Enerji: Liberal bir enerji piyasasına sahip olan Yunanistan, son yıllarda enerji konusunda bölgesindeki ana merkezlerden biri olma yönünde gelişmektedir. Enerji Yunan ekonomisine katkısı açısından önemli ve dinamik bir sektör haline gelmiştir. Avrupa , ABD ve Japonya’nın önde gelen firmaları ile petrol ve gaz alanlarındaki birleşmeler Yunanistan’ı global enerji sektöründe gündeme getirmeğe devam etmektedir.
Yenilenebilir enerji alanında da önemli gelişmeler kaydedilmiştir. Yunanistan’da yenilenebilir enerjiye olan talep neticesinde 750MW kurulu gücünde enerji sağlanmış olup, bu miktarın 2010 yılına kadar ikiye katlanması beklenmektedir.
2010 yılında yenilenebilir enerji alanında gerçekleşecek yatırımların 2,5 milyar Avro’ya ulaşması öngörülmektedir.
Enerji sektöründe faaliyet gösteren çeşitli uluslararası firmalar Yunanistan’a yatırım gerçekleştirmiş bulunmakla beraber, artan ve değişen talepler doğrultusunda işletmelerini genişletmeye ve ürün çeşitlendirmesine devam etmektedirler.
Yunanistan’da enerji sektöründe faal tüm uluslararası şirketler Yunan adalarında büyük ölçekli projeler geliştirmekte olup, rüzgar enerjisi parklarını, Yunan adalarını Yunanistan anakarasındaki kablo şebekelerine bağlayan denizaltı kabloları ile birleştirmektedir. Söz konusu firmalar fotovoltaik parklar dahilinde 5MW kurulu gücünde santraller kurmaktadırlar. Yunanistan’a enerji alanında yatırım yapan firmalar bioyakıt sektörünü, hızla artan talebe bağlı olarak, öncelikli alan olarak belirlemişlerdir.
Rusya ve Hazar Denizi’nden Yunanistan’a ulaştırılan doğal gaz ve petrolün Avrupa’ya olan iletimi sağlanmaktadır. Yunan hükümeti mevcut hukuki çerçeve içinde enerji alanındaki yatırımları teşvik etmekte ve cazip yatırım teşvikleri sunmaktadır. Yunanistan’ın enerji alanındaki rekabet üstünlüğü ise yenilenebilir enerji sektöründe rekabetçi fiyatlarda proje geliştirme imkanı için gerekli şartları sağlamasıdır. Yunanistan,ayrıca, enerji sektöründe ar-ge alanındaki yenilikler için katalizör görevini sürdürmektedir.
Gıda ve İçecek Sektörü: Gıda ve içecek Yunanistan’ın üretim sektörünün en hızlı büyüme kaydeden ve dinamik alanıdır. En karlı Yunan firmaların yüzde 25’i gıda ve içecek üretiminde faaliyet göstermektedir. Söz konusu sektörün büyüme oranı tüm Yunan üretim sektörünün iki katıdır. Yunanistan’daki ürün maliyetleri Avrupa Birliği’nin genişleme sürecine rağmen Avrupa Birliği üye ülkeleri arasında rekabetçi avantajını korumakta ve yüksek standartları tutturmaktadır. Bu alanda faal firmalar Güneydoğu Avrupa be Orta Doğu ile mevcut ihracat ve ithalat ağlarını geliştirmektedir.
Nestle, Coca-Cola, Pillsbury, Barilla gibi uluslararası firmalar Yunanistan’da üretimlerini gerçekleştirmekte olup, yerel ve bölgedeki gelişmekte olan pazarları tedarik etmektedir.
Yunanistan’ın gıda ve içecek sektöründeki rekabetçi üstünlüğü kaliteli hammadde erişilirliği, tedarikçi ve teknik bilgi zenginliği, henüz el atılmamış bölgesel pazarlar, Akdeniz mutfağı ve ilgili ürünlerin dünya çapında tanınması ve benimsenmesi, Yunan tüketicisinin global marka bilinci, rekabetçi işçilik maliyeti, ar-ge alanındaki altyapısı ve cazip yatırım teşviklerine dayanmaktadır.
Bu sektördeki yatırım imkanları Akdeniz gıda ürünleri, organik gıda, hazır yemek, dondurulmuş gıda, bebek gıdası, çikolata ve şekerleme alanlarında mevcuttur.
Turizm: 2010 yılı itibariyle turizm gelirlerinin GSYİH’a katkısı yüzde 5.5 düzeyindedir. Dünya Turizm ve Seyahat Konseyi (WTTC)’nin Yunanistan ile ilgili 10 yıllık tahmini sektörün yıllık büyüme oranının yüzde 4’e yakın olacağı, turizmin 10 yıl sonunda GSYİH’ya katkısının da yüzde 17.5’lere yaklaşacağı şeklindedir.
2009 ile karşılaştırınca, 2010’un ilk yarısında, Yunanistan’a gelen yabancı turistlerin sayısı yüzde 5.4 düşmüştür. Temmuz itibariyle elde edilen verilere göre, bazı Yunan adalarına gelen yabancı turist sayısı artarken, Atina ve Selanik’de turizim gerileme gösterdi.
2010’un nisan ayında, Rodos adasında ilk Sheraton oteli 401 odayla açıldı.Ayrıca, yine nisan’da İspanyol oteli Sol Melia Yunanistan’da ilk olarak Girit adasında açıldı.Adalar ve sahilleri Yunanistan’ın turizmi için her zaman büyük bir avantaj olmuştur.
Toplam işgücünün (direk ve dolaylı) yüzde 20’sinin turizm sektöründe istihdam edildiği tahmin edilmektedir.
Yunanistan’ı ziyaret edenlerin yüzde 95’den fazlası Avrupa ülkelerlinden gelmektedir. Sırasıyla ilk beşi oluşturan İngiltere, Almanya, İtalya, Fransa ve Hollanda’dan gelen turistlerin toplam içindeki payı yüzde 60’lara yaklaşmaktadır.
Turist Sayısı ve Turizm Gelirleri
|
|
|
|
|
1995
|
2000
|
2004
|
2005
|
2006
|
2007
|
2008
|
2009
|
2010*
|
2011*
|
Gelen Turist (1,000)
|
10,130
|
13,096
|
14,27
|
15,4
|
15,5
|
17,52
|
17,215
|
16,843
|
16,928
|
17,591
|
Turizm Geliri (Milyar $)
|
4,2
|
9,3
|
13,7
|
14,7
|
16
|
15,9
|
16,8
|
16,2
|
17,0
|
17,9
|
(*)Tahmin
Konaklama İstatistikleri
|
|
|
2007
|
2008
|
2009
|
2010*
|
2011*
|
2012*
|
2013*
|
2014*
|
Yabancı Turist
|
47,410
|
47,234
|
43,066
|
43,271
|
44,882
|
46,691
|
48,582
|
50,459
|
Yerli Turist
|
16,675
|
16,778
|
16,029
|
15,422
|
14,967
|
15,099
|
15,281
|
15,519
|
Oda
|
368
|
379
|
374
|
365
|
359
|
361
|
363
|
367
|
Yatak
|
701
|
722
|
713
|
696
|
683
|
686
|
692
|
698
|
(*)Tahmin
Kaynak:EIU Temmuz 2010 Raporu
Haziran – Eylül arası turizm sezonunun en yoğun olduğu dönemler olup, varışların yüzde 75’e yakın bölümü havayolu ile yapılmaktadır. Öte yandan gelen turistlerin yüzde 70’ine yakın bölümü adaları tercih etmektedir.
Son yıllarda, başta Türkiye olmak üzere komşu ve çevre ülkelerdeki turist sayısındaki artışın gerisinde kalan ve Pazar payını artırmak isteyen Yunanistan turizm politikalarını gözden geçirmektedir. Özellikle Çin ve Asya’dan turist çekmek için çalışmalar yürütülmektedir. Öte yandan, yatak sayısının artırılması ve iyileştirilmesi amacıyla turizm yatırımlarına ciddi manada teşvik politikaları uygulanmakta, özellikle adalarda yapılan yatırımlara ilave primler verilmektedir.
Bankacılık: Yunanistan’da 1997 yılından itibaren ticari bankacılık sektöründe hızlı bir konsolidasyon süreci görülmektedir. Özelleştirme programları dahilinde kamuya ait altı bankanın satışı tamamlanmış bulunmaktadır. Ticari bankalar arasındaki birleşmeler neticesinde beş büyük banka pazarın yaklaşık yüzde 80’ine hakim durumdadır. Devlet; Yunanistan Ulusal Bankası’ndaki (NBG) hisselerinin önemli bir bölümünü özel sektöre devretmiş büyük bankalar içinde yer alan “Emporiki Bankası”nın tamamını (Çoğunluk hissesini Fransız Crédit Agricole almıştır) özelleştirmiştir. “Alpha Bank”, “EFG Eurobank” ve “Piraeus Bank” Yunanistan’daki diğer 3 büyük bankadır. Ülke genelinde en fazla şubesi olan kamuya ait “Yunanistan Ziraat Bankası”nın sektördeki pozisyonu önemini korumaktadır.
Bankacılık sektörü son dönemlerde dışa açılmaya, özellikle Balkanlar ve Güneydoğu Avrupa’daki faaliyetlerini genişletmeye başlamıştır.
Finansbank – NBG ortaklığında NBG tarafından Türkiye’ye 2,9 Milyar Dolarlık bir sermaye transferi gerçekleşmiştir. Bu rakam Yunanistan’ın tarihinde yurt dışına ihraç ettiği en büyük sermaye özelliği taşımaktadır.
Bankalar yatırım bankacılığı, ortak fonlar, leasing, sigorta, komisyonculuk ve kredi kartlarıyla iştigal eden iştirakleri ile faaliyetlerini gerek Yunanistan gerekse dış pazarda genişletmeye devam etmektedir.
NBG Türkiye ile birlikte 13 ülkede faaliyet göstermekte olup üzere Sırbistan ve Bulgaristan’da sırasıyla 204 ve 173 şubeye sahiptir. “Emporiki Bank” 6, “Alpha Bank” 7, “Piraeus Bank” 9, “Eurobank” ise 7 ülkede faaliyettedir.
Avro’ya geçiş sonrasında faiz politikalarının AB Merkez Bankası tarafından tespit edilmesi neticesinde para birliğine dahil olan ülkelerdeki tüzel ve gerçek kişiler kendi ülkelerindeymiş gibi Yunan Bankaları’ndan kredi kullanabilmektedir. Bu olanak bankaların karlılıklarını müspet yönde etkilemeye devam etmektedir. Buna mukabil aşırı istihdamdan kaynaklanan maliyetlerin karlılığa etkisi menfi yöndedir.
Son dönemlerde bazı AB üyesi ülkelerdeki bankalar da Yunanistan pazarına ilgi duymaya başlamıştır. “Deutsche Bank”ın “EFG Eurobank”da yaklaşık yüzde 10’luk payı bulunmaktadır.
Citibank, bankacılık sektörünün Yunanistan’daki kriz sonucunda etkilenmesi sebebiyle, ülkedeki duruşlarını yeniden şekillendirmeye gitmişlerdir. Bunun sonucunda, Yunanistan’daki toplam 72 şubelerinden 31’ini kapatmışlardır.
Sigortacılık: Yunanistan sigorta piyasası diğer Avrupa ülkelerine kıyasla daha küçüktür. 2004 yılında toplam prim değeri GSYİH’nin yüzde 2.2’sine tekabül eden 4.5 milyar Avro tutarına ulaşmıştır. Yunanistan sigortacılık sektörünün toplam prim değeri AB toplamının yüzde 0.5’ini oluşturmaktadır. Kişi başına düşen prim miktarı 2003 yılında 294 Avro’dan 2004 yılında 328 Avro’ya yükselmiştir. Genel sigortacılık hizmetleri içinde hayat sigortası oranı 1998 yılından itibaren her yıl önemli artış göstermektedir. Sektördeki yeniden yapılanma sürecinde 2001 yılı sonunda endüstri derneğine kayıtlı sigorta şirketi sayısı 183’ten 107’ye düşmüştür. Sigorta şirketlerinin 73’ü yerel, 34’ü ise yabancı sermayelidir. Pazar araştırmacıları bu sayının on yılda yarıya düşeceğini beklemektedir. Sigorta Şirketleri Derneği verilerine göre ilk 5 şirket piyasanın yüzde 60’ına ve ilk 10 şirket yüzde 80’ine hakim durumdadır.
Tarım ve Hayvancılık: Son yıllarda, Yunanistan’da tarım’ın GSYİH’deki payı yüzde 3’lere düşmüştür, ancak bu değer seksenlerin ortalarında yüzde on üçlerdeydi. Ülkenin dağlık alanları, bölünmüş ada coğrafyası ve kuru güney Akdeniz iklimi bazı tarım ürünleri için uygun olsa da, bazı ürünler için sorun yaratmakta ve üretimin yaygınlaşmasını sınırlamaktadır, buğday ve mısır gibi.
Dünya Bankası istatistikleri toplam yüzölçümünün % 65’inin tarıma elverişli olduğunu göstermektedir. Ancak dağlık arazi yapısı nedeniyle toplam arazinin % 30’u, bir başka ifade ile yaklaşık 40,000 km2’lik bölümü, tarımsal faaliyetlere izin vermektedir. Yunanistan İstatistik Kurumu verilerine göre ise bu alan 35,000 km2 civarında olup yaklaşık 10,000 km2’sini meyve ağaçları kaplamaktadır.
Birçok üründe kendi ihtiyacını karşılayacak kadar üretime sahip olmakla birlikte et ve mandıra ürünlerinde önemli bir ithalatçı konumundadır. Bazı tahıl çeşitleri yine ithal edilen tarımsal ürün grubunda yer almaktadır.
Dünya genelinde endüstriyel şeftali üretiminde lider ülkedir. Domates üretiminde de dünya sıralamasının önemli bir yerindedir. Pamuk, tütün ve şekerpancarı önemli ihracat kalemleridir. Bu ürünlere olan talebin azalmasına rağmen alternatif ekim konusunda henüz bir karara varılmamıştır. Öte yandan yeni tarımsal reformlar kapsamında kalitenin miktara nazaran öne çıkartılmasını öngören politikalar çiftçilikle uğraşan kesimlerin şiddetli protestolarına neden olmuştur.
Tarımsal ürünlerin toplam ihracat içindeki payı % 25’ler civarındadır Tarımsal kesimde yaklaşık yarım milyon kişi çalışmaktadır. Bir başka ifade ile tarım kesiminde çalışanların toplam istihdam içindeki payı % 10’dan biraz daha fazladır.
Yaş Gruplarına Göre Tarım Sektöründe Çalışanların Dağılımı-2009 (1,000 Kişi)
|
|
Toplam
|
15-19
|
20-24
|
25-29
|
30-44
|
45-64
|
65 +
|
Toplam
|
4,457.0
|
33.7
|
228.1
|
555.9
|
1,948.6
|
1,608.5
|
82.3
|
Tarım, Ormancılık ve Balıkçılık
|
505.9
|
5.2
|
16.1
|
30.7
|
161.5
|
255.9
|
36.5
|
2010 yılında kümes hayvancılığında yüzde 0.5, domuz ürünlerinde yüzde 1.2 ve biftek üretiminde yüzde 2.1’lik düşüş yaşanmıştır. Yine 2010 yılında pirinç üretiminin yüzde 3 düşerel 199,000 ton’a gerilemesi öngörülmektedir.
Balıkçılık, yıllık yüzde 10 büyüme oranıyla Yunanistan’ın en hızlı gelişen sektörlerinden biridir. Yunanistan levrek ve sargos yetiştiriciliğinde Avrupa’nın toplam üretiminin yüzde 60’ına sahiptir. 60,000 ton üretimin yaklaşık dörtte üçü Avrupa ülkelerine ithal edilmektedir. Endüstrinin bu başarısı stratejik olarak sadece bu iki türün üzerinde yoğunlaşılmış olmasından kaynaklanmaktadır.
Yunanistan’da kümes hayvancılığı 2000 yılından beri yükseliştedir. 2009 yılında üretim 174,100 ton’a ulaşmıştır. 2010 yılı için öngörülen ise üretimin 170,000 ton’a düşmesidir. 2011 yılında ise üretimin aynı seviyelerde olması beklenmektedir. 2015’e kadar ise üretimin yüzde 7.4 artarak 187,000 ton’a ulaşması beklenmektedir.
Domuz üretimi de düşüştedir. Ekonomik kriz bu alanda yatırım açığına sebep olmuştur ve talep kırmızı etten kümes hayvanlarına doğru kaymıştır. Eurostat verilerine göre, 2009 da domuz üretimi 114,000 ton iken; 2010’da 108,000 ton’a düşmesi beklenmektedir. 2015’e kadar ise üretimin yüzde 17.4 ‘lük bir düşüşle 94,000 ton’a gerilemesi beklenmektedir.
Sığır ve dana eti üretimlerinde de yine bir düşüş söz konusudur. Ekonomik kriz sebebiyle de bu düşüşün devam etmesi beklenmektedir. 2009’da üretim 57,200 ton’dur. 2010 yılında et üretiminin yüzde 2.1’lik oranda düşüşle 55,900 ton olması beklenmektedir. 2015’de ise yüzde 10.2’lik düşüşle üretimin 51,400 ton olması bekleniyor.
Süt üretimi, 2009 yılında 2,06 milyon ton iken bu değerin 2010’da çok az bir düşüşle 2.05 milyon ton’a gerilemesi beklenmektedir.2015 yılında üretimin 2.12 milyon ton’a ulaşması beklenmektedir.
2009 yılında peynir üretimi 214,000 ton idi. 2010 yılında üretimin 221,000 ton’a ulaşması beklenmektedir.
Tereyağı üretimi ise az miktardadır ve 2015’te 1,629 ton’a ulaşması beklenmektedir.
Türkiye – Yunanistan Ticari ve Ekonomik İlişkileri
Ticari ve Ekonomik Nitelikli Anlaşmalar
Anlaşmanın Adı
|
İmza Tarihi
|
Resmi Gazete
|
Hava Ulaştırma Anlaşması
|
22.07.1947
|
-
|
Ticaret ve Ödeme Anlaşmaları
|
07.11.1953
|
08.02.1955
|
Uluslararası Karayolu Nakliyatına Dair Anlaşma
|
16.11.1970
|
-
|
Turizm Alanında İşbirliği Anlaşması
|
20.01.2000
|
10.05.2000
|
Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve Korunması Anlaşması
|
20.01.2000
|
01.08.2001
|
Çevrenin Korunmasına İlişkin Mutabakat Muhtırası
|
20.01.2000
|
16.05.2000
|
Terörizm, Örgütlü Suçlar, Uyuşturucu, Madde Kaçakçılığı
ve Yasadışı Göç ile Mücadele İşbirliği Anlaşması
|
20.01.2000
|
14.07.2001
|
Bilimsel ve Teknolojik İşbirliği Anlaşması
|
04.02.2000
|
10.05.2000
|
Gümrük Suçlarının Men’i,Takibi ve Gümrük Suçlarıyla Mücadele
Karşılıklı İdari Yardım ve İşbirliği Anlaşması
|
04.02.2000
|
10.05.2000
|
Kültürel İşbirliği Anlaşması
|
04.02.2000
|
10.05.2000
|
Tarım Alanında Teknik, Bilimsel ve Ekonomik İşbirliği Protokolü
|
22.06.2000
|
02.11.2000
|
Ekonomik İşbirliği Anlaşması
|
04.02.2000
|
25.07.2001
|
Deniz Taşımacılığı Anlaşması
|
04.02.2000
|
18.07.2001
|
Türk-Yuınan KEK I. Dönem Toplantısı Mutabakat Zaptı
|
13.02.2002
|
11.08.2003
|
Türk-Yunan KEK II. Dönem Toplantısı Mutabakat Zaptı
|
14.03.2003
|
11.08.2003
|
Çifte Vergilendirmenin Önlenmesi Anlaşması
|
02.12.2003
|
02.03.2004
|
Türk-Yunan KEK III. Dönem Toplantısı Mutabakat Zaptı
|
30.06.2005
|
-
|
Ekonomik İşbirliği Anlaşması ile iki ülke arasında Karma Ekonomik Komisyon (KEK) mekanizması oluşturulmuştur. KEK birinci dönem toplantısı 12-13 Şubat 2002 tarihinde Atina’da düzenlenmiştir. Bu toplantı sırasında imzalanan Mutabakat Zaptı’nda ikili ekonomik ilişkiler, temasların sürekliliği, enerji, sanayi, KOBİ’ler, tarım, ulaştırma, turizm, gümrükler, bölgeler arası işbirliği ele alınan konular arasında yer almaktadır.İkinci dönem KEK toplantısı 12-13 Mart 2003 tarihinde Ankara’da yapılmıştır. Bu toplantı sırasında imzalanan Mutabakat Zaptı’nda yeralan konular ikili ekonomik ve ticari ilişkiler, ikili ticareti destekleme amacı ile yapılan aktiviteler, ticari ilişkilerde karşılaşılan sorunlar, enerji, sanayi, KOBİ’ler, tarım, karayolu ulaşımı, deniz ulaşımı ve gemi inşa sanayi, gümrükler, demiryolu ulaşımı, turizm, sağlık ve üçüncü ülkelerde işbirliğidir. Üçüncü Dönem KEK Toplantısı 29 – 30 Haziran 2005 tarihinde Atina’da gerçekleşmiştir.
Türkiye ve Yunanistan arasında Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşması uzun süre devam eden müzakereler sonucunda 2 Aralık 2003 tarihinde Ankara’da imzalanmış ve 1 Ocak 2005 tarihi itibariyle yürürlüğe girmiştir.
Dostları ilə paylaş: |