Caner yazın çok eğlenmişti. ( Siz yazın neler yapıyorsunuz? ). Denize girmiş, güneşin altında oynamıştı. İstediği gibi tişörtler, şortlar giymişti. Ama Caner bir gün kalktığında dışarıda şakır şakır yağmur yağdığını gördü.. Rüzgâr esiyordu. ( Havadaki bu değişiklik neydi? ) Caner camdan dışarı bakarken annesi:
-Günaydın! Okul zamanı, diyerek içeri girdi.
Caner okula gideceği için erkenden kalkmıştı. Yaz boyu, arkadaşlarını öğretmenini özlemişti. Sonbahar gelince okullar açılırdı. Caner hemen yatağından kalktı. Giysilerini giydi. Annesi:
-Biraz kalın giyin dedi. Artık havalar soğudu. Kısa tişörtlerle üşüyebilirsin.
Yağmurluğunu giyinmelisin.
-Haklısın anneciğim, dedi Caner.
Artık havalar soğuyordu. Üzerine kalın giysiler giyinmeliydi. Bir arkadaşı ince giysilerle dışarı çıktığı için hasta olmuştu. Okula gelememişti. Caner hasta olmak istemiyordu. Yağmurluğunu pantolonunu ve ayakkabılarını giydi. Artık okula gitmeye hazırdı. Annesiyle evlerinden çıktılar. Okula doğru yürüdüler.
( Caner yolda neler gördü? ) Yollar yapraklarla doluydu. Artık yeşil yapraklar sararmış, ayaklarının altında hışırdıyordu. Şemsiyeleri açtılar. Yağmur yağıyordu. Ama hava çok soğuk değildi.
-Anne hava çok soğuk değil, dedi Caner.
-Sonbaharda havalar biraz soğur. Daha çok yağmur yağar. Kışın havalar daha
da soğuyacak. Sonbahar kışa bir hazırlık gibidir. Ama havaların sıcak olduğuna aldanmamalıyız, diye öğüt verdi annesi.
Caner ve annesi sohbet ederek yürürken, Caner uzaktan okulunu gördü. Bahçe arkadaşlarıyla doluydu. Hemen annesine döndü.
-Okulumu çok özlemişim anneciğim, deyip annesini öptü. Ona el sallayıp
okuluna doğru koştu. Arkadaşlarına sarıldı.