Örgüt sorunu elbette kendi başına konulamaz. Politikanın önceliklerinden, ihtiyaçlarından ve imkanlarından hareketle ortaya konulabilir. Bu yönüyle, Tuna yoldaşın işaret ettiği noktalar, sorunlarımızın anlaşılması açısından anlamlıydı. Sorunun bu ele alınış tarzı, sorunların dar örgüt ve disiplin sorunları olarak kısırlaşmasının önüne geçebilmek için de gerekli.
Ama metinde politikanın bu belirleyiciliğinin yanı sıra, örgütsel düzeyin görece özerk önemine, bu alanda atılması gereken adımlara da muhakkak yer vermeliyiz. Tüzük tartışmaları üzerinden bunu çok daha net düşünüyorum. Bu sorun ne basit bir disiplin sorunu, ne de küçük-burjuvazinin tek yanlılığıyla mücadele etmeyle sınırlı. Sorun, bir(68)yönüyle kurumsal bir işleyişe ulaşmak, partiye mümkün olan en ileri düzeyde insanları yetiştirip üye kazanmak, hak, hukuk, yetki, kolektivizm vb. herşeyin yerli yerine oturmasıyla ilgilidir. Düne kadar bu sorunlar bana dar bir hukuk alanı gibi de görünüyordu. Bu noktadaki sorumluluklarımızı bir kenara itmiyorduk, ama bugünkü gibi de bakmıyorduk. Ama artık parti oluyoruz. Tüzüğü, örgüt iç yaşamını, örgüt sorunlarını artık daha farklı bir düzeyde ele almak zorundayız.