Edebu'l-Mufred Ahlâk Hadisleri



Yüklə 1,83 Mb.
səhifə13/25
tarix26.07.2018
ölçüsü1,83 Mb.
#59500
1   ...   9   10   11   12   13   14   15   16   ...   25

620. Şeddad İbni Evs, Peygamber (s.a.v.)’in şöyle buyurduğunu nakletmiştir:

“-İstiğfarın en faziletlisi şöyle demektir: Allah’ım ,sen benim Rabbimsin, senden başka ilah yoktur. Beni yarattın ve ben senin kulunum. Gücüm yettiği kadar sana iman ve ihlas andım ve ahdim üzereyim. İşlediğim şeyin kötülüğünden sana sığınırım, üzerimdeki nimetini itiraf ederim ve sana karşı işlediğim günahı da itiraf ederim. Beni bağışla; çünkü günahları ancak sen bağışlarsın.”

Peygamber buyurdu ki:

“- Kim buna tam bir inançla bu istiğfarı okuyup da okuduğu gün geceleme­den ölürse o kimse Cennet ehlindendir. Bu istiğfarı geceden okuyup da buna kimse, sabaha girmeden ölürse, o,  Cennet ehlindendir.”



621. Abdullah İbni Ömer demiştir ki:

- Peygamber (s.a.v.)’in şöyle buyurduğunu işittim:

“- (Günahlarınızdan) Allah’a tevbe ediniz; ben ise her gün O’na yüz defa tevbe ederim.”

622. Kâ’b İbni Ucre’den rivayet edildiğine göre, şöyle demiştir:

- Namaz bitiminde söylenecekler vardır ki, bunları okuyan mahrum olmaz.

“- Sübhanellah = Allah’ı noksan sıfatlardan tenzih ederim, Elhamdülillah = Hamd Allah’a mahsustur. La ilahe İllallah- Allah’tan başka hiç bir İlâh yoktur, Allahu Ekber = Allah her şeyden büyüktür. Yüz kere söylenmelidir.”

KARDEŞİN GIYABTA DUA ETMESİ

623. Abdullah İbni Amr’dan, Peygamber (s.a.v.)’in şöyle buyur­duğu rivayet edilmiştir:

“- Duaların en çabuk kabul edileni, gaibin gaibe dua etmesidir.”

 625. Ebû’d-Derdâ’nın kızı Derdâ, Safvan İbni Abdullah İbni Safvan’ın nikâhın­da iken Safvan şöyle anlatmıştır:

- Şam’da (olan) hısımlarıma gittim. Evde (Kayın validem) Ümmü’d-Derdâ’yı buldum, (Kayın pederim) Ebû’d-Derdâ’yı bulamadım. Ümmü’d-Derdâ (bana) dedi ki, bu yıl hacca niyyet ediyor musun? Ben:

- Evet, dedim. O dedi ki:

-Öyle ise bizim için hayır duada bulun; çünkü Peygamber (s.a.v.) şöyle buyururdu:

“- Müslüman kişinin, gıyapta kardeşi için ettiği dua makbuldür. Dua ede­nin başı ucunda vazifelendirilmiş bir melek vardır. Her ne zaman kardeşi için hayır dua ederse, o melek, âmîn der ve senin için bu hayrın aynen misli vardır.”

Safvan demiştir ki:

- Sonra çarşıda (kayın pederim) Ebu’d-Derdâ’ya rastladım; o da Peygamber (s.a.v.)’e getirerek bu hadîsin aynını söyledi1

626. Abdullah İbni Amr’dan, demiştir ki: - Bir adam (duasında şöyle demişti:

-Allah’ım! Yalnız bizi; beni ve Muhammedi bağışla... Bunun üzerine Peygam­ber (s.a.v.) şöyle buyurdu:

“- Çok insanlardan mağfireti engellemiş oldun.”

627. İbni Ömer demiştir ki:

- Peygamber (s.a.v.)’in oturduğu yerde yüz kere Allah’tan şöy­le mağfiret dilediğini işittim:

“- Rabbim, bana mağfiret et, tevbemi kabul et ve bana merhamet et. Mu­hakkak ki sen, tevbeleri çok çok kabul eden merhamet sahibisin.”

ÖZEL BİR BÖLÜM

628. İbni Ömer’den rivayet edildiğine göre, şöyle demiştir:

“- İşimin her çeşidinde dua ederim, hayvanımın yürüyüşüne Allah’ın genişlik vermesine kadar...Öyle ki, bunun bana sevinçlik verdiğini görürüm.”



629. Rivayet edildiğine göre, Hz. Ömer’in ettiği dualardan biri şuydu:

“- Allah’ım! Beni iyi kimselerle beraber öldür; ve beni kötü kimseler arasında bırakma ve beni hayırlı kimselere kavuştur.”



630. Şakîk demiştir ki:

- Abdullah (İbni Mes’ud) şu duaları çok okurlardı:

- Rabbimiz, aramızı düzelt, (kardeşlik ve sevgi bağlarımızı kuvvetlendir) ve bi­zi İslâm yoluna ilet, bizi karanlıklardan (cehalet, küfür ve günahlardan) nura (iman ve güzel amellere) götürüp kurtar. Açığa çıkan ve gizli kalan kötü söz ve hareketle­ri bizden uzaklaştır. Bizim kulaklarımıza, gözlerimize, kalblerimize, zevcelerimize ve gelecek nesillerimize bereket ver. Tevbemizi kabul et; muhakkak ki sen tevbeleri çok çok kabul eden merhamet sahibisin. Bizi, nimetlerine şükredenler, onları övenler ve onlara hak kazananlar yap ve nimetlerini üzerimize tamamlanır.

 631. Rivayet edildiğine göre, Enes kardeşine dua ettiği zaman şöyle derdi:

“- Zalimlerden ve facirlerden olmayıp, geceleri ibadet edenlerle, gündüzleri oruç tutanlar topluluğundan ibaret iyi kimselerin duasını Allah onun (kardeşin) üze­rine versin.”

 632. Amr Ibni Harîs’in şöyle dediği işitilmiştir:

“- Annem beni Peygamber (s.a.v.)’e götürdü. Peygamber başımı okşadı ve bana rızık duasında bulundu.”

633. Enes İbni Malik’den rivayet edildiğine göre, denmiştir ki:

Enes’e şöyle söylendi:

- Basra’dan sana kardeşlerin geldi, onlar için Allah’a dua edesin diye... Enes de o gün, (ibadet ettiği zaviyede) kulübede idi. Enes şöyle dua etti:

-Allah’ım, bizi bağışla, bize merhamet et ve bize hem dünyada iyilik ver, hem âhirette İyilik ver. Bizi Cehennem azabından koru. Basra’lı kardeşler ondan daha zi­yade dua istediler. Bunun üzerine aynı duayı söyledi ve şöyle dedi:

- Eğer bu dua ile istenenler size verilirse, muhakkak dünya ve âhiretin hayrı si­ze verilmiş demektir.

634. Enes İbni Malik’den rivayet edildiğine göre şöyle demiştir:

-Peygamber (s.a.v.) bir ağaç dalı alıp da onu silkti, yapraklan düşmedi. Sonra silkti, yine düşmedi. Sonra silkti, yine düşmedi. Tekrar silkti, yine düşmedi. Hz. Peygamber şöyle buyurdu:

“ Allah noksanlıklardan beridir, hamd Allah’a mahsustur ve Allah’tan başka bir ilâh yoktur (sözleri), ağaç yapraklarını düşürdüğü gibi, günahları düşürürler.”

635. Enes’in şöyle dediği işitilmiştir:

“- Bir kadın işini veya bir işinden şikâyet etmek üzere Peygamber (s.a.v.)’e geldi. Bunun üzerine Peygamber şöyle yurdu:

“- Bundan daha hayırlısını sana göstereyim mi? Uykuya yatarken otuz üç defa La İlahe İllallah, otuz defa Sübhanellah ve otuz dört defa Elhamdu Lillâh dersin. Böylece bunlar yüz eder ki, dünyadan ve dünyadakilerden daha hayırlıdır.”

636. Yine Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:

“- Bir kimsenin yüz defa Tehlîl = La İlahe İllallah, yüz defa teşbih = Sübhanellah ve yüz defa Tekbîr = Allahu Ekber getirmesi, onun on köleyi azad etmesiyle yedi deveyi kurban etmesinden kendisi için daha hayırlıdır.”

 637. Peygamber (s.a.v.)’e bir adam gelip dedi ki:

- Ey Allah’ın Rasûlü, hangi dua daha faziletlidir? Hz. Peygamber şöyle buyurdu;

“- Allah’tan dünya ve âhirette af ve afiyet dile.” Sonra ertesi gün Peygambere gelip:

-Ey Allah’ın Peygamberi, hangi dua daha faziletlidir? dedi.  Hz. Peygamber:

“- Allah’tan dünya ve âhirette af ve afiyet dile. Sana dünya ve âhirette afi­yet verildiği zaman muhakkak kurtulmuşsundur.”

 638. Ebû Zer, Peygamber (s.a.v.)’den şöyle buyurduğunu riva­yet etmiştir:

“- Allah’a en sevgili söz: Allah’ı noksanlıklardan tenzih ederim, onun or­tağı yoktur. Bütün mülk onundur, hamd da ona mahsustur. O, her şeye kadir­dir. Kudret ve kuvvet sahibi ancak Allah’tır. Allah’a hamd eder olduğum hal­de onu noksanlıklardan tenzih ederim, kelimeleridir.”

639. Hz. Âişe’den rivayet edildiğine göre, şöyle demiştir:

- Ben namaz kılarken, Peygamber (s.a.v.) yanıma geldi, görüle­cek bir işi vardı. Ben, ona karşı gecikmiş oldum. O şöyle buyurdu:

“- Ya Âişe! Duanın özlü ve şümullüsünü yap.”

Ben namazdan ayrılınca dedim ki:

- Ey Allah’ın Rasûlü! Duanın özlü ve şümullüsü hangisidir? O, şöyle buyurdu:

“- De ki: Allah’ım! Hayırların hepsini senden isterini, dünyadakini de âhirettekini de, onlardan bildiğimi de, bilmediğimi de... Bütün kötülükten de sa­na sığınırım, dünyadakinden de, âhirettekinden de; bildiğimden ve bilmedi­ğimden. Senden Cenneti ve ona yaklaştıracak söz veya amelden ibaret şeyi is­terim. Cehennemden ve ona yaklaştıracak söz veya amelden ibaret şeylerden de sana sığınırın. Hz. Muhammed (s.a.v.) senden neyi istedi ise, ben de senden isterim; ve Hz. Muhummed (s.a.v.) hangi şeyden sığındı ise, ben de ondan sana sığınırım. Benim için kazadan ne takdir ettinse, onun sonucunu sevap kıl.”

 PEYGAMBER (S.A.V.) ÜZERİNE SALAT GETİRMEK

640. Ebû Saîd El-Hudri, Peygamber (s.a.v.)’den rivayet ettiğine göre, Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur:

“Hangi müslüman kişinin, yanında (verecek) bir sadaka yoksa, dua­sında şöyle desin:

-Allah’ım! Kulun ve Resulün Muhammed’e rahmet et. Mümin er­keklere, mümin kadınlara ve müslüman erkeklere, müslüman kadınlara da rahmet et. Zira bu dua, dun eden için bir zekâttır, (sadakadır).”

641. Ebû  Hureyre,  Peygamber (s.a.v.)’ten  ri­vayet ettiğine göre, Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur:

“- Kim derse ki;

- Allah’ım! İbrahim’in ve onun Al’inin şan ve şerefini yücelttiğin gibi, Muhammed’in ve onun Al’inin de şan ve şerefini yücelt, İbrahim’e ve onun Al’ine verdiğin bereket gibi, Muhammed’e ve onun Al’ine de be­reket ver. İbrahim’e ve onun Al’ine ettiğin merhamet gibi, Muhammed’e ve onun Al’ine de merhamet et.

- Ben kıyamet günü onun şehitliğine şahit olurum ve ona şefaatçi olurum.”



642. Enes’den ve Malik ibni Evs ibni’l-Hedesan’dan işitildiğine gö­re, Peygamber (s.a.v.) haceti için çıkıp (sahraya .doğ­ru) açıldı. Kendisim izliyecek kimseyi bulamadı. Sonra Hazreti Ömer bir desti veya abdets bardağı ile onu takip etti de onubir derenin yanında secde ederken buldu. Bunun üzerine Hazreti Ömer geri çekilip  arka ta­rafında oturdu. Peygamber (s.a.v.) secdeden başını kaldırınca şöyle buyurdu:

“- Ey Ömer, güzel hareket ettin benî secdede bulduğunda benden uzaklaştın. Gerçekten bana Cibril gelip şöyle dedi: Sana kim bir defa salât getirirse, Allah ona on rahmet eder ve onun için on derece yükseltir.”



643. Enes ibni Malik’den işitildiğine göre Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurdu:

“- Benim üzerime kim bir “Salât” getirirse» Allah ona on rahmet eder ve ondan on günah, düşülür



YANINDA PEYGAMBER (S.A.V.) ANILIP DA ONA SALAT GETİRMEYEN KİMSE

644. -Cabir ibni Abdullah’dan rivayet edildiğine göre, Peygamber (s.a.v.) minbere çıktı. Birinci basamağa çıktığı zaman “amin” dedi. Sonra ikinci basamağa çıkıp “amîn” dedi. Sonra üçüncü basamağa çıkıp “amîn” dedi. (Ashab) sordular:

- Ey Allah’ın Rasulü! Üç kez “amîn” dediğini işittik, (bunun hik­meti?) Peygamber şöyle buyurdu.

“- Birinci basamağa çıktığım zaman, Cibril (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) bana gelip, dedi ki:

- Ramazana yetişip de günahları bağışlanmamış; olduğu halde, ondan sıyrılıp çıkan bir kul bedbaht olsun. Ben, amîn, dedim. Sonra dedi ki:

- Ana ve babasına yahut bunlardan birine kavuşan bir kulu, bun­lar cennet’e koymamışsa, o kul bedbaht olsun. Ben, amîn, dedim. Sonra dedi ki:

-  Yanında sen anılıp da sana salât getirmiyen bir kul bedbaht ol­sun. Buna da ben “amîn” dedim.”



645. Ebû Hureyre’den rivayet edildiğine göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:

“- Kim bana bir defa salât getirirse, Allah ona on rahmet eder.”



646. Ebû Hureyre’den rivayet edildiğine göre, Peygamber (s.a.v.) minbere çıkıp:

“- Âmîn, âmîn, âmîn” dedi. Kendisine dendi ki:

- Ya Rasûlallah, bunu neden yaptın? Peygamber buyurdu ki:

“- Cibril bana şöyle dedi: O kulun burnu yere sürünsün ki, ebevey­nine veya bunlardan birine kavuştu da bu, onu Cennet’e koymamıştır.

Ben. âmin, dedim. Sonra Cibril:

- O kulun burnu yere sürünsün ki, üzerine ramazan ayı girdi de bağışlanmadı,; dedi. Ben:

- Amîn, dedim. Sonra şöyle dedi:

- O kulun burnu yöre sürünsün ki, sen yanında anıldın da sana Salât getirmedi Ben de:

- Amîn, dedim.”

 

647. İbni Abbas, Peygamber (s.a.v.)’in zevcesi Cüveyriye binti’l-Haris ibni Ebî Dırar’dan rivayet ettiğine göre, Pey­gamber (s.a.v.) (sabah namazını kıldıktan sonra erkenden Cüveyriye’nin evinden çıktı. -Cüveyriye’nin adı Berre’idi, Pey­gamber (s.a.v.) Onun ismini değiştirerek ona Cüvey­riye adını vermişti. Berre’nin evinden çıkmıştı, denmesinden hoşlanma­dığı için, (Hazreti Peygamber bu isim değişikliğini) yapmıştı- Sonra, gün yükselince (kuşluk vakti olunca), Cüveyriye’nin yanına döndü. Cü­veyriye ise, aynı yerinde oturuyordu. Peygamber ona :

“Yerinden ayrılmadın mı? dedi. Ben senden sonra üç defa dört söz söyledim ki, (bu zamana kadar söylediğin) senin sözlerinle onlar tartılaydı seninkilerine ağır basardı. Bunlar şu sözlerdir:

- Allah’a hamdı eder olduğum halde onu noksanlıklardan yaratıkla­rının sayısınca tenzih ve tesbîh ederim, zatının rızası miktarınca teşbih ederim. Arş’ının ağırlığınca tes’bîh ederim, (tükenmez) kelimelerinin sa­yısınca/yahut miktarınca tesbîh ederim...”



648. Ebû Hureyre’den rivayet edildiğine göre demiştir ki, Rasûlullah şöyle buyurdu:

“-Cehennem’den Allah’a sığınınız, kabir azabından Allah’a sığınınız, uğursuz Deccal’in fitnesinden Allah’a sığınınız, hayatın ve ölümün fit­nesinden Allah’a sığınınız.”



İNSANIN,  KENDİNE ZULMEDEN  KİMSEYE BEDDUA ETMESİ

649. Cabir’den   rivayet   edildiğine   göre   demiştir   ki,   Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyururdu:

“- Allah’ım! Benim işitme ve görme duygularımı düzelt ve onları bana varis kıl. (ölünceye kadar sahih ve sağlam, olsunlar). Bana zulme­dene karşı, bana yardım et ve ondan intikamımı bana göster.”



650. Ebû Hureyre’den rivayet edildiğine göre demiştir ki, Pey­gamber (s.a.v.) şöyle buyururdu:

“-Allah’ım! işitme ve görme duygularımdan beni faydalandır ve on­ları bana varis kıl. Düşmanıma karşı bana zafer ver ve ondan intika­mımı bana göster.”



651. Sa’d’dan rivayet edildiğine göre, demiştir ki, babam Târik El-Eşce’î bana anlatıp şöyle dedi: Sabahleyin Peygamber (s.a.v.)’e giderdik de, (oraya) erkekler ve kadınlar gelirdi. Biri soru­yordu:

- Ey Allah’ın Resulü, namaz kıldığım zaman nasıl söyleyeyim?

Peygamber de  (ona)  şöyle buyuruyordu :

“- Söyle: Allah’ım! Beni bağışla, bana merhamet et, beni hak yola ilet ye bana rızık ver. Gerçekten bu sözler senin dünya ve âhiretini top­larlar, (dünya ve âhirette saadete kavuşursun)”

 ÖMRÜN UZAMASINA DUA EDEN KİMSE

652. Ümmü Kays’dan rivayet edildiğine göre, Peygamber (s.a.v.) kendisi için şöyle buyurdu:

“- (Hanım) ne dedi? Ömrü uzun olsun…” Biz Ümmü Kays kadar yaşayan bir kadın bilmiyoruz.



653. Enes (İbni Malik) bize anlatıp demiştir kî, Peygamber (s.a.v.) -Ehl-i Beyte-gelirlerdi. Bu gün gelip bi­ze dua etti. (Annem) Ümmü Süleym (beni kasdederek) dedi ki; bu küçük hizmetçin, ona dua eder misin? Hazreti Peygamber şöyle buyurdu:

“- Allah’ım! Malını ve çocuğunu çoğalt, ömrünü uzat ve ona mağ­firet et.”

Hz. Peygamber bana üç şeyle dua etti. Öyle ki, evlad ve torunlarım çoğalıp (veba sonucu) onlardan yüz üç kişi gömdüm. Meyvalarım da se­nede iki defa mahsul veri yordu. Hayatım da o kadar uzadı ki, insanlardan utanmaya başladım. Artık âhiret için de, mağfiret umuyorum. (Böylece Hz. Peygamberin, hakkımdaki üç talebi gerçekleşmiş olacaktır.)

ACELE ETMEDİĞİ MÜDDET KULUN DUASI KABUL OLUNUR

654. Ebû Hureyre’den işitildiğine göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu :

“-Her birinizin duası, acele etmediği müddet kabul olunur. (Acele etmesi şudur) : Der ki, dua eltim de, duam kabul edilmedi.”



655. Ebû Hureyre, Peygamber (s.a.v.)’den riva­yet ettiğine göre, Hz. Peygamber şöyle buyurdu:

“- Her bîriniz günah olan şeyi, yahut akrabalık bağının kesilmesini dua etmedikçe, yahut dua ettim de benim için kabul edildiğini görme­dim, diyerek acele edip duayı terk etmedikçe, ondan kabul olunur.”



TENBELLİKTEN ALLAH’A  SIĞINMAK

656. Amr ibni Şuayb babasından, o da dedesinden rivayet ettiğine göre demiştir ki. Peygamber (s.a.v.)’in şöyle dediği­ni işittim :

“- Allah’ım! Tenbellikten ve borçlu olmaktan sana sığınırım. Uğur­suz yalancı Deccal’in fitnesinden sana sığınırım. Cehennem azabından da sana sığınırım.”



657. Ebû Hureyre’den rivayet edildiğine göre, şöyle demiştir:

“- Peygamber (s.a.v.) hayatın ve ölümün şerrin­den, katır azabından, uğursuz yalancı Deccal’in şerrinden Allah’a sığınırdı.”



ALLAH’DAN İSTEMEYENE, ALLAH GAZAB EDER

658. Ebû Hureyre, Peygamber (s.a.v.)’den riva­yet ettiğine göre, Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur:

“- Allah’tan istemeyene, Allah gazab eder.”



659. Enes’den rivayet edildiğine göre demiştir ki, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:

“- Allah’a dua ettiğiniz zaman, duada kesin bir kalb bağlantısı ya­pın. Hiç biriniz, dilersen bana ver (ya Rab!) demesin. Çünkü Allah’ı zor­layıcı bir kuvvet yoktur.”



660. Ebân İbni Osman, Hz. Osman ibni Affan’dan, o da Pey­gamber (s.a.v.)’den şöyle  dediğini işitmiştir:

“-Kim her günün sabahında ve her günün akşamında üçer defa: ismi ile beraber, yerde ve gökte hiç bir şey zarar vermeyen Allah adıyla (Allah’a sığınırım). O her şeyi işitir, her şeyi bilir, derse ona hiç bir şey zarar vermez.-“



ALLAH YOLUNDA SAVAŞTA SAF TUTMUŞKEN DUA ETMEK

661. Sehl İbni Sa’d’dan rivayet edildiğine göre şöyle de­miştir:

“- İki vakit vardır ki, bu vakitler için gökteki (rahmet) kapıları açılır ve dua eden pek az kimsenin duası geri çevrilir,  (makbul olmaz):

1-Ezan okunuşunda hazır bulunurken,       

2- Allah  yolunda  savaşta  saf tutmuşken.”



PEYGAMBER  (S.A.V.)’İN DUALARI

662. Ebû Sırme’den rivayet edildiğine göre, Rasûlullah  (s.a.v.) şöyle buyururdu:

“- Allah’ım! Senden nefsimin zenginliğini, yakınımın da zenginliğini isterim.”



663. Şuteyr, babası Seki ibni Humeyd’den rivayet ettiğine göre, babası şöyle anlatmıştır:

Dedim ki, ey Allah’ın Resulü! Bana.bir dua öğret ki, onunla fayda­lanayım: Peygamber buyurdu :

“ –De ki: Allah’ım! Kulağımın, gözümün, dilimin, kalbimin şerrin­den ve şehvetimin şerrinden) bana afiyet ve korunuş ver.”

 664. Abdullah  ibni  Abbas’dan rivayet edildiğine göre, şöyle de­miştir :

Peygamber (s.a.v.)   şöyle buyururdu:

“-Allah’ım, bana (her hayırlı şeyde) yardım et, aleyhime olan şey­de yardım etme. Bana zafer ver ve kimseyi üzerime musallat etme. Hi­dayete uymayı da buna kolaylaştırıp, hayır sebeplerini bana hazırla!”

 665. (Abdullah) İbni Abbas’dan rivayet edildiğine göre demiştir ki, Peygamber (s.a.v.)’in şu sözlerle dua ettiğini işittim.:

“- Rabbim, (düşmanlarıma karşı bana yardım et bana karşı (onlara) yardım etme.   (Düşmanlarıma  karşı) bana zafer ver;  bana karşı (onlara) zafer verme. (Düşmanlarımı) pusuya düşürmek için bana im­kân ver; beni pusuya düşürme imkânını (onlara) verme. Hidayet yolunu bana kolaylaştır ve bana karşı azgınlık edenlere karşı, bana yardım et.

Rabbim, beni, sana çok çok şükreden, senden korkarak zikreden, sana boyun eğip itaat eden, çok çok yakarıp sana iltica eden yap. Benim tevbemi kabul et ve günahımı yıka. Duamı kabul et ve (hak olan dâvamı) sabit kıl ve dinî gerçekleri anlamakta kalbime hidayet ver, dilime doğruluk ver ve kalbimin karartısını sıyırıver.”

666. Muâviye ibni Ebî Süfyan minberde şöyle demiştir:

“- Gerçek şu ki, (Rabbim) senin verdiğine engel olacak hiç bir şey yoktur. Allah’ın vermediğini de verecek hiçbir kuvvet yoktur. (Güç) sahihine kudreti fayda vermez; kudret Alah’tandır. Allah kimde hayır murad ederse, dinde onu anlayışlı kılar. Bu kelimeleri, bu basamaklar üzerinde Peygamber (s.a.v.)’den işittim.



667. Peygamber (s.a.v.)’in şöyle buyurduğu, Ebû Hureyre’den  rivayet edilmiştir :

 “- Duaların en sağlamı şöyle söylemendir: Allah’ım! Sen benim Rabbimsin ve ben de senin kulunum. Ben, nefsime zulmettim; ve günahımı itiraf ediyorum. Günahları ancak sen bağışlarsın;  Rabbim benî bağışla”



668. Ebû Hureyre ifade ettiğine göre, Peygamber  (s.a.v.) şöyle dua ederdi:

“- Allah’ım! Bütün işlerimi koruyan ve başarıya ulaştıran din anlayışımı benim için ıslah et ve hayatımı devam ettirdiğim yer olan dünyamı da benim için ıslah et, ölümü, her türlü kötülüğe karşı bana rahmet kıl.”

 669. Ebü  Hureyre’den   rivayet  edildiğine  göre  demiştir  ki,  Pey­gamber (s.a.v.):

“- Belanın zorluk ve sıkıntısından meşakkat ve acıların en alçağından, kötü ecelden ve işlerimin olumsuz sonuçlanmasından, düşmanların diline düşüp ayal etmesinden, Allah’a sığınırdı.”

 670. Hasreti Ömer’den (ra) rivayet edildiğine göre de­miştir ki, Peygamber (s.a.v.) beş şeyden Allah’a sığınırdı:

“- Tenbellikten, cimrilikten, yaşlılığın kötülüğünden, kalbin fitne­sinden (kötü düşünce, fikir ve niyetlerden) ve kabir azabından.”

 671. Enes İbni Malik’den işitildiğine göre, demiştir ki, Peygamber (s.a.v.) şöyle buyururdu:

“- Allah’ım! Acziyetten, tenbellikten, korkaklıktan ve ihtiyarlıkta(n) bunamaktan sana sığınırım. Yine bayatın ve ölümün fitnesinden sana sığınırını. Kabir azabından da sana sığınırım.”

 672. Enes’den rivayet edildiğine göre, demiştir ki, Peygamber (s.a.v.)’in şöyle buyurduğunu işittim:

“- Allah’ım! (Gelmesi beklenen üzüntü verici şeyden ve başa gelen kederden, acizlikten ve tenbellikten, korkaklıktan ve cimrilikten, borcun ağırlığından ve cahil anarşistlerin üstün gelmesinden sana sığınırım.”



673. Ebû Hureyre’den rivayet edildiğine göre demiştir ki, Pey­gamber (s.a.v.)’in dualarındım biri şu idi:

“Allah’ım! Bundan önce işlediğim ve geriye bıraktığım, gizlediğim ve aşikâr itildiğini ve senin, benden çıktığını bildiğin günahlarımı bağışla. Muhakkak ki sen, öne geçirip yükselten ve geri bırakıp düşürensin, sen­den başka bir ilâh yoktur.”



674. Abdullah’dan rivayet edildiğine göre. Peygamber (s.a.v.) şöyle dua ederdi:

“- Allah’ım! Senden hidayet, dünya arzularından korunma  ve nefis zenginliği isterim.”



675. Sümame ibni Hazen’den rivayet edildiğine göre şöyle demiştir:

“- Bir ihtiyarın yüksek sesiyle şöyle yalvardığını işittim:

- Allah’ım! Kendisine bir şey karışmayan fenalıktan ben sana sığı­nırım. Sordum ki, bu ihtiyar kimdir?  Cevab olarak, Ebu’d-Derdâ’dır dendi.”

676. Abdullah ibni Ebî Evfa’dan rivayet edildiğine göre, Peygamber (s.a.v.) şöyle buyururdu:

“- Allah’ım! Beni kar ile, dolu ile ve soğuk su ile temizle; kirli elbise; birden temizlendiği gibi. Ey Rabbimiz olan Allah’ım! Gökler dolusu, yerler dolusu ve bumdan başka dilediğin herhangi bir şey dolusu hamd sana mahsustur.”

 677. Enes’den rivayet edildiğine göre, Peygamber (s.a.v.) şu duayı çok söylerdi:

“- Allah’ım, bize dünyada güzellik ver, âhirette de güzellik ver ve bizi Cehennem azabından koru.”

 678. Ebû Hureyre’den rivayet edildiğine göre, Peygamber (s.a.v.) şöyle buyururdu:

“- Allah’ım! Fakirlikten, kısırlıktan, zilletten sana sığınırım; ve yi­ne (zulmetmemden) veya zulme uğramamdan sana sığınırım.”



673. Ebü Ümame’den rivayet edildiğine göre, şöyle demiştir: Peygamber (s.a.v.)’in yanında idik de, ezberleyemediğimiz çok dualar etmişti. Biz dedik ki, Öyle bir dua ettiniz ki, biz onu ezberleyemiyoruz. Bunun üzerine Hz. Peygamber şöyle buyurdu:

“- Size bir şeyi bildireceğim ki, bu duaların hepsi (size) bir dua öğretecektir: Ey Rabbimîz! Senîn Peygamberin Muhammed, senden neyi istedi ise; biz de onu senden isteriz ve senin Peygamberin Muhammed (s.a.v.) hangi şeyden ki sana sığınmış(tır)sa biz de ondan sana sı­ğınırız. Allah’ım! Sen yardım istenensin, yeterlilik sanadır, (Korunma ve başarı için) kuvvet ve kudret ancak Allah iledir.” Yahud benzerini söy­ledi.

 680. Amr, babası Şuayb’dan, o da dedesinden rivayet ettiğine göre demiştir ki, Peygamber (s.a.v.)’in şöyle buyurduğunu işittim:

“-Allah’ım, Mesîh Deccal’in fitnesinden sana sığınırım; yine Ce­henneme götüren şeylerin fitnesinden sana sığınırım.”



681. İbni Abbas’ın şöyle demiş olduğu rivayet edilmiştir:

“-Allah’ım, (bana) rızık olarak verdiğin şeylerde bana kanaat ver ve onları benim için bereketlendir. Benden her gaip olan şey yerine hayırlı olanı ver.”

 682. Enes’den rivayet edildiğine göre, demiştir ki. Peygamber (s.a.v.) çok kere duası şu idi:

“- Allah’ım, bize dünyada iyilik ver, âhirette de İyilik ver ve bizi Cehennem azabından koru.”

 683. Enes’den rivayet edildiğine göre demiştir ki, Peygamber (s.a.v.) şunu çok söylerlerdi:

“- Ey kalpleri evirip çeviren Allah’ım, benim kalbimi dinin üzere sabit kıl..”



Yüklə 1,83 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   9   10   11   12   13   14   15   16   ...   25




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin