Hikâye: ÇALIŞKAN OLMALIYIZ Selimlerin evlerinin bahçesi çok büyüktü. Bahçede bir sürü de ağaç vardı. Tabi sonbahar gelince ağaçların dökülen yaprakları bahçeyi dolduruyordu. Yine bir sonbahar günü Selim,
Selin, ben evde çok sıkıldım dışarıya çıkalım mı dedi.
Selin: Bende çok sıkıldım evde çıkıp dolaşmak güzel bir fikir. Çıkarken üzerimize hırka alalım havalar serinliyor. Hasta olmayalım dedi.
Annelerinden izin aldılar. Hazırlandıktan sonra oyun oynamak için mutfaktaki bahçe kapısından dışarıya çıktılar. Çıkarken dikkatsiz davranıp bahçe kapısını tam kapatmadılar. Haliyle rüzgâr kapıyı açtı ve bahçedeki yaprakların bir kısmı açık kapıdan içeriye savruldu. Bir süre sonra mutfağa gelen anneleri mutfağın halini görünce çok şaşırdı. Tam o sırada Selim ile Selin de güle oynaya eve geldiler. Evin halini görünce onlar da çok şaşırdı. Anneleri:
Çocuklar bu evin hali ne? Yoksa çıkarken bahçe kapısını kapatmadınız mı? Zaten bugün çok yoruldum, nasıl temizleyeceğim şimdi burayı? Dedi.
Selim ve Selin hemen hatalarının farkına vardılar. Selin:
Özür dileriz anneciğim çıkarken kapıyı tam kapatmamışız. Sen üzülme biz hemen temizleriz dedi ve hemen işe koyuldular. Annelerini oturttular ve iki kardeş ortalığı tertemiz yaptılar. Anneleri:
Yavrularım bundan sonra daha dikkatli olursanız çok sevinirim dedi ve biraz uzanmak için odasına geçti. Selim ve Selin yaptıkları dikkatsizliğe çok üzülmüşlerdi. Selim: Annem bugün çok yorgun olduğunu söyledi. Akşam yemeğine de az kaldı. Hadi gel sofrayı biz hazırlayalım annemize de sürpriz yapmış oluruz dedi. Tekrar işe koyuldular ve yemek masasını harika bir şekilde hazırladılar. Annelerini uyandırmamak için de çok sessiz olmaya çalışıyorlardı. Anneleri uyanıp da yemek masasını hazır görünce çok şaşırdı. Çocuklara bakıp canlarım benim, siz ne kadar çalışkan çocuklarsınız! Çok teşekkür ederim dedi. Bu sırada babaları da geldi. Anneleri Selim ve Selin2in yaptıkları sürprizi babalarına anlatmaya başladı. Onları çok sevdiğini, onlarla gurur duyduğunu söyledi.
Babaları: Aferin size çocuklar! Bu ülke sizin gibi çalışkan insanlar sayesinde gelişti. Atatürk de tarlasında çalışarak ailesine yardım edermiş. Ayrıca bu ülkeyi düşmanların elinden çalışkanlığı ve azmi sayesinde kurtarmış. Cumhuriyetin ilanından sonra yaptığı yeniliklerde çalışkanlığının en önemli göstergesidir dedi. Selin evet baba öğretmenimiz Atatürk’ün çok çalışkan bir insan olduğunu bize hep anlatıyor dedi. Baba: Atatürk çalışmayı sevdiği gibi çalışkan insanları da çok severmiş dedi. Selim: O zaman bizi de severdi değil mi baba? Biz onu çok seviyoruz dedi.
Baba: Elbette severdi hem çalışkansınız, hem akıllısınız. Annenizle ben de sizi çok seviyoruz.
Haydi, şimdi yemek yiyelim. Çalışmak için güçlü olmak, güçlü olmak için de yemek yemek lazım değil mi?
Ellerini yıkayıp hep birlikte yemek masasına oturdular ve afiyetle yemeklerini yediler.