İlk dönemlerde önemli fabrikalarla bağlarımız vardı; Netaş’tı, Altınyıldız’dı, tersanelerdi, daha değişik yerlerdi. Bu biraz o dönemin sosyalizme açık öncü işçi kuşağının varlığından geliyordu. Ama o dönemde biz önemli bölümünü kaybettik. Bu büyük ölçüde onların kendi zaaf ve zayıflıklarından kaynaklansa da, bizden kaynaklanan nedenleri de vardı.
Yeni dönemde, dökülmelerdeki sorumluluğun önemli bölümünü kendimizde aramalıyız. Kendi politikalarımızı, kendi perspektiflerimizi canlı bir şekilde yaşama geçiremediğimiz oranda, sıkıntılar yaşayacağız. Önemli olan, herbir kadroya, herbir taraftara, yapabileceğini yaptırabilmektir. Bazen çok köşeli davranabiliyoruz, ya bu deveyi güdersin ya bu diyardan gidersin, yaklaşımı hakim hale gelebiliyor. Eğitelim, kazanalım. Biz eleştirelim derken yıpratabiliyoruz, kırabiliyoruz, rencide edebiliyoruz. Bu taviz verelim anlamına gelmiyor. Ama içinden geçtiğimiz sürecin güçlüklerini de gözönünde bulunduralım. Kısacası yaklaşım sorunu büyük bir önem taşıyor.