Patiko turuncu renkli, çok iri ve gezmeyi çok seven bir gergedandı.
Her gün düzenli olarak çamur banyosu yapıyor, uyuyor, yemek yiyor ve arkadaşlarıyla sohbet ediyordu. Patiko sürekli bunları yapmaktan çok sıkılmıştı artık.
Patiko yine bir gün çamurların içinde uyuyordu. Postacı olan sincap arkadaşı Tiki, elinde bir zarfla Patiko’nun yanına geldi. Tiki, Patiko’ya şaka yapmaktan çok hoşlanırdı. Tiki kuyruğuyla Patiko’nun
burnunu gıdıklamaya başladı. Patiko o kadar hızlı ‘hapşuuuuuuu’ diye hapşırdı ki Tiki birden yere düştü. Patiko birden gözlerini açtı.
Tiki elindeki zarfı sallayarak yüksek bir sesle: “ Müjde müjde! Patiko sen kazandın.” diye bağırdı. Patiko meraklı bir şekilde “Ben neyi kazandım Tiki?” diye sordu. Tiki “Ormanda yaptığımız tatil çekilişini sen kazandın Patiko.” dedi. Patiko iri vücudunu sallayarak, “yaşasın ben kazandım!” diye bağırdı sevinçle.
Tiki elindeki zarfı Patiko’ya uzatarak: “Gideceğin otelin adresi burada yazılı.” dedi ve diğer mektupları dağıtmak için Patiko’nun yanından ayrıldı. Patiko hemen yola koyuldu, bu sırada yanından geçtiği kiraz ağacı Patiko’ya seslendi. Kiraz ağacı: “Hey Patiko! Orada bazı kurallar var.” dedi.
Patiko: “Teşekkür ederim kiraz ağacı, hoşçakal.” diyerek otelin yolunu tuttu.
Patiko otele giderken bikini almak için bir mağazaya girdi. Patiko tezgahtara “Bana uygun bir bikininiz var mı?” diye sordu.
Tezgâhtar: “Buyurun bir bakalım, efendim.” dedi ve Patiko’ya yeşil renkli bir bikini verdi. Patiko karnını içine çekti, nefesini tuttu ama bikini çok küçüktü.
Tezgâhtar gri renkli parlak bir bikini uzatarak:”Elimizdeki en büyük bikini bu, bir de bunu deneyin.” dedi. Patiko tezgâhtarın da yardımıyla bu bikiniyi giydi. Bikini tam da Patiko’ya göreydi.
Patiko: “Bu bikiniyi çok beğendim, yoluma böyle devam edeyim, teşekkür ederim.” diyerek yeni bikinisiyle yoluna devam etti. Patiko yürüdü yürüdü ve nihayet otele vardı. Karşısında gördüğü havuza koştu, Patiko’nun havuza atlamasıyla havuzdaki suların dışarı sıçraması bir oldu. Patiko havuzdan çıkarken garsonu gördü.
Patiko, garsona “Çok acıktım, nerde yemek yiyebilirim?” diye sordu.
Garson: “Buyurun efendim, beni takip edin.” dedi ve Patiko’yu bir masaya götürdü. Patiko sandalyeyi çekti ve oturdu. Oturmasıyla birlikte sandalyenin kırılması bir oldu. Patiko’nun sandalyeye ihtiyacı yoktu zaten. Oturduğu yerden de masaya yetişiyordu. Garson menüyü uzattı “Ne alırsınız, efendim?” diye sordu.
Patiko, yemeklerin isimlerini bilmediği için bir tanesini garsona gösterdi.
Garson: “Peki efendim, hemen geliyor.” diyerek Patiko’nun yanından ayrıldı. Garson birazdan elinde bir tabakla geri geldi. Tabakta yumuşak ve çok uzun bir yemek vardı. Patiko çatalla yemeye çalıştı, olmadı; kaşıkla yemeye çalıştı, yine olmadı. Yemek, Patiko’nun üzerine döküldü. Yemek yemekten vazgeçen Patiko garsona seslendi.
Patiko: “Beni odama götürür müsünüz?” dedi.
Garson: “Tabii efendim, beni takip edin.” dedi ve odaya çıktılar.
Garson, “İyi geceler efendim.” diyerek Patiko’nun yanından ayrıldı.
Patiko yatağına uzandı.
Patiko: “Bu yatak çok yumuşak, üstelik çok kısa, karnım da aç, çamur banyomu da yapamadım zaten.” dedi homurdanarak. Patiko, sağa döndü olmadı sola döndü olmadı, sabaha kadar hiç uyuyamadı. Sonunda en güzel tatilin kendi evinde olacağına karar verdi ve otelden ayrılarak evine doğru yol aldı.
Eğitimci, hikâyeyi anlattıktan sonra, çocuklarla hikâye hakkında sohbet eder ve çocuklara sırayla şu sorular sorulur:
Hikâyemizde kimler vardı?
Patiko nasıl bir gergedandı?
Tiki kimdi, Patiko’nun yanına neden geldi?
Tiki, Patiko’ya ne yapmaktan hoşlanırdı, Patiko’yu nasıl uyandırdı?
Patiko nereye gitti?
Otele giderken Patiko kimlerle karşılaştı?
Patiko ağaçla neler konuştu?
Patiko ağaçla konuştuktan sonra nereye gitti?
Patiko mağazaya neden girdi?
Bu şekilde sohbet edildikten sonra eğitimci, “Çocuklar, şimdi hikâyemizi canlandıracağız, herkes ayağa kalksın.” der. Eğitimci, yere yeşil renkli benekleri koyarken çocuklara yapacakları şeyi anlatır: “Çocuklar, yere 20 tane benek koyuyorum herkesin bir beneği var. Ben size bir müzik dinleteceğim, sizler dans edeceksiniz, müzik sesi durduğunda herkes bir beneğin üzerine çıkacak.” der. Bu şekilde herkes bir benek seçer.
Eğitimci, “Çocuklar herkes beneğini alsın ve yerine otursun.” der.
Çocuklar yerlerine oturduktan sonra “Elinizdeki beneğin altında bir zarf var, herkes bu zarfın içine bir baksın, zarfın içinde resim olanlar benim yanıma gelecek, bu arkadaşlarınızla hikâyeyi canlandıracağız diğerleri de sessizce bizi izlesin.” der.
Zarfların içinde Patiko’nun, Tiki’nin, kiraz ağacının, tezgâhtarın, garsonun resmi vardır. Eğitimci “Kime hangi resim çıktıysa o kişi o karakteri canlandıracak.” der. Çocukların elindeki benekler diğer eğitimci tarafından toplanır. Hikâyeyi canlandıracak çocukların kostümü eğitimci tarafından giydirilir.
Çocuklar kostümlerini giyip ortam hazırlandıktan sonra, eğitimci çocukları uygun yerlere yerleştirmek amacıyla çocuklara sorular sorar:
Eğitimci çamur havuzunun yanına gider ve “çocuklar burada kim olmalı sizce?” diye sorar. (Patiko cevabı beklenir.)
Eğitimci mağaza için düzenlenmiş yere giderek “burada kim olmalı sizce?” diye sorar. (Beklenen cevap tezgâhtardır.)
Eğitimci, masa ve sandalyenin olduğu kısma giderek “burada kim olmalı sizce?”sizce diye sorar.
Eğitimci, çocuklara “Kiraz ağacı sizce nerede olmalı?” diye sorar. (Çocuklardan beklenen cevap çamur havuzuyla mağazanın arasıdır.)
Eğitimci, Tiki’ye sorar: “Tiki, sen nerede olmalısın sence?” Tiki cevap veremezse sınıfa sorulur ve Tiki çamur havuzunun yakınlarında yerini alır.
Çocuklar bu şekilde yerlerini aldıktan sonra dramatizasyon başlar. Dramatizasyon tamamlandıktan sonra canlandırmayı yapan çocukların kostümleri çıkartılır, ortam toplanır.