Ama, tekrar ediyorum, iki şeyi bir arada vurguladım. İlki, dönüşümün sağlam zeminini yaratma zorunluluğu. İkincisi, o zemini yaratmak kaydıyla, kadroların sosyal kökenlerinden ve geleneksel örgüt kimliklerinden gelen zaaflarına karşı amansız ve acımasız bir mücadele. Kadrolaşma sorununun çözümündeki temel halkayı böyle görüyorum. Ama halihazırda kendi sorumluluk alanımıza, dönüşüm zeminini yaratmak sorununa çok özel vurgu yapıyorum. Yoksa iş dönüştüren bir örgüt sorunu olmaktan çıkıyor, insanları dönüştürmek kaygısı olan belli bireylerin çırpınmasına dönüşüyor. Bu ise bir süre sonra bireylerin ilişkisini bozmaktan başka bir işe yaramıyor. Bir bütün olarak örgütün dönüş(34)türmesi lazım. Toplam organ çalışmasının ve örgüt işleyişinin, politik çalışma ve mücadelenin, parti ve sınıf pratiğinin dönüştürmesi lazım.