Genç kuşaklar bu açıdan biraz daha farklı. Onların kültürel şekillenmeleri çok karmaşık özellikler gösteriyor. Onlar Türkçe’yi yeterince bilmiyorlar, daha çok Almanca, Fran(217)sızca ya da bir başka Avurupa dili konuşuyorlar. Onlara Türkçe bir şeyler anlatmak, çok bir şey anlatamamak anlamına geliyor. Bu kuşak yeni yetişiyor ve henüz biz bu kuşağı yeterince tanımıyoruz. Gençlik çalışmasındaki başarısızlığımızın gerisinde bizim bu kuşağı iyi tanıyamamamız ve buna uygun bir müdahaleyi yapamamız da var. Bazıları bunu iyi başarıyorlar, örneğin DİDİF bu kuşağı nispeten daha iyi değerlendiriyor. Eski tabanlarını büyük ölçüde kaybettiler, ama bu yeni taban üzerinde, biraz apolitik bir eksende, sportif, kültürel faaliyet alanlarının dışına çıkmayı çok fazla zorlamadan, gençliğin potansiyelinden kısmen yararlanabiliyorlar. Kürt hareketi ise yurtseverlik bilinci üzerinden, bu potansiyeli çok yaygın bir biçimde açığa çıkartmayı başardı.