EğİTİm-bir-sen genel merkezi basin açiklamasi 27 Şubat 2009 28 Şubat Sivil Savunma Günü(!)



Yüklə 11,82 Kb.
tarix03.01.2019
ölçüsü11,82 Kb.
#89250


EĞİTİMCİLER BİRLİĞİ SENDİKASI





MEMUR-SEN KONFEDERASYONU

EĞİTİM-BİR-SEN GENEL MERKEZİ

BASIN AÇIKLAMASI

27 Şubat 2009

28 Şubat Sivil Savunma Günü(!)

 

Dünya nizamı, insan merkezli bir nizam olarak kurulmuştur. Yetenekleri, yönelimleri, beklentileri ve hassasiyetleriyle insanı dikkate almayan sistemlerin insana mutluluk getirmesi mümkün değildir. Bugün dünya üzerinde insanların kendilerini ifade edebildikleri, kimler tarafından nasıl yönetileceklerine ilişkin iradelerini yansıtabildikleri düzlem, demokrasidir.



 

Tam demokratik düzende insanlar, hak ve sorumluluklarını alabildiğine geniş bir vasatta yaşarken, kendi belirledikleri yönetimler eliyle yönetilmenin iç rahatlığını taşırlar. Birey olarak etkili ve belirleyici olma duygusu özgürlükle eşdeğer bir duygudur. Bireyin hiçe sayıldığı, duygu ve düşüncelerine değer verilmediği durumlar, yaşamın bir azaba dönüştüğü, insanın köleleştirildiği durumlardır.

 

Türkiye Cumhuriyeti, “Hâkimiyyet bilâ kayd u şart milletindir” prensibiyle kurulmuştur. Millet egemenliğinin kısa bir süre yansımasının ardından milletin kendi kendini yönetecek rüşde sahip olmadığı düşüncesiyle millet iradesi vasiler eliyle sembolik bir konuma taşınmıştır. Millete oyalanacağı bir alan bırakılmış, millet uyanır da çizginin dışına taşmaya kalkışırsa darbelerle millet iradesi bastırılmıştır. Türkiye Cumhuriyeti tarihi, bir yüzüyle idareye millet iradesinin yansıması mücadelesinin tarihi, diğer yüzüyle darbeler tarihi olarak okunmaktadır.



 

Darbe; vurmaktır, çarpmaktır, tokatlamaktır. Darbelerle vurulan, milletin iradesi; çarpılan, milletin ekonomik birikimi; tokatlanan, milletin ta kendisidir. Milleti mezar taşlarına eş gören darbeciler, insana ve insanlığa yakışmayan kaba kuvvetle, benzi attıran, ağızları kurutan bir tedhişle toplumu onarılması imkânsız travmalara maruz bırakmış, ardından da birer devletlû edasıyla milletin başına kurulmuşlardır. 

 

27 Mayıs 1960’ta, 12 Mart 1971’de, 12 Eylül 1980’de, 28 Şubat 1997’de ayaklar altına alınan, çiğnenen millet olmuştur. Darbe dönemlerinde sivil yapılaşmalar, sivilleşmeyi önceleyen örgütlenmeler tarumar edilmiş; işkence ve cinayetlerle toplumsal önderler ya etkisizleştirilmiş ya da yok edilmiştir. Devletlû sıfatlarından uzaklaştıktan sonra bile darbecilere, işkence ve cinayetlerin hesabını sormak mümkün olmamıştır. Çünkü demokratik iklim, hesap soracak ılımanlığa bir türlü kavuşamamıştır.



 

Millet iradesini darbe süreçlerinin yapay bentleriyle engellemek, milletin karşısında durmak mümkün değildir. Hele oluşturulan bentlerin ‘bin yıl süreceğini’ söylemek olsa olsa fildişi kuleden ahkâm kesmektir.

Her darbenin ülkemizi on yıllarca geriye götürdüğü, çeşitli araştırmalarla elde edilen verilerle sabittir. 28 Şubat sürecinin ekonomik yansıması henüz herkesin hafızasında tazeliğini korumaktadır. “Laiklik elden gidiyor” çığırtılarıyla harekete geçilerek hırsızlıklara, talana, vurguna, hortumlamaya nasıl kapı açıldığını, devletin kutsallarının nasıl kılıf olarak kullanıldığını milletimiz çok yakından görmüş, bunun faturasını acı reçetelerle ödemiştir.

 

28 Şubat sürecinde inançlı insanlara yönelik adeta bir cadı avı başlatılmıştır. Hapse atılan, işine son verilen, sürgün edilen, aşağılanan on binlerce insan, 28 Şubat’ın üzerinden 12 yıl geçmiş olmasına rağmen hala devletinden uzanacak bir şefkat elini beklemektedir. Darbelerin sarstığı insanlardan özür dilenmeden darbelerle hesaplaşmak mümkün değildir. Nazım Hikmet’e, Ahmet Kaya’ya uzatılan el 28 Şubat mağdurlarına da uzatılmalıdır.



 

Ülkemizin gelişmesi, insanımızın onuruyla müreffeh bir yaşam sürmesi ancak tam demokratik bir ortamla sağlanabilir. Demokrasimizin gelişmesi için herkes kendi işine bakmalı, işinin hakkını vermeli, millet iradesinin yansıması olan yönetimlere ideolojik bakışla tokat atmak adına hiç kimse anlamadığı bir işi yapmaya kalkışmamalıdır.

 

Darbeye niyet eden, kaotik ortam meydana getirmek suretiyle zemin hazırlama gayreti içerisinde olan Ergenekonvari karanlık yapılanmalar temizlenmeli, ülkemiz darbelerle anılan bir ülke olmaktan artık kurtarılmalıdır.



 

Milletimiz, hangi görüşten olursa olsun, birbiriyle kenetlenmeli, kendisini hiçleyen yaklaşımlar karşısında göğsünü siper edecek kuvvet ve kudreti mutlaka edinmelidir.



____________________________________________________________________________________________________

GMK Bulvarı Şehit Daniş Tunalıgil Sk. No:3/14-15 Maltepe / ANKARA



Tel: 0.312 231 23 06 Pbx • Faks: 0.312 230 65 28 • BüroCell: 0.533 741 40 26

www.egitimbirsen.org.tr • egitimbirsen@egitimbirsen.org.tr




Yüklə 11,82 Kb.

Dostları ilə paylaş:




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin