K a m u ç a l ı ş a n l a r ı: — Celiloğlu’nu görevden alan Moskova değil mi?
Şamilof: — Hayır, Moskova değil, ama Moskova’nın uşağı Ayaz Muttalibov. Ayaz Muttalibov kendi şahsiyetine yakın, sağlam komminıstleri yakınlarını, akrabalarını, mafya ile bağlantılı olanları Naxçıvan’da hakimiyete getirdi ki, bizlerin yani, Halk Cebhesi’nin üstesinden gelsin. Naxçıvan’da da meclisin üçde biri yani 110 milletvekilinden 40’ı Halk Cebhesindendir. Bunlar toplantıya katılmadı. Ancak buna bakmıyarak onlar 55-60 kişi toplanır kanunsuz olarak Ekber Aliyev’i Vilayet Parti Komitesinin 1 Katibi olarak hem de Ali Meclisin başkanı olarak seçtiler. Sonra biz muhtelif qrevler, yürüyüşler yaptık, sok sıkı bir mücadeleden sonra her ne kadar Azerbaycan hükümeti Ekber Aliyev’i korusa da halk, aydın olarak bizi destekledi ve 1991 Ağustos ayın 26’da Naxçıvan’da milletvekillerini evlerinden getirerek, milletvekillerini bir araya topladık. Komunist milletvekilleri ne olağını bildikleri için gelmek istemiyorlardı. Gece, meclisin toplanması için yeterli çoğunluğu sağladık. Çok zorluklarla, yarı hoş, yarı zor biz bunlara kabul etdirdik ki, Nisan ayında yapılan seçim kanunsuz yapılmıştır, geçerli geğildir. Ekber Aliyev kanunsuz olarak hakimiyeti işğal ediyor. Onun seçilmemesi gerekirdi. Hemen o gece gelip bunu “Şark kapısı” gazetesinde yayınlattık. Ekber Aliyev o gün Bakü’deydi. Ona haber vermişler ki, seni burada görevden aldılar. O Nahçıvan’a geldiği zaman artık gördü ki biz gazetelerde olayı çoktan yayınlatmışık. Onu uçakla geri Bakü’ye gönderdik. Bunları niçin yapıyorduk. Çünkü olaylar gazetede, radyo, televizyonda yayınlandıktan sonra artık gizlemek mümkün değil. Bundan sonra biz baktık ki, bizim sesimiz azdır. Kimi getirirsek, kim hakimiyette olursa biz faaliyet gösterebileriz. Köhne koministler gelse biz hiç birşey yapamayacağız o zaman durum gerginleşecek.