Bir de genç yoldaşlarla yürüttüğümüz ilişkide hata yapıyoruz, öğretmen-öğrenci ilişkisi kuruyoruz. Öğreticinin kendisinin de öğrenmeye ihtiyacı olduğunu unutuyoruz. Bu, kitle çalışmasında da sınıf çalışmasında da böyledir. Biz sınıfa bir şeyler öğretmeye gidiyoruz, ama kitlelerden, kitle hareketinden öğrenmeyi de başarabilmeliyiz. Öğrenemediğimiz koşullarda, ne onları ne de kendimizi dönüştürebiliriz. Onu en ince ayrıntılarına kadar kavramak, ancak onun içerisinde yaşayarak, havasını teneffüs ederek, orada deneyim kazanarak olur.