Örgütsel demokrasi, örgüt üyesinin kişisel farklılıklarını örgüte söyleme hakkı değil, politik mücadelenin merkezi bir tarzda daha verimli yürümesi çabasında gördüğü hataları, bu çerçevedeki politik farklılıklarını örgüte sunması ve iç mücadeleye girmesi anlamına geliyor. Buradan bakıldığında, bir hak olduğu kadar bir görevdir aynı zamanda.
Sınıf hareketinin güçlü olmadığı, olduğu kadarıyla sınıf dışı kitle hareketliliğinin bizim çalışma alanımızın dışında olduğu, devrimci politizasyonun sürekli olmadığı verili gerçeği nedeniyle, mahalli örgütlerimizin, kadrolarımızın genel olarak ufukları daralıyor. Kendi çalışma alanlarının darlıklarına takılabiliyorlar. Bu ufuk daralması, örgütün genel politik(70)süreçlere müdahalesinin, fikri canlılık ortamının, merkezi politik bilgi akışının zayıflığını koşulluyor. Politik davranmanın, politik tartışmaların, yeni dönemde hiçbir biçimde disiplini zayıflatıcı bir öğe olmadığını güçlü bir tarzda vurgulamalıyız. Bunun yanlış ve çarpık algılanışına karşı mücadelede bir yere geldiğimizi de düşünüyorum. Eğer biz çubuk bükmelerde, küçük-burjuva devrimciliğinden koparken bir tarafa, onlar yanlış sonuçlar ürettiğinde başka tarafa yönelen gel-gitler yaşamayacaksak, görev, kazandığımız düzeyin süreklileştirilmesi, sağlıksız her türlü kavrayışa karşı mücadele olarak anlaşılmalıdır.