El-esmâul-hüSNÂ



Yüklə 2,56 Mb.
səhifə25/81
tarix03.01.2019
ölçüsü2,56 Mb.
#89394
1   ...   21   22   23   24   25   26   27   28   ...   81

14. EL-GAFFAR

Daîma affeden, tekraren bağışlayan. 716 Mağfireti pek çok. 717

"El-Gafru" ve "el-Gufran" lügatta, "örtmek, gizle­mek anlamlarına" gelmektedir. Çok bağışlayıcı olan Sübhanehu Tealâ güzellikleri ortaya çıkaran ve çir­kinliği örtendir. Günahlar Allah Tealâ'nın örttüğü çirkinlikler cümlesindendir. İşte bundan dolayıdır ki Allah Tealâ günahları örtendir.

El-Esmâ-i Hüsnâ ve's-Sıfat adlı Allah'ın güzel isimlerini ihtiva eden kitaplarda "el-Gaffar" ismi çok çok örten manasında mübalağa ifade edip '"Settar" günahları örten anlamında Allah'ı vasıflar. Günahları ne dünyada ne de ahirette yüze vurur. Bir sahabeye Resulullah'ın fısıldaşmak hakkında ne buyurduğu neler işittiği sorulduğunda, Sahabi:

"- Ben, Resulullah'ı şöyle derken işittim:

'Allah (c.c), mü'mine yaklaşır. Onu rahmetiyle kuşatır, ayıbı­nı insanlardan gizler. Kendisine şöyle bir günahtan haberin var mı? Şöyle bir günah biliyor musun? der. Bu durum kul günahını ikrar edinceye kadar devam eder. Artık ölünceye kadar kendi nefsinde günahını görür. Sonra Cenab-ı Hak, "dünyada, günahını örtmüş­tüm bu günde de günahını bağışlıyorum" der ve iyilikler verilir." buyurdu, dedi.

Bu durum mü'minler içindir. Kafirler ve müna­fıklar için tam tersi durum söz konusudur.

"Gaffar" kelimesi Kur'ân-ı Kerim'de beş ayette beş kere şu şekilde zikredilmiştir;

1. "Şu da muhakkak ki ben, tevbe eden, ina­nan ve yararlı iş yapan, sonra (böylece) doğru yol­da giden kimseyi bağışlarım." 718

2. "Göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunan­ların Rabbi (olan) Allah üstündür, çok bağışlayıcı­dır." 719

3. "Allah, gökleri ve yeri hak ile yarattı. Ge­ceyi gündüzün üzerine örtüyor, gündüzü de gece­nin üstüne sarıyor. Güneşi ve ayı emri altına al­mıştır. Her biri belli bir süreye kadar akıp gider. Dikkat et! O, azizdir ve çok bağışlayandır."720

4. "Siz beni, Allah'ı inkâr etmeye ve hiç tanı­madığım nesneleri O'na ortak koşmaya çağırıyor­sunuz. Ben ise sizi, aziz ve çok bağışlayan Allah'a davet ediyorum." 721

5. "Dedim ki: Rabbinizden mağfiret dileyin; çünkü O çok bağışlayandır." 722

Bu mübarek ismin çokça zikredilmesini tavsiye ediyoruz. Çünkü bu isimde Allah'a sığınma ve ona rücu vardır.

Bütün bunlarla birlikte "gafir, gufran, gafur, gaffar, "gafr" mağfiret kökünden gelmiş olup Allah hakkında kullanıldığında Allah'ın kullarının günah ve hatalarını örtmesi ve onları azap görmekten koru­ması anlamına gelmektedir.

Allah merhametlilerin en merhametlisi olup gü­nahta tevbe etmek ekseri ulemaya göre vaciptir. Eğer günah kul hakkına taalluk etmiyorsa bu gibi günah­tan tevbenin üç şartı vardır.



1. O günahı yapmamak üzere azmetmek.

2. Günahı terketmek.

3. Günahı işlediğine içtenlikle pişman olmak. 723

Bir insan, ne kadar günahkâr olursa olsun, bu günâhları üstüne bir perde çekilip, örtülmesini can ve yürekten Allah'tan dilerse, Allahu teâlâ o günâhların hepsini örter, açık­lamaz. Günâhlar ne kadar çok olsa, yaptıkları günâhlar ne kadar büyük olsa mağfireti hepsine yetişir. Allahu teâlâ'nın mağfiret sıfatının insanlara büyük bir ferahlık verdiğinde şüp­he yoktur. Allah'ın mağfireti olmasaydı hâlimiz nice olur­du? 724



Günahkâr Bîr Kimse Neye Benzer:

Günahkâr bir kimse hela kuyusuna düşmüş ve her tarafı berbat olmuş bir zavallı gibidir. Şimdi bu durumda olan bir adamın yapacağı ilk iş bellidir. O, her şeyden evvel temizlen­meye çalışır. Çünkü o halde ne bir yere varabilir, ne de bir iş görebilir, insan yüzüne çıkacak hâli yoktur. Meğer ki, aklı ve şuuru olmayıp da durumunu idrâk edemiyecek kadar divâne ola.. Bunun gibi, günâh yapıp dururken, Allah'tan mağfiret niyazında bulunmayanlar da böyle mecnunlar gibidir, kalple­rinin ve ruhlarının kirlenmiş olduğunu fark etmiyorlar de­mektir. 725



Günah Lekelerini Temizleyen Sabun:

Günahlar insanın içini çirkinleştiren birer lekedir, istiğ­far, yâni Allah'tan günahlarının afvını istemek, bu lekeleri te­mizleyen su ve sabun gibidir, istiğfarla bu lekeler temizlen­mezse, gitgide insanın bütün iç sathını kaplar, artık nezahet ve ulviyyete karşı hissiz hâle gelir. 726



İç Yüzü Tamâmîyle Kararmış Olmanın Alâ­meti:

Günâha girip te istiğfar ihtiyacını duymamaktır. Günâha dadanmış olanlar, irtikâb etmekte oldukları günâhlar yüzün­den hakikat âleminde kendilerinin ne kadar iğrenç bir hâle gel­diklerimi, yanlarına yaklaşılmaz derecede fena kokular içinde bulunduklarını anlayarak o halden kurtulmağa çalışmak şöyle dursun, hattâ o iğrenç halden zevk duyar, lezzet alır. Bunun için istiğfar etmek hatırına bile gelmez, işte bu hal onların iç yüzünün tamamiyle karardığına alâmettir.727


Kula Gereken Şey

Maddî kirlerin temizlenmesi için suyu, sabunu yaradan Allah, mânevî kirlerden temizlenmek için de istiğfarı sebep kılmıştır. Bundan dolayı da hamd-ü senasında bulunmalı ve sık sık istiğfar edilmelidir. Bu da zor bir iş değildir. Çünkü merasime tabi değildir. Bir insan işiyle, gücüyle meşgul iken de, yalnız gönlünden mağfiret isteyebilir. Allah bundan ha­berdardır. Vakti gelince namazı ihmal etmemeli. Çünkü na­mazlar büyük mağfiret vesilesidir. Hele seher vakitlerinde is­tiğfar çok makbuldür. Çünkü Allah Kur'ân'da seher vakitle­rinde istiğfar edenleri medhetmiştir. Seher vakti, tan yeri ağarmazdan biraz evvelki zamandır. 728



15. EL-KAHHAR

Yenilmeyen, yegâne galib ve hakim. 729 Her şeye, her istediğini yapacak surette gâlib ve hâkim. 730

"El-Kahr" sözlükte zahiren ve batınen bir şeyi istila etmek hükmü altına almaktır. Allah'tan başka her şeyiyle mevcudatı hükmü ve kudreti altına alan kimse yoktur. Bu kelimeden türeyen "Kahir" galip ge­len, "Kahhar" ise mübalağa ifade edip fazlasıyla hük­mü altına alan yegane galip demektir.

Allah'ın güzel isimlerinden, er-Rahman (bağış­layan), er-Rahim (esirgeyen), el-Melik (görünen ve gö­rünmeyen alemlerin sahibi), el-Kuddüs (her türlü ek­siklikten münezzeh), es-Selâm (esenlik veren), el-Mü'min (güven veren), el-Müheymin (kainatın bütün işle­rini gözeten), el-Aziz (yenilmeyen), el-Cebbar (ira­desini her durumda yürüten), el-Mütekebbir (azame­tini izhar eden), el-Halik (yaratan), el-Bari (yoktan vareden), el-Musavvir (şekil veren), el-Gaffar (çok çok bağışlayan), isimlerini düşündüğümüz zaman bütün bu fiillerin bir ilâha ve kainatın işlerini tedbir eden birine bağlı olduğunu görürüz. Bu durumda insanın Allah'a teslim olmasından başka bir çare yoktur. İşte O yegâne mabud, yegâne galib geceyi gündüze çevi­ren, gündüzü geceye çeviren sonsuz bağışlayıcı Cenab-ı Hak'tır. O yegâne galib olan zata teslim olduğu­muzda O bize yeter. Biz onun iradesine teslim olmaz isek o zaman biz kendi irademize heva ve hevesimize tabi olmuş oluruz. O Allah'ın iradesinden başka bir iradeye teslim olunmaz.

Kur'ân'da "el-Vahidü'l Kahhar" şeklinde gelen "Kahhar" ismi altı kere geçmektedir. Bunlar:

1. "Ey zindan arkadaşlarım! Çeşitli tanrılar mı daha iyi, yoksa gücüne karşı durulamaz olan bir tek Allah mı?"731

2. "De ki: Allah her şeyi yaratandır. Ve O, birdir, karşı durulamaz güç sahibidir." 732

3. “... (İnsanlar) bir ve gücüne karşı durula­maz olan Allah'ın huzuruna çıktıkları gün (Allah bütün zalimlerin cezasını verecektir)."733

4. "(Resulüm) De ki: Ben sadece bir uyarıcı­yım. Tek ve Kahhar olan Allah'tan başka bir ilah yoktur."734

5. "O yücedir, O, tek ve Kahhar olan Allah.tır." 735

6. "Bugün hükümranlık kimindir? Kahhar olan tek Allah'ındır." 736

Allah Teâlâ şöyle buyurur:

"De ki Allah her şeyi yaratandır. Ve O, birdir, karşı durulamaz güç sahibidir."737

"O gün onlar (kabirlerinden) meydana çıkarlar, Onların hiç bir şeyi Allah'a gizli kalmaz. Bugün hükümranlık kimindir? Kahhâr olan tek Allah'ındır738

"O, kullarının üstünde her türlü tasarrufa sahiptir. O, hüküm ve hikmet sahibidir, herşeyden haberdardır."739

Allah Teâlâ, bütün varlıklara hükmedendir. Bütün mahlukat O'na boyun eğmiştir. Yerde ve göklerdeki bütün unsurlar ve maddeler O'nun kudretine, ve iradesine itaat ederler, Olanlar ancak O'nun izniyle olur, duranlar da ancak onun izniyle durur. O'nun dilediği olur, dilemediği olmaz. Bütün insanlar O'na muhtaçtırlar. Acizdirler. Kendileri için ne bir faydaya, ne bir zarara, ne bir hayra ne de bir şerre muktedir olamazlar. O'nun egemenliği, diriliğini, güç ve kudret sahibi olmasını gerektirir. Yaratıklara galibiyeti ancak diri, güçlü ve muktedir olmasıyla tamam olur. 740

Çünkü bu üç sıfat -hayat, izzet ve kudret-olmasaydı O'nun egemenlik ve saltanatı da olmazdı. 741

İsm-i şerîf kahr'dandır. Kahr, bir şeye onu hor, hakîr veya mahv ve helak edebilecek surette gâlib olmaktır. Allahu teâlâ Kahhâr'dır, her veçhile üstün ve dâima galiptir. Kuvvet ve kudretiyle her şeyi içinden ve dışından kuşatmıştır. Hiçbir şey O'nun bu ihatasından dışarı çıkamaz. O'na karşı her şeyin boy­nu büküktür. Kahrına yerler, gökler dayanmaz. Kahrı ile nice ümmetleri ve milletleri mahv ve perişan etmiştir. 742



Kahr ve lûtf:

Kahrın zıddı lûtufdur. Lütuf, iyi muamele ile birinin gönlünü hoş etmek demektir. Allah'ın kahrı da var­dır, lûtfu da vardır. Yâni Allah, lûtfu için de, kahrı için de se­bepler, vâsıtalar yaratmıştır. Meselâ îmân ve irfan, adalet, doğruluk, hayır severlik ve bütün güzel huylar Allah'ın lûtfuna ulaştıran vâsıtalardır. Küfür, şirk, isyan, bilgisizlik, zu­lüm, yalancılık ve bütün kötü huylar da kahrına çarptıran se­beplerdir. 743



Kullara Gereken:

Allah'ın kahrından sakınmalı, lûtfunu istemeli. Allah lûtfunun da, kahrının da sebeplerini bildirecek kitaplar ve bunları öğretecek mürşitler ihsan buyurduğu gibi, insanlara bu hakikatleri sezip anlayacak bilgi cihazı da bağışlamış ve sonra lûtfu ile kahrından herhangi birini istemek üzere onları serbest bırakmıştır. İnsanlar dünyaya gelir, büyür, reşit olur. Derken bakarsın Allah'ın verdiği serbestliğe binâen iki sınıfa ayrılıverir: Biri lütfunun sebeplerinden, öteki kahrının se­beplerinden hoşlanır. Her biri kendi zevkine göre arkadaş da bulur, beğendiği yolda yol alır ve bu uğurda ömrünün günleri­ni, saatlerini tüketir gider. Böyle yapmakla evvelki sınıf hal diliyle: Yâ Rab! Bizi lûtfuna erdir! Öbürleri de yine hal diliy­le:

Yâ Rab! Bizi kahrına çarptır! demiş olurlar ve bir gün gelir, her sınıf istediğini bulur. Allah'ın kahrından yine Allah'a sı­ğınırız. 744


Yüklə 2,56 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   21   22   23   24   25   26   27   28   ...   81




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin