Yenilenebilir enerjilerin desteklenmesi ve Avrupa Komşuluk Politikası: Avrupa-Akdeniz bölgesi vakası
Brüksel, 21 Eylül 2011
Avrupa Ekonomik ve Sosyal Komitesi'nin
on
Yenilenebilir enerjilerin desteklenmesi ve Avrupa Komşuluk Politikası:
Avrupa-Akdeniz bölgesi vakası üzerine GÖRÜŞÜ
(istikşafi görüş)
_____________
Raportör: Bay Coulon
Yardımcı raportör: Bay Buffetaut
_____________
Yönetici: Guy Harrison
28 Ocak 2011'de Avrupa Komisyonu, Avrupa Birliği'nin İşleyişi ile ilgili Anlaşma'nın 262. Maddesi kapsamında
Yenilenebilir enerjilerin desteklenmesi ve Avrupa Komşuluk Politikası: Avrupa-Akdeniz bölgesi vakası konusunda Avrupa Ekonomik ve Sosyal Komitesi'ne danışmaya karar vermiştir.
(istikşafi görüş).
Komite'nin konuyla ilgili çalışmasını hazırlamakla sorumlu Dış İlişkiler Bölümü, görüşünü 8 Eylül 2011'de kabul etmiştir.
Avrupa Ekonomik ve Sosyal Komitesi, 21-22 Eylül 2011 (21 Eylül toplantısı) günlerinde düzenlenen özel oturumunda, 2 ret ve 9 çekimser oya karşı 164 oyla aşağıdaki görüşü benimsemiştir.
*
* *
1.Sonuç ve öneriler: kakofoniden senfoniye
1.1Avrupa Ekonomik ve Sosyal Komitesi Akdeniz ülkelerinde barışın yeniden sağlanmasını kuvvetle arzulamakta ve Avrupa-Akdeniz bölgesinde istikrarlı bir gelecek inşa edilmesi için çağrıda bulunmaktadır.
1.2Kuzey Afrika ve Orta Doğu ülkelerindeki son olaylar bir "laissez faire (bırakınız yapsınlar)" yaklaşımının artık mümkün olmadığını, özünde kişisel esenlik ve sosyal kalkınma olan daha sürdürülebilir bir geleceğin inşa edilmesi gerektiğini teyit etmektedir.
1.3Bu açıdan; yenilenebilir enerjilerin, özellikle de güneş enerjisinin, ortak kalkınmaya odaklanmış bir bölgesel işbirliği yoluyla desteklenmesi hayati önem taşımaktadır.
1.4AESK, Akdeniz'de büyük ölçekli yenilenebilir enerjinin gelişimine yönelik bölgesel inisiyatifleri (Dii, MSP, Medgrid, vb.) memnuniyetle karşılamakta ve bu inisiyatiflerin hızla ve etkin ve koordine bir biçimde oluşturulmasını kuvvetle istemektedir.
1.5Bu inisiyatiflere ek olarak AESK, bölge için enerji tasarrufuna odaklanacak ve tüketim ve üretim kalıplarımıza karşı radikal bir revizyon başlatacak bir "Yeni Yeşil Anlaşma" yapılması için çağrıda bulunmaktadır.
1.6Akdeniz, enerji ve karbon tasarrufu için çok geniş ufuklar sunmaktadır. Bu kısmen desteklenmesi gereken teknolojilere, kısmen de teşvik edilmesi gereken yeni davranış kalıplarına bağlıdır. Enerji verimliliğinin artırılması, yenilenebilir enerjilerin gelişimi için çok önemli bir tamamlayıcıdır.
1.7Tüm Avrupa-Akdeniz ülkeleri için düşük karbon tüketen bir enerji sisteminin etkin biçimde hayata geçirilmesi, salt her ülkenin kendi enerji sektörüne düşen bir sorumluluk değildir. Bu sorumluluk, kuzey ve güney kıyıları için, bir kazan-kazan yaklaşımının parçası olarak bölgesel dayanışma ve büyük bir finansman da gerektirmektedir.
1.8Akdeniz ülkelerinin mevcut kaynakları, ihtiyaç düzeyi ve sera gazı emisyonu düzeyleri açısından gösterdikleri çeşitliliğe bakıldığında, bu ülkelerin aslında ortak ancak farklı sorumluluklar taşımakta oldukları görülecektir. Bu durumda ihtiyacımız, her ülkeye özel olarak uyarlanmış sağlam stratejilerle ifade edilen bölgesel bir vizyondur.
1.9Yenilenebilir enerjilerin desteklenmesi için doğru koşulların oluşturulması adına ulusal düzeyde programlar (mevzuat, vergi teşvikleri ve standartlar gibi) hayata geçirilmelidir. Bunlar, fosil yakıtlardaki zararlı sübvansiyonların kalıcı olarak ortadan kaldırılmasına yönelik uzun vadeli bir program da içermelidir.
1.10Avrupa Komisyonu'nun Akdeniz yaklaşımını yeniden düşünme ve yenilenebilir enerjilerin kilit bir unsurunu oluşturduğu yapısal ve güçlendirilmiş bir işbirliğinin aktif savunuculuğunu yapma inisiyatifini memnuniyetle karşılıyoruz1.
1.11Bununla birlikte, bu işbirliği arzusunun derhal inisiyatiflere ve programlara dönüşmesi gerektiğini düşünüyoruz. AESK olarak, açılan her türlü diyalogun daha ilk andan itibaren sosyal hususlarla ilgili bir bölüm de içermesi gerektiğinin altını çiziyoruz.
1.12AESK'in Mart 2011'de yaptığı, enerji topluluğunun (Balkan ülkeleri de dahil Güneydoğu Avrupa Enerji Topluluğu) enerji verimliliğini, yenilenebilir enerjileri ve ağ içindeki bağlantılar ve birlikte çalışma kabiliyetini teşvik etme özel göreviyle genişletilmesini destekleyen Enerji tedariki: nasıl bir komşuluk politikası?2 konulu çağrısını yineliyoruz.
1.13Bu topluluk, Mağrip ülkeleriyle başlayarak, Topluluk mevzuatının bir dizi uygun unsurunu da bünyesine almalıdır. Ayrıca bu yeni enerji topluluğu, yeni bir enerji anlaşmasının ve enerji verimliliği ve yenilenebilir enerjilerin gelişimiyle ilgili ve yeni bir protokolün desteklenmesini de hedef edinmelidir.
1.14Bu bağlamda Komite, Güney Avrupa Enerji Topluluğu ile birlikte kurulan sosyal foruma paralel bir sosyal forum oluşturulmasının önemini hatırlatmaktadır. Yenilenebilir enerjilerin geliştirilmesi tamamen endüstriyel projelerle sınırlı olmamalıdır.
1.15AESK'e göre, güneyle güney arasındaki işbirliği kadar, yenilenebilir enerjiler ve enerji verimliliği alanında, yenilenebilir enerjilerin gelişimine katkıda bulunabilecek bir yerel uzmanlığın gelişmesine yönelik teknik yardımlar zaruridir. Yenilenebilir enerji teknolojileri alanındaki eğitim gereksinimleri önceden belirlenmeli ve en ince ayrıntısına kadar iyi hesaplanarak tasarlanmış bir Avrupa-Akdeniz eylem planı doğmasını sağlamalıdır.
1.16Yenilenebilir enerji projelerinin karlılığının artırılması amacıyla araştırma ve geliştirmeye daha fazla destek sağlanmasını kuvvetle tavsiye ediyoruz. Teknoloji aktarımları, üniversiteler ve araştırma merkezlerini de içeren müşterek bir bölgesel araştırma - geliştirme platformu yoluyla gerçekleştirilebilir.
1.17Buradan yola çıkarak AESK, tüm bölgeden (kuzey, güney, doğu ve batıdan) öğrencilerin yenilenebilir ve sürdürülebilir enerji ile ilgili teknikler üzerine eğitim almalarına olanak tanıyan bir Akdeniz Enerjisi Erasmus Programı'nın hayata geçirilmesini savunmaktadır.
1.18Yenilenebilir enerjilerin desteklenmesi ve yaygınlaştırılması için yeni önlemler benimsenmelidir. Bu önlemler, Yenilenebilir Enerji Direktifi'nin 9. Maddesi'nde belirtilenler de dahil olmak üzere, projelerin finansal denge içinde olmasını temin etmelidir3.
1.19AESK, Avrupa Parlamentosu'nun ve Akdeniz için Birlik Parlamenterler Asamblesi'nin konuyla ilgili son bildirileriyle birlikte bir Avrupa-Akdeniz yatırım bankası kurulması projesini desteklemektedir.
1.20AESK, yenilikçi ve uygun destek mekanizmalarının bilhassa yenilenebilir enerjileri desteklemek üzere tasarlanmaları gerektiğini düşünmektedir. Bu mekanizmalar bir Avrupa-Akdeniz çerçevesi içinde tanımlanmalı ve bir "Yeni Yeşil Anlaşma"ya doğru ilerleme amacıyla Avrupa-Akdeniz yatırım bankası tarafından desteklenen pilot projelerin başlatılmasıyla sonuçlanmalıdır.
1.21Ticaret müzakereleri sürecinde, yenilenebilir enerji dostu mal ve hizmet ticaretinin serbestleştirilmesinin desteklenmesi de çok önemlidir.
1.22Avrupa Komşuluk Politikası (NEP) eylem planları, ikili ilişkilerde ulusal ve bölgesel enerji hedeflerinin desteklenmesi için kilit bir araç teşkil etmektedir.
1.23AESK ayrıca, karbon finansmanıyla ilgili yeni Karbon Emisyonları Ticaret Planı (ETS) Direktifi'nin4, Komisyon'un direktifte belirtildiği üzere üçüncü ülkelerle görüşmeler başlatmayı taahhüt etmemesi halinde, güney Akdeniz'de başlatılan projelere yönelik bazı fonları tehlikeye atabileceğine işaret eder.
1.24Akdeniz Güneş Enerjisi Planı'nın (MSP) başlatılması, bölge geneline yayılmış yenilenebilir enerjilerin gelişimini kolaylaştıracak bir dizi inisiyatif için açıkça katalizör görevi görmüştür ve bu memnuniyetle karşılanmalıdır. Bununla birlikte, bu farklı inisiyatifler ve onları yöneten ve destekleyen kurumlar (Avrupa Komisyonu, AİB, vb.) arasında sağlıklı bir koordinasyon olmaksızın sonuçlar hayal kırıcı olabilir. AB'nin güney ülkelerine ve bu inisiyatiflerin desteklenmesine yönelik teknik yardım programları, bölgede yenilenebilir enerjilerin etkin ve uyumlu bir şekilde hayata geçirilmesini de beraberinde getirebilir ve mevcut kakofoninin bir senfoniye dönüştürülmesine yardımcı olabilir.
1.25Konu enerji ağları olduğunda, merkezi olmayan güneş enerjisi üretimi herhangi bir ağa bağlı olmayan tecrit edilmiş alanlara etkin ve ekonomik açıdan sürdürülebilir bir çözüm sağlayabilir. Bu, özellikle nüfus yoğunluğu düşük olan geniş topraklarda faydalıdır.
1.26Güney Akdeniz ülkelerindeki siyasi risklerden korunmak için AB düzeyinde bir araç (örn. AB destekli tahviller) oluşturulması önerilebilir. Keza gelecekte Üye Devletlerin güney ülkelerinden asgari düzeyde de olsa elektrik satın almayı taahhüt etmeleri sağlanmalıdır.
1.27Sivil toplum dahil tüm paydaşların her türlü inisiyatif konusunda bilinçlendirilmesi elzemdir. Yenilenebilir enerjilerin desteklenmesine yönelik ulusal programlar, bu yenilenebilir enerjilerin verimliliği üzerine tanıtım kampanyaları içerebilir. Sosyal ağlar ve yeni bilgi ve iletişim teknolojileri bu çabada kayda değer bir destek sağlayabilir.
2.Giriş
2.1Bölge onlarca yıldır, bilhassa da kıyı şeridi çevresinde, güçlü bir ekonomik büyüme ve başıboş bir kentleşme yaşamaktadır. Bu eğilimler devam etmek durumundadır. Tüm bu etmenler birleştiğinde, Akdeniz daha da kırılgan ve gittikçe bozulan bir ekosisteme sahip hale gelmektedir5.
2.2Akdeniz'e iki tür, bariz ve önemli enerji eşitsizliği damgasını vurmaktadır. Bunlar, kuzeydeki daha zengin ve enerjiye daha aç ülkeler ile güney ülkeleri arasındaki eşitsizlik ve enerji kaynaklarıyla ilgili eşitsizliktir.
2.3Her ne kadar bölgede bir ölçüde ilerleme kaydedildiyse de, mevcut enerji trendleri sürdürülebilir değildir. Bu trendler, yüksek karbon içeren ve enerjiyi israf eden bir kalkınmanın önlenmesi için somut adımlar atılarak tersine çevrilmelidir . Enerji verimliliği, eko-inşaat, temel hizmetlere erişim ve yenilenebilir enerji endüstrileri ve teknolojileri gibi yeni ve büyüme açısından niş alanlarda istihdam yaratılabilir.
2.4En iyi uygulama açısından, Cezayir'de yenilenebilir enerjilere yönelik özel bir yasanın hayata geçirilmesi ve Mısır, Fas ve Tunus'takiler başta olmak üzere bir dizi büyük rüzgar enerjisi ve güneş enerjisi projesinin tamamlanması gibi başarılı örnekler olmakla birlikte, bunların uzun vadeli temellere oturtulması ve daha büyük ölçekli hale getirilmesi yönündeki mevcut çabalar maalesef çoğu durumda yetersiz kalmaktadır.
2.5Yine de çok uzun süren bir şüphe ve kayıtsızlık döneminin ardından Akdeniz'deki yenilenebilir enerji gelişiminin, farklı derecelerde de olsa işletmelerin, yerel makamların ve devletlerin uygulamalarını ve bunları işbirliği yapma şekillerini etkilemeye başladığını kabul etmek gerekir.
3.Akdeniz'de enerjiye bakış: yenilenebilir enerji ve daha yüksek enerji verimliliği potansiyeli ve faydaları
3.1Akdeniz ve AB'de enerji bağımlılığı önemli ölçüde artabilir. 2007'de bölgesel enerji bağımlılığı oranı %42 olarak hesaplanmıştır. Akdeniz Enerji Gözlemevi (OME) tarafından yapılan bir araştırmaya göre, 2030'da bu oranın sabitlenmesi ve hatta %40'a (petrolde %40, doğal gazda %30, kömürde %70) gerilemesi, buna karşılık kuzey ülkelerinde ise %97 gibi daha yüksek bir oranda olması beklenmektedir. Bununla birlikte Akdeniz Enerji Gözlemevi'nin alternatif senaryosu, bu baskının azaltılabileceğini ve 2030'a kadar bölgesel bağımlılık oranının %18'e çekilebileceğini göstermektedir. Ancak durum böyle olsa bile ülkeler arasında önemli eşitsizlikler varlığını sürdürecektir. Sonuç olarak da, tedarik maliyetlerinin artmasından doğan sosyal ve ekonomik riskler ve ülkelerin, bunun hanelerin ve işletmelerin enerji faturalarındaki yansımaları muhtemelen çok daha yoğun bir hal alacaktır.
3.2Mevcut tüm senaryolar, bölgede fosil yakıt tüketiminin sebep olduğu CO2 emisyonlarının 1990'daki düzeyinden en az %30 daha yüksek olacağını göstermektedir. Dahası, 2030'da güney ve doğu Akdeniz ülkelerinden kaynaklanan kişi başına emisyonlar, yine kuzey Akdeniz ülkelerindekinden %40 düşük bile olsalar, Akdeniz havzasındaki emisyonların yaklaşık %55'ini oluşturacaktır. Oysa bu oran 2007'deki ölçümlerde %36 çıkmıştır.
3.3Bölgenin giderek kötüleşen su açığıyla ilgili büyümekte olan bir risk vardır. Bazı ülkelerde halihazırda gelişmiş olan deniz suyunun tuzdan arındırılması işlemi neredeyse kaçınılmazdır ve bu da su ve enerji arasındaki karşılıklı bağımlılıktan doğan gerilimleri şiddetlendirebilir.
3.4Ekonomik ve sosyal kalkınma ne kadar haklı bir hedef ise, enerji de bu hedefin gerçekleştirilmesi için o kadar hayati bir unsurdur. Bu etmen tek başına ekonomik ve sosyal kalkınmaya karşı ciddi bir tehdit oluşturmaktadır ve bu tehdit de sadece en "kolay incinir" ülkelerle sınırlı değildir.
3.5Dolayısıyla yeni enerji paradigması, "enerji sistemi"nin sadece enerji sektörünü (arz) değil, enerji tüketimini (talep) de kapsayan bir sistem olarak görülmesini ve bu sistemin kaynaklar, ekonomik ve sosyal maliyetler ve yerel ve küresel çevrenin korunması açısından mümkün olan en iyi koşullar altında temin edebileceği şekilde gelişmesinin sağlanmasını gerektirmektedir. Bu ise yeni oyuncuları; işletmeleri, toplulukları, haneleri, inşaat sektörünü, ulaşımı, endüstriyel ve tarımlar üretimi ve hizmet sektörünü ön plana çıkarmaktadır.
3.6Akdeniz, enerji ve karbon tasarrufu için çok geniş ufuklar sunmaktadır. Birçok güvenilir tahmin önümüzdeki yirmi yıl içinde tüketimde potansiyel bir %20'lik (ki enerji fiyatları yükselmeyi sürdürürse daha da fazla) bir azalmanın gerçekleştirilebileceğini göstermektedir.
3.7Enerji verimliliğinin artırılması, yenilenebilir enerjilerin gelişimi için çok önemli bir tamamlayıcıdır. Enerji verimliliğinin ve tasarrufunun büyük ölçüde vatandaşların, işletmelerin ve işçilerin davranışlarını değiştirmelerine bağlı olduğu da vurgulanmalıdır6.
3.8Ancak bir dizi engel (kurumsal, mevzuatsal, teknik ve finansal engeller veya eğitim ve bilgiden kaynaklanan meseleler) bu potansiyelin gelişimine köstek olmaktadır. Çoğu durumda yenilenebilir enerjilerin, özellikle de harici maliyetlerin içselleştirilmediği mevcut bağlamda, konvansiyonel enerjiler kadar büyük bir rekabet gücüne sahip olmadıkları kabul edilmelidir.
3.9Bu yetersizliklerin giderilmesi için yenilenebilir enerjilerin desteklenmesi adına, doğru koşulların oluşturulmasına yönelik olarak yenilenebilir enerjilerin gelişimini, vergi teşviklerini ve standartları kolaylaştıracak ulusal mevzuata odaklanan programların hayata geçirilmesi gereklidir. Benzer şekilde, yenilenebilir enerjilerin gelişiminin bir parçası olarak, fosil yakıtlardaki zararlı sübvansiyonların kalıcı olarak ortadan kaldırılmasına yönelik uzun vadeli ulusal planlar hayata geçirilmelidir. Tüm bunlar, en incinebilir nüfus gruplarının durumunu da dikkate almalıdır.
3.10Benzer şekilde, yenilenebilir enerjilerin, Yenilenebilir Enerji Direktifi'nin 9. Maddesi kapsamındaki projelerin finansal açıdan dengeli olmasını sağlayacak şekilde desteklenmesi ve yaygınlaştırılmasına yönelik tedbirlerin yanı sıra, net bir yasal düzenleme çerçevesi de benimsenmelidir.
3.11Yenilenebilir enerji gelişiminin kilit yönlerinden biri, uygun mevzuat, finansman ve eğitim yoluyla merkezi olmayan elektrik üretiminin, özellikle de güneş enerjisi üretiminin desteklenmesidir.
3.12Bir diğer büyük engel de çeşitli paydaşların yenilenebilir enerjilerle ilgili algısında gizlidir. Sivil toplum dahil tüm paydaşların daha bilinçli hale getirilmesine yönelik çabalar elzemdir. Yenilenebilir enerjilerin desteklenmesine yönelik olarak, hem enerji verimliliğine, hem de geliştirilecek yenilenebilir enerjilere odaklanan tanıtım kampanyaları oluşturulmalıdır.
4.1Farklı Akdeniz ülkelerinin koşullarındaki çeşitliliğe bakıldığında, bu ülkelerin aslında ortak ancak farklı sorumluluklar taşımakta oldukları görülecektir. Konu enerjide sürdürülebilir bir gelecek için planların yapılması, bunun temel özelliklerinin tanımlanması ve bunlarla birlikte müşterek temellerin (kaynaklar, finansman mekanizmaları, en iyi uygulamalar havuzu oluşturulması, eğitim, kapasite geliştirme, teknoloji aktarımı vb.) atılması olduğunda, sorumluluklar paylaşılır. Sorumluluklar, uygulamaya bağlı olarak değişiklik gösterir: Bu, her ülkedeki belirli etmenlerin (teknolojiyle ilgili önyargılardan bağımsız olarak) hesaba katılmasını gerektirecektir. Bu durumda ihtiyacımız, her ülkeye özel olarak uyarlanmış sağlam stratejilerle sergilenecek bölgesel bir vizyondur.
4.2Bölgedeki enerji talebindeki güçlü artışı gösteren trendler, sürdürülebilir sosyo-ekonomik kalkınmayla ilgili endişelerin boyutu, tedarikin güvenliğiyle ilgili kaygılar ve değişen iklim koşullarına uymak için düşük karbonlu ekonomilere doğru yönelme ihtiyacı yalnızca enerji tasarrufu ile ilgili daha başka politikaların uygulanması sürecinde derhal aşama kaydedilmesi gereğinin altını çizmektedir.
4.3Bu mücadele ancak bugünün ihtiyaçlarını gelecek nesillerin kendi ihtiyaçlarını karşılama imkanlarını tehlikeye atmadan karşılamaya bakmak suretiyle Avrupa-Akdeniz enerji işbirliğine ağırlık vererek ve sürdürülebilir kalkınma ile uyumlu yeni bir enerji sistemi modeline odaklanılarak kazanılabilir. Rekabetçi bir yeşil enerji piyasasının oluşturulması için bölgesel düzeyde mevzuat uyumu ve esnek araçların benimsenmesi elzemdir.
4.4AESK, Komisyon'un Avrupa Komşuluk Politikası ile bağlantılı olarak yenilenebilir enerjilerin üretimi ve yönetimi için işbirliği potansiyeline verdiği önemi ve enerji alanındaki işbirliğinin Akdeniz ülkeleri ile daha fazla diyalog yoluyla hızlandırılması umudunu memnuniyetle karşılamaktadır.
4.5Bununla birlikte AESK, bu olumlu tavrın derhal bu işbirliğini desteklemeye yönelik inisiyatiflere ve programlara dönüşmesi gerektiğini düşünmektedir. AESK, yenilenebilir enerjilerin gelişiminin daha büyük bir ekonomik ve sosyal kalkınma planının parçası olmasını sağlamak amacıyla, açılan her türlü diyalogun daha ilk andan itibaren sosyal hususlarla ilgili bir bölüm de içermesi gerektiğini vurgulamaktadır Bu süreç geçerli olacaksa, sosyal ortaklara daha fazla önem verilmelidir. Benzer şekilde, kuzey ve güney ülkelerinin kendi nüfuslarınca benimsenen "belirli ortak çıkarlar"ını kovalamak için çaba gösterildiğinden emin olmaları için, geniş anlamıyla tüm sivil toplum, medyanın da katılımıyla, süreçte rol almalıdır.
4.6AESK'in Mart 2011 tarihli ve Enerji tedariki: AB için tedarik güvenliğini sağlamak adına ne tür bir komşuluk politikasına ihtiyacımız var?7 başlıklı görüşündeki çağrısını tekrarlamakta ve Komisyon'un güney Akdeniz'in AB'nin iç enerji piyasasına kademe kademe artacak şekilde ve ayrılmış olarak entegrasyonu için güvenilir vaatler sunma ve hatta AB ve güney Akdeniz'i kapsayan bir tür "enerji topluluğu"kurulmasını veya enerji topluluğunun henüz ona katılmamış komşularla genişletilmesini desteklemektedir.
4.7AESK bu yeni enerji topluluğunun, yeni bir enerji anlaşmasının ve enerji verimliliği ve yenilenebilir enerjilerin gelişimiyle ilgili ve yeni bir protokolün desteklenmesini hedeflemesi gerektiğine inanmaktadır. Bu bağlamda Komite, Güney Avrupa Enerji Topluluğu (Balkan ülkeleri dahil) ile birlikte kurulan sosyal foruma paralel bir sosyal forum oluşturulmasının önemini hatırlatmaktadır.
4.8AESK, bölge için enerji tasarrufuna odaklanacak ve tüketim ve üretim kalıplarımıza karşı radikal bir revizyon başlatacak bir "Yeni Yeşil Anlaşma" yapılması için çağrıda bulunmaktadır.
4.9Finansman konusu özellikle önemlidir. Bu hususta, özel finansmanın teşvik edilmesi için siyasi risk meselesi çözülmelidir. Örneğim Akdeniz Güneş Enerjisi Planı konusunda, siyasi risklerden korunmak için AB düzeyinde bir araç (örn. AB destekli tahviller) oluşturulması önerilebilir.
4.10Komite, Avrupa Parlamentosu8'nun ve Akdeniz için Birlik Parlamenterler Asamblesi9'nin konuyla ilgili son bildirileriyle birlikte bir Avrupa-Akdeniz yatırım bankası kurulması projesini desteklemektedir. Bu bankanın Avrupa Yatırım Bankası inisiyatifinde ve daha spesifik olarak, güneyin finansal kurumlarıyla ortaklık içinde oluşturulması için çağrıda bulunmaktayız.
5.Araştırma, teknoloji aktarımı, kapasite geliştirme, eğitim, ticaret ve sivil toplum yönleri
5.1Enerji paradigmasında, arz önceliğinin yerini talep önceliğine bıraktığı radikal değişiklik, genel kamu ve enerji sistemleri arasındaki ilişkide de dönüşüme yol açmaktadır. Bu bağlamda Komite, Akdeniz'in her iki yakasındaki üniversiteler arasında ağ çalışmaları yapılması için çağrıda bulunmakta ve Akdeniz'de sürdürülebilir enerji için Akdeniz Yaz Okulu örneğini takiben, tüm ilgili paydaşlar arasında deneyimlerin ve en iyi uygulamaların paylaşılmasına olanak tanıyan inisiyatiflere destek sağlanacağını ümit etmektedir.
5.2Teknolojik yenilikçiliği teşvik ederek yenilenebilir enerji projelerinin ekonomik karlılığını yatırımlar için cazip seviyelere çıkarabilecek önemli verimlilik kazanımları sağlayabilecek araştırma-geliştirme çalışmalarına daha fazla destek verilmesini kuvvetle öneriyoruz. Akdeniz'in iki yakası arasında teknoloji aktarımı kolaylaştırılmalıdır: bu, üniversiteleri ve araştırma merkezlerini bir araya getiren ve kurulum ve işletme kolaylıklarının çeşitli unsurlarını birleştiren bir ortak bölgesel araştırma-geliştirme platformunun bir parçası olarak gerçekleştirilebilir.
5.3Buradan yola çıkarak AESK, tüm bölgeden (kuzey, güney, doğu ve batıdan) öğrencilerin yenilenebilir ve sürdürülebilir enerji yöntemleri üzerine eğitim almalarına olanak tanıyan bir Akdeniz Enerjisi Erasmus Programı'nın hayata geçirilmesini savunmaktadır.
5.4Alternatif senaryolarla çalışılması ve Akdeniz'de gelecekteki sürdürülebilir enerji gelişimi stratejilerinin ön planına giderek daha çok ticari/bölgesel/eğitsel ortaklıkların konulması lehinde birbirini destekleyen bir çok argüman mevcuttur.
5.5AESK'e göre, güneyle güney arasındaki işbirliği kadar, yenilenebilir enerjinin gelişime katkıda bulunabilecek yerel uzmanlığın gelişmesine yönelik teknik yardımlar da gereklidir. Eğitim gereksinimleri önceden belirlenmeli ve en ince ayrıntısına kadar iyi hesaplanarak tasarlanmış bir Avrupa-Akdeniz eylem planı doğmasını sağlamalıdır.
5.6Yenilenebilir enerjiler geliştirilmesi insana yakışır işler oluşturmalıdır ancak bu hem bölgesel hem de bölgeler arasında öncül ve uzun süreli bir eğitim çabası da gerektirecektir. Bu ise ancak yapısal sosyal diyalog çerçevesinde başarılabilir.
5.7Yenilenebilir enerjilerin sürmekte olan ve gelecekteki ticari müzakerelerin bir parçası olarak desteklenmesi için yenilenebilir enerji dostu mal ve hizmet ticaretinin serbestleştirilmesi gereklidir.
5.8Hepsinden öte, ENP eylem planları, ikili ilişkilerde ulusal ve bölgesel enerji hedeflerinin desteklenmesi için kilit bir araç sunmaktadır. AESK Komisyon'dan eylem planlarını yenilenebilir enerji gelişiminin daha parlak vaatler sunabileceği şekilde güncellemesini istemektedir. Dolayısıyla yenilenebilir enerji ile ilgili eylem planları arasında tutarlılık sağlanmasına özen gösterilmelidir.
5.9Sivil toplum (STÖ'ler, dernekler, vatandaş örgütleri, sendikalar vb.) için yenilenebilir enerjiyi desteklemeye yönelik programlarda yer almak önemlidir. Bu gibi programların başarısı sadece toplum bilincine değil, kamuoyunun ve tüm paydaşların azami derecede seferber edilmesi için mümkün olan en üst düzeyde bilgi edinmesine de bağlıdır.
6.1Akdeniz Güneş Enerjisi Planı (MSP): bölgede sürdürülebilir kalkınmanın katalizörü
6.1.1Akdeniz Güneş Enerjisi Planı'nın temel hedefi güney ülkelerinin enerji ihtiyaçlarını karşılamak ve projelerin ekonomik ve finansal karlılığı için daha ileri safhada kilit bir etmen olarak, ürettikleri elektriğin bir kısmını Avrupa ülkelerine nakletmektir. Yeşil enerjinin Avrupa'ya ihracı AB Yenilenebilir Enerjiler Direktifi'nin 9. Maddesi kapsamında mümkündür. Ancak bu tür bir ihracat karşılıklı bağlantıların mevcudiyetine bağlı olup, fırsatçı davranışları veya piyasanın bozulmasını önleyecek özel bir yasal düzenlemenin de hayata geçirilmesini gerektirmektedir.
6.1.2MSP'nin hedefi 2020'ye kadar yenilenebilir enerji kaynaklarıyla (temel olarak güneş ve rüzgardan) üretilmiş 20 GW'lık bir yeni kapasite tesis etmek ve kuzeyle güney ve güneyle güney arasında bağlantılar ve elektrik şebekeleri oluşturmaktır. Enerji verimlilik ve teknoloji aktarımı şu anda destekleyici tedbirler olarak görülmektedir. Ancak bu, yukarıda da vurgulandığı gibi, bölgedeki potansiyel ve sorunlar göz önünde bulundurulduğunda, esef vericidir. Akdeniz Enerji Gözlemevi'nin 2020 senesine yönelik tahminlerine binaen; MSP'nin hedefi "bırakınız yapsınlar" senaryosu kapsamında ek 11 GW yeni yenilenebilir enerji kapasitesinin tesis edilmesinin gerekeceği anlamına gelirken, alternatif senaryoda ise bu kapasite yalnızca 1 GW'tır. Bu bağlamda, Üye Devletlerin projeyi güçlendirmek için güney ülkelerinden asgari düzeyde de olsa elektrik satın almayı taahhüt etmeleri istenebilir.
6.1.3MSP iki yönlü bir sorunla karşı karşıyadır: bunlardan ilki, yerel ve ihraç edilen elektrik alım fiyatlarından yararlanılarak ve imtiyazlı kaynaklar, sübvansiyonlar veya karbon kredileri kullanılarak proje karlılığının artırılması, ikincisi ise hem özsermayeden (ki karlılık yeterli olur ve riskler kontrol altına alınırsa bu öncelikli olacaktır), hem de önce kalkınma amaçlı finans kurumlarından (EIB, AFD, KfW, EBRD, Dünya Bankası, Afrika Kalkınma Bankası ve İslami Kalkınma Bankası) ardından da ticari bankalardan alınacak borçlarla gereken finansmanın sağlanmasıdır.
6.1.4Şu ana kadar yaşananlar, MSP inisiyatifinin işbirliği sınırlarının dışına taştığını göstermektedir. Bu inisiyatifler AİB üye devletlerini, Avrupa Komisyonu'nu, sektörden işletmeleri, araştırma merkezlerini ve STÖ'leri ve birçok kamu ve özel yatırımcıyı ve finans kuruluşunu bir araya getirecektir.
6.1.5AESK Avrupa Komisyonu'ndan MSP'yi ve özellikle de MSP Ana Planı'nı uygulama yetkisine sahip olan AİB sekreterliği ile yakın bir çalışma içinde olmasını istemektedir. Ana Planın hayata geçirilmesini kolaylaştırmak için ortak bir referans çerçevesi getirilmelidir. Bilhassa finansman araçları ve teknoloji aktarımı gibi kilit meselelere yönelik olarak ortak bir yaklaşım benimsenmelidir.
6.2Medgrid; Akdeniz'de elektrik alışverişi için bir eş kalkınma projesi
6.2.1Daha önce anlatıldığı gibi, başlıca güçlükler arasında Akdeniz çevresindeki ülkeler arasında elektrik arabağlantı şebekelerinin tamamlanması ve güçlendirilmesi de bulunmaktadır. Şu anda Akdeniz'deki tek arabağlantı İspanya ile Fas arasındaki 1400 MW'lık bağlantıdır. MEDELEC'e (Akdeniz çevresindeki tüm elektrik teşebbüslerinin oluşturduğu bir federasyon) göre, mevcut yatırım planları zemininde şebekenin ulaşabileceği azami iletim kapasitesi yaklaşık 5 GW'tır. Sonuç olarak Akdeniz Güneş Enerjisi Planı'nın hedeflerinin gerçekleştirilebilmesi için güney ülkeleri arasındaki arabağlantıların ve onlarla kuzey kıyısındakilerin kapasitelerinin artırılması yönünde büyük çabalar sarf edilmesi gerekecektir.
6.2.2Medgrid'in amaçları; 2020'ye kadar bir Akdeniz şebekesi için ayrıntılı plan hazırlamak, elektrik alışverişleri için kurumsal ve düzenleyici çerçeveler geliştirmek, şebeke altyapısına yapılan yatırımların getirisini değerlendirmek, güney ve doğu Akdeniz ülkeleri ile teknik ve teknoloji işbirliği geliştirmek ve gelişmiş iletim teknolojilerini yaygınlaştırmaktır.
6.3Dii GmbH – Kıtalar arasında köprü kuran yenilenebilir enerji
6.3.1Dii, Akdeniz Güneş Enerjisi Planı'ndan daha uzun bir zaman ölçeğine göre çalışmaktadır. Temel önermesi, 2050'te Avrupa ülkelerindeki elektrik talebinin %15'inin güney Akdeniz ülkelerindeki çöllere kurulmuş güneş enerjisi tesisatlarından tedarik ediliyor olacağıdır. Bununla birlikte Dii, 2009'daki başlangıcından bu yana sadece güneş enerjisine ve güneyden kuzeye enerji ihracatıyla değil genel olarak yenilenebilir enerjilerin gelişimine odaklanan bir eş kalkınma hedefine geçmiştir. Uygulamada Dii, MSP ile aynı vizyonu paylaşmaktadır ancak daha uzun bir zaman çerçevesine ve sayısallaştırılmamış hedeflere sahiptir.
6.4Diğer inisiyatifler
6.4.1Diğer inisiyatifler olan; bölgede yenilenebilir enerjilerin gelişimi için AB'nin Akdeniz Güneş Enerjisi Planı'na Giden Yolun İnşası başlıklı teknik yardım projesi; güney Akdeniz ülkeleri için, yenilenebilir enerji projelerinin finansmanında da kullanılabilen Avrupa fonları – Komşuluk Yatırım İmkanı (NIF) ve Avrupa-Akdeniz Yatırım ve Ortaklık İmkanı (FEMIP) – ; güneyle kuzey arasında hem yeşil elektrik ticaretinden hem de bu ticareti kolaylaştıracak karşılıklı bağlantılardan bahseden 2020 ve ötesi için enerji altyapısı öncelikleri – Tümleştirilmiş bir Avrupa enerji şebekesi için ayrıntılı araştırma (COM(2010) 677 son) başlıklı Komisyon Bildirisi de bahse değerdir. Ayrıca, Fas ve Tunus'taki güneş enerjisi planlarında olduğu gibi, bazı ülkeler de her biri ulusal yenilenebilir enerji geliştirme projelerinden oluşan bir portföy içeren ulusal planlar da başlatmışlardır.
Brüksel, 21 Eylül 2011
Avrupa
Avrupa Ekonomik ve Sosyal Komitesi başkanı
Staffan Nilsson
_____________
1 COM(2011) 200 son ve COM(2011) 303 son.
2 OJ C 132, 3.5.2011.
3 OJ L 140, 5.6.2009, pp. 16-62.
4 OJ L 140, 5.6.2009, pp. 63-87 (Madde 11a(5)).
5 AESK'in İklim değişikliği ve Akdeniz: çevre ve enerji meseleleri konulu Bilgi Raporu, CESE 682/2009, 30 Eylül 2009.
6 AESK'in Enerji Verimliliği Planı 2011 üzerine görüşü, CESE 1180/2011, 14 Temmuz 2011.
7 OJ C 132, 3.5.2011.
8 17 Şubat 2011 tarihli AP Kararı - P7_TC1-COD(2010)0101.
9 Akdeniz için Birlik Parlamenterler Asamblesi, Siyasi İlişkiler, Güvenlik ve İnsan Hakları Komitesi'nin tavsiyesi, 4 Mart 2011, Roma.