SPOR YAPMANIN İNSAN SAĞLIĞINA VE BEDENİNE YARARLARI
Spor, bedeni geliştirme, kas ve eklemleri çalıştırma, dolaşımı hızlandırma yönlerinden sağlığa yarar sağladığı gibi, ruhsal gerginlikleri ve bellek yorgunluklarını giderme açısından da yararlıdır.
Bedensel ve ruhsal yarar sağlamak için yapılmasının yanı sıra, zevk için spor yapanlara “amatör” adı verilir. Genel olarak spor, bedene sağlık ve sağlamlık kazandırmak amacıyla yapılır.
Sporu bir geçim aracı olarak benimseyen ve bunu meslek edinmiş olanlar “profesyonel” olarak adlandırılır.
Spor yapan kişinin kemikleri güçlenir ve bu da birçok sağlık sorununa yakalanma riskinin azalması anlamına gelir.
Spor yapan kişiler dayanıklı olurlar. Spor yapmayan kişilerde görülen yorgunluk gibi sorunlar spor yapan kişilerde pek rastlanmaz. Spor yapan kişi yaptığı işte daha verimli olarak çalışabilir.
Spor yapan kişi kendisini daha uzun süre genç hisseder. Kişinin kendini hem psikolojik hem de fizyolojik açıdan daha genç hissetmesi, sahip olduğu spor bilinci ile doğru orantılıdır. Buradan da anlaşılacağı gibi fiziksel faaliyetlerde bulunmak yaşlanmayı geciktirir.
Formda ve daha biçimli bir vücuda sahip olmak için spor yapmak gerekir. Spor yapan kişilerin vücutları, yapmayanların vücutlarına oranla çok daha güzel görünmektedir. Ayrıca fiziksel faaliyetlerle sürekli ilgilenen kişilerin kiloları ile ilgili bir sıkıntıları da olmamaktadır.
Sağlıkla ilgili problem ve riskleri en asgari düzeye indirmek için spor yapmak gerekir. Spor yapan kişilerin daha düzenli bir yaşam tarzı vardır.
Spor yapanlar takım ruhuna sahip oldukları için de yalnızlık hissetmezler. Kendilerini dinleyecek bol vakitleri kalır. Sporun bütün yaş grupları için faydaları vardır.
Spor sigara ve alkolden uzaklaştırdığı için yaşlanmayı geciktirmektedir. Günlük hayatın monotonluğundan uzaklaşan orta yaşlılar, sıkıntı ve öfkelerini sporla attıkları için daha sağlıklı evlilikler yürütür ve gelecek nesillere örnek olurlar. En önemlisi de dinç ve dinamik görünürler.
Semih Serdar UĞURLU
Beden Eğitimi Öğretmeni
OKULUMUZDA KALİGRAFİ ETKİNLİĞİ
Okulumuzda kaligrafi etkinlikleri edebiyat öğretmenimiz Aydın YAVUZ yönetiminde gerçekleştirilmektedir.
KALİGRAFİ
Kaligrafi,Yunanca güzel anlamına gelen “kallos” ve yazı anlamına gelen “graphia” kelimelerinden türemiş, güzel yazının bir ifadesidir. Kaligrafi, insanoğlunun yüzyıllardır birbirleri ile iletişim indeki görsel sanatların önemli bir parçasıdır. Her milletin kendine özgü bir kaligrafi tarzı olması din, dil ve kültür farkından kaynaklanmaktadır. Dünyada en fazla ilgi gören Çin, İbrani, Hint Japon, Kore, Yunan, Arap ve Batı kaligrafisidir.
Latin hattı, 20.Yüzyılda Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulması ile kabul edilen harfleri ile İslam kültüründen gelen Hüsn-i Hat’ın (hat sanatının) bir bileşkesidir. Latin hattı temel olarak harflerinin hat sanatı estetiğinde yazılmasıdır. Latin hattı özellikle son 20 yılda önemli bir çıkış göstererek bu günkü halini almıştır.
Hat sanatının ulaştığı ileri nokta için bir söz vardır: Kur’an Hicaz’da inmiş, Kahire’de okunmuş, İstanbul’da yazılmı ştır. Bu söz cumhuriyet sanatçılarının hat sanatında miras almış olduğu birikimi özetler.
Hat sanatı, dünya üzerinde, Türk-İslam kültürünü en iyi şekilde temsil etmesine, tarihi bir geçmişe dayanmasına karşılık, günümüzde gereken ilgiyi görememektedir. 20. yüzyılda Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulması ile kabul edilen Latin harfleri ile birlikte hat sanatı, halktan soyutlanarak sadece sınırlı sayıda sanatçının uğraştığı bir sanat dalı haline gelmiştir.
Latin hattı, bu noktada, halk ile hat sanatı arasında bir köprü olma misyonu yüklenmektedir. Latin hattı, insanların hat sanatına olan ilgilerinin artması ve hat sanatına gereken ehemmiyetin verilmesi için bir basamak olmuştur.
Kaligrafi bir harf üzerinde kesik uçlu kalemlerle, estetik ve şekil verilerek özen ile meydana getirilen güzel yazı ( hat ) sanatıdır.
Güzel yazı eski tarihlerden günümüze kadar insanların hep ilgisini çekmiştir. Kaligrafi ( hat ) sanatı İslam kaynaklarında: “ Hat, cismani aletlerle ( kesik uç kalemlerle ) meydana getirilen ruhani bir bendesidir.( bağlılık )” diye en öz bir biçimde tarif dile gelmiştir. Eski Fransızlar ise güzel yazının insanın içinden geldiğini ruhunun ve kişiliğinin aynası olduğunu ve kalbinin temizliğini yansıttığını söylerler.
Eskiler biliyorlardı ki, eğer bir davetiye kaligrafik yazıldı ise üzeri yazılmış olan o kağıdın, zarfın değeri de o kadar yüksekti. Onun içindir ki, Osmanlı padişahları fermanlarını kaligraflara yani ( Osmanlı ve Arap lisanında ) hattatlara yazdırır, bu şekilde muhataplarına iletirlerdi. Onlar güzel yazının sahibini anlatan bir ayna olduğunu idrak etmişler ve kaligrafiye önem vermişlerdi.
Dostları ilə paylaş: |