T.C.
MALTEPE ÜNİVERSİTESİ
EĞİTİM FAKÜLTESİ
DERS ÖDEVİ
EĞT 407 BİLİMSEL ARAŞTIRMA YÖNTEMİ
BARIŞ GÜNDOĞDU
141001087
ENSAR ÇELİK
141001086
OĞUZ PULSOY
101001037
İBRAHİM ULUS
Yrd. Doç. Dr. SEVİM AŞİROĞLU
İSTANBUL, 2017
İÇİNDEKİLER
1.GİRİŞ…………….……………………………………………….….…1
1.1. Problem …………………………………………………………..1
1.2. Araştırmanın Amacı……………………………………………….1
1.3. Araştırma Sorusu…..…………………………………………..…..1
1.4. Araştırmanın Önemi ………………………………………….….1
1.5. Varsayımlar ………………………………………………………2
1.6. Sınırlılıklar ………………………………………………………..2
1.7. Tanımlar …………………...……………………………………..2
2.YÖNTEM …………………………….…………………………….…2
2.1. Araştırma Modeli …………………………………………...……2
2.2. Evren ve Örneklem …………………………………………….....2
2.3. Verilerin Toplanması ……………………………………………..2
2.4. Verilerin Çözümü ve Yorumu ……………………………………2
2.5. Süre ve Maliyet …………………………………………………..3
3. BULGULAR VE YORUM …………………………….…………4
Makale 1 …...………………………………………………………….4
Makale 2 ….…………………………………………………………....5
Makale 3…….………………………………………………………….6
4. ÖZET, YARGI VE ÖNERİLER ………………………...….…..7
4.1. Özet ………………………………………………..………..……8
4.2. Yargı …………………………………………………………...…8
4.3. Öneriler ……..…………………………………………….…...….8
KAYNAKÇA …………………………………………………....…….10
İNSAN İLİŞKİLERİ VE İLETİŞİM
1.GİRİŞ
İnsan hayatının önemli bir kısmı diğer insanlarla iletişim halinde olmakla geçmektedir. Hatalı ya da kopuk iletişim kurmak, insanların aile, iş ve sosyal hayatlarında sorunlara sebep olabilmektedir. Bu sebepten dolayı etkili iletişim insan mutluluğu açısında da önem taşımaktadır. İnsan ilişkileri konusunda başarı insanın bir bütün olarak tüm yaşantısının etkileyen bir özel yeterlik olabilmektedir. İnsan ilişkileri, insanların karşılıklı eylemleri aracılığı ile amaçlarını gerçekleştirmek için çevredeki her türlü insan ve durumla etkileşimidir. İnsan ilişkileri insanın ne olduğunu, nasıl hareket ettiğini, davranış ve hareketlerinin nedenlerini ve ondan en iyi şekilde nasıl yararlanılabileceğini araştıran, ideal kurallar ortaya koyan bir bilgi koludur. İnsan ilişkileri, sözü her çeşit görevdeki insanların karşılıklı etkilenmelerini belirtmek için kullanılmaktadır.
İnsan ilişkileri, bir örgütteki insanları birleştirip uyumlulaştırarak, çalışma durumuna sokmayı amaç edinen bir yönetim eylemidir. Böylece, o insanların hem işbirliği ve verimi artar, hem de sosyolojik, ekonomik ve psikolojik gereksinimleri karşılanmış olur. İnsan davranışlarının anlaşılmasında onun gereksinimlerinin bilinmesi gerekir. Bu gereksinimlerden başka, insan davranışını etkileyen sosyolojik nedenler de vardır. Gelenekler, töreler, yasalar ve özellikle sosyal sınıf, bağımsızlık, fırsat gibi kavramlar insan ilişkileri üzerinde derin ve geniş etkiler yapar.
1.1 Problem
İnsan ilişkilerinden yoksun ve iletişim kurmakta zorluk çeken birey hakkındaki görüşler ve bu bireyleri tanımlamada kullan kavramlara yüklenen anlam ne olmaktadır.
1.2 Araştırmanın Amacı
Bu araştırma ile insan ilişkilerinden yoksun bir bireyin ne gibi eksikliklerinin olduğu ne gibi sorunlarla karşılaştıklarına değinilmiştir. Bireylere İnsan İlişkileri ve İletişimin önemini anlatmak ve etkili iletişimin yararlarından bahsetmek amaçlanmıştır.
1.3 Araştırma Sorusu
Bu araştırmada şu sorulara cevap aranmıştır:
İnsan ilişkilerini etkileyen durumlar nedir?
İyi iletişim nasıl olur?
1.4 Araştırmanın Önemi
İnsanların aile, iş ve sosyal yaşamda önemli bir paya sahip olan iletişim ve iletişimsizliğin yol açtığı sorunları ele alarak bir çalışma yapılmıştır. Bu sorunların çözümüne yönelik çalışmalarda bulunulmuştur. Bu yüzden araştırılmaya değer bir konu olduğuna karar kılınmıştır. Ayrıca nitel araştırma deseninde tasarlanmış olması da kuram geliştirmeye katkı sağlaması bakımından farklı araştırmacılara da ileri araştırmalar için ön fikir oluşturabileceği düşünülmektedir.
1.5 Varsayımlar
Araştırmada kullanılan bilgilerin ve kaynakların doğru ve güvenilir olduğu varsayılmaktadır.
1.6 Sınırlılıklar
Bu araştırmada 6 makale, 1 kitap ve çeşitli süreli yayınlardan alınan bilgilerden yararlanılmış ve araştırma bunlarla sınırlıdır.
1.7 Tanımlar
İletişim: İsim, duygu, düşünce veya bilgilerin akla gelebilecek her türlü yolla başkalarına aktarılması, bildirişim, haberleşme, komünikasyon durumuna denir. (TDK, 2017)
Empati: Bir başkasının duygularını, içinde bulunduğu durum ya da davranışlardaki motivasyonu anlamak ve içselleştirmek demektir. (Vikipedi, 2017)
2.YÖNTEM
Araştırmanın bu bölümünde araştırma modeli, evren ve örneklem, verilerin toplanılması, verilerin çözümü ve yorumu, süre ve maliyet gibi çalışmalar yapılmıştır.
2.1 Araştırma Modeli
Bu araştırma bir tarama modeli olup derleme çalışmasıdır. Herhangi bir ölçek, test ya da deney kullanılmamış, yapılmamıştır. Araştırmanın modeli insan ilişkileri ve iletişim konusunda yaşanılan problemler konusundaki düşünceleri tartışıp, etkili iletişim yollarını derleyip sunma şeklinde olacaktır.
Tarama Modeli: Araştırma evrenini temsil edecek bir örnekleme sahip olan, standart veri toplama araçları kullanan ve verilerin sistemli bir şekilde toplandığı ve verilerin birden çok veri toplama tekniği ile toplandığı araştırmalardır. Bu nedenle tarama modeli bir veri toplama tekniğinden çok bir araştırma deseni olarak kabul edilir. (Karasar, 2014)
2.2 Evren ve Örneklem
İnsan ilişkileri ve iletişim konusunda çeşitli taramalar yapılmıştır. Bu taramaların bir kısmı örnekleme seçilmiştir.
2.3 Verilerin Toplanması
Verilerin toplanmasında arama motorlarından, çeşitli kütüphanelerden; makale, dergi ve süreli yayınlardan yararlanılmıştır.
2.4 Verilerin Çözümü ve Yorumu
Veriler toplandıktan sonra itina ile derlenip yorumlanmıştır.
2.5 Süre ve Maliyet
Bu araştırmanın bize pek bir maliyeti olmamıştır. 8 Haftalık bir sürede hazırlanmıştır.
Tablo 1. Araştırma Süresi
Süre
|
Uygulama
|
|
|
1 ve 2. hafta
|
Araştırma önerisi ile ilgili genel bilgilendirme yapıldı.
|
3. hafta
|
Gruplar belirlendi.
|
4. hafta
|
Giriş ile ilgili bilgilendirme yapıldı.
|
5. hafta
|
Yöntem ile ilgili bilgilendirme yapıldı. Getirilen çalışmalar incelendi ve düzeltilme yapıldı.
|
6. hafta
|
Bulgular ve yorum bölümü ile ilgili bilgilendirme yapıldı. Getirilen çalışmalar incelendi ve düzeltilme yapıldı.
|
7. hafta
|
Giriş, yöntem, bulgular ve yorum bölümleriyle ilgili genel tekrar yapıldı. Getirilen çalışmalar incelendi ve düzeltilme yapıldı. Biz de grubuz olarak giriş ve yöntem kısmını yaptık.
|
8. hafta
|
Getirilen çalışmalar incelendi ve düzeltilme yapıldı. Kaynakça ile ilgili bilgilendirme yapıldı.
|
|
|
|
|
3. BULGULAR VE YORUM
İnsan ilişkileri ve İletişim konusu ile ilgili makaleler tablo 2’de açıklanmıştır.
MAKALE NO VEYA KAYNAK NO
|
KAYNAĞIN BAŞLIĞI
|
YAZAR VEYA YAZARLAR
|
|
1. Makale
2. Makale
|
Etkili İletişimde Empati
Koku İle İletişim
|
Seda YÜKLER
Oğuz POLAT
|
|
3. Makale
|
Aile İçi İletişim ve Çocuk
|
Tuğba KARABUDAK
|
|
Makale1:
İnsanların en fazla yakındığı durumlardan biridir anlaşılamamak. Modern çağda teknoloji ilerledikçe ve hayatın uzunca bir maratona dönüşmesiyle birlikte bireylerin tahammül gücü ve anlama kapasitesinde de azalma gözlemlenmektedir. Peki toplumda huzur ve refah içinde yaşamak için bireylerin en çok gerçekleştirmesi gereken olgu nedir, sorusu sorulduğunda akıllara ilk gelen kavramlardan birisi empatidir.
Empati en basit tabirle bireyin herhangi bir durum ve olay karşısında kendisini başkasının yerine koyup, onun gibi düşünmeye ve hissetmeye çalışmasıdır. Empati, doğuştan kazanılan bir olgu olmakla birlikte çok çabuk kaybedilen bir yetidir. Bir olay hakkında hızlı yargıya varmaktan kaçınarak, bir durum üzerinde detaylıca düşünerek, ilk önce kendimizi tanımaya çalışarak empati olgumuzu kaybetmeyi engelleyebilir ve geliştirebiliriz.
Bireyler arasında sosyal, kültürel ve ekonomik anlamda farklılıklar yaşanmaktadır. Bulunduğu çevrede gördüklerini örnek alan bireyler diğer yaşantıları anlamakta zorluk çekebilirler. Örneğin zengin bir çevrede yetişen birey, yokluğun ne demek olduğunu bilmediğinden yoksul insanları yadırgayabilir, onların dünyasından uzak kaldığı için kendisini yaşanılan duruma uzak hissedebilir. Halbuki ebeveynleri tarafından başka hayatların da var olduğu, yoksulluğun ve çaresizliğin kişilere acı verdiği, herkesin dünyaya gelirken aynı oranda şanslı olmadığı ve yoksullara yardım edilmesi gerektiği anlatılırsa, bireyin “empati kurma” süreci daha kolay ilerler ve dünyada herkesin aynı yaşantıya sahip olmadığını bilir.
Empati yeteneği gelişmiş bireyler ayakları yere sağlam basan, herkesten önce kendisini tanıyan ve olaylara farklı bakış açılarıyla bakabilen bireylerdir. Empati, her meslek dalında gerekli olan bir olgudur. Deneyimler, edinilen bilgiler kişilerin empati sürecinde yardımcı olur. Bir öğretmen, öğrencilerinin derste motivasyonunu arttırmak ve öğrenmelerini kolaylaştırmak için onların algılarının yüksek olduğu süreci, dersten koptukları anları iyi takip etmeli ve onların durumlarını anlayışla karşılayarak empati kurmalıdır. “Ben de sizin geçtiğiniz yollardan geçtim.” dedikleri bilinir öğretmenlerin. O yüzden de öğrencilerinin psikolojilerinden anlayıp ona göre davranmaya çalışırlar. Doktorlar, yaşama olasılığı çok az veya imkansız olan hastalarına durumlarını açıkça söyleyemezler. Çünkü kendilerini hastalarının yerine koyarak bu durumun bireyde nasıl ağır bir travma yaşatacağını tahmin ederler. Liderler halka yararlı olmak için onların düşüncelerini ve isteklerini anlayabilmeli, her kesimden insanın yaşayabileceği zorlukları onlar gibi düşünmeye çalışarak belirlemelidir ve bu zorlukları aşmak için strateji belirlemelidir. Böylelikle çağdaş, refah içinde ve mutlu bireylerin yaşadığı bir topluma liderlik yapar.
Ailede, arkadaşlıkta, evde, okulda, sokakta, hastanede kısacası her türlü yaşam alanında empati kurulduğu sürece bireyler anlayışlı olabilmektedirler. İnsanlar karşısındaki insanı algılamaya çalışır, bencilliği bırakırsa zor zamanlarında anlayışla karşılaşacağı bireyleri yanında bulur. Aynı Konfüçyüs’ün dediği gibi: “İnsanlar "Beni anlamıyorlar" diye kaygılanmam. Eğer ben insanları anlamazsam kaygı duyarım.”
Makale2:
Patrick Süskind’ in Koku( Das Parfüm) romanından uyarlanan, koku filmini belki izlemişsinizdir. Filmde kokular konusunda dahi bir seri katilin hikayesini anlatır. İşte kokuların insanların iletişiminde de gerçekten işe yaradığı yeni araştırmayla ortaya çıktı. Pek çok hayvan türü kimyasal sinyaller sayesinde çevreye bilgi aktarıyor, fakat kemosinyallerin insan iletişiminde nasıl bir rol oynadığı bilinmiyordu.
Utrecht Üniversitesi’nden Prof. Dr. Gün Şemin ve meslektaşlarının yaptığı çalışma ile insanların gerçekten duygusal fazda bir diğeriyle kimyasal sinyaller yardımıyla iletişim kurabileceğini ortaya koydu. Yapılan araştırma, Psikoloji Bilimi Cemiyeti’ nin dergisi Psychological Science’ da yayınlandı. Önceden yapılan araştırmada duygusal ifadelerin çoklu görevi olduğunu ve birden çok fonksiyonu olduğunu gösteriyor. Korku sinyallerini örnek alacak olursak, sadece çevredeki tehlikelere karşı uyarmakla kalmıyor, duygusal edinim sağlayarak hayatta kalmak için gerekli olan hareketleri yapmamızı sağlıyor. Bu araştırmadan korku dolu( örneğin. gözlerin faltaşı gibi açılması) bir etkileşim sağlandığında göz hareketleri hızlanır, burnumuzdan nefes almaya başlarız ve öngörümüz artarak potansiyel tehlikelere karşı daha hızlı odaklanabiliriz.
Prof. Gün ve meslektaşları bu araştırmayla kemo sinyallerin sosyal iletişimi nasıl etkilediğini ortaya koymaya çalıştı. Hipoteze göre vücuttan yayılan ter gibi kimyasallar benzer proseslerde alıcı ve verici gibi çalışabilir ve duygusal ifadeler oluşturur. Yani korkuya ilişkin kimyasallar koklarsak korku sinyalleri yayarız yada tiksinmeyle ilgili kemosinyaller koklarsa duyusal ret sinyalleri yayarız. Bu hipotezi test etmek için bir grup erkek sübjeden korkuyu ve tiksinmeyi tetikleyen filmler izlemesi istendi. Sonra deneklerden ter örnekleri toplandı. Terlerin birbirine karışması da mümkün olduğunca çok engellendi.2 gün boyunca deneklerden sigara içmemeleri, alkol almamaları koku yapacak yiyeceklerden kaçınmaları söylendi. Ayrıca deneklere elbiseler için özel deterjan ve kişisel bakım ürünleri verildi. Sonra kadınlara ter numuneleri verilerek, yüzlerindeki ifadeler ve göz hareketleri deney boyunca izlendi. Araştırmacıların tahmin ettiği oldu ve kadınlar “korku terine” korku dolu yüz ifadelerine , “tiksinme
terlerine” de tiksinme dolu yüz ifadeleri verdi. Ayrıca araştırmalar kadınların kokladıkları tere göre koku almalarının ve gözüyle çevreyi tarama davranışlarının tere göre değiştiğini gözlemledi. Bu bulgular oldukça önemli çünkü , insan iletişiminin sadece dil ve görsel izlenimle ilgili olduğu varsayımına tümüyle ters düşen bu veriler oldukça çarpıcı. Dahası bu veriler toplumu şekillendiren iletişim modelini destekleyerek, kemosinyallerin bir araç gibi davranarak, insanları duygusal olarak senkronize ederek bilinçsiz kılabileceğini gösteriyor. Araştırmacılar bu etkilerin duyusal bir salgın toplanarak, genelde insanların bir yerde kalabalık yapmasına neden olabileceğini belirtiyor.
Makale3:
Kişiler arası iletişim, iki ya da daha fazla kişinin karşılıklı olarak bilgi aktardığı bir süreçtir. İnsanlar için bu süreçte, beden dili, jestler, mimikler ve ses tonu önemlidir. Bireyler doğuştan iletişim kurma ihtiyacına sahiptir ve bunları beden hareketleriyle, çıkardığı seslerle ortaya koyarlar. Her birey bir aile grubunun içinde doğar ve bu nedenle ilk iletişime geçtikleri kişilerde aile fertleri olur. Bireylerin toplumsallaşması için önemli olan iletişim ilk olarak ailede başlar. Bebekken gülme ağlama şeklinde ifade edilenler büyüdükçe yerini konuşmaya, sözsüz ifadelere bırakır. Sağlıklı iletişimde böyle olması gerekirken günümüzde iletişim fiziksel ve sözel şiddet şeklinde olmaktadır. Bu da aile içi iletişimdeki aksaklıklardan kaynaklanmaktadır. Çünkü aile çocuğun ilk sosyal deneyimini kazandığı yerdir.
Çocukların gelişimi için önemli olan iletişimde sadece annenin ya da sadece babanın rolü yoktur. Her ikisi de bu süreçte önemlidir. Geleneksel aile tiplerinde “Çocuklara anne bakar, baba çalışır.” diye bir yargı vardır. Fakat bu yargı modernleşen toplum ile doğruluğunu yitirmiştir. Ailesiyle sağlıklı iletişim kurabilen ve sıkıntılarını rahatlıkla ailesine iletebilen çocukların arkadaşlarıyla, çevresindeki bireylerle etkili iletişim kurduğunu söyleyebiliriz. Bu çocukların sosyal yetkinlikleri diğer çocuklara oranla daha fazladır. Sadece ebevynlerin çocukla olan ilişkisi değil aile üyelerinin birbirleriyle olan iletişimi de çocuğun gelişimini etkiler. Anne ve baba sürekli kavga içinde olursa çocuk bu durumdan olumsuz etkileneceği açıktır. Bu nedenle çocuk, anne ve baba arasındaki iletişim sağlıklı olmalıdır. Anne, baba ve çocuğun birbirlerine saygılı olması iletişimin düzelmesindeki en önemli noktalardır.
İletişim kopukluğunun bazı nedenleri vardır ve bu nedenlerden biri günümüzdeki teknolojik gelişmelerdir. Teknolojik gelişmelerle aile üyeleri birbirinden daha fazla kopmaktadır. İnternet, televizyon, telefon gibi nedenlerle çocuk, anne ve baba arasında kopukluk olur. Günümüzde ailelerdeki iletişim kopukluğunun nedenlerinden biri de aile fertlerinin
birbirleriyle fazla vakit geçirmemesidir. Birbirlerine fazla vakit ayıramayan ailelerde iletişimde sağlıksız ve kopuk olur.
Peki çocuğumuzla etkili bir iletişimi nasıl kurarız? Ailenin çocuğuyla etkili iletişim kurabilmesi için çocuğunu dinlemesi, anlaması, olduğu gibi kabul etmesi gerekmektedir. Çocuklara bu şekilde davranıldığında çocuk kendisini değerli görür ve bu çocuğun gelişimi için önemli bir adım olur. Etkili iletişimin temel taşlarından biri edilgen dinlemedir. Edilgen dinleme, anne, baba kendi görüşlerini iletmek yerine onay tepkilerini kullanarak tamamen susmadan, göz teması kurarak çocuğun konuşmaya teşvik edilmesidir. Bu yöntemle, çocuk dinlenildiğini, duygu ve düşüncelerinin önemli olduğunu, vereceğe karara güvenildiği iletisini alacaktır. Aile içi iletişimin kopmaması ve sağlıklı bir iletişimin oluşması için öncelikle bireyler birbirlerine olan sevgilerini göstermelidirler. Ülkemizde sevgi gösterme şımartılma gibi görülmektedir. Bu nedenle sevgi göstermenin sakıncalı olduğu görüşü vardır. Fakat bu görüş doğru değildir. Çünkü her çocuğun sevilmeye ihtiyacı vardır. Ayrıca aile içinde önemli olan bir diğer nokta ise birbirlerine karşı olan saygıdır. Aile içinde ne kadar sevgi olursa oldun saygı olmadığı sürece iletişim kopuk ve sağlıksız olur. Bir diğer yapılacak şey ise bireylerin birbirlerine değerli olduklarını hissettirmeleridir. Ailedeki herkesin kendisini değerli görmesi iletişim için önemli bir ayrıntıdır.
4. ÖZET, YARGI VE ÖNERİLER
4.1 Özet
İnsan yaşantısında ev ve işyeri, aile ve kurumla iç içe birbirini etkileyerek varlıklarını sürdürmektedirler.
Olumlu ve dengeli aile ilişkileri, dengeli ve verimli iş ilişkilerinin temelini oluşturmaktadır.
Verimin sağlanması insan ilişkilerini düzenleyen ilke, kural ve kuramların öğrenilmesine ve edinilen bu bilgilerin insan yaşantısının değişik yönlerine uygulanmasına bağlıdır. Bu niteliklerle donatılmış bireylerden oluşan ailede, kurumlarda ve toplumlarda sorunlar en aza inerken çıkabilecek sorunların da çözümü kolaylaşmaktadır.
Bu araştırma betimsel bir araştırma olup nitel veri toplama tekniklerinin kullanıldığı bir durum çalışmasıdır. Araştırmada sunum tekniği kullanılmıştır. Araştırmada insan ilişkilerinden yoksun birey davranışları, sıradan, duygusuz, yararsız, boş konuşan, hayattan uzak, değersiz, yoksun, soyutlanmış, etkisiz, yalnız, insani yanı zayıf, çıkarcı, içe kapanık, empati yapmayan, bireysel farklılıkları gözetmeyen, verimsiz, geliştirilmesi emek gerektiren, gelişmeye kapalı, rutin, anti sosyal, saygısız, çıkarcı, monoton, uzmanlaşmamış, yetersiz, çevresine duyarsız, cansız, tek yönlü, hedefsiz, bilgisiz, belirsiz, değişken kimlikli, iletişimsiz, bağımlı bir insan olarak tanımlanmaktadır.
4.2 Yargı
Siz kendinizi ne kadar önemli görüyorsanız, başkalarının da kendilerini en az aynı ölçüde önemli gördüklerini aklınızdan çıkarmayın. Bu özelliği kullanmak, başarılı insan ilişkileri kurmanın köşe taşlarından birisidir.
4.3 Öneriler:
İnsan ilişkilerini geliştirmek için zaman ve çaba harcamak gerekmektedir. Araştırmanın bulgularından yola çıkarak aşağıdaki öneriler getirilmiştir. Öyleyse, insan ilişkilerinde iyi olacaksanız, insanlara kendilerinin önemli olduğunu hissettirin. İnsanlara kendilerinin önemli olduğunu ne kadar fazla hissettirirseniz, onların da size o ölçüde karşılık vereceklerini unutmayın.
Onları dinleyin
İnsanları dinlemeyi reddetmek, onlara önemsiz bir kişi olduklarını hissettirmenin veya onları bir hiç düzeyine indirmenin en kesin yoludur. Onları dinlemek ise kendilerini önemli hissettirmenin en iyi yoludur.
Onlara iltifat edin ve alkışlayın.
Bunu hak ettikleri zaman.
İsimlerini ve resimlerini mümkün olduğu kadar sık kullanın.
İnsanlara hitap ederken isimlerini kullanır ve başkalarına anlatırken resimlerini gösterirseniz sizi daha fazla seveceklerdir.
Yanıt vermeden önce biraz duraklayın.
Bu durum, söyleyeceğiniz şey üzerinde düşündüğünüz ve saygıya değer oldukları izlenimi doğuracaktır.
Onların sözcüklerini ("sen" ve "senin") kullanın.
"Ben, bana, benim, benimki" sözcüklerini kullanmayın.
Sizi görmek için bekleyen insanlara değer verin.
Eğer beklemek zorundaysalar, onların beklediklerini bildiğinizden haberdar edin. Bu, kendilerine gerçekten değer verildiğini gösterecektir.
Bir gruptaki herkese gerekli dikkati gösterin.
KAYNAKÇA
Karasar, Niyazi, Araştırmalarda Rapor Hazırlama,18.Basım.Ankara:Nobel Akademik Yayıncılık Eğitim Danışmanlık Tic. Ltd.Şti.Nobel Yayınevi.2014.
Vikipedi, https://tr.wikipedia.org/wiki adresinden alıntılar yapılmıştır.
TDK, http://www.tdk.gov.tr/ adresinden alıntılar yapılmıştır.
http://www.makaleler.com adresinden alıntılar yapılmıştır.
Dostları ilə paylaş: |