El-esmâul-hüSNÂ


Esmâ-i Hüsnâ’ya İmanın Esasları



Yüklə 2,56 Mb.
səhifə5/81
tarix03.01.2019
ölçüsü2,56 Mb.
#89394
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   81

Esmâ-i Hüsnâ’ya İmanın Esasları



1. İsme iman.

2. İsmin delâlet ettiği mânâya iman.

3. İsimle ilgili olarak varid olan hadislere iman

Biz, Allah'ın rahîm olduğuna, rahmetinin her şeyi kuşattığına ve kullarına merhamet ettiğine inanırız. O, kadirdir, kudret sahibidir, her şeye gücü yeter. Ğafurdur, mağfiret sahibidir, kullarını affeder. 31



Allah Teâlâ'nın Sıfatlarının Kısımları

Allah kendisine rahmet etsin, İbnü'l-Kayyim der ki:

Rabb Teâlâ'ya sıfat olarak bildirilen ve O'nunla ilgili gelen haberler birkaç kısımdır:

Birincisi; Allah Teâlâ'nın zâtına ait olanlar. Zât, Mevcut, şey gibi.

İkincisi; Allah Teâlâ'nın manevî sıfatlarına ait olanlar. el-Alîm, el-Kadîr, es-Semî gibi.

Üçüncüsü; Allah'ın fiillerine ait olanlar. el-Hâlık, er-Razzak gibi.

Dördüncüsü; Allah'ın her türlü eksiklik ve kusurdan münezzeh/uzak oluşuna delâlet edenler. Allah'a nisbet edilen bir ismin sebat ve devamlılık ihtiva etmesi gerekir. Çünkü yoklukta mükemmellik bulunmaz. el-Kuddûs, es-Selâm gibi isimler bu dördüncü gruptandır.

Beşincisi; Bunu insanların pek çoğu zikretmez. Bunlar belirli bir sıfata özgü olmaksızın birçok sıfata birden delâlet eden isimler. Bu isimler tek bir mânâya değil birçok mânâya delâlet ederler. el-Mecîd, el-Azîm, es-Samed gibi.

el-Mecîd, kemal sıfatlarının pek çoğu ile sıfatlanan demektir. Mecîd lafzı buna delâlet eder. Çünkü bu lafız genişlik, çokluk ve fazlalık için kullanılır. Araplar "devenin yemini bol verdi" anlamında "emcede'n-nâgate alefen" derler. "O, yüce arşın sahibidir" ayetindeki "el-Mecîd" kelimesi "arş"ın sıfatıdır. Arşın genişliğini, azametini ve şerefini ifade etmek için ona sıfat olmuştur. 32 Bu ismin, Rasûlullah'ın (s.a.v.) bize öğrettiği gibi Allah'tan peygamberine salât etmesini istemekle nasıl bir arada zikredildiğini bir düşün... 33 Çünkü Allah Teâlâ, nimetinin genişliği, bolluğu ve sürekliliği sebebiyle ziyadeyi talep ve arz makamındadır. Böyle bir istek, ancak ona uygun bir isimle yapılır. Nitekim "Beni affet ve bana merhamet et, şüphesiz sen affedicisin ve merhametlisin" dersin. Böyle bir duanın ardından "Sen işiten ve görensin" demek uygun olmaz. Bu beşinci bölümdeki isimler kendileriyle Allah Teâlâ'ya tevessül edilen isimler ve sıfatlardır. Bu isimler duada tevessül edilecek vesilelerin en yakını ve Allah'a en sevimli olanlarıdır. Müsned ve Tirmizî'de geçen şu hadis bu anlamdadır:

"Ey celal ve ikram sahibi, sözüyle Allah'a ısrarla dua ediniz.34

Şu hadis de aynı şekildedir:

"Allah'ım! Ben senden isterim. Çünkü hamd sanadır. Sen, gökleri ve yeri yaratan, çok iyilik yapan, kendisinden başka ilah olmayan celal ve ikram sahibisin." 35

Bu üslûp, kendisi için birşeyler isteme ve Allah'a tevessül 36 üslûbudur. Tevessül, Allah'a hamdetmekle, kelimeyi tevhidle ve O'nun Mennan ismiyle yapılmıştır. Hadis-i şerifte bize öğretilen dua, Allah Teâlâ'ya O'nun isimleri ve sıfatlarıyla yapılan bir tevessülden ibarettir. Böyle bir dua Allah katında icabete daha layıktır ve daha büyük bir yeri vardır. Bu, tevhidin kapılarından büyük bir kapıdır. Biz, buna işaret ettik. Bu kapı Allah'ın basiret ihsan ettiği kişilere açılan bir kapıdır.

Biz şimdi tekrar konumuza dönelim: Maksadımız Allah Teâlâ'nın birden fazla sıfatına delâlet eden isimlerini anlatmaktır. O'nun pek çok kemal sıfatına delâlet eden bir ismi de "el-Azîm"dir. "es-Samed" ismi de böyledir. Bu isim hakkında İbnu Abbas şöyle der:

es-Samed, ululuk ve yüceliğinde kemale eren efendi demektir. İbnu Vail'e göre ululuk ve yücelikte zirvede olana es-Samed denilir. İkrime'ye göre es-Samed, kendisinden üstünü bulunmayandır. Zeccac ise, ululuk ve yücelikte zirvede olup her konuda kendisine başvurulandır, der. İbnu'l-Enbarî'nin bu konuda söyledikleri şudur: Dilcilerin bu kelimenin anlamı konusunda ihtilafı yoktur. Dilcilere göre es-Samed, insanların ihtiyaçları ve işlerini halletmede kendisine başvurdukları ve kendisinin üstünde başka kimsenin bulunmadığı efendi demektir. Kelimenin kökünde toplamak ve yönelmek anlamları vardır. Samed, maksatların toplandığı kimsedir. Onda ululuk ve yücelik sıfatları toplanmıştır. Lügatteki asıl anlamı budur. Nitekim şair şöyle der:

"Esedoğullarının en hayırlı iki kişisinin yani Amr b. Yerbu'un ve sıkıntılı zamanlarında kendisine başvurdukları efendilerinin ölüm haberini veren haberci acele etti."

Araplar, ululuk, yücelik ve efendilik sıfatlarını bir araya getirmesi ve pek çok kimsenin bu konuma ulaşmayı istemesi sebebiyle asilzadelerini bu isimle isimlendirirlerdi.



Altıncısı; İki isim ve iki sıfattan birinin diğeriyle bir arada zikredilmesiyle oluşan isimler ve sıfatlar. Böyle isimler fazladan bir kıymeti ifade ederler. el-Ganiyyü'l-Hamîd, el-Afüvvü'1-Kadir, el-Hamidü'1-Mecîd gibi. Kur'an'daki bileşik sıfatlar ve bileşik isimlerin geneli böyledir.

el-Ganiyy kemal sıfatlarından birisidir. el-Hamîd de böyledir. el-Ganiyy ve el-Hamîd'in birleşmesi ise başka bir mükemmelliktir. Allah'a, ğaniy olması yönüyle bir övgü, kendisine hamdedilen olması yönüyle başka bir övgü vardır, ikisinin bir arada zikredilmesi ise başka bir övgüyü ifade eder. el-Afüvvü'1-Kadîr, el-Hamidü'1-Mecîd, el-Azîzü'1-Hakîm'de de durum böyledir.

Düşünürsen bunları bilmek, bilgilerin en şereflisidir...

Selbî/olumsuz sıfatlar, Allah Teâlâ'nın sıfatları arasına girmezler. Ancak Allah'ın rububiyet ve ilahlıkta tek olduğunu ifade eden el-Ehad gibi; kemaline aykırı olan her türlü noksanlıktan berî/uzak olduğunu ifade eden es-Selâm gibi olumlu bir mânâyı içerirlerse o zaman Allah'ın sıfatları içine girerler. Olumlu bir mânâyı içerdiği için olumsuz sözlerle Allah'a ait bir vasfı haber vermekte de durum böyledir. Nitekim ayet-i kerimelerde bunun örnekleri çoktur:



"Kendisini ne uyku yakalar, ne de uyuklama." 37

Bu cümle Allah Teâlâ'nın Hayy ve Kayyum oluşundaki mükemmelliği ifade etmektedir.



"Bize hiçbir yorgunluk dokunmadı." 38

Bu ayet, O'nun kudretindeki kemali ifade etmektedir.



"Ne yerde, ne gökte, zerre ağırlığınca bir şey Rabbinden gizli değildir." 39

Bu ayet, O'nun ilminin kemalini ifade eder.



"O doğmadı ve doğrulmadı 40

Ayeti O'nun kimseye muhtaç olmadığını ve yüceliğini ifade eder.



"Hiçbir şey O'na denk değildir41

Ayeti mükemmelliğiyle tek ve benzersiz olduğunu ifade eder.



"Gözler O'nu göremez" 42

Ayeti de O'nun büyüklüğünü ve tam olarak kavranıp idrak edilemiyeceğini ifade eder.

Bu durum, Cenab-ı Hakk'ın kendisini böyle olumsuz cümlelerle anlattığı diğer yerlerde de aynı şekildedir. 43


Yüklə 2,56 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   81




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin