Dün biz herhangi bir sorunla, örneğin kadın sorunuyla ilgili tartışma yaparken şunu söylüyorduk; bu soruna ilişkin politikaları hayata geçirdiğiniz ölçüde, bunun örgüt güçlerini de kazanırsınız. Özgül sorun üzerinden size ilgi duyan kesimleri politik çalışmanıza, daha ileri unsurlarını ise örgüt çalışmanıza kazanırsınız. Böylece yeni güçler kazanmakla kalmazsınız, kendi güçlerinizi de dönüştürüp yetkinleştirme olanağı bulursunuz.
Daha önce şöyle bir tartışma yapmıştık. Bizim bölge örgütlerimiz mahalli alanda politik önderlik yapmak sorumluluğuyla yüzyüzedir. İstanbul’un altındaki bölge örgütleri, başka yerlerdeki İK’lar kadar önemlidir. Bölge organlarımız bir yandan hergünkü dar teknik işleri yapmakla yüzyüzeler. Bizim sınıfa yönelik genel bir seslenme faaliyetimiz, topluma yönelik genel bir seslenme sorumluluğumuz var. Organlardaki yoldaşlarımız bir yandan yazılarını yazacaklar, bir yandan gidip afiş asacaklar. Ama aynı zamanda bizim tablomuz içerisinde fabrikalarda da çalışmak zorundalar. Bu yalnızca onların işçileşmesi açısından gerekli değildi. Sınıfın dışında olduğumuz yerde, fabrikaların içerisine girmek özel bir önem taşıyordu. Bu geçtiğimiz dönemde vazgeçemeyeceğimiz bir adımdı. Ama geldiğimiz yerde daha geniş olanaklara sahip olduğumuzu düşünüyoruz.