EĞİTİMDE UNUTTUKLARIMIZ
Tüm öğrenci, veli ve öğretmenlerimizin yeni Eğitim ve Öğretim yılı hayırlı olsun…
Eğitim ve Öğretim…
Eğitim; insanların akademik olarak aldıkları eğitimdir.
Biz insanların en çok peşine düştüğü şey…
2. sınıf bir öğrencinin velisi deneme sınavlarından deneme sınavlarına koşturuyor çocuğunu… Unuttuğu şey…
Çocuğun çocukluğu…
Unutuyoruz yaşamayı ders, ders, ders…
Şu soruyu sormak istiyorum?
Hepimiz insanların insanlıktan uzaklaştığını, yalnızlaştığını, yobazlaştığını, vicdansızlaştığını sorguluyoruz. Peki sizce neden?
Unuttuğumuz en önemli şey Öğretim…
Öğretim… Öğretim insanların anne karnında başlayıp ömür sonu olan ölüme kadar süren bir süreçtir aslında…
Öğreniriz… neyi mesela… Anne karnında tekme atmayı… Dünyaya gelince ihtiyaçlarımız için ağlamayı, yürümeyi, konuşmayı, oynamayı, yaşamayı, üzmemeyi, vicdanı, yardımlaşmayı, sevgi, saygıyı, gülmeyi güldürmeyi…
Okul çağı geldiğinde ise her şey değişir… Oyun oynama… Öğrencisin… Sokağa çıkma öğrencisin… Ders çalış… Matematik iyi olsun. Fen süper olsun… Sınıf birincisi ol. Okul birincisi ol. Derslerinde başarılı ol. Gurur duyalım seninle… Hep bir mücadele… Neyin mücadelesi bu okul, gelecekte iyi bir hayat… Hep bu amacımız…
Hiç birimiz okuldan öncesi için çalışmıyoruz…
Sonra şikayetler başlıyor insanlık yok, okumuş ama adam değil. Bu nasıl doktor. Bu nasıl hemşire, bu nasıl öğretmen… Hep bu nasılların şikayeti…
İnsan ol evladım… Saygılı ol evladım… Örf ve adetlerimizi unutturma, Yardımlaş, insanları sev, kimseye kötü davranma evladım… Dememişiz gördünüz mü?
Düşünsenize böyle bir öğretim almış bir insan atom bombası yapıp insan öldürebilirmi yıllarca nesilleri tüketebilirmi? Terörist olabilirmi böyle bir öğretim almış kişi? Şiddet eğilimli, Tecavüzcü, yada gaspçı, olabilirmi? Yada hastalarına kötü davranan doktor, yada kötü bir hemşire, yada öğrencilerine yeterli ilgi göstermeyen öğretmen olabilirmi?
Öğretim ve Eğitim bizim karıştırdığımız bir nokta… Evet öğrenci ödevlerini tabiî ki yapacak, derslerine çalışacak, tabiî ki de başarılı olacak… Bunun yanında paylaşmayı, ortak bir dünyayı yaşamayı, oyun oynamayı, iletişim kurmayı, ön yargısız olmayı, kendine güveni ve kendini ifade etmeyi öğrenecek…
Bu durumda biz velilere çok iş düşüyor…
Koşulsuz seveceğiz çocuklarımızı…
Evet koşulsuz seviyoruz dediğinizi düşünüyorum…
Peki çocuğunuz her hangi bir yazılı sınavdan yada denemeden başarısız bir puan aldığında tepkimiz ne oluyor?
Pek azımız hariç; çoğumuz çocuğumuza;
-
Neden düşük aldın?
-
Sen ne zaman başaracaksın?
-
Bak filancanın çocuğu da senle aynı eğitimi alıyor ama daha başarılı…
-
Sen zaten beceriksizsin…
-
Böyle yapınca senden soğuyorum gibi ifadeler kullanıyoruz.
İşte bu ifadeler çocukta sevgi tomurcuklarını döküyor…
Ya tamamen vazgeçiyor ya da eğitime odaklanıp diğer yaşamsal faaliyetlerini
sınırlıyor…
Sonrasın da iyi bir iş sahibi olsa da; kendine güveni olmayan, insanlara karşı ukala ve önyargı oluşmuş bir birey olarak sahnede yerini alacaktır. Ya da her şeyden vazgeçmiş, öfke dolu, her şeyi eleştiren, hep kendinin haksızlığa uğradığını düşünen, kıskanan, saldırgan bir birey olarak yerini alacaktır sahnelerde…
İşte hayatın öncelik sırasında öğretim olmalıdır…
Eğer bir çocuk, çocukluğunu yaşamamışsa, sürekli eleştirilmiş, kıyaslanmış ve olumsuz cezalara maruz kalmışsa sonu genelde hep hüsran olmuş, çevremizde bir sürü mutsuz insan oluşmuş olur.
Hayatın önceliği öğretim olmalıdır…
Saygı ve sevgilerimle…
Dostları ilə paylaş: |