English language teaching department


HALİFE, AŞK TANRISI ve SAAT



Yüklə 106 Kb.
səhifə2/7
tarix10.01.2022
ölçüsü106 Kb.
#109167
1   2   3   4   5   6   7
HALİFE, AŞK TANRISI ve SAAT

Prens Michael, Valleluna’nın seçmeni, parktaki çok beğendiği bankta oturuyordu. Eylül gecesinin serinliği içindeki hayatı ender bir tonik şarabı gibi hızlandırdı. Banklar dolu değildi; çünkü parkın tembel yaşayan insanları, durgun kanlarıyla, ve erken sonbaharın canlılığından eve uçarlar. Ay doğudaki avluya sınırlandırılmış evlerin dizi dizi çatılarını aydınlatıyordu. Çocuklar gülüyordu ve [ince su damlacıklar fışkırtan fıskıyenin (etrafında)] oynuyorlardı. Gölgedeki benekli yarı keçi yarı insan orman tanrıları ve orman perileri [ ölümlü gözlerin baygın bakışlarıyla] kur yapıyorlardı. Bir el ( )-- ? Küçük park caddesinin büyülenmiş sınırları etrafında arabalar (haykıryorlardı) ve martı sesi çıkarıyorlardı ve gösterişli trenler bir yere girmek için gizli gizli dolaşan kaplanlar ve aslanlar gibi kükrüyorlardı. Ve ağaçların yukarısında büyük, yuvarlak kasabanın antik bir binasındaki aydınlatılmış bir saatin parlayan yüzü parladı.

Prens Micheal’ın ayakkabıları en titiz ayakkabıcının yeteneğinin de ötesinde enkaz haline gelmişti. Paçavra (adam) kıyafetlerini umursayan görüşleri redderdiyordu. Yüzündeki iki haftalık sakal müzikal bir komedinin korosundan bireysel katılımlardan oluşturulmuş gibi gri ve kahverengi ve kırmızı ve yeşilimtrak sarıydı. Onunki kadar kötü bir şapka giymek için yeterli paraya sahip bir adam varolmamıştır.

Prens Micheal çok beğendiği banka oturdu ve gülümsedi. Eğer istese karşısındaki kısa menzilli, hantal,( )malikanelerden her birini alacak kadar zengin olması ona (göre) eğlendirici bir düşünceydi. Manhattan’ ın bu mağrur şehirdeki herhangi (Karun kadar zengin biriyle) altın, araba takımı, mücevherler, sanat hazineleri, gayri menkuller ve arazileri karşılaştırabilirdi ve holdinglerinin büyük bir bölümüne hemen hemen hiç adım atmayabilirdi. Hükümdarlık ederek masada oturabilirdi. Sosyal dünya, sanat dünyası, seçkin kişinin arkadaşlığı, dalkavukluk, sahtelik, ( ), en yükseten şeref nişanesi, bilgelikten gelen övgü, yaltaklanma, saygınlık, itibar, zevk, ün-hayatın bütün tatlılığı her ne zaman onu almayı seçtiğinde, Valleluna’nın seçmeni ,Prens Michael’ı dünyanın kovanındaki petekte bekliyordu. Fakat seçimi parktaki bir bankın üzerindeki paçavra ve monotonlukta oturmak zorundaydı. ( ? )

Renkli bıyığının hafif uzamış sakalı altında gülümsediğinde, bu düşünceler Prens Michael’ın zihni boyunca rüyada gibi dolaştı. Böylece gezme, parktaki dilencilerin en zavallısı kadar giyimli,(olan Prens) insanlık için çalışmayı severdi. O özveride ona sunulmuş olan zenginliklerinden, mevkisinden ve hayatın en fazla tatlığından daha çok zevk buldu. Kişisel bunalımları hafifletmek, yardıma ihtiyacı olan birine lütufta bulunmak, bilgelik ve anlayışla, bağışlayan gerçek saltanatın beklenmedik ve şaşırtıcı hediyelerle talihsizlikleri şaşkına çevirmek onun belli başlı avuntusu ve memnuniyetiydi.


Yüklə 106 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin