Dış politikamız, böyle sürdürülmesi kesinlikle im-kan-sız en az 5 temel üzerine kurulu hale geldi:
1) Sırf iç politika nedenleriyle Kürtleri engellemek için, Rusya hariç tüm ülkelerin işgal olarak nitelediği, Suriye ve Irak topraklarına silahlı kuvvetler sokmak ve üsler kurmak.
Oysa Irak, Suriye, İran ve tüm Batılı ülkeler bu konuda protesto üzerine protesto yayınlıyor. AB ve BM dahil. Çok ilginçtir, bu uluslararası koroya son olarak, Suriye’de şu ana kadarki tek velinimetimiz Rusya da katıldı. Putin, “Kürt halkının Suriye’deki tüm süreçlere katılma hakkı var” dedi. Lavrov ise Afrin’in Suriye’ye verilmesini istedi.
Ama AKP iktidarı yılmıyor ve Türkiye’yi uluslararası yalnızlığa her an biraz daha götürüyor. Canikli, Suriye’de seçim çıkmaz ayın son perşembesinde bile gözükmezken, “Afrin’i seçilmiş Suriye hükümetine vereceğiz” dedi. Erdoğan ise daha pratik konuştu: "Kime teslim edeceğimizi biz biliriz".
2) Başka ülkelerde İsrail gizli servisi Mossad gibi MİT operasyonu yaparak, kimi kişileri Türkiye’ye özel uçaklarla taşımak.
Fetö üyesi olduğu bildirilen 6 kişi MİT’in tuttuğu özel uçakla Türkiye’ye getirildi. Bu yüzden Kosova başbakanı, içişleri bakanını ve istihbarat başkanını görevden aldı ve “Türkiye’nin yaptığı şey hırsızlıktır” dedi. Ayrıca Kosova AB tarafından paylandı. Son olarak, orta Afrika ülkesi Gabon, Erdoğan’ın ifadesiyle, 3 Fetöcüyü “teslim etti”.
3) Fethullahçıların kaçtığı/bulunduğu ülkelerin Türkiye’deki yurttaşlarını tutuklamak.
Bu yüzden yurt dışında “Yeni Türk Dış Politikası: Rehin Almak” diye makaleler yayınlanıyor. İzmir’deki Protestan papazı Brunson,
Dostları ilə paylaş: |