EğİTİm sen


Ocak 2008, Uğur MUMCU’nun katledilişinin 15.yılı……



Yüklə 2,07 Mb.
səhifə34/39
tarix18.05.2018
ölçüsü2,07 Mb.
#50700
1   ...   31   32   33   34   35   36   37   38   39

24 Ocak 2008, Uğur MUMCU’nun katledilişinin 15.yılı……


Uğur MUMCU, Tam Bağımsız Türkiye’den yana taraf, laikliğin tavizsiz savunucusuydu. Ülkemiz üzerinde oynanan oyunları açığa çıkarıp, halkı doğru bilgilendirmeyi görev edinmiş, belgesiz konuşmayan gerçek bir aydın ve gazeteciydi.

 

Uğur MUMCU katledilişinin 15.yılında geniş bir etkinlik dizgesiyle anılıyor.Bu günlerde ülkemizde yaşananları düşününce O’nu daha çok arıyor, daha bir özlüyoruz…



 

Nedense her gün bir konuda açıklama yapan Eğitim Sen’den Uğur MUMCU’nun katledilişinin 15. yılında çıt çıkmıyor.

Yoksa "Vurulduk Ey Halkım, Unutma Bizi" diyen Uğur Mumcu Unutuldu mu (!?)

222-A....

Türban hak-özgürlük değil, siyasal ilke sorunudur.

14 NİSAN BÜYÜK HALK HAREKETİ SÜRÜYOR!

Tam Bağımsız Türkiye Mücadelemizde Laik Demokratik Türkiye‘ye Sahip Çıkmak İçin 222A 2. ayın 2‘sinde 2‘de Anıtkabir‘de! Ata‘mızın huzurunda buluşuyoruz!



14 Nisan Çalışma Grubu'nun "Afganistan‘da 'burka' ne ise, Türkiye‘de 'türban' odur. Türban hak-özgürlük değil, siyasal ilke sorunudur. Türban, cemaatlere dayalı şeriat devleti kurma çabalarının adımlarından biridir. Türbanı anayasal güvenceye alma çabası, tek sözle karşıdevrimdir." şiarıyla düzenlediği protesto eylemine 60'a yakın sivil toplum örgütü destek verdi.

Katılımcılar adına Anıtkabir özel defterine şunlar yazıldı: "Yüce Atatürk, Güzel yurdumuz, zorlu bir dönemeçten geçiyor. Cumhuriyetimizin temelini oluşturan kazanımlarımız iktidarın ve yandaşlarının siyasi emellerine kurban edilmek isteniyor. Ulus devletleri milliyetlere ve inançlara bölerek birbirine düşürmek isteyen emperyalizm, şimdi de ülkemizde kutsal din duygularını araç edinerek, Cumhuriyetimizin temel ilkelerinden olan laikliği ortadan kaldırmaya çalışıyor. Devrimlerimizle, karanlıktan aydınlığa çıkmayı başarmış olan kadınlarımız, esaret simgesi olan türbana mahkum edilmek isteniyor. Bu esaret de özgürlük gibi gösteriliyor. Biz bu oyunun farkındayız. Ülkemizi karşı devrimin işgaline teslim etmeyeceğiz. Sizden güç alarak buradayız. Ayakta ve uyanık olmaya devam edeceğiz. Saygılarımızla...”



Ankara Sendikal Birlik'ten Açıklama

 

BASINA VE KAMUOYUNA

Ülkemiz üzerinde oynanan yeni bir oyunu izlemeye başladık. Bu oyunun adı (TÜRBAN).

2002 yılından beri iktidarda bulunan AKP, sözüm ona türban sorununu çözümü için Başbakan'ın İspanya'da verdiği demeç ile ilk adımını attı. Türbanın önceleri siyasi simge olduğunu kabul etmeyen Başbakan şimdi ise tam 180 derece dönüşle takiyye yaptığını açığa vurarak, türbanın siyasi simge olduğunu kabul etmiştir.

İspanya dönüşü ilk iş olarak türbanı Meclise getirmişler, MHP ile aynı kaynaktan beslendiklerini ispatlarcasına işbirliği içerisinde, ülkemizi bir şeriat yönetimine hazırlama görevine dört elle sarılmışlardır.

Düşünebiliyor musunuz , artık türban üniversitelerde serbest olacak. Ülkenin bir yığın sorunu varken sanki bu ülkede tek sorun türbanmış gibi kamuoyunun ve Meclis'in gündemine oturtarak ülkenin sorunlarını örtbas etmeye çalışmaktalar. Bir yandan da kendi kamuoylarına diyet borçlarını ödemeye çalışmaktalar.



Bir AKP milletvekili "türban tüm resmi dairelerde serbest olsun", Isparta Belediye Başkanı, ise "türban her yerde serbest olsun." diyor. Asıl niyetleri tüm kamu kurumlarında, bugün üniversitelerde yarın liselerde ve ilköğretim okullarında türbanın serbest olmasını sağlamak. Hatta biraz daha ileri giderek, her yerde "zorunlu olması"nı sağlamak olduğunu ağızlarından kaçırdılar.

AKP Radikal İslamın Türkiye'ye ithal edilmesiyle yapay bir gündem oluşturulmuş. İnsanlara, elektriğe, ulaşıma, doğalgaza… yapılan zamları yokluğu, yoksulluğu, işsizliği, terörü, ABD ile sürdürülen nükleer pazarlığı unutturmak, Şubat'ın ilk haftası Meclise gelecek olan Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası (SSGSS) v.b. kamuoyunun gündeminden düşürerek, dikkatleri başka bir tarafa çekerek emekçilerin kazanılmış haklarını uluslar arası sermayenin isteği doğrultusunda budamak için gerekli yasaları ve bu arada Türkiye Cumhuriyeti'ni şeriat devletine çevirmenin ilk adımı saydığı türbanı serbest bırakan yasayı da Meclisten geçirip yasalaştırarak bir taşla iki kuş vuracaktır.

Atatürk'ün kurmuş olduğu laik Cumhuriyeti yıkmak üzere gene Atatürk'ün "fikri hür vicdanı hür nesiller yetiştirmek" sözü kullanılarak bir iki yüzlü yorum örneği de verilmiştir; Tanrıyı , dini kendi çıkarları için nasıl kullanıyorlarsa Atatürk'ü de çıkarları doğrultusunda kullanmaktan çekinmeyeceklerini, rejimi değiştirmek için Cumhuriyetin olanaklarından sonuna kadar yararlanacaklarını, amaçlarına ulaşmak için her yolu mubah saydıklarını bir kez daha göstermişlerdir.

Sendikal Birlik, Türkiye Cumhuriyetinin olmazsa olmazı "Atatürk İlke ve Devrimleri'nden", "Laik Cumhuriyet"ten ve "Bağımsız Demokratik Türkiye"'den yanadır.

Sendikal Birlik emeğin en yüce değer olduğu ilkesinden asla ödün vermeyecektir.

Bu anlayıştan yola çıkarak tüm emekten, demokrasiden, bağımsızlıktan, eşitlikten, özgürlükten, insan haklarından, kadın haklarından, yaşanılası bir çevre ve dünyadan yana olan herkesi bu gidişe dur demeye, birlikte karşı koymaya, en az onlar kadar cesur ve atak olmaya, haklarınıza, kendinize, yaşamınıza geleceğimize, çocuklarımızın geleceğine sahip çıkmaya çağırıyoruz.28.01.2008

 

KESK Sendikal Birlik Ankara Yürütmesi

Hüseyin Bekar

Şehnaz Sönmez

Hürdoğan Aydoğdu

İsmail Canpolat

Şükrü Yakar

Bağımsız Laik Cumhuriyet İçin 9 Şubat'ta Sıhhıye'deydik

 

 



ESM'de Genel Kurul Yapıldı. Yeni

1-2 Mart tarihlerinde Ankara DSİ Salonunda yapılan ESM Genel Kurulunda Sendikal Birlik listesinden Fatih Kaymakçıoğlu, Saim Güzel, Hüseyin Sincan, Atilla Aydoğan MYK'ya girdi. Yeni oluşan MYK'ya ve arkadaşlarımıza çalışmalarında başarılar dileriz.



ESM Sendikal Birlik Yürütmesi
Fatih Kaymakçıoğlu (505-413 77 50),
Celal Akaç Trabzon (532-568 10 12),
Saim Güzel (533-777 41 94),
Mustafa Şenoğlu (533-653 92 21),
Saim Tosun Balıkesir (533-417 73 62),
Fikret Bayar Antalya (533-420 61 86),
Müşfik Veysel Erdoğan Samsun (532-327 67 69),
Celalettin Çakmak Aydın (537-201 28 40)

 


Devrim Yasalarına Sahip Çıkıyoruz!
Vakıflar Kanununa Hayır!

Basın Açıklaması 3 Mart 2008 tarihinde Ankara Yüksel Caddesi İnsan Hakları Anıtı önünde yapıldı.


KESK Sendikal Birlik'in de imzacılar arasında bulunduğu basın açıklaması metnini okumak için tıklayınız.

14 Nisan Hareketi tarafından hazırlanan Vakıflar Kanunu'nun niçin kabul edilmemesi gerektiğiyle ilgili kitapçığı indirip çoğaltabilirsiniz. Kitapçığı indirmek için tıklayınız.



 

Tarım Or-Kam Sen'de
Genel Kurul

Tarım Or-Kam Sen 3. Olağan Genel Kurulu 9 - 10 Mart günlerinde Ankara'da yapıldı. Genel Başkan Sezai Kaya'nın aday olmadığı Genel Kurul'da iki liste yarıştı. SB listesinden 2; DSD-EH-YS'lerin oluşturduğu listeden 3 kişi yönetime girdi. Yeni oluşan MYK'ya ve arkadaşlarımıza çalışmalarında başarılar dileriz.



MEMURLAR, İŞÇİLER, EMEKLİLER

YALANCI DEĞİL!

Sayın Tayyip Erdoğan, bu ülkeyi kuran, yaşamasını sağlayan, seni sen yapan, canları pahasına Tuzla Tersanesinde artı değer üreten, okullarda çocuklarınızı okutup, yetiştiren; siz bol bol harcayasınız diye vergileri toplayan; içinde güvenle oturduğunuz binayı yapan; giyindiğiniz elbiseyi, ayakkabıyı binbir zahmetle sigortasız ve iş güvenliği olmadan çalışıp üreten; güzel ülkemin, namuslu insanları ve onların haklarını koruyan temsilcileri yalancı olamaz.

Dünya Bankası’nın, IMF’nin, AB ve ABD’nin çıkarları doğrultusunda, onlardan direktif alarak ülkesini yönetenlerdir, doğruyu söylemeyenler. Önce türbanın siyasal simge olduğunu inkâr edip sonradan kabadayıca kabul edenlerdir. Alevilerin yemek davetinde onlara “kardeşlerim” diye hitap ederken diğer yandan onların ibadet yerlerini ibadethane olarak kabul etmemektir. Kadınları bedava işgücü olarak görüp onların baş tacı olduğunu söyleyip türbana mahkûm etmeye çalışanlardır, çocuk fabrikası olarak görenlerdir.

Bu ülkenin cefakar insanları diyor ki:

  • Halen çalışanların emekli maaşları sistemde kalacakları süreye bağlı olarak yüzde 23 ile yüzde 33 oranında düşecek.

  • Başta basın işkolunda çalışanlar olmak üzere, fiili hizmet tazminatları değişen oranlarda azalacak. Bazı sektörlerde tümden kalkacak.

  • Yeniden çalışmaya başlayan emeklilerin emekli aylıkları kesilecek. Hem yaşamlarını devam ettirecek kadar maaş ödemeyip çalışmak zorunda bırakacaksınız, hem de yaşamlarına yetecek kadar gelir elde etmelerini engelleyeceksiniz. Bunun adı nedir sizce?

  • Emzirme yardımları azalacak.

  • Geçici işgörmezlik ödeneği azalacak.

  • Prim borcu olanlar sağlık hizmetlerinden yararlanamayacak. Bunun sorumlusu kim? İşveren. İşveren o primleri yatırmakla yükümlü. İşveren o parayı işletecek, kârına kâr katacak cezasını çalışan ve ailesi çekecek.

  • Fiili olarak 20 - 25 yıl çalışarak emekli olunurken yeni yasa ile bilfiil 34 yıl çalışmadan emekli olunamayacak. Bu da şu anda sistem içerisinde olanların kademeli olarak emeklilik sürelerinin uzaması anlamına gelmiyor mu?

  • Ev hizmetlerinde çalışan kadınların, sigortalı olma zorunluluğu ve sigorta yardımlarından yararlanma hakları kaldırılıyor.

  • Malullük aylığı bağlanması için gereken sigortalılık süresi, beş yıldan on yıla çıkartılıyor.

  • Aylık bağlanacak çocuğu olmayan ve çalışan dul eşin ölüm aylığı oranı yüzde 75 ten yüzde 50 ye düşüyor.

  • Doğum yapan sigortalılara öngörülen altı ay emzirme yardımı bir aya düşürülüyor.

Daha sayalım mı?

Bunların hepsi kazanılmış hakların IMF direktifleri doğrultusunda budanması değildir diyen doğru söylüyor da benim dullarımın, yetimlerimin, çocuklarımızın haklarını, emekçilerin haklarını savunanlar mı yalan söylüyor?

Yaşasın SENDİKAL BİRLİK Yaşasın KESK

Sendikal Birlik Ankara Yürütmesi

www.sendikalbirlik.net

Yüklə 2,07 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   31   32   33   34   35   36   37   38   39




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin