir.30

İki ülke arasında imzalanan antlaşma çerçevesinde 1937-1939 yıllarında yaşanan göçler, Dobruca bölgesinde Türkler’in azınlık durumuna düşmelerine sebep olmuştur. Boşalan köy ve kasabalarda Türkler’in sayısı büyük ölçüde azalmış, bazı köylerin adları haritadan silinmiştir.31 Söz konusu yıllarda gerçekleşen göçler sözlü halk edebiyatında derin izler bırakmıştır. 1938’de Güney Dobruca Türkleri’nden göç edenlerle kalanların ayrılışını halk ozanı şu Muhacir Destanı’nda bakın nasıl dile getirmektedir :




Hicret edip gider Allah aşkına

Gidenlere kalan kullar ayledi

N’apsın kalan, macır dönmüş şaşkına

Arkasından akan sular ayledi.
Kiracılar bekler dizgin elinde

Cem olmuş komşular sağında solunda

Mezarlık sokağı hicret yolunda

Dayler taşlar vatan deyip ayledi.
Ana yavrısını bırakıp gider

Kızı arkasından kuş gibi öter

Bu ayrılık bize ölümden beter

Dayler taşlar vatan deyip ayledi.
Varna’dan pindik gideriz amma


Yüklə 0,78 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   6   7   8   9   10   11   12   13   ...   41




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin