Hayberin Fethi:
Hayber Medine'nin kuzeyinde, Şam ticaret yolu üzerinde, irili ufaklı birçok kabilelerden meydana gelmiş bir yerdir. Medine'ye 4 günlük mesafededir. Arazisi gayet verimli olup hurmalıkları da meşhurdur.
Medine'deki Yahudi kabilelerinin buradan çıkarılması sonucu, bilhassa Yahudi ileri gelenleri bu kalelere yerleşmişlerdi. Medine'den çıkartılmalarının acısı yanında müslümanlann günden güne kuvvet kazanmalarından endişeye düşen yahudiler, etraf kabileleri müslümanlann aleyhinde tahrik ediyor ve müslümanları yok etmek için hazırlıklar yapıyorlardı. Aynı zamanda Şam ticaret yolu üzerinde bir engel ve birçıbanbaşı durumundaydılar.
Hz. Peygamber (s.a.s) bunların durumunu kontrol etmek üzere Abdullah b. Rehava'yı görevlendirdi. Abdullah b. Revaha gerekli araştırmayı yaptıktan sonra Hayber Yahudilerinin etraf kabileleri müslürnanlar aleyhine kışkırttığı bir takım hazırlıklar içerisinde bulundukları haberini getirdi.
Hz. Peygamber (s.a.s) büyük bir gizlilik içerisinde hazırlık yaptı ve "Bizimle beraber cihada gitmeyi arzu edenler gelsin11 diyerek ashabın arzu edenlerini bu gazveye çağırdı. Bunun üzerine toplanan 1600 askerle Hayber üzerine yürüdü. Ordunun 1400'ü piyade 200'ü de süvari idi. İlk defa olarak 20 kadar kadın da yaralıları tedavi etmek üzere hasta bakıcı olarak bu seferde görevlendirildi. Bunlara ganimet malından hisse de verileceği bildirildi.
Yolda bir takım kabileler müslüman ordusuna katılmak istediyseler de Peygamberimiz onlara:
"Size ganimet verilmeyecektir. Cihad için geliyorsanız geliniz" dedi. Çünkü bu kabileler Hudeybiye esnasında Umre için davet edildiklerinde müslümanlara katılmaktan kaçınmışlardı.
Hazırlıkları çok gizli yürüten bu seferde müslüm anlar dinlenmeden süratli bir yolculuktan sonra 3 gün içerisinde Hayber'e vardılar.
Hayber yahudîleri, müslümanların hareketlerini haber alınca da şaşkına döndü ve nasıl bir yol takip edeceklerini aralarında konuştular. Bunlardan bir kısmı kaleler içerisinde kalmayı savunurken, bir kısmı da kale dışına çıkıp rnüslümanlarla açıkça savaşmayı istiyordu. Münafıkların başı Abdullah b. Übey Hayberlilerle irtibat kurmuş onlara devamlı cesaret veriyor "Askeriniz müslümanların on mislidir. Kalelerden çıkarak savaşın, korkmayın" diye kale dışında savaşmaya teşvik ediyordu. Hayberliler Kinane b. Ebi Hukaykı Gatafan kabilesine yardım için gönderdiler. Fakat Gatafanlılar müslü-manlardan çekinerek ittifakı reddetti. Sayıları çok olmasına rağmen müslü-manlardan korkan Yahudiler muharebeyi dışarıda kabul etmeyerek kalelerine çekilmeye karar verdiler.
Zaman zaman ok atışlarıyla devam eden muhasara bir hayli uzadı. Kale dışında bulunan müslümanlar hurmalıklardan istifade etmek istedilerse de henüz hurmalar olgunlasın ad ığı için birçok askerin hastalanmasına sebep oldu. Müslümanlar arasında açlık sıkıntısı baş gösterdi. Hatta askerlerin bir kısmı etrafta yakaladıkları birçok merkebi kestiler yemek için pişirirken Hz. Peygamber gördü ve onları bu eti yemekten men etti. Bu durum karşısında Hz. Peygamber bir an önce neticeye varmak istedi ve orduya Saab b. Münzir kalesine hücum emrini verdi. Çok geçmeden bu kale düştü. Kalede birçok yiyecek ele geçirildi. Böylece müslümanlar yiyecek sıkıntısından kısmen kurtulmuş oldular.
Bundan sonra "Kamus" kalesi muhasara edildi. Ashab bu kalenin alınması için büyük çaba sarfetti. Bilhassa Hz. Ali kalenin fethinde çok büyük yararlıklar gösterdi.
Nihayet 20 günlük muhasaradan sonra Kamus kalesi ancak alınabildi. Bunu takiben sırasıyla; Hüseyin, Şak, Bera, Kuteybe, Tıh, Selâm ve diğer kaleler fethedildi. Kuteybe kalesi fethedilirken Hicretten önce Habeşistan'a göç eden müsl umanlar da gelerek orduya katıldı.
Kalelerin birer birer düştüğünü gören Yahudiler son çareyi sulh teklifinde buldular. Hz. Peygamber tekliflerini kabul ederek, yalnız birer yük yiyecek alıp çıkmak üzere onlarla anlaşma yaptı. Bir kısım yahudiler Hayber'de kalıp müslümanların eline geçen arazinin üzerinde ücret karşılığında ziraat yapmak istediler. Hz. Peygamber onların bu isteklerini kabul etti.
Abdullah b. Revana her yıl gider hasılatlarının yansını Medine'ye getirirdi. Bu durum Hz. Ömer'in halifeliğine kadar devam etti. Hz. Ömer halife olunca bütün gayrimüslimler Arap yarımadasından çıkarıldı.
Bu savaşta Yahudilerden 93 kişi katledildi. Müslümanlar da 15 şehid verdi. Bol miktarda ganimet alındı. Ganimetin beşte biri hazineye ayrıldıktan sonra kalanı sefere katılanlar arasında pay edildi.
Hicretten önce müslüman olan Devs kabilesi reisi Tufeyl b. Amr 400 kişi ile Peygamberimizi ziyaret için medine'ye gelmişti. Hz. Peygamberin Hayber'e hareketini öğrenince doğruca Hayber'e gidip müslüman ordusuna katılmıştı. Meşhur Ebu Hureyre (Abdüşşems) de bunlann arasındaidi.
Hayber sulhundan sonra Hz. Peygamber birkaç gün orada kaldı. Selam b. Mişkem'in karısı, Haris'in kızı Zey-neb birgün Hz. Peygamber'e (s.a.s) bir ziyafet tertip etti. Sofraya kızartılmış bir koyun getirildi. Hz. Peygamber (s.a.s) bir lokma aldı çiğnedi ve hemen ağzından çıkararak kuzunun zehirli olduğunu söyledi. Fakat Bişr b. Bera ağzına aldığı lokmayı yutmuştu. Bir müddet sonra bu zehirin tesiriyle vefat etti. Zeyneb'i çağırarak neden yaptığını söyledi. O da, "Eğer hükümdarsa ondan kurtuluruz, eğer Hak Peygamber ise ona haber verilir, O da yemez dedim ve tecrübe ettim" diyerek itirafta bulundu ve müslüman oldu. Ancak Bişr vefat ettiği için o da kısasen idam edildi.
Hayber kalesinin muhasarası sırasında Hz. peygamber Fedeklileri İslama davet için Muhîse b. Haris'i bîr miktar askerle göndermişti. Onlar da Fedek arazisini Hz. Peygambere verdiler.
Hayır Ve Şerr:
Hayır sözlükte, "herkesin beğenip elde etmek istediği nesne, menfaat, güzel ve saadet temin eden şey, çok mal" manalarına gelir.
Istılahda ise; "Dünya ve ahirette yararlı olan herşeye hayır" denir.
Hayır kelimesi; Kur'an ve Sünnette, yukarıdaki çeşitli sözlük anlamlarında kullanılmıştır. Birçok ayetlerde hayır kelimesi "mal, servet" manasında kullanılmıştır. Büyük Türk Müfessirlerinden Muhamrned Hamdi Yazır der ki: "Hayrın en büyüğü Hakk'ın rızasıdır."
Şerr ise, hayrın tam zıddıdır. Haynn biünmesiyle şerrin de ne olduğu anlaşılmış olur.
Dostları ilə paylaş: |