Ekberiyet tecellisi sonucu önce "haşyeti", sonucu olarak da "hiç"



Yüklə 2,42 Mb.
səhifə9/35
tarix12.01.2019
ölçüsü2,42 Mb.
#95586
1   ...   5   6   7   8   9   10   11   12   ...   35



EL MUSAVVİR
Mânâları sûretler hâlinde açığa çıkarıp, algılayanda o sûretlerin algılanma mekanizmasını oluşturan.


A'raf

11-) Gerçek ki, sizi yarattık... Sonra sizi şekillendirdik... Sonra meleklere "Secde edin Adem'e" dedik... İblis hariç secde ettiler; o secde edenlerden olmadı.

Haşr

24-) O Allah, Hâlik (mutlak yaratan-Esmâ özelliklerini fiile dönüştüren), Bâri (her yarattığını, zaman ve özellik olarak tüme uyumlu tafsile getiren), Musavvir (sonsuz mânâ sûretlerini açığa çıkaran); Esmâ ül Hüsnâ O'na aittir! Semâlarda ne var ve arzda ne varsa Allah'ı tespih (ortaya koydukları işlevle Esmâ özelliklerini açığa çıkararak kulluk etmeleri) içindir; "HÛ" Azîz'dir, Hakîm'dir.



EL ĞAFFAR
Kudret veya hikmetin gereği olarak oluşmuş noksanlıklarını fark edip, bunların sonuçlarından kurtulmayı irade edenlere, örtüleyiciliğini yaşatan. Bağışlayan.



Taha

82-) Muhakkak ki ben, tövbe eden (hakikatine yakışmayan davranışlarını fark edip pişmanlıkla dönen), iman eden ve imanın gereklerini uygulayan, sonra da doğru yolu bulan kimseye elbette Gaffar'ım.

Sad


66-) "Semâların, arzın ve ikisi arasında olanların Azîz (gücüne-hükmüne karşı konulmaz), Gaffar olan Rabbidir."


Zümer

5-) Semâları ve arzı onlar yokken Hak olarak (Esmâ'sındaki özelliklerle) var kıldı! Geceyi gündüze dönüştürür, gündüzü de gecenize dönüştürür... Güneş'i ve Ay'ı işlevsel kılmıştır... Her biri belli bir ömre sahip olarak yoluna devam eder... Dikkat edin, "HÛ"; Azîz'dir, Gaffar'dır.

Mu'min


42-) "Siz bana, Esmâ'sıyla hakikatim olan Allah'ı inkâr etmemi ve hakkında bilgim olmayan şeyi O'na ortak koşmamı öneriyorsunuz! Ben ise sizi Azîz, Gaffar'a çağırıyorum."


Nuh


10-) Dedim ki: "Rabbinizden mağfiret dileyin... Muhakkak ki O, Gaffar'dır."




EL KAHHAR
"Vâhid" oluşunun sonucunu yaşatarak "izafî-göresel" benliklerin asla "var" olmadığını seyrettiren!


Yusuf


39-) (Yusuf dedi): "Ey zindan arkadaşlarım... Birbirinden farklı özelliği olan rabler mi daha hayırlı, yoksa Vâhid-ül Kahhar (TEK ve her şey hükmü altında) olan Allah mı?"


Rad

16-) De ki: "Semâlar ve Arz'ın Rabbi kim?" De ki: "Allah"! De ki: "O'nun dûnunda, kendi nefslerine bir fayda veya zararı olmayan veliler mi edindiniz?" De ki: "Kör ile gören eşit olur mu? Yahut karanlıklar ile Nûr eşit olur mu?" Yoksa Allah'a, O'nun yarattığı gibi yaratan; yaratma sistemi O'nunkine benzeyen ortaklar mı düşünüyorlar? De ki: "Allah'tır, her şeyin Yaratanıdır... "HÛ" Vâhid'dir, Kahhar'dır."

İbrahim


48-) O süreçte arz (beden), başka arza (bedene) dönüştürülür, semâlar da (bilinçler de başka bir algılayışa)! (Hepsi) Vâhid, Kahhar olan Allah'a bârizdirler (içyüzleriyle apaçık ortadadırlar).


Sad


65-) De ki: "Kesinlikle ben bir uyarıcıyım! Tanrı yoktur tanrılık kavramı geçersizdir; sadece Vâhid, Kahhar Allah..."


Zümer


4-) Eğer Allah bir çocuk edinme irade etseydi (olmasını kesin arzulasaydı), elbette yarattıklarından dilediğini süzüp seçerdi... Subhan'dır O! "HÛ" Allah Vâhid, Kahhar'dır!


Mu'min

16-) Bu süreçte onlar her yönleriyle ortaya çıkarlar! Onlar hiçbir şeyi Allah'a gizleyemezler... "Yaşanan süreçte (Allah'a göre 'AN' vardır, tek bir süreç) Mülk kiminmiş?"... "Vâhid, Kahhar olan (Tek ve mutlak hükmü zaman mekân kavramsız olarak yerine gelen) Allah'ındır!"


EL VEHHAB
Dilediğine karşılıksız ve "hak etme" kavramı devrede olmaksızın veren.



Âl-i İmran


8-) Rabbimiz, bize hidâyet ettikten (hakikati gösterip idrak ettirdikten) sonra şuurumuzu (nefsaniyete-egoya) döndürme ve bize ledünnünden bir rahmet bağışla. Muhakkak sen Vahhab'sın.


Sad

9-) Yoksa Azîz, Vahhab olan Rabbinin rahmet hazineleri (nimetleri) onların indînde mi?

Sad


35-) "Rabbim beni mağfiret et (birimselliğimi ört) ve bana, benden sonra kimseye gerekmeyecek (bana has) bir özellik hibe et... Muhakkak ki sen Vahhab'sın" (diye dua etti).



ER REZZAK
Hangi boyutta veya ortamda olursa olsun açığa çıkan birimin yaşamının devamı için gereken her türlü gıdayı veren.


Maide

114-) Meryemoğlu İsa: "Allahım! Rabbimiz... Üzerimize semâdan bir maide inzâl et bizim için de, hem evvelimiz ve hem âhirimiz için bir bayram ve senden bir delil olsun... Rızıklandır bizi; sen rızıklandıranların en hayırlısısın" dedi.

Sebe

39-) De ki: "Muhakkak ki Rabbim yaşam gıdasını (maddi-manevî rızkı), kullarından dilediğine genişletir ve (dilediğine de) daraltır! Bir şey infak ederseniz (Allah için karşılıksız bağışlarsanız), O, onun yerine başkasını verir... "HÛ", yaşam gıdasıyla besleyen mükemmel Rezzâk'tır."

Zariyat

58-) Muhakkak ki Allah; "HÛ" Rezzâk'tır, Zül Kuvvet'il Metîn'dir.


EL FETTAH
Birimde açılım oluşturan. Hakikati fark ettirip seyrettiren; bunun sonucunda âlemlerde eksik, noksan, yanlış olmadığını müşahede ettiren. Görüş veya kullanım alanını açıp değerlendirme olanağını meydana getiren. Fark edilemeyeni fark ettirip değerlendirten!


A'raf

40-) İşaretlerimizi yalanlayıp, onlara karşı büyüklenenler (var ya muhakkak ki) onlara semâ kapıları açılmaz ve halat iğne deliğinden geçinceye kadar (ki bu da olanaksızdır!) (onlar) cennete dâhil olamazlar... Mücrimleri böyle cezalandırırız!

A'raf

96-) Eğer o bölgelerin halkları iman edip korunsalardı, elbette onlar üzerine semâdan ve yeryüzünden bereketler açardık... Ne var ki yalanladılar! Biz de onları yapmakta olduklarının getirisi ile yakalayıverdik!

Sebe

26-) De ki: "Rabbimiz bizi bir araya getirecek ve Hak olarak aramızı (isâbet edenler ve yanılanlar olarak) açacaktır... "HÛ"; Fettah'tır, Alîm'dir."

Yüklə 2,42 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   5   6   7   8   9   10   11   12   ...   35




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin